2018 yılında kurulan İsveçli video oyunu geliştiricisi Wishfully tarafından geliştirilen Planet of Lana, nihayet biz oyuncularla buluştu. Özellikle görselliği ile dikkat çeken oyun, insanların doğada huzurla yaşadığı bir gezegenin, makinelerin gelmesiyle nasıl bir yere dönüştüğünü anlatıyor. Küçük Lana ile çıktığımız bu yolculukta gezegenimizin ne hale geldiğini görüyoruz ve onu tekrardan hayata döndürmeye çalışıyoruz. Yolculukta karşımıza çıkan her şey bize bir şey öğretiyor. Planet of Lana, demo sürümüyle bile oldukça beğeni topladı. Çizimleri ve atmosferi daha duyuru videosunda bile bizi büyülü dünyasına çekmeyi başarıyor ve Lana’nın macerasına başlamak istiyoruz. Bunun bir savaş hikayesi değil, bir gezegeni hayatta tutma çabası olduğunu sık sık hatırlatıyor oyun bize.
Planet of Lana, oldukça basit kontrollerden oluşuyor. Oyun başladığında, kendimizi bir adanın yakınlarında, suyun üzerine kurulmuş bir yerleşim yerinde buluyoruz. Kardeşimiz bize sesleniyor ve onunla kovalamaca oynuyoruz. Oldukça huzurlu olduğunu gördüğümüz bu yerde, kimisi balık tutuyor, kimisi yemek hazırlıyor. Başta küçük oynanışları öğrenerek yolumuza devam ediyoruz. Gizlenmek gibi sık sık kullanacağımız mekanikleri öğrenerek kardeşimizle oyun oynamaya devam ediyoruz. Suyun üstünde bulunan yerden bir adaya geldikten sonra, burada da insanların olduğunu ve sakin bir yaşam olduğunu görüyoruz. Ormanın derinliklerine doğru koşmaya devam ediyoruz. Etrafın atmosferi ve çizimleri o kadar güzel ki, çoğu zaman durup bazı yerleri incelediğimi söyleyebilirim.
Dağın tepesine doğru çıktığımızda bir noktada taşların üstünde bazı sembollerin ve yazıların olduğunu görüyoruz. Bunlar şimdilik bize bir ipucu vermiyor ancak oyunun sonuna doğru bunların ne olduğunu daha iyi anlıyoruz. İlerledikçe hava değişiyor, müzik daha gerilim dolu oluyor ve bir bakıyoruz ki gökten yağan bir şeyler var. Ne olduğunu anlamasak da bu görüntülere patlama sesleri de eşlik ediyor. Büyük bir cisim aniden karşımıza çıkıyor. Buradan anlıyoruz ki makinelerin ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Bu etki de oyunda çok güzel verilmiş. Makinelerden biri kardeşimizi alıp götürünce, işte bizim de maceramız bu noktada başlamış oluyor.
Daha önce hiç görmediğimiz hareket eden bu cisimler, bizi tehlike olarak algılıyor. Planet of Lana, makinelerin çizimlerine fazlasıyla önem vermiş ve hepsi oldukça detaylı ve güzel çizilmiş. Hepsinin bu dünyaya ait olmadığı gayet açık. Elbette ki en belirgin şey renk farkı, Planet of Lana bizi oldukça renkli bir dünyaya götürüyor. Atmosferi çok canlı ve renkleri çok güzel görünüyor. Bu yüzden bu dünyaya ait olmayan ya da kötü olan şeyler hemen belli oluyor. Bu kontrastı en güzel şekilde yansıttıklarını düşünüyorum. Makinelerin çeşitleri de oldukça fazla, devasa büyüklükteki makineleri de görüyoruz, küçük olanları da. Küçük olanlar yer yer oyunda karşımıza çıkıyor.
Renkli bir dünyada muhteşem bir macera
Planet of Lana yer yer bizi zorlayacak bulmacaları çözeceğimiz, aynı zamanda bilmediğimiz makinelerden gizlenerek yolculuğumuza devam edeceğimiz bir macera olmuş. Kardeşimizi alıp götüren makineden sonra, yaşadığımız yere doğru yola koyuluyoruz. Oraya geldiğimizde neredeyse her yerin yıkıldığını görüyoruz ve bu sefer makinelerden birinin ailemizi de almış olduğunu fark ediyoruz. Etrafta bağırış seslerini yardım çığlıklarını duyan Lana, şimdi de ailesinin peşine düşmek için yola koyuluyor. Planet of Lana oyununun büyüleyici renkleri ve canlı atmosferi yerini kasvetli bir havaya bırakıyor burada. Müzik daha gerilim dolu oluyor ve Lana’nın hissettiği o korkuyu biz de hissediyoruz. Maceramız başlıyor.
Etrafta çok fazla şey olmamasına rağmen detaylı bir oyun olmuş. Örneğin yaşayan minik canlılar, hareket eden kayalar o kadar farklı ve güzel resimlendirilmiş ki. Bu gezegenin kendine has bir hayatı olduğu anlaşılıyor. Arada giren küçük sinematikler var ve bunlar çok uzun değil. Bu hoşuma gitti çünkü oyun tamamen her şeyi bize bırakıyor. Sanki bir çizgi film oynuyoruz hissi veriyor. Başta ne olup bittiği çok anlaşılır değil ve sadece yürüyoruz. Bir yerlere tırmanıyoruz ya da mağaralara giriyoruz. Sadece ileri doğru gitmekteyiz. Sonrasında bir tuzağa yakalanmış yaratığı kurtarıyoruz ve bu küçük yaratık bizim yol arkadaşımız oluyor.
Onunla birlikte yolculuğumuz daha kolay geçiyor. Ondan yardım alarak bazı engelleri geçebiliyoruz, kendisi bizim ulaşamadığımız yerlere ulaşıyor ve bize yardım ediyor. Minik dostumuzu bazen bekletebiliyoruz, bazen de çağırabiliyoruz. Oyun içinde bunu kullanmak çok işe yarayabiliyor. Karşımıza çıkan bulmacalar oldukça basit ve bu da dikkatimizi oyuna vermemiz için daha iyi olmuş. Hiç sıkıcı değil, sadece biraz dikkatli olmak gerekiyor. Etrafta yine keşfedecek birçok şey ile karşılaşıyoruz. Kocaman hareket eden kayanın altındaki bir yaratık, küçük parlayan mantarlar derken aralarından bazıları bize ve minik dostumuza kötü davranabiliyor. Onlardan da basit yöntemlerle kaçmak kolay ve akıllıca düzenekler kurulmuş. Oyunun bu yönünü çok sevdim.
Oyun bize dikkatli olmayı ve basit bir şeyin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Yaptığımız en ufak şey bile bize çok büyük bir iş başarmışız hissi verebiliyor. Makineler oyunun her noktasında karşımıza çıkmıyor ve bu da güzel bir denge olmuş; bazı noktalar biraz daha keşif odaklı olduğu için, buralarda makinelerden saklanmakla uğraşmak gibi sıkıcı aksiyon içeren şeyler bulunmuyor. İlerleyen zamanlarda görüyoruz ki Planet of Lana, gördüğümüz küçük makinelerden çok daha büyük tehlikeler altında. Devasa makineleri görüyoruz ve bu makineler renk değiştirerek etrafı tarıyor. Oyunun başında gördüğümüz meteor gibi şeyler, dünyamızı mahvetmiş durumda. Bu yolculukta Lana gerçekten hiç bilmediği bir gezegende gibi hissedebiliyor.
Planet of Lana sadece büyüleyici atmosferi için bile oynamaya değer
Oyunun hikayesi bir yana, oyuncuya gösterilen atmosfer oldukça başarılı. Bu atmosfer oyunun her yerinde farklı etkilere sahip. Mesela bir mağaraya giriyoruz, müzik durağanlaşıyor ve sadece mağaranın sessiz yankısında kendimizi buluyoruz. Açık ve güneşli havaya çıktığımızda oldukça huzurlu hissediyoruz. Makinelerin dolaştığı yerlerde içimizi korku ile kaplayan bir müzik ve atmosfer bizi karşılıyor. Burada anlatınca ne kadar anlaşılır oluyor bilmiyorum tabii ama, Planet of Lana oyunu, Lana o an ne hissediyorsa onu bize yansıtmayı başarmış diyebilirim. Bunun yanında tabii ki minik dostumuz da bizimle birlikte aynı tedirginlikleri hissediyor, onu korumak da bize düşüyor.
Planet of Lana oyununun ses tasarımcısı, oyunun sesleri ve müzikleri hakkında yazdığı yazıda, Lana’dan fazlasıyla ilham aldığını ve “Lana şuan burada olsa, ne duyardı?” gibi soruları sorarak sesleri yarattığını açıklamış. Oyunda o an ne görülüyorsa, onu oyuncuya vermeye çalışmışlar. Ortamı canlı ve dinamik tutmaya çalışarak dikkatle ne duyabileceklerini düşünmüşler. Ortam seslerinde bile bu kadar ayrıntı ile çalışılması gerçekten çok güzel. Öyle ki, eğer bir noktada durup yalnızca bir süre etrafı dinlemek isterseniz, atmosfer yavaş yavaş değişiyor ve farklı böcek sesleri, rüzgarın hızlanması ya da yavaşlaması, yaprak hışırtılarının fazlalaşması ya da azalması gibi sesler de değişiyor.
Bu kadar ince çalışılması gerçekten oyuna ne kadar değer verildiğini de gösteriyor. Bu sayede oyunun her anı sizi sıkmıyor, tıpkı Lana gibi meraklı bir şekilde kendinizi o dünyaya bırakıyorsunuz. İlerlemeye devam ediyorsunuz. İlerledikçe hikaye de akıp gidiyor. Yeni yerler keşfederek aslında o dünyanın nasıl bir yer olduğunu, gezegeni keşfediyoruz. Farklı yaratıklar, farklı bitkiler derken, girdiğimiz mağaralarda değişik semboller görüyoruz. Bunlarla bulmacaları çözmeye çalışıyoruz. Oyunun eğlenceli kısmı da burası zaten, keşfetmek tamamen bizim dikkatimize bağlı.
Planet of Lana, son zamanlarda oynadığım en iyi macera oyunuydu diyebilirim. Kısa ve öz olması, hikayesiyle tadında bırakması, özellikle atmosferi ile inanılmaz bir yolculuğa çıkarıyor. Kimi zaman Lana için üzülerek, kimi zaman heyecanlanarak bu yolculuğu bitirirken bittiğine de biraz üzülüyoruz. Bunun yanında, çizimler için de oldukça detaylı çalışıldığını söylemeliyim. Oyunu Steam sayfasından inceleyebilirsiniz ve eğer kısa süreli ancak etkisinden çıkamayacağınız bir macera oyunu arıyorsanız, Planet of Lana kesinlikle şu an çıkan ve oynamaya değer oyunlar arasında en başta geliyor.