PC için çıkan fakat PlayStation 4 konsolu için çıkışını yakın zamanda gerçekleştiren Pathologic 2 oyununun incelemesini beraberce gerçekleştireceğiz. Bu inceleme yazısında öncelikle oyunun atmosferini anlamanız için hikaye tadında bir atmosfer anlatımına tanık olacaksınız. Sonrasında, video oyunu anlamında karşımızda nasıl bir malzemenin bulunduğuna göz atacağız. Dilerseniz sizleri daha fazla bekletmeden, salgın günlerinin sardığı bir kasabaya doğru yolculuğa çıkalım.

Pathologic 2

Pathologic 2 ile cehennemi dünyada yaşıyoruz

Koronavirüs sebebiyle zor günler yaşadığımız şu günlerde, tarih sayfalarında biraz daha geçmişe giderek veba salgınının ortasında kalmış bir bölgeye sokuyor bizi Pathologic 2 isimli yapım. Hastalığın ve kıtlığın hakim olduğu bu dünyada yaşam mücadelesi verirken, aynı zamanda bir doktor olarak kurtarabileceğimiz kadar kişiyi hayatta tutmaya çalışıyoruz. Tabii, böylesine kıtlık ve sıkıntının kol gezdiği bir bölgede, hastane ortamında hayatlar kurtaramayacağımızı bilmemiz gerekiyor.

Bu kasabaya geri dönmeden bir gün önce babamızın öldürüldüğünü öğreniyoruz. Bu bilgiyle birlikte, oyunun geneline yayılan dram ve trajedi duygusunun ne kadar yüksek olduğunu, henüz oyunun başındayken anlamamız sağlanıyor. İnsanlara yardım etmek istiyoruz ama kasabadaki insanlar yalnızca sağlığa ihtiyaç duymuyorlar. Artan kıtlık sıkıntısı, insanları kötü tercihler yapmaya ve insafsız olmaya zorlamış durumda.

Dolayısıyla bu kasabanın her tarafından yankesiciler ve hırsızlar dolanıyor. Bu kişiler sıkıştırdıkları kişilere karşı pek merhamet göstermiyorlar. Birkaç kişi bizi sıkıştırırsa ve bizi mağlup ederlerse, uyandığımızda; paramızın, malzemelerimizin ya da bir organımızın çalınacağını bilmemiz gerekiyor. Buna göre hareket ediyor ve kasabanın dört bir yanındaki insanlara yardım götürmeye çalışırken, aynı zamanda önemli tercihler yapıyoruz.

Yapacağımız tercihler de kimi önce kurtarmalıyım şeklinde oluşuyor çünkü zamana karşı yarışıyoruz. Salgın dört bir tarafı sarmış durumda. İnsanların yardımına koşarken, bu salgının nedenini ve nasıl çözüme kavuşacağını da bulmamız gerekiyor. Nihayetinde anlıyoruz ki Pathologic 2 oyununun geçtiği zamanda yapılabilecek en kötü mesleklerden birisi bu kentin doktoru olmak. Mantıklı tercihler yapmalı, zamanı doğru kullanmalı ve gizemleri aralamak için çok fazla diyaloğa girmeliyiz.

Konuştuğumuz kişilerden yeni bilgiler edinirken, verdiğimiz her yanıtın oyunun ilerleyişine etki edeceğini de bilmemiz gerekiyor. Böylesine kasvetli bir ortamda önümüzde 12 gün bulunuyor. Bu günler de hiç de sanıldığı gibi eğlenceli veya sür’atli geçmiyor. 12 günün sonunda yaptığımız tercihlerin neticesinde doğru yola ulaşmaya ve hastalıktan tüm kenti arındırmaya çalışıyoruz. Yalnız, inanın bana bu hiç de kolay olmuyor.   

Pathologic 2

Salgın ve gerginliğin ne olduğunu anlıyoruz

Üst kısımda, biraz da hikaye kıvamında karşımızda nasıl bir atmosferin var olduğunu anlatmaya çalıştım. Bunun nedeni, incelemekte olduğum yapımın temelinde bu oyunun atmosferi olmasıydı. İşin özüne dönersek, Pathologic 2 isimli yapımın temelinde bir rol yapma oyunu olduğunu söyleyebilirim. Birinci şahıs kamera açısıyla deneyimlenen bu yapımda gerilim ve fantastik unsurlar fazlaca ön plana çıkıyorlar.

Bir şehrimiz bulunuyor ve bu şehir bize bir nevi açık dünya temasıyla sunuluyor. Bu yapımın tanıtım ve eğitim bölümleri olarak sunulan ilk kısımları geçildiğinde, oyunun açık dünyası olan kasabada dolaşmaya başlayabiliyoruz. Attığımız her adımda yeni bir gizeme doğru sürüklenirken, bu yapımın en büyük kısımlarını karakterlerle girdiğimiz diyaloglar oluşturuyor. Üst kısımda belirttiğim gibi yapay zeka tarafından yönetilen karakterlerle yaptığımız konuşmalar bir hayli önemli.

Bu konuşmalar sayesinde hem oyunun hikayesine dair parçaları yerine koyarken hem de amacımıza dair bir yola sürüklenmiş oluyoruz. Neredeyse her bir diyaloğun bizlere bir geri dönüşü oluyor. Böylelikle kimin bir doktor olan bizden ne ihtiyacı olduğunu anlıyor, yeni karakterler tanıdıkça hikaye ağımızı genişletebiliyoruz. Yine üst kısımda belirttiğim gibi açık dünyada ilerlerken, kötü niyetli kişilerle karşılaşmamız kaçınılmaz olabiliyor.

Öte yandan, bu oyunda hızlı seyahat ve alışveriş gibi noktalar da yer alıyor. Hızlı seyahat kısmında sandallar şehrin içerisinden geçen kanallar yardımıyla hareket ediyoruz ve belirli varış noktaları bulunuyor. Bu seyahatler makul bir ücret karşılığında gerçekleşiyor ve bir miktar zamanımızı kaybettiriyor. Tabii bu mesafe sokakların arasından geçilerek de kat edilebilir ama büyük oranda risk unsurları kentin içerisinde kol geziyor.

Böyle söyleyince, her yere sandallar vasıtasıyla gitmek zorundayız gibi bir sonuç da çıkmasın lütfen. Kasabanın sokak ağı oldukça sınırlı. Karakterimizin hareket kabiliyetinden ötürü istediğimiz her noktadan ilerleyemiyoruz. Haliyle, pek çok noktaya ulaşmak için fazla seçeneğimiz de bulunmuyor ve mecburi olarak bazı yolları kullanmak durumunda kalıyoruz. Böylelikle, yukarıda belirttiğim risk unsuru artan bir yapı etrafımızı sarıyor.

Pathologic 2

Rol yapma oyunu unsurları sürekli karşımıza çıkıyor

İncelemesini gerçekleştirdiğim yapım yalnızca kasvetli atmosferiyle bizleri zorlamıyor. Bu yapımda, hayatta kalma mekaniklerine dikkat etmemiz gerekli ki diğer kasaba ahalisinin canlarını kurtarmak için ayakta kalabilelim. Tabii, salgınla çevrili bir bölgede olduğumuzu da aklımızdan hiçbir zaman çıkartmamamız gerekiyor. Nihayetinde, Pathologic 2 oyununda hem hayatta kalma hem de rol yapma oyunu unsurları bünyemize etki ediyor.

Bu yapımın oyun içi menüsünü açtığımızda karşımıza bir menü çıkıyor. Bu menüde; kasaba haritasını, topladığımız eşyaları, hikaye parçacıklarını ve tanıştığımız karakterlerle ilgili bilgileri gösteren ayrı ayrı kısımlar bulunuyor. Kasaba haritasına baktığımızda, etkileşime geçtiğimiz insanları ve diyaloglar sırasında bize bahsedilen bölgeleri görebiliyoruz. Ayrıca, kasabanın her noktası yollardan oluşmadığından ötürü takip etmemiz gereken güzergahı da haritaya bakarak kestirebilmemiz gerekiyor.

Topladığımız eşyalar kısmı, burada önemli bir konumda. Bu eşyalar, hem bizim, hem de yardım etmek istediğimiz kişilerin ihtiyacı olan eşyalarla dolu olacaktır. Girilen her yerde dolapları karıştırmakta fayda bulunuyor. Çıkan parçaların çoğu bu oyunda işimize yarayacaktır. Sağlıkla veya hayatta kalma unsurlarıyla ilgili olmayan metal parçaları bile, kilitli kapıları açabilmek için yeri gelip kullanılabiliyor. Ayrıca, tüm kasabada çok sayıda kişi kilitli kapıların arkasında kendilerini gizlemiş olarak bulunuyorlar.

Menüde bulunduğunu söylediğim diğer iki kısımdan hikayeyi ve izlemek istediğimiz yolu tayin etmek adına fazlaca yardım alabiliyoruz. Thoughts başlığı altında bulunan seçenekte, şematik bir biçimde iletişime geçtiğimi kişilerin hikayeleriyle bu hikayelerin sonraki adımlarını takip edebiliyoruz. Bir diğer seçenek olan People seçeneği ise tanıştığımız kişiler gösteriyor.

Tüm bunlarla birlikte, oyundaki karakterimizi ayakta tutmak için dikkat etmemiz gereken bazı birimler yer alıyor. Çizelge halinde görülebilen bu hayatta kalma unsurları; sağlık, bağışıklık, yorgunluk, açlık ve susuzluk olarak sıralanıyorlar. Hem hastalığa, hem hayat koşullarına hem de kasabadaki tehlikelere karşı ayakta kalmamız için bu unsurlara son derece önem vererek ilerlemek zorundayız. Oyunun genelinin sürprizlerle dolu olduğunun altını çizerek, oyunun en zayıf tarafı olan kısımlara geçelim.

Pathologic 2

Teknik anlamda da bu oyunla geçmişe götürülüyoruz

Şimdi gelelim işin en sıkıcı tarafına. Pathologic 2 oyunu atmosfer anlamında başarılı bir sonuç çıkarıyor olabilir. Anlatmak istediğini, oyuncunun canını sıkacak bir biçimde gerçekçilikle aktarıyor yalnız bunu yaparken teknolojik anlamda zamanın bir hayli gerisinde geliyor. Bu yapımı açınca, elimdeki oyunun 2000’li senelerin başından gelmiş olabileceğini düşünebilirsiniz.

Oyunun hem grafikleri, hem de oynanış mekanikleri 2020 senesinde olduğumuzu hissettirmiyor. Ayrıca, performans anlamında da oldukça sıkıntılı durumlar yaşıyoruz. Oynarken, kaplamalar yavaş ve kademeli olarak yükleniyor. Şöyle ki oyuna girip herhangi bir nesneye baktığımda, önce 2000’li senelerin başlarında bir oyun oynuyormuş gibi hissettim. Kaplamalar yüklendikçe, 2003, 2007 ve belki 2010 senelerine gelebildim.

Bununla birlikte oyunun görsel anlamda 2020’li senelere yaklaşabildiğini göremedim. En iyi olasılıkla 2010’lu senelerin ilk yıllarında çıkmış bir oyunun verdiği görsel kaliteyi bu yapımda sunuluyor ve oynanış mekaniklerinin durumu daha da içler acısı durumda. Hareket etmek, zıplamak, bir yerden bir yere geçmek istediğinizde oldukça kısıtlı animasyonlar kullanılıyor.

Bir de bu yapımda dövüş mekanikleri yer alıyor ama oldukça yavan ve sıkıcı ki bilerek bu kadar zayıf bırakıldığını düşünmeye başladım açıkçası. Oyunun büyük bir kısmında, dövüşmek için yumruklarımızı ve bıçağımızı kullanabiliyoruz. Çok az da olsa silah kullanımı devreye giriyor ve tüm bu dövüş mekanikleri, oyunun grafikleri ve performansı gibi yılların gerisinde kalıyor.

Ayrıca, kaplamaların yüklenmesi sırasında yaşanan performans sıkıntıları, kasaba içerisinde hareket ederken de farklı bir yönüyle karşımıza çıkıyor. Pathologic 2 oyununda geniş bir açık dünya haritası bulunmamasına karşın oyunda birkaç sokak ilerleyip, farklı bir bölgeye geçtiğimiz her anda o bölgenin yüklenmesini bekliyoruz. Bu yükleme süresinin uzunlukları, kapalı alanlara girdiğimizde de aynen karşımıza çıkıyor ve oyuncuyu oyun oynamak yerine bıktırıcı bir sürecin içerisine sürüklüyor.

Pathologic 2

Pathologic 2 oyununu kimler tercih edebilir?

İnceleme yazısını kaleme aldığım bu yapım, karamsarlıktan hoşlanan, gerilim duygusunu seven ve rol yapma oyunlarıyla ilgili olan kişilerin ilgisini çekecektir. Bununla birlikte bahsettiğim teknik sorunlardan ötürü oynaması keyif vermekten çok eziyete dönüşen bir yapımın karşımızda olduğunu unutmamak gerekiyor. Tamam, atmosfer gayet iyi yansıtılmış durumda, bir nevi delilik ortamında oyunu sürdürüyoruz ve bu duyguyu çok fazla oyundan alamıyoruz.

Ayrıca, teknik verilerden bahsettiğim kısımda söylemeyi unuttum ama bu yapımın sesleri gerçekten çok etkileyici. Pek çok yapımda karşılaşmadığım ölçüde başarılı seslendirmelerin bu yapımda olduğunu belirtmek isterim. Muhtemelen canlı kayıtlardan alınan seslerle, oyunun atmosferi mükemmel bir biçimde destekleniyor. Ne yazık ki oyunun sesleri, tüm oynanışı kurtarmaya yetmiyor.

Çaresizlik ve kasvet olgusu üzerine kurulmuş bir oyun Pathologic 2. Keşke, teknik anlamda da bu yapı desteklenebilse ve karşımıza bir video oyunu olarak oyuncuları bunaltmayan bir yapı çıksaydı. Burada, oyunun atmosferine yönelik bir eleştiride bulunmuyorum. Bu tür oyunların sıklıkla gelmediğini ve bu türün hayranlarının beklediği türden özellikleri barındırdığı için sistemlerimin dozajı biraz artıyor. Böylesine geniş bir diyalog yelpazesinin, oynanış mekanikleriyle törpülendiğini görmek üzücü oluyor.

Yine de salgının ortasında, bolca diyaloğun bulunduğu, karamsar bir ortamda geçen bir rol yapma oyunu arıyorsanız, incelediğim bu oyuna göz atabilirsiniz. Eğer, teknik sıkıntılar sizin için dert değilse, çaresizliği, teknik çaresizlikle birlikte yaşamak istiyorum diyorsanız, bu yapıma göz atabilirsiniz. Aksi takdirde, karşımızda eğlenceyi ön plana atan bir video oyununun bulunmadığını belirtmek isterim.

Pathologic 2
Pathologic 2
Her ne kadar sunmak istediği atmosferi oyunculara aktarma konusunda başarılı olsa da genel anlamda Pathologic 2 oyununun günümüzün oldukça gerisinde kalan bir video oyunu olduğunu söyleyebiliriz. Zengin diyalog sistemi, oyuncuların adeta beyninde yer edebilen sesleriyle birlikte bu oyunun oynanış mekanikleri ve grafikleri, pek yeterli görünmüyor. Genel anlamda teknik sıkıntılar çeken yapımın kaplama yüklenme süreleri ve oyunun her aşamasında yaşanan bekleme durumları, bir süre sonra işkenceye dönüşebiliyor. Öte yandan, gerilimle bezenmiş rol yapma oyunlarını sevenler, bu yapımda ilgi çekici noktalar bulabilirler.
Olumlu
Karamsarlıkla dolu bir atmosferi, başarıyla oyuncuya yansıtabiliyor.
Oyunun sesleri, etkileyicilik anlamında gerçekten başarılı.
Diyalogların, oyunun geneline etki edebilmesi takdir edilmeli.
Olumsuz
Görsel ve teknik anlamda zamanın çok fazla gerisinde kalıyor.
Oyunun her aşamasında uzun bekleme süreleriyle karşılaşıyoruz.
Kaplamaların yüklenmesi, zamanda yolculuk tadında gerçekleşiyor.
Oynanış anlamında eğlendirmekten çok rahatsızlık veriyor.
5.5

Etiketler:

,