Günümüzde her oyunun çevrim içi servis mantığı ile sunulmasından sıkıldım. Aslında ben o tip oyunları sanki biraz daha sevmeye başladım ama yine de arada sırada geleneksel yapıtlar da görmek istiyor insan. İşte o tip geleneksel oyunlardan biri olarak lanse edilen Outriders da çıkışından birkaç ay önce demo sürümü ile karşıma çıktı. Ben de gelişmelerini merakla takip ettiğim bu oyunun demo sürümünü PlayStation 5 konsoluma indirdim, oynadım ve sizlerin karşısına bir ön inceleme ile çıkma kararı aldım. Bu yazımda, konuları çok uzatmadan, birazcık oyundan ve demodaki deneyimimden bahsedeceğim.
Her şeyden önce Outriders oyununun demo sürümündeki içeriklere değinmek istiyorum. Aslında bu noktada People Can Fly ve Square Enix, güzel bir iş çıkartmış gibi hissediyorum; demonun mantığı, oyunun başlangıç kısmını tam bir şekilde oyunculara sunmak. İçerikler tam olduğu için ve o taraftaki geliştirilme süreci de bittiği için aslında demodaki ilerlemelerinizi de tam oyuna aktarabiliyorsunuz. Bu sayede de aslında demoyu oynarken harcamış olduğum zaman bir tık değerlenmiş oluyor. Ayrıca, tam oyuna da başlangıç bölümünü geride bırakmış bir şekilde, hızlıca başlayabileceğim. Daha ne isterim ki bir demodan?
Outriders, demo sürümü içerisinde dediğim gibi oyunun sadece başlangıç bölgesini oyunculara sunuyor. Yani, sadece başlangıç seviyesine ait mekanikleri ve sistemleri görebiliyorsunuz, oyunun ortasına adım atamıyorsunuz. Ayrıca, karakteriniz de en fazla 7. seviyeye kadar ulaşabiliyor. Oyunda bir de dünya seviyesi sistemi var ki o seviye de demo için en fazla 5 olabiliyor. Ayrıca oyundaki tüm birimler, toplanabilir ögeler ve mağazalar da yer alıyor. Bunun üzerine birkaç farklı ana hikaye görevi ve 4 adet de yan görev eklenince, yeteri kadar büyüklüğe sahip olan bir oyun demosu ile baş başa kalmış oluyorsunuz.
Outriders oyununun demosunda tüm karakter sınıfları da yer alıyor. Demonun başlangıcında ufak bir açılış bölümü oynuyorsunuz, ardından oyun sizi bir güvenli bölgede serbest bırakıyor. İşte o bölüme geldikten sonra eğer dilerseniz yeni bir karakter açıp, diğer sınıfları da rahatlıkla deneyebiliyorsunuz; oyun, ilk seferinde zorunlu olarak oynadığınız açılış bölümünü geçmenize izin veriyor. Ayrıca, oyunun karakter oluşturma sistemi de demonun içerisinde yer alıyor ama kendisi pek bahsetmeye değecek kadar detaylı, derin ve kaliteli değil. Gayet basit ve pek zaman harcamaya değmeyen bir karakter oluşturma sistemi bulunuyor oyunda.
Outriders, beklediğim gibi bir oyun olmadı mı?
Outriders oyununda her şey kendi karakterimizi oluşturmamız ile başlıyor. Yanlış hatırlamıyorsam, oluşturduğumuz karakterimiz bir çeşit asker ve şimdi de insanlık, Dünya’yı tamamen mahvettiği için birkaç koloni gemisi ile yeni evimize taşınıyoruz. Bu insanlar arasında biz de varız ve aslında hedef gezegene ilk defa inişi yapan ekip arasında yer alıyoruz, oradaki önemli insanları potansiyel tehlikelerden koruyoruz. Birlikte olduğumuz grubun amacı, yer yüzünde bazı araştırmalar yapmak, her şeyin yolunda olduğundan emin olmak ve koloni gemilerine yeşil ışığı yakmak. Bu sayede insanlar da yeni gezegene iniş yapıp, orada yaşayacak.
Tabii ki böyle bir video oyununda her şey masalsı bir şekilde ilerlemiyor ve oldukça fantastik bir fırtına ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu fırtına, dokunduğu her şeyi yer yüzünden siliyor. Bu sırada fırtınadan bizler de dolaylı yollardan etkileniyoruz ama ölmüyoruz. Onun yerine bazı güçler kazanıyoruz ama karakterimiz bunu net olarak anlayamıyor. Bu sırada, grubumuzun içerisinde bizi satan bir kişi de koloni gemilerine yeşil ışığı yakıyor, onlar bu tehlikeli gezegene iniş yaparken, bizim de grubumuzda yer alan bir kadın, ölmememiz için bizi donduruyor. Zaten kolonideki insanlar da donuk ve belli kesimler uyanıp, gezegene geliyor.
Eğer yanlış hatırlamıyorsam 30-40 yıl kadar biz uyuyoruz ve bu sırada her şey daha da kötüye gidiyor. Şöyle özetleyeyim, artık bu gezegende son kalan Outrider biziz. Bu isim, o bahsettiğim ekipteki askerlere veriliyor. Ayrıca, son Outrider olarak özel güçlere de sahibiz, malum fırtınadan kapmıştık. Bu sırada insanlık da ikiye, üçe bölünmüş durumda ve herkes de Outriders grubundan nefret ediyor; herkes sanıyor ki koloni gemilerine iniş iznini bizim tarafımız verdi. Oysaki biz, bu iznin verilmesine karşı çıkmıştık. Tabii bu sırada insanlar da sürekli olarak birbiriyle, bir çöp uğruna bile savaş verir hale gelmiş durumda.
Dünya’yı yok etmeyi başarmış olan insanlık, yeni bir gezegen buluyor ve bu gezegen de onlarca sene içerisinde kıyametten farksız bir hal almayı başarıyor. Outriders oyununun konusu bu. Biz de uykumuzdan uyanıyoruz ve bizi aslında uyutmuş olan kişinin önemli bir lider olduğunu görüyoruz, onunla çalışıyoruz. Yalnız, bu sırada bizi uyutmuş olan kişi bize karşı kin besliyor gibi gösteriliyor. Sanki kendi keyfimizden onlarca sene uyuduk, bizi uyutan da o karakterdi, uyandırmayan da o karakterdi. Ben açıkçası oyunun bu kısmına hiçbir şekilde anlam veremedim ve rahatsız oldum. Bana bu yüzden oyunun demosu mantıksız geldi.
Oynanış tarafında herhangi bir umut var mı?
Outriders, beni hikayesi ve/veya teması ile ne yazık ki hiçbir şekilde ertelemedi. Zaten video oyunu sektöründe kıyamet sonrası temasına sahip olan binlerce oyun var. Bu temaya ait sürekli olarak yeni oyunlar piyasaya sürülüyor. Ben bu noktada, bahsi geçen gezegenin keşfinin ele alındığı, yani Anthem gibi bir oyun görmeyi tercih ederdim. Tabii bu tip konular herkes için önemli değil. Bazı oyuncular da direkt olarak oyunların nasıl oynandığına önem veriyor ve bu noktada da ne yazık ki sizlere söyleyebileceğim çok iyi şeyler bulunmuyor. Yani, bu oyunun oynanış kısmı da beni memnun etmedi ama neden?
Outriders, ganimet kazanmayı ve karakter sınıfımızın gelişimini temel alan bir oyun. Yani, oyunda yeni silahlar ve zırhlar alarak güçleniyoruz, daha fazla hasar veriyoruz. Yeni yeteneklerin kilidini açarak da oyunu oynayabileceğimiz yeni yollar keşfediyoruz. Üçüncü şahıs bakış açısından oynadığımız bu oyun, aynı zamanda Tom Clancy’s The Division serisindeki gibi bir siper alma sistemine sahip ama oyun, tamamen agresif bir oynanışa itiyor sizi. Yani, oyunda canınızın dolması için siperin arkasında kamp kurmak yerine siperden çıkıp, düşmanları öldürmemiz gerekiyor. Bu da oldukça hızlı ve kaos dolu bir oynanış sunuyor.
Agresifliğin ön plana çıkartılması benim için çok da problem değil. Ondan ziyade, oyunun DualSense için destek sunmasına rağmen çok garip bir ateş etme sistemine sahip olması ve ateş hissini neredeyse hiç verememesi beni rahatsız etti. Bunun üzerine, oyundaki fizikler bana gerçekçi gelmedi ve ganimetler de ilgimi çekmedi. Bilmiyorum, belki oyunda daha güçlü ve nadir silahlar ele geçirdiğimiz zaman belki oynanış da bir tık daha kaliteli bir hal alır ama benim elimde bir demo var ve ben de onu değerlendirebilirim. Bu demodaki hiçbir ganimet benim ilgimi çekmedi. Hatta, oyuna olan ufak bir ilgimin de kaybolmasına sebep oldu.
Bu sırada, oyunda beni bir şeyin çok rahatsız ettiğini de söylemek istiyorum: Oyundaki bir yan görevde, bölüm sonu karşılaşmasını sinematik sahnede, tek bir mermiyle öldürüyoruz. Yahu, ben o adamı öldürebilmek için birkaç oda temizledim, neden asıl düşman ile bir karşılaşma yaşamıyoruz? Ayrıca, o odaları temizlerken de tamamen beyinsiz bir şekilde üstüme koşan veya siperin arkasından bana ateş eden düşmanlardan başka hiçbir şey yoktu. Yani, oradaki deneyimi sevdim desem, onu da sevmedim yani. Düşmanlarla çatışmanın bile hiçbir zevki bulunmuyor Outriders oyununda. Gerçekten hayret edilebilecek bir durum.
Genel olarak düşmanlarla çatışmak pek eğlenceli değil, oynanışın temeli zaten kötü ama yetenekleri unutmamak lazım. Demoda, her karakter sınıfının üç yeteneği olabiliyor ve bana hiçbir benzersiz şeyler gibi görünmedi. Yetenekleri kullanmanız çok önemli ama bunun sebebi eğlence değil, sadece sıkıcı olan oynanışın daha kısa sürmesini sağlaması. Yine de tüm bu kötülüğün içinde iyi olan tek bir şey var: Bazı bölüm sonu canavarları ve düşmanlar, yetenek kullanabiliyor ve onların yeteneğini kesmek için bizim yetenek atmamız gerekiyor. Bu noktada oyun, bir tık eğlence kazanabiliyor, özellikle de bölüm sonu karşılaşmaları sırasında.
Outriders oyununda hiç mi iyi bir şey yok?
Outriders, demo sürümü ile beni tamamen hayal kırıklığına uğratan bir oyun oldu. Saydığım her şeyin yanında, aslında ilgimi çeken çok ufak bir detay vardı: Otomatik ganimet toplama. Yalnız bu sistem de oyun içerisinde hiç çalışmıyordu. Yani, en yaygın ganimetin de otomatik toplanmasını istediğim halde her şeyi ben toplamaya devam ettim. Bunun yanında, oyundaki bölümlerin sürekli 1-2 saniyelik ara sahneler ile onlardan önce ve sonra gelen siyah ekranlarla kaplanmış olması beni bu oyundan iyice soğuttu. Yani, tam oyunun havasına giriyorsunuz, karakteriniz kapıyı açmak için tam üç farklı hale giriyor.
Outriders oyununda bölümler, ara sahnelerle bağlanmış gibi duruyor. Bunun sebebi sanıyorum ki oyunun çevrim içi mantığı ile alakalı. Bu ara sahneler sayesinde her oyuncu, sıradaki bölüme birlikte giriyor ama sistem çok saçma be kardeşim. Diyelim ki bir sonraki bölüme giden kapıyı açacaksınız. O kapının önüne giriyorsunuz, ekran kararıyor, karakteriniz 2 saniyede kapıyı açıyor, ekran kararıyor, oynanış devam ediyor. Allah aşkına, 2021 senesine geldik, bu rezillik ne? Siyah ekranlar olmasa, kabul edilebilir diyeceğim ama bu halinde oyun, tamamen çekilmez bir hal alıyor benim için. Oyunda olan tüm akış, o ara sahneler sayesinde yok oluyor.
Yalnız, Outriders oyununda sevdiğim birkaç şey de oldu. Mesela, karakterimizin sessiz olmaması, ciddi bir şekilde seslendirilmiş olması benim çok hoşuma gitti. Ayrıca, karakterimizin kişiliği de idare eder seviyede. Yalnız, bu sistem bile kusursuz değil; oyunda bazen karakterler konuşurken dudakları hiç hareket etmiyor veya yüz ifadeleri, geçen diyalogdan 10 saniye sonra filan geliyor. Yani, ortada bir senkronizasyon sıkıntısı var, keşke oralara da siyah ekran atsalarmış… Neyse, oyunun en azından PlayStation 5 konsolunda akıcı olması da hoşuma gitti, 60 FPS olarak oynuyoruz ama bu sefer de ara sahnelerde oyun 30 FPS oluyor, yine bütün keyif bozuluyor.
Outriders oyununun demosunda bu tip performans problemleri, çökme hataları ve daha fazlası bulunuyordu. Bunun yanında, oyunun sanat tasarımı da bana hiç ilgi çekici gelmedi. Görsellik kısmen hoşuma gitti ama efektler de gösterildiği kadar kaliteli değildi. Ses ve müzikten hiç bahsetmek bile istemiyorum. Karakter seslendirmeleri kısmen iyi olsa bile ses ve müzik kategorisi altına giren her şey yeterince kötü. Açıkçası, demo sürümünü oynadıktan sonra bu oyuna olan ufacık ilgimi de kaybetmiş oldum. Eğer bu oyunu merak ediyorsanız, demo sürümü zaten ücretsiz. Siz de bu demoyu oynayabilirsiniz ve kendi kararınızı, kendiniz verebilirsiniz.