2018 senesinde piyasaya sürülen ve çok sevilen Octopath Traveler, Square Enix tarafından bir kere daha karşımıza çıktı. Aslına bakacak olursak, 2020 senesinde bir de mobil oyun görmüştük ama şimdi, Octopath Traveler II, net bir devam oyunu olarak çıkışını gerçekleştirdi. 24 Şubat 2023 tarihinde PC, PlayStation 4/5 ve Nintendo Switch için oyunculara sunulan bu yapıt, yepyeni bir dünya ve karakterler ile geliyor. Daha da önemlisi, bu seriyi ilk defa bir PlayStation konsolunda görüyoruz. Ben de zaten bu inceleme yazımı oyunun PlayStation 5 versiyonu için hazırlıyorum. Bakalım bu çok sevilen markanın ikinci oyununda durumlar nedir?
Eğer daha önce Octopath Traveler oyununu oynadıysanız, aslında Octopath Traveler II içerisindeki konsept yine aynı sayılır. Yani, yine sekiz farklı ana karakterin hikayesini deneyimleyeceğiz ve bu hikayelerin nasıl bir yönde birleştiğine tanıklık edeceğiz. Karakterlerimizin hiçbiri ortak bir ilgi alanına bile sahip değil ve ayrıca, ilk oyuna kıyasla tamamen yeni bir kadro görüyoruz. Ayrıca oyunun dünyası da değişiyor; artık Solistia isimli bir yerdeyiz ve burası, ilk oyuna göre çok daha modern bir yapıya sahip. İşte bu yeni dünyada tanışacağımız sekiz yeni karakter aslında bağımsız hedeflere sahip ama hikayelerin çoğunluğu zaman zaman birbiri ile etkileşime geçiyor.
Octopath Traveler II oyunundaki her karakterimizin ayrı bir işi var. Mesela, bir karakterimiz dansçı, öbürü savaşçı… Hatta hırsızımız bile var. Karakterlerin yaptığı işe göre amaçları da benzer şekilde şekilleniyor. Yani, dansçı olan karakterimiz eğlence dünyasında yükselmek istiyor; savaşçı olan karakterimiz de artık savaştan, evine dönmek istiyor. Oyun, gerçekten bağımsız duran sekiz farklı hikaye sunuyor ve ilk oyuna kıyasla, bu oyunda hikayeler birbiri ile daha fazla etkileşime geçiyor. Bu arada, oyunun dünyası da üç farklı kıtadan oluşuyor ve hangi karakterin hikayesi ile maceraya başlayabileceğimizi biz seçebiliyoruz açılış kısmı bittikten sonra.
Octopath Traveler II ile aslında gayet büyük bir dünya sunuluyor ama bu dünyanın ilk negatif noktası, çok uzun sürmeden kendisini belli ediyor. O nokta da birçok kasabanın aynı durması. Yani, gittiğiniz mekanlarda çok da bir değişiklik fark edemiyorsunuz. Oyun ilerledikçe, özellikle de deniz üzerinde seyahat etmeye başlayınca işler biraz daha iyiye gidiyor ama çevre tasarımları biraz daha farklı farklı yapılarda sunulabilirdi diye düşünüyorum. Ayrıca, oyunun dünyasında seyahat etmek de pek zevkli gelmiyor; oyun da zaten sizi genellikle hızlı seyahat sistemini kullanmaya itiyor. Bu da aslında dünyaya pek önem verilmediğini gösteriyor olabilir.
Octopath Traveler II, geleneksel bir oynanış sunuyor
Octopath Traveler II, bir JRPG ve tahmin edebileceğiniz üzere oynanış tarafında da sıra tabanlı bir sistem kullanıyor. Oyun içerisindeki karakterler farklı sınıflarda sunuluyor ve herkes farklı tipte silahlar ve büyüler kullanabiliyor. Oyunda ikincil karakter sınıfları açılana kadar önemli olan şey, karşınıza çıkan her savaşa uygun bir parti oluşturmak oluyor. Karakterleriniz için ikinci sınıfları seçme özelliğini açtığınız zaman ise her şey biraz daha rahatlıyor ve artık parti kurma konusundaki yaratıcılığınızı göstermeye başlayabiliyorsunuz. Ayrıca ilerledikçe karakterleriniz için daha güçlü silahlar ve büyüler de mevcut bir hal alabliyor.
İşin strateji tarafında ise Octopath Traveler II, Break ve Boost sistemlerini sunuyor. Aslında daha önce Square Enix şirketinden herhangi bir JRPG oynadıysanız, benzer sistemler mutlaka görmüşsünüzdür. Break sistemi, düşmanların zayıf noktalarını ortaya çıkartmaya odaklanıyor. Boost ise kombinasyonlar ile çok daha ağır saldırılar yapmanız için bir opsiyon sunuyor. Bu iki sistem sayesinde, savaş sırasında hangi karakterlere odaklanmanız gerektiği değişebiliyor. Hangi karakterlerin, hangi saldırılar ile hangi düşmanlara karşı çıkacağı önemli kılınıyor. Daha sonra da işin içine her karakterin kendisine özel olan yeteneği giriyor.
Octopath Traveler II, gerçekten eğlenceli, derin ve stratejik hissettiren bir oynanışa sahip. Bu oynanış dahilindeki yetenekler de oldukça farklı. Mesela bazı karakterlerin yetenekleri sadece günün belli zamanlarında ortaya çıkıyor. Bir başka yetenek türü ise sadece belli bir savaş turu sonrasında kullanılabiliyor. Ayrıca oyunun içerisindeki Path Action sistemi sayesinde işler daha da derine iniyor; karakterlerin gündüzleri ve geceleri gerçekleştirebileceği aksiyonlar farklılık kazanıyor. Yalnız, buradaki sıkıntı şu ki bazı yetenekler, farklı şekillerde birbirini kopyalıyor. Yani, oyunda üç farklı karakterin üç farklı görünen yeteneği var ama aslında hepsinin sonucu aynı.
Path Action dahilinde sunulan güçler/yetenekler çoğunlukla birbirine benziyor ve benzemeyenler de açıkçası çok opsiyonel duruyor. Yani, kendilerini hiçbir zaman kullanmadığınızda bile yokluklarını pek hissetmiyorsunuz. Octopath Traveler II, oynanış tarafında çok güzel bir sisteme sahipken ne yazık ki birkaç ufak element, çok göz ardı edilmiş veya öylesine oyuna eklenmiş gibi duruyor. Bu da açıkçası biraz üzücü. Zaten oynanış tarafındaki bu problemler, seviye atlamanın biraz çok emek gerektirmesi ve hikaye üzerindeki birkaç sıkıntı bu oyunu aşağıya çekiyor. Zaten şimdi de o hikayeden bahsetme vakti geldi bile.
Yeni kahramanlar ve onların hikayeleri ile tanışıyoruz
Octopath Traveler II oyununda sunulan her karakterin hikayesi o kadar ilgi çekici ve kaliteli bir havaya sahip ki kendilerinden bağımsız birer oyun bile yapılabilir. Tabii ki bazı hikayeler, diğerlerine kıyasla çok daha hoş duruyor ama sekiz karakterin tamamı da bence vakit harcamaya değer seviyede deneyimler sunuyor. Her hikayede farklı bir tema bulunuyor ve bu yüzden sürekli aynı şeyi yapıyormuş gibi hissetmiyorsunuz. Aynı zamanda, seslendirme performanslarının başarılı olması ve diyalogların güzelce yazılmış olması da hikaye anlatımını olumlu etkiliyor tabii ki. Yalnız, birçok oyuncuya göre bu oyundaki ara sahneler biraz uzun gelecektir; beni pek rahatsız etmedi.
Octopath Traveler II oyununun hikaye tarafındaki en büyük problemi aslında hikaye ile oynanış arasında doğru bir tempo kurulmamış olması. Oyunun genelinde ara sahneler ve hikaye alakalı diğer anlar çok uzun sürüyor ve daha sonra oynanış tarafına geçtiğiniz zaman da bazen çok kısa bir süre sonra tekrar hikaye ön plana çıkıyor, bazen de çok uzun bir süre hikaye ile alakalı hiçbir gelişme yaşanmıyor. Şimdi, ara sahnelerin filan çok uzun olması beni rahatsız etmedi tabii ki ama ortada bir temponun olmaması da ne yazık ki üzücü. Bir başka problem ise aslında karakterlerin hikayelerinin çok bağımsız bir şekilde değerlendiriliyor olması.
Octopath Traveler II oyununda deneyimleyeceğiniz sekiz farklı hikaye de zaman zaman birbirleri ile aynı çizgi üzerinden yürüyebiliyor. Serinin ilk oyununda bunun olmaması, her hikayenin tamamen kendi kulvarında olması eleştirilmişti ve bu yönde büyük bir adım atılmış ama ne yazık ki hala yeterli değil. Tamam, hikayeler bazen birleşiyor ama buna rağmen bazı NPC tipi karakterlerin diğer hikayelerden haberdar olmaması, yaşanan gelişmeleri göz ardı etmesi, her karakterin hikayesini hala çok bağımsız hissettiriyor. Bu serinin belli bir potansiyeli var, bu çok ortada ama en azından hikaye tarafında henüz bu potansiyele bence ulaşılabilmiş değil.
Oynanış tarafındaki en büyük problem ise daha önce de söylediğim üzere seviye atlamanın çok zor olması. Octopath Traveler II oyununda bir karakterin hikayesine devam edebilmek için zaman zaman belli seviyelere ulaşmanız gerekiyor ama bunları yapabilmek, sadece hedeflenen seviyelere ulaşabilmek bile onlarca saat sürebiliyor. Partinizde aynı anda sadece dört karakter bulundurabileceğiniz için ve aktif olmayan parti üyeleri de tecrübe puanı kazanamadığı için bir süre sonra düşük seviyede kalan parti üyelerini kullanmak da imkansız oluyor; hikaye boyunca seçtiğiniz dört karaktere odaklanmak zorunda kalıyorsunuz.
Octopath Traveler II, ilk oyunu iyice iyileştiriyor
Octopath Traveler II, 2D-HD dediğimiz bir görsel tasarım ile sunuluyor. Benzer tasarımları zaten daha önceki oyunlarda da görmüştük ve bu yapıt, iyileştirmiş olduğu hem temel kalitesi, hem de ışıklandırmaları ile hiç olmadığı kadar güzel görünüyor. 2D-HD tipinde en güzel görünen oyunun bu olduğunu düşünebiliriz bence. Karakter modelleri, birbirinden farklı düşman modelleri, detaylı çevreler, atmosfer efektleri ve daha fazlası bu oyunun görselliğini ön plana çıkartıyor. Daha önce de söylediğim gibi görsel taraftaki tek problemim, oyundaki köylerin birbirine çok benziyor olması. Bunun haricinde başka bir olumsuzluk ile karşılaşmadım.
Octopath Traveler II, performans tarafında da herhangi bir problem bulundurmuyor. Bu yapıt, zaten görsel açıdan çok da sistem zorlayıcı bir yapıya sahip olmadığı için PlayStation 5 konsolunda oldukça stabil bir 60 FPS ile oynanabiliyor. PC ve Nintendo Switch tarafında optimizasyon problemi olmadığını da okudum ama PlayStation 4 cephesinde durumlar nedir, bilemiyorum. Sadece oyunun PlayStation 5 cephesinde DualSense üzerinden bir şeyler yapmasını, bu kontrolcü üzerindeki yeni nesil teknolojileri kreatif bir şekilde kullanmasını çok isterdim ama böyle bir destek mevcut değil. Yine de bu durum beni çok rahatsız etmedi.
Görsellik ve performans haricinde, bir de sesler ve müzikler var. Oyundaki seslendirme performanslarının gayet başarılı olduğunu söylemiştim. Aynı şeyi ses efektleri için de söyleyebilirim. Müzikler ise bambaşka bir seviyede. Zaten bu tarz oyunlarda müziklere ciddi anlamda önem veriliyor ve Octopath Traveler II içerisinde de müziklerin her birine inanılmaz bir alın teri döküldüğünü hissedebiliyorsunuz. Özetle, bu oyunun sunum elementlerinin tamamı oldukça başarılı. Oyun hem kulağa, hem de göze hitap ediyor. Seslendirme performanslarının kalitesi de hikayeyi bir üst seviyeye çekiyor; performans ise sıkıntı çıkartmıyor.
JRPG türünü seven biriyseniz ve geleneksel bir sıra tabanlı savaş deneyimi yaşamak istiyorsanız, Octopath Traveler II rahatlıkla önerebileceğim bir oyun. Ayrıca bu oyunda sunulan karakterler, hikayeler ve dünya, ilk oyun ile alakalı olmadığı için seriye yeni olan oyuncular da ilk adımlarını bu yapıt ile atabilirler. Evet, oyun ne yazık ki kusursuz değil, bazı önemli problemleri var ama türü seven kişilerin bu problemlerin üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. Ayrıca bazı olumlu noktalar, bu problemleri de gölgede bırakabilir. Umuyorum ki bu seri, üçüncü oyunu ile tamamen potansiyeline ulaşabilecek ve en iyi JRPG deneyimlerinden biri sunulacak.