Pepper Grinder, dev bir matkabı sağa sola salladığımız, uçup kaçtığımız bir platform-macera oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Sürekli aksiyon kavramını merkezine alan oyunda, tek bir saniye bile durmadan düşmanlarla dolu, zorlu platform bölümlerinde ilerliyoruz. Akıcı oynanışıyla birlikte nispeten kısa süren bölüm tasarımları bulunuyor. Çizgisel yapıdaki oyunları özlemiş olanlar ve nostaljik anlar yaşamak isteyenler için bire bir sayılabilecek bir oyun Pepper Grinder.
Dünya üzerindeki bütün anakara devletleri bir savaş çıkmazına girmiş durumda, adalar, koylar ve su yolları hazine avcısı gemilerle dolup taşıyor. Tabii ki de bu korsanların hepsi kötü kalpli ve savaşmaya can atan tipler değiller. En azından ana karakterimiz olan Pepper sadece hazinelerin peşinde ve başka hiçbir şeyi gözü görmüyor. Hazine peşinde koşarken tabii ki de başı beladan kurtulmadığı gibi, bu sefer de kendisini bambaşka bir maceranın tam ortasında buluyor.
Pepper, Narling adı verilen canlıların yaşadığı bir adada uyanıyor. Gemisi yağmalanmış ve adada yaşayan bu canlıların da kendisinin bütün hazinelerini alıp giderken görüyoruz. Hemen peşlerine takılmışken bir anda Pepper tuzağa düşürülüyor ve kendisini bir mağarada buluyor. Bu sırada edindiğimiz dev matkabı kullanarak düşman ordusunu delip geçtiğimiz, adeta bir yıkım yolculuğuna çıkıyoruz. Yol boyunca da düşmanların yanı sıra çeşitli mücevherleri de cebimize atmayı unutmuyoruz.
Pepper Grinder oyununun tüm oynanış mekaniği, elimizdeki matkabı kullanarak kaya ve toprak gibi yüzeyleri delme üzerine işlenmiş. Toprak yüzeylerinde tüneller kazabiliyor ve bu tünelleri aynı zamanda hem saldırı hem işlevsellik amaçlı kullanabiliyoruz. Tüm parkurlar ve platform öğeleri de neredeyse bu tüneller üzerine kurulmuş. Zorlu parkurlarda ilerlemeye çalışırken bir yandan da üzerimize sürekli halde gelen düşmanlarımızı yenmemiz gerekiyor.
Oyun içerisinde geçmemiz gereken dört ada ve yirmi adet birbirinden farklı bölüm bulunuyor. Her bölüm için ise farklı birer biyom ve düşman tipleri tasarlanmış. Tüm bu biyomlarda oynanış tipi aşağı yukarı benzer olsa da görsel olarak baştan aşağı farklılıklar gözlemleyebiliyoruz. Ayrıca ufak tefek mekanik farklılıkları ve bu mekanikleri kullanarak çözmemiz gereken ufak platform bulmacaları eklenmiş. Bu tip bir oynanışın benimsenmiş olması bizleri zaman zaman çocukluğumuza doğru da nostaljik bir yolculuğa çıkarabiliyor.
Kısa bir oynanış süresi sunan, tek oturuşta bitirebileceğiniz bu oyun yüksek temposu nedeniyle zaman zaman yorsa da tam tadında biten bir yapım. Yine de tek bir oynanış tarzı bulunan oyunun sıkıcı olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Bunun için de geliştirici ekip oyunda ilerledikçe edinebileceğiniz çeşitli geliştirmeler ve her geliştirmeyle birlikte yeni oynanış mekanikleri sunuyor. Böylelikle oyun sunduğu deneyimi sürekli taze tutmaya çalışıyor.
Oyunun sunduğu geliştirmelerin bazıları elimizdeki matkap için farklı ateşleme modları sunarken, bazıları da farklı platform engellerini aşmamıza olanak sağlayan işlevsel geliştirmeler olarak karşımıza çıkıyor. Hatta bir noktada önümüze çıkan her şeyi yıktığımız devasa bir robot ile de oynama imkanı da bizlere sunuluyor. Tüm bu gelişmeler oyun boyunca çok az sayıda karşımıza çıkıyor olsa da her birisi eğlenceli eklentiler olduklarından dolayı pek de göze batmıyorlar.
Pepper Grinder içerisinde, oyun boyunca, toplamda on iki farklı düşman tipiyle karşılaşıyoruz. Her birinin kendine özel güçleri veya kullanabilecekleri araçları bulunuyor. Oyunun başlarında karşılaştığımız kazıcı düşmanlardan oyunun ilerleyen safhalarında karşılaşabileceğimiz pilot düşmanlara kadar birçok farklı düşman tipiyle karşılaşabiliyoruz. Üstelik bu düşmanlardan bazılarının kullandığı eşyaları kendilerinden zorla alıp, kendi avantajımıza da kullanabiliyoruz.
Kısa oynanış süresine rağmen bu kadar farklı tipte düşmanı bünyesinde barındırmasına rağmen, oyunun başından sonuna kadar toplamda dört adet bölüm sonu canavarıyla karşılaşıyoruz. Bir adadan diğerine geçebilmemiz için o adanın koruyucusu olan bu büyük düşmanları yenmemiz gerekiyor. Her biri birbirinden oldukça farklı yöntemlerle savaştığından dolayı, bizler de her birini yenmek için yaratıcılığımızı konuşturmamız gerekiyor.
Az sayıda bölüm barındırmasına rağmen, eğer devam etmek isterseniz bölümleri baştan istediğini kadar oynayabiliyorsunuz. Üstelik bu sayede ilk oynayışınızda kaçırmış olabileceğiniz gizli odaları bulabiliyorsunuz. Böylece her bölümde beş adet bulunan kuru kafa paralarını toplayabiliyorsunuz. Bu kuru kafa paraları ise dört adanın her birinde bulunan gizli bölümleri açmak için mağazada harcayabileceğiniz bir para birimi olarak karşımıza çıkıyor.
Bu kuru kafa para birimlerine ulaşmak ise öyle pek de kolay sayılmaz. Kendilerine ulaşmak için ya bölümlerin içerisinde bulunan gizli odaları bulmak gerekiyor, ya da bazı zorlu parkurların sonunda veya bu parkurları yaptığınız sırada denk gelip toplamanız gerekiyor. Eğer bu paralardan toplamda on adet bulduysanız, mağazadan bir altın anahtar satın alarak gizli bölümlerin kilitlerini anında açabiliyorsunuz.
Üstelik bu gizli bonus bölümler oyunun ana hikaye senaryosu boyunca ilerlediğimiz bölümlerden daha farklı formlarda oynanış mekanikleriyle sunulmuş durumda. Pepper Grinder bu bölümlerle birlikte becerilerimizi sınamaya devam ederken bir yandan da ana odağı ilerlemekten daha çok eğlenceli mücadele bölümleri olarak öne çıkıyor. Her bir bölümde farklı bir mekanik üzerindeki kabiliyetimiz sınanıyor. Oyunun oynanış süresine çok büyük etki etmese de bu gizemli dünyada biraz daha fazla vakit geçirme şansını elde etmiş oluyorsunuz.
Gizli bonus bölümler dışında, geçtiğiniz bölümlerde topladığınız altınları da harcayabileceğiniz iki üç farklı yer daha bulunuyor. Bunlardan birisi Pepper için çeşitli görünümler sağlarken, bir diğeri bölümleri daha kolay geçmeniz için iki yüz altın karşılığında ekstra sağlık çubuğu bonusu sağlıyor. Böylelikle zorlandığınız bölümlerde hata yapmak için biraz daha fazla alan elde etmiş oluyorsunuz. Altınlarınızı harcayabileceğiniz bir başka kısım ise yüz altın karşılığında rastgele çıkartmalar veren bir otomat.
Buradan kazandığınız çıkartmaları ise yine mağazadan satın alacağınız bir arka plan defterin içerisine yapıştırabiliyorsunuz. Üstelik birden fazla arka plan seçeneği de sunuyor olan bu çıkartma defterine, istediğiniz senaryoyu canlandıracak şekilde çıkartmalarınızı yapıştırarak farklı manzaralar oluşturabiliyorsunuz. Tüm çıkartmaları toplamak isterseniz de oyun deneyiminizi her şeyin üzerine bir süre daha uzatmak mümkün hale gelmiş oluyor.
İstediğiniz gibi ilerleyebileceğiniz Pepper Grinder doğrudan ana hikaye odaklı oynamak isterseniz yaklaşık üç ile beş saat arası bir oynama süresi sunarken; her şeyi tamamlamak ve yüzde yüz bitirme oranına sahip olmak isterseniz de yaklaşık olarak yedi ile on iki saat arası bir oynanış süresine kadar ulaşabiliyorsunuz. Bu noktada oyunun süresini uzatmak için zorunlu bonus bölümler veya yıldız kazanma sistemlerine başvurulmamış olması takdir edilesi.
Geliştirici ekibin bu tercihi, oyunlarından keyif almaya niyetli tüm oyunculara kapısının açık olduğunu ve tutkuyla geliştirilmiş bir oyun olduğunu kanıtlar nitelikte. Yine de farklı biyomlara sahip birkaç bölüm daha eklenmiş olsa kimse hayır demezdi diye düşünüyorum. Bu haliyle de oldukça keyifli olan Pepper Grinder, tam olarak hafta sonunda veya tatil günlerinde değerlendirmeyi düşünebileceğiniz çıtır çerez bir oyun olarak karşımıza çıkıyor.
