Daha önce sizlere Peaky Blinders: Mastermind oyununun bir ön incelemesini sunmuştuk. Şimdi de sırada aynı oyunun incelemesi bulunuyor; sonunda tam oyunu deneyimleyip, net fikirlere kavuştuk. Yine de eğer bu oyunu ilk defa duyuyorsanız, küçük bir özet geçmek isterim: Adından da anlayabileceğiniz gibi bu oyun, Netflix üzerinden tanıyacağınız Peaky Blinders serisine ait. Bu oyunda Thomas Shelby karakterini kontrol ediyoruz ve kendisinin o inanılmaz beyninin nasıl çalıştığına daha yakından göz atıyoruz. Kendisinin bir dakika ile alakalı çok ünlü bir sözü var ve bu oyun da aslında o sözün yolundan ilerliyor.
Peaky Blinders: Mastermind, aslında bir bulmaca oyunu ve içerisinde önemli bir hikaye de barındırıyor. Bu hikaye, Netflix üzerindeki serinin birinci sezonunun öncesini anlatıyor. Bu sayede oyunu anlamak için hem bahsi geçen seriyi izlemenize gerek kalmıyor, hem de seriyi halihazırda izlemiş olan oyuncular, her şeyden önce nelerin yaşandığını görmüş oluyor. Bu oyunun hikayesinde Peaky Blinders, savaştan geri dönüyor ve bunun kutlanması gerekiyor. İşte bu kutlama ile alakalı ufak bir görev yaparken olaylar büyüdükçe büyüyor. Öncelikle karşımıza basit bir gangster savaşı çıkıyor ama hikaye çok daha detaylanıyor.
İçerisinde tam 10 adet bölüm bulunduran Peaky Blinders: Mastermind, tüm bu bölümlerde sadece tek bir karakterin kontrolünü size vermiyor. Stratejilerle ve oyun mekanikleri ile alakalı olarak Thomas Shelby, Aunt Polly ve daha fazla karakterin kontrolünü elinizde tutabiliyorsunuz. Aynı zamanda, kısa süreliğine olsa da kimliksiz NPC tipi karakterleri de kontrol edebiliyorsunuz. Bu sırada, öncelikle tamamen oyun için oluşturulmuş olan Gilroys tarafından kutlamalar için şampanya çalmanız gerekiyor ama yazımın başında da söylediğim gibi olaylar kısa bir süre içerisinde karışıyor ve işin içine Çin mafyası ve daha fazlası giriyor.
Peaky Blinders: Mastermind oyunundaki hikaye, adeta bir görsel roman gibi anlatılıyor. Yani, statik bir arka planın üzerine konuşan karakterlerin fotoğrafları geliyor, altta da sizin okuyacağınız cümleler bulunuyor. Oyunda seslendirme olmadığı için okuma zorunluluğunuz bulunuyor hikayeyi anlayabilmek için. Açıkçası, bu sistem beni rahatsız etmedi; ben görsel roman tipinde anlatılan hikayeleri kısmen severim. Aynı zamanda bu oyunun arkasında çok da büyük bir bütçe bulunmuyor. Bu sebepten ötürü de karakterlerin gerçek ses sanatçıları filan muhtemelen geliştiricileri ve dağıtımcıları aşardı.
Peaky Blinders: Mastermind oyununda ne yapıyoruz?
Daha önce de dediğim gibi Peaky Blinders: Mastermind, bir bulmaca oyunu. Aslında böyle bir markaya da muhtemelen en çok yakışacak olan oyun tipi, bulmaca olacaktır. Sonuçta, oyunda Thomas Shelby karakterini kontrol ediyoruz ve böyle bir karakterin beyin yapısı da en iyi şekilde bir bulmaca oyununda anlatılabilirdi diye düşünüyorum. Yalnız, bu oyunun bulmaca türünde olması ne yazık ki bazı oyuncuları korkutacaktır. Mesela, ben aslında bulmaca oyunlarından çok hoşlanmıyorum. Bu sebepten ötürü de bir sonra oyunu kendimi zorlayarak oynamaya başladım ki bu pek hoş bir his değildi.
Netflix dünyasında da Peaky Blinders serisini sevip, oyununu arayan kişiler muhtemelen öncelikle bu yapıtı görecektir ve bu noktada da belki de ilk defa oyun oynayacak olan insanlar için Peaky Blinders: Mastermind, oldukça kompleks bir yapıt olacaktır. Yine de halihazırda bulmaca oyunlarını filan seviyorsanız, bu oyundan güzel bir zevk alabilirsiniz. Bu zevki de sizlere oyun içerisindeki bazı temel mekanikler veriyor. Bunlardan ilki, zamanı geriye alabilme ve kontrol edebildiğiniz her karakter için zaman çizelgesi yaratabilmek. Bu sistem sayesinde aynı anda 1’den fazla karakteri kontrol edebiliyorsunuz.
Şöyle ki oyunda her işi, her karakter yapamıyor. Mesela, küçük boşluklardan sadece tek bir karakter geçebiliyor. Düşmanların dikkatlerini sadece bir karakter dağıtabiliyor. Kilitli kapıları arkalardan sadece belli NPC tipi karakterler açabiliyor. Bu noktada da aynı anda 1’den fazla karakteri kontrol etmeniz gerekiyor. Mesela, diyelim ki bir kapı açacaksınız. Öncelikle ikinci karakteri seçip, kapının düğmesine basılı tutmanız gerekiyor ki kapı açık kalsın. Ondan sonra da zamanı geriye alıp, asıl karakteri seçip, kapıya ilerleyeceksiniz. Bu sırada kapıyı açan karakter de sizin orijinal talimatınızı yerine getirecek.
İşte oyunun temel mantığı bu şekilde işliyor. Siz, bir karaktere belli bir aksiyon yaptırıyorsunuz ama mecburen zamanı geriye alıp, o kişi aksiyonu yerine getirirken, sizin tekrar başka bir karakter ile başka bir aksiyonu yerine getirmeniz gerekiyor. Oyun, bu noktada oyunculara meydan da okuyor. Bulmacalar, özellikle dördüncü bölümden sonra inanılmaz zorlaşıyor ve oyundaki 10 bölüm için de 3 farklı seviyede madalya alabiliyorsunuz. Madalyalar için de zaman sınırları bulunuyor. Mesela, bir bölümden altın madalya alabilmek için kendisini 2 dakikada bitirmeniz gerekiyor. Zamanı geri alınca, o süre de kendisini geri alıyor.
Oyunun sunumu ne alemde dersiniz?
Peaky Blinders: Mastermind için ön inceleme yazımı oyunun PC sürümünden yazmıştım. Yalnız, bilgisayarım güçsüz olduğu için inceleme için PlayStation 4 Pro konsolumu kullandım. Yalnız buna pişman oldum; oyunu 4K/HDR destekli bir televizyonda oynadım ve aldığım performans, zayıf bir 30 FPS idi. Aynı zamanda, görsellikte de yer yer kalitesizlik bulunuyordu. Açıkçası buna anlam veremedim; bu video oyunu öyle çok yüksek görsel kalitede olan bir oyun değil. Yani, PC tarafındaki grafik kalitesine ulaşılamayacaktı, oyun nasıl 30 FPS olarak çalıştırılabildi anlayamadım. Çözünürlük ve performans ayarı da yoktu.
Görsellik ve performans beni memnun etmemiş olsa bile Peaky Blinders: Mastermind oyununun müziklerine tek kelime ile bayıldım. Uzun zamandır bir video oyununda bu kadar güzel müzikler dinlememiştim. Sanıyorum ki bu müzikler, Peaky Blinders serisinin lisanslı müzikleri. Aksi taktirde, böyle düşük bütçeli bir oyunun öyle kaliteli müzikler ile oyuncuların karşısına çıkacağını sanmıyorum. Belki de oyunun tüm bütçesi müziklere gitmiştir; o yüzden oyun başarısız bir görsellik ile PlayStation 4 Pro konsolunda 30 FPS veriyordur; bilemiyorum efendim ama müzikler gerçekten şahane.
Günümüzde video oyunlarının dikkat etmesi gereken bir başka şey ise ulaşılabilirlik. Peaky Blinders: Mastermind, ne yazık ki ulaşılabilirlik adına herhangi bir ayar bulundurmuyor. Ulaşılabilirlik deyince aklınıza istediğinizi getirin. İsterseniz, benim bir fiziksel engelim var deyin, isterseniz de bulmaca oyunlarını beceremiyorum deyin. İki şekilde de bu yapıt, herhangi bir ulaşılabilirlik sunmuyor. Bu da pek güzel bir nokta değil oyun adına. Belki oyunu kolaylaştırmak adına ulaşılabilirlik ayarları bilinçli olarak eklenmemiş olabilir. Buna bir şey diyemem ama engelli oyuncuların düşünülmemesi beni üzdü.
Sonuç olarak, Peaky Blinders: Mastermind oyununu PC üzerinden oynayacak olursanız, güzel bir bulmaca oyunu deneyebilirsiniz ama konsol sürümlerine yönelecekseniz, açıkçası ben bu oyunu 30 FPS şeklinde oynamayı uygun bulmuyorum. Aynı zamanda oyun, PC tarafında da muhtemelen daha ucuz olacaktır. Bu yüzden de Peaky Blinders markasını sevip, üzerine bir de bulmaca oyunlarına ilgili olan insanların bilgisayarlarına bu oyunu almalarını önerebilirim. Eğer markayı bilmiyorsanız ama bulmaca oyunlarını seviyorsanız da kendisini deneyebilirsiniz ama hiç oyun deneyiminiz yoksa, bu yapıttan uzak durun.