PlayStation 4 Pro, günümüzde de aktif olarak kullandığım tek konsolum ama daha önce PlayStation 4 sahibi de olmuştum. Hatta bu nesil için sizlere bir inceleme de çıkartmıştım. Yalnız o incelemede, şu anda sahip olduğum konsola değinmemeye çalıştım; onun için ayrı bir yazı planlıyordum. Şimdi ise o yazıyı okuyorsunuz. Yazım boyunca sizlere PlayStation 4 Pro konsolundan özel olarak bahsedeceğim; iki konsolun arasındaki performans farklarına değineceğim. Eğer temel bir inceleme arıyorsanız, PlayStation 4 için hazırladığım incelemeye göz atmalısınız.
PlayStation 4 Pro konsolunu çıkış yaptığı dönemde satın almayı başarmıştım ve basit bir işlemle de temel konsoldaki tüm verilerimi, bu konsola aktarmayı başarmıştım. Yalnız, zamanında bu konsol için pek de heyecanlı değildim; 4K çözünürlük destekleyen bir ekranım yoktu. Açıkçası bunu çok büyük bir problem olarak da görmemiştim; açıklamalara göre 1080p ve 1440p olan ekranlarda konsol, 4K gibi bir görüntü vermeyecek olsa da görsellikten ve performanstan kazandıracaktı. Ben de açıkçası performansa daha fazla önem verdiğim için beni en çok bu konu meraklandırıyordu.
Yalnız, daha yazımın en başında performansa değinmek istemiyorum; öncelikle tasarım. Bu konsol, aslında PlayStation 4 için hazırlanmış olan ince kasanın tasarımını kullanıyor. İnce kasalar iki katlı iken bu konsol, üç katlı olarak görünüyor. En başlarda bu konu, oyuncuların dalga geçtiği bir olay olmuştu ama açıkçası ben tasarım ile hiçbir şekilde sıkıntı yaşamadım. Tam tersine, bu konsolun üç katlı halini, iki katlı olana karşılık daha çok sevdim. Hatta; Xbox One, Xbox One S ve Xbox One X konsollarının tasarımlarını bile tercih etmem, konu PlayStation 4 Pro olduğu zaman.
PlayStation 4 Pro, konu tasarım olduğu zaman üzerinde bulundurduğu bazı yeni giriş ve çıkışlarla da dikkat çekiyor. Mesela, temel konsol ile karşılaştırdığınız zaman bu konsol, fazladan 1 adet USB girişi bulunduruyor, optik ses girişi ile geliyor ve tabii ki HDMI 1.4 yerine HDMI 2.0a için destek veriyor. Tabii zaten bu desteğin verilmesi gerekiyor; HDMI 2.0 sayesinde 4K/60 Hz değerlerinde destek sunulabiliyor oyunculara. HDMI 2.0a ise ekstradan HDR için destek sunuyor. Tabii tüm bu değerleri ekranınızın da desteklemesi gerekiyor; iş sadece HDMI ile bitmiyor.
PlayStation 4 Pro, donanım olarak daha mı güçlü?
PlayStation 4 ile PlayStation 4 Pro arasındaki en büyük fark, bu konsolun daha güçlü olması. Yalnız, bu güç farkı öyle çok da fazla değil. Mesela, bu konsolun grafik işlemci birimi, 4.2 TFLOPS değerinde çalışıyor. Temel konsol için ise değer 1.84 TFLOPS. Ayrıca bu konsolda, 1 GB kadar büyüklükte, DDR3 tipinde bir de fazladan RAM bulunuyor. Aynı zamanda Bluetooth ve internet bağlantısı gibi ögelerde de daha iyi performans verilebiliyor ama aslında bunların neredeyse tamamı, fark edilebilecek kadar yüksek değerlerde değil. Zaten konsolun kendisi de gerçek değil, sahte 4K çözünürlük veriyor.
PlayStation 4 Pro konsolunu ilk satın aldığım zaman aslında 1080p destekli bir televizyon kullanıyordum. Konsolun kendisini daha iyi performans ve görsellik için aldım ama bu konsolu kullandığım seneler boyunca Sony Interactive Entertainment, beni memnun edemedi. Yani, görsel fark bir kere minimum seviyedeydi. Yani, temel konsolda oyun oynamak ile bu konsolda aynı oynamak pek de bir fark hissettirmiyordu. Bazı oyunlar, performans ve çözünürlük modu sunuyordu bu konsola özel olarak ama o performans modlarında da hiçbir zaman 60 FPS, kilitli olmuyordu.
Tabii bir de DualShock 4 var. PlayStation 4 Pro konsolu ile birlikte DualShock 4 da ikinci sürümüne geçmişti. İkinci sürümde olan DualShock 4, temel kontrolcüye göre ışıkları üzerinden daha farklı bir tasarıma sahipti. Ayrıca kontrolcü, bir tık daha fazla batarya gücüne sahipti ama inanın bu pek hissedilebilir seviyede değildi. PlayStation 4 için yazmış olduğum inceleme yazımda, DualShock 4 üzerindeki çok rahatsız edici problemlerden ve his eksikliğinden bahsetmiştim. Aynı problemler, herhangi bir farklılık olmadan ikinci sürüm kontrolcüde de yer alıyordu tabii ki.
PlayStation 4 Pro, temel konsola göre çok az bir fark sunuyordu. Bu tabii ki kötü bir şey değil. Aynı şey DualShock 4 için de geçerliydi. Yine de Sony Interactive Entertainment tarafından atılmış olan bu adım, oyunculara daha güçlü bir konsol vermek ile alakalı değildi. O dönemde 4K ve HDR destekli televizyonlar ön plana çıkıyordu ve nesil ortası güncelleme ile bu popülerliğin peşinden gidildi. Zaten konsolun kendisi de dediğim gibi gerçek 4K çözünürlükte çalışmıyordu. Bir diğer tarafta ise Xbox One X çok daha iyi bir iş çıkarttı gibi hissediyorum; Microsoft, gerçekten güçlü bir konsol yapmaya çalışıyordu ve yaptı da.
Karşımıza çıkan oyunlarda neler olmuştu?
Aslında biraz önce ufaktan bahsetmiştim video oyunlarından ama şimdi biraz daha geniş konuşmak istiyorum. PlayStation 4 üzerinde oyunlar gayet güzel bir şekilde oynanabiliyordu; tek eksik 4K idi. PlayStation 4 Pro ise bunu bozmadan, üzerine bir de sahte 4K çözünürlük ekleyerek devam ediyor. Bazı oyunlar, performans modu filan sunuyor ama o performans modu, oyunu 60 FPS değerine kilitleyemiyorsa, ben ne yapayım öyle bir şeyi? Kilitli bir şekilde 30 FPS oynarım, en azından baş ağrım olmaz. Genel görsel fark ise dediğim gibi minimum seviyedeydi benim gözümde.
Ben yine de hayatta bir şeyin en kalitelisine sahip olmaktan yanayım. Yani, eğer bir ögenin en kalitelisini alabiliyorsam, alırım. Alamıyorsam ise onun arkasından ağlamam, belli ki gücüm yetmiyordur, elimde olanla yetinmeye devam ederim. Yani, o en kaliteli olan şeyin alt modellerine bakmam. Bu sebepten ötürü de PlayStation 4 Pro konsolunu kullanırken kendimi hiç rahatsız hissetmedim. Yani, arada çok az bir kalite farkı var ama ben o farkı kendi adıma kapatmak isterim, en iyi deneyimi yaşamak isterim. Bu konsol da beni o yönden memnun etti. Ben bu şekilde düşünüyorum.
Oyunların yanında, tabii bir de konsolun kurulumu, oyunların kurulumu, yüklemeleri, güncellemeleri filan bulunuyor. Öncelikle, temel konsolun kurulumu ile bu konsolun kurulumu arasında hiçbir fark bulunmuyor. Bunun üzerine genel olarak oyun kurulumları da temel konsola göre çok daha hızlı bir şekilde işliyor. Yalnız, internet kullanımı hala başarısız, konsol benim internetimin tamamını çekemiyor ve güncelleme kopyalama işlemleri de hala çok ama çok uzun sürüyor. Oyun performansları ise temel konsola göre çok farklı değil ama ek olarak bu konsolda bir de hız aşırtma modu bulunuyor.
Yalnız, hız aşırtma modunu hiçbir zaman net olarak kullanamadım. Zaten oyun geliştiricileri de bu modun hiç üstünde durmadı. Sony Interactive Entertainment, hız aşırtma modunun her zaman dikkatli kullanılması gerektiğini belirtiyordu. Bu modun kullanması, konsolun kendisine veya video oyunlarına zarar verebilirdi. Bu beni aslında korkutmaya yetiyordu ama bir de oyun geliştiricileri, bu özelliğin üzerine hiç gitmeyince, Sony Interactive Entertainment tarafından da özellik unutulunca, ben de neredeyse hiç kullanmadım. Kullandığım zaman da hiçbir fark görmedim açıkçası.
PlayStation 4 Pro, servis konusunda aynı mı?
Sırada bu konsol ile sunulan çevrim içi oyun oynama ve tabii ki çevrim içi servisler var. PlayStation 4 için yazdığım incelemede bu konuya değinmiştim. Şimdi de PlayStation 4 Pro için yazdığım incelemede ufak bir paragraf ayırmak istiyorum kendisine. Söylemem gerekiyor ki konu, çevrim içi bir şekilde oyun oynama ve konsolun çevrim içi servislerini kullanma olduğu zaman temel konsol ile bu konsol arasında hiçbir fark bulunmuyor. PlayStation Network, PlayStation Store, PlayStation Plus, Remote Play ve diğer benzer özellikler, temel konsoldaki ile birebir aynı.
Aynı şeyi konsolun işletim sistemi ve kullanıcı arayüzü için de söyleyebilirim. Zaten dediğim gibi PlayStation 4 ile PlayStation 4 Pro arasında donanım olarak öyle büyük bir fark yok. Bu sebepten ötürü de işletim sisteminin ve kullanıcı arayüzünün daha hızlı çalışmasını bekleyemeyiz. Bunun üzerine bir de Sony Interactive Entertainment, iki konsoldaki oyunları da bölmek istemiyor. Bu sebepten ötürü de donanım haricindeki hiçbir konuda farklılık bulunmuyor. Bu sayede temel konsolu kullanan insanlar iyi hissedebilir ama gelişmiş konsol, o gelişmişliğini gösteremiyor.
Problem de zaten tam olarak bu. İki konsol arasında 100 Dolar gibi bir fark bulunuyordu ama bu farkı, konsolların kendisinde görebilmek bence mümkün değildi. Özellikle de Xbox tarafına baktığım zaman ben açıkçası üzülüyordum kendi adıma. Zamanında; Xbox One, Xbox One S ve Xbox One X konsollarına da sahip oldum ve fark olarak, Xbox One X kesinlikle neslin en iyi konsoluydu performans açısından. Özellikle, Xbox One ve Xbox One X konsolları arasındaki farka baktığınız zaman ağzınız açık kalıyordu ki zaten Xbox One X, PlayStation 4 Pro konsolundan da çok güçlüydü.
Beni meraklandıran konu ise yeni nesilde ne olacağız. Yani, yine tek nesilde iki veya üç farklı konsol mu göreceğiz performans bakımından? Microsoft tarafı bu konudaki adımı attı bile, Xbox Series S ve Xbox Series X olarak. Belki de nesil ortasında bu iki konsol için donanım güncellemesi tadında iki yeni konsol daha çıkacak. Sony Interactive Entertainment ise PlayStation 5 Pro konsolunu geliştirecek. Eğer yeni nesil konsolun donanımı, bundan 4 sene sonra filan çok geride kalacaksa aslında nesil güncellemesi görmek isterim ama yine de bu kararımdan emin değilim.
Karşımızda başarılı bir konsol mu var?
İçerisinde bulunduğumuz nesil benim için çok karışık geçti. Yani, öncelikle PlayStation 4 sahibi oldum ve bu sırada çok kısa süreliğine Xbox One konsolunun birinci gün sürümünü de kullandım. Ardından da PlayStation 4 Pro konsoluna geçiş yaptım, bu sırada bir süre boyunca Xbox One S konsolunu da deneme imkanı buldum. PlayStation tarafı benim için her zaman ana oyun platformu idi ama bir süre sonra kendi imkanlarım ile Xbox One X konsolunu aldım ve her şeyin değişmesine belki de bir adım kalmıştı; PlayStation 4 Pro ile sunulan etkiye baktığım zaman kendisi, Xbox One X konsolunun altında eziliyordu.
Yine de PlayStation 4 Pro, kendisini birçok farklı yönden kurtarmayı başarıyor. PlayStation 4 için yazdığım inceleme yazımda da belirtmiştim; bence bu nesli PlayStation tarafı çok ufak bir farkla kazandı. Bu farkı da birinci parti ve ikinci parti oyunlar yarattı. Bu sebepten ötürü de neslin yarısı boyunca PlayStation 4 Pro konsolunu kullanmış olmam beni hiç rahatsız etmedi. Tabii ki DualShock 4 kontrolcüsünün daha da iyileştirilmesini isterdim ama dediğim gibi Sony Interactive Entertainment tarafını da anlıyorum; iki konsol arasında bir duvar oluşturmak istemiyor.
Bunu söylüyorum; daha önce yapılan açıklamalara göre aslında DualSense için planlanmış olan bazı teknolojiler, aslında DualShock 4 kontrolcüsünün ikinci sürümü için planlanmıştı. Sony Interactive Entertainment, bu plandan kısa bir süre sonra vazgeçmişti; PlayStation 4 Pro ile oyuncu topluluğunu ikiye bölmek istememişti. Açıkçası ben böyle bir bölünmenin yaşanmasını çok isterdim; en azından konsola verdiğim 400 Dolar gibi bir bedelin net bir karşılığını alabilmek isterdim. Sonuçta, temel konsol ile geliştirilmiş konsol arasında öyle dağlar kadar fark yok.
Neslin sonuna geldik ve bir kere daha tekrarlıyorum, PlayStation 4 Pro konsolundan ben memnun kaldım. Tabii ki bu konsolun çok daha fazla geliştirilmiş bir şekilde karşımıza çıkabilme imkanı vardı ama bu tercih edilmedi. Yine de özellikle birinci parti oyunlar tarafında memnun kaldım. Yalnız, bu konsolu ne yazık ki şu zamanda sizlere önermem imkansız olacak. Malum, sadece birkaç ay sonra yeni nesle geçeceğiz ve ben de sizlerin, şimdiki nesil bir konsol üzerinde para harcamanızı istemem. Durumunuz yoksa bile elinizdeki parayı biriktirmeye odaklanmanızı, öyle yeni nesle geçmenizi öneririm.