Video oyunu dünyasında Inkle isimli bir oyun geliştirme stüdyosu bulunuyor. Kendileri daha önce Heaven’s Vault, 80 Days ve Sorcery! isimli oyunları geliştirdi. Bu oyunları daha önce duymamış olabilirsiniz; kendileri her ne kadar çok başarılı olsa da özellikle pazarlama bütçeleri çok düşük olan, bağımsız yapıtlardı. Şimdi ise Inkle, enerjiyi nereden buldu, bilemiyoruz ama 2021 senesinin başlarında Overboard! oyununu geliştirmeye başladı ve rekor bir sürede de, Haziran 2021 içerisinde geliştirilme sürecini tamamladı. 5-6 ayda geliştirilen oyundan bir hayır çıkmaz diye düşünebilirsiniz ama Inkle, özellikle de geliştirilme sürecine kıyasla adeta büyülü bir iş çıkartmış.

Belki adından da tahmin edebilirsiniz, Overboard! oyununda bir kişi gemiden düşüyor. Şansa bakın ki gemiden düşen kişi aslında oyundaki kontrol ettiğimiz karakterin kocası. Tekrardan şansa bakın ki kocamız aslında düşmedi, kendisini biz ittik. Amacımız ise tabii ki onu öldürmekti. Yalnız, bir cinayet işledikten sonra bir de o cinayetin üzerini örtebilmemiz gerekiyor. Oyunun temeli de zaten burada yer alıyor. Oyundaki amacımız, işlediğimiz cinayeti gizleyebilmek ve bunu ilgi çekici bir hale getirebilmek için de karakterimiz, aynı olayı 1’den fazla kez yaşayabiliyor. Bu sayede, önceki hatalarınızdan ders çıkartabiliyorsunuz.

Bu tip cinayet temelli video oyunlarında genellikle dedektif olurduk ve çevreden ipuçları toplayarak hareket ederdik. Overboard! oyununda ise dedektifler için o ipuçlarını biz yerleştiriyoruz. Oyunda istersek kocamızın kazara öldüğüne dair izler bırakabiliyoruz, istersek de suçu başka birisinin üzerine atmak için çabalayabiliyoruz. En son da ise hayat sigortasından paramızı alıyoruz ve artık daha da zenginleşmiş olan hayatımıza bakıyoruz. Tabii bu daha da zengin olan hayata ulaşabilmek için biraz dikkat etmemiz gerekiyor. Malum, abartılı suçlamalar yapmak veya ipuçları yerleştirirken yakalanmak, tüm dikkatleri bizim üzerimize çekebilir.

Overboard! oyununda bir geminin içerisindeyiz ve tüm olaylar da zaten o gemide geçiyor. İstersek basit bir şekilde diğer insanları suçlayabiliyoruz, yakalanmadan odalara farklı ipuçları bırakabiliyoruz ve hatta bazı karakterlerle anlaşıp, onları sessiz kalmaları için ikna edebiliyoruz. İkna olmayan karakterleri susturabilmek de mümkün tabii ki ama tüm bunlar sadece riski arttırıyor. Ayrıca, oyunun içerisinde bir türlü kurtulamadığımız bir zaman döngüsü de yer alıyor. Bu döngüyü, attığımız adımları mükemmelleştirmek için kullanabiliyoruz. Zaten, cinayeti kendi üzerimizden atamadığımız sürece de bu döngü kırılmıyor. Evren de bizden yana yani.

Overboard!

Overboard! oyununda cinayetten sıyrılmak için 8 saatimiz var

Overboard! oyununda içerisinde bulunduğumuz gemi, 8 saat içerisinde karaya varacak ve bizlerin de bu süre dolmadan önce cinayeti başka birisinin üzerine atmamız gerekiyor veya direkt olarak bir kaza olarak göstermemiz gerekiyor. Her döngü içerisinde yapay zeka temelli karakterler farklı şekillerde hareket ettiği için döngüleri ezberleyip, onlara göre hareket etmek de pek mümkün olmuyor. Bu yüzden dinamik bir şekilde hem strateji yapmamız gerekecek, hem de şansa ihtiyacımız olacak. Gemi, karaya yaklaşırken de herkes tek bir odada toplanacak ve artık suçlunun kim olduğunu tartışacak; finale varılacak.

Bir önceki maceranızda elde ettiğiniz bilgiler, bir sonraki maceranıza otomatik olarak aktarılmıyor. Yani, bilgiler tam olarak değişmiyor. Mesela, bir karakteri, bir yolla sıkıştırabiliyorsanız, bir sonraki oyununuzda da aynı yolu kullanabiliyorsunuz ama bunu sadece bir oyuncu olarak siz biliyor olacaksınız; oyunun içerisindeki karakteriniz, önceki oynanış seanslarından elde edilen bilgileri kendi kafasında tutmuyor olacak. Buna karşılık, oyundaki birçok diyalog ve seçimler, hızlı bir şekilde geçilebiliyor. Bu sayede, oyunun kendisini tekrar eden kısımları sadece birkaç saniye içerisinde arkanızda bırakılabiliyor ve aynı şeyi deneyimlememiş oluyorsunuz.

Overboard! oyununun içerisinde bir de görev sistemi yer alıyor. Oyun, her yeni oyun seansınız için size farklı görevler veriyor yapabilmeniz için. Tüm bu görevleri takip etmek, uzun vade içerisinde tüm oyunu deneyimlemenizi sağlıyor. Yani, konfor alanınızdan dışarı çıkıyorsunuz. Ayrıca, oyunun içerisinde ufak bir mini oyun ve bolca detay da bulunuyor. Yani yapıt her ne kadar küçük olsa da ve bütçe de onlarca milyon dolar olmasa da oyunu oynarken, bir kalitenin var olduğunu rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Bu stüdyonun önceki oyunları da zaten bu şekilde ufak ama kaliteli yapılara sahipti.

Tüm bu olumlu yorumlarıma rağmen Overboard!, ne yazık ki kusursuz bir oyun değil. Özellikle de hikaye tarafında ciddi problemler bulunuyor. Mesela, karakterler zaman zaman bilmemesi gereken şeylerden bahsedebiliyor. Ayrıca henüz gerçekleşmemiş olaylar hakkında da konuşabiliyorlar. Bu, temel olarak oynanışı kesinlikle etkilemiyor ama oyunun içerisindeki hikayenin gerçekliğini siliyor. Tam siz oyunun hikayesine odaklanmışken, kaliteyi hissederken, bu tip hatalarla karşılaşmak keyfinizi kaçırabiliyor. Ayrıca, çok ama çok ufak bir hata ardından da tüm macerayı en başa döndürmek zorunda olmanız uzun vadede biraz sinir bozucu bir seviyeye çıkabiliyor.

Overboard!

Bu cinayetin altından kalkabilecek misiniz?

Overboard! için hazırlamış olduğum bu inceleme yazımı bitirmeden önce oyunun sunum tarafına da kısaca değinmek istiyorum. Öncelikle görsellik geliyor tabii ki. Oyun, her şeyden önce sanat tasarımı konusunda kusursuz bir iş çıkartıyor. Karakter tasarımları, kullanılan renk paletleri, kreatif noktalar, kullanıcı için hazırlanan arayüz ve bir video oyunu içerisinde aklınıza gelebilecek olan görsel her şey, bu yapıtın içerisinde mükemmel görünüyor. Oyun, eklediğim görseller aracılığı ile de anlayabileceğiniz üzere gerçekliği hedeflemiyor, çizgi roman gibi görünmeye çalışıyor ve bunu en iyi şekilde başarıyor.

Tahmin edebileceğiniz gibi böyle bir video oyununda performans da sıkıntı olmuyor. Overboard!, PC ve Nintendo Switch platformları için mevcut ve ben de oyunu zaten kişisel bilgisayarımda deneyimledim. Yalnız, ben eminim ki bu oyunu çalıştırabilmek için buzdolabınıza ucuz bir ekran kartı taksanız da olur. Ayrıca, oyunun boyutu da 200 MB civarında ki en kötü internete sahip olan bir oyuncu bile bu yapıtı kısa bir sürede indirebilir diye düşünüyorum. Sesler ve müzikler ise kesinlikle görsellik kadar kusursuz. Seslerle alakalı öne çıkan çok fantastik bir şey yok ama müzikler gerçekten muhteşemdi. Bu sayede oyunun sunumu çok iyi bir seviyeye çıkıyor.

Durumu özetlemek gerekirse, Overboard! kesinlikle satın alınıp, oynanabilecek bir video oyunu. Eğer bu tip macera oyunlarından hoşlanıyorsanız, bu deneyimin içerisinde sizi rahatsız edecek şeyler sadece hikayenin yazımındaki birkaç hata, karakterlerin henüz yaşanmamış olaylardan bahsetmesi ve en ufak bir hatanızda oyunu en başa almanız gerektiği olacaktır. Açıkçası, oyunun geri kalanı muhteşem olduğu için ve fiyatı etiketi de 25 TL olduğu için bu tip şeyleri kısmen göz ardı edebileceğimize inanıyorum. Ayrıca, oyunun iyi yönleri de aslında bu olumsuzlukları gölgede bırakmaya yetiyor benim gözümde.

Dediğim gibi Overboard! oyunu Steam üzerinde 25 TL. Nintendo Switch üzerindeki fiyatını göremiyorum ama orada yerel fiyatlandırma yapılmadığı için çok büyük bir ihtimalle 25 TL gibi bir fiyat etiketinden çok daha yüksektir. Bu yüzden de bahsetmiş olduğum bu oyunu macera severler için PC platformunda gözü kapalı bir şekilde önerebilirim. Oyunu illa Nintendo Switch konsolunda deneyimlemek isterseniz de indirim beklemenizi tavsiye edeceğim. Bu arada, film dünyasında da Doğu Ekspresinde Cinayet ve Yetenekli Bay Ripley gibi yapıtlara benzetebiliriz bu video oyununu. Bakalım sizler bu cinayetin üzerini örtebilecek misiniz?

Overboard!
Overboard!
Olumlu
Tekrar oynanabilirlik oldukça yüksek.
Birçok noktada diyalog yazımı oldukça başarılı.
Görsel sanat tasarımı kesinlikle kusursuz ve yer yer kreatif.
Olumsuz
Karakterlerin henüz gerçekleşmemiş olaylardan bahsedebilmesi.
En ufak hatanızda bile tüm oyunu başa almanız gerekmesi.
Hikaye ve diyalog yazımındaki birkaç ufak hata.
9

Etiketler: