Sony, PlayStation 4 ve aynı ailedeki diğer konsollar sayesinde inanılmaz güzel bir nesil yaşadı. Neslin temel konsolu yüz milyonlarca adet sattı. PlayStation 4 Pro ise bir tık daha fazla güç isteyen oyuncuların tercih ettiği ana konsol oldu. Şimdi ise yeni nesil başladı ve karşımıza PlayStation 5 çıktı. Eski konsol çıkışlarında olduğu gibi bu konsol da türlü türlü çıkış dönemi problemleri ile geldi. Henüz donanımdan veya yazılımdan bahsetmiyorum; satışların açıldığı dakikalarda stokların tükenmesinden bahsediyorum. Şahsen beni en çok korkutan problem buydu ama cihazı ön sipariş ile satın almayı başardım.
Ben konsolu almış olsam bile dünya genelindeki stok problemlerini görmezden gelmek olmaz. Türkiye de dahil olmak üzere dünya üzerindeki tüm ülkelerde stok problemi yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Aslında bu problemin en büyük sebebi muhtemelen COVID-19 olacaktır ama herhangi bir salgın yokken bile bu tip stok problemlerinin yaşandığını görmüştük. COVID-19 yüzünden sadece stokların tazelenmesi daha çok zaman alıyor gibi görünüyor. Ben bu satırları Aralık 2020 içerisinde yazıyorum ve 2021 senesinin ilk çeyreği boyunca da stok problemlerinin devam edeceğine inanıyorum.
PlayStation 5 konsolunu stoklarda bulsanız bile bir de Türkiye’ye ve bazı diğer ülkelere özel bir problem bulunuyor. Bu problem ise cihazın fiyatı. Konsol, 500 Dolar/Euro üzerinden satılıyor ama kendisi ülkemize girdiği anda bir anda fiyatı 1000 Dolar oluyor ve 8300 TL gibi inanılmaz yüksek bir fiyat üzerinden satılıyor. Açıkçası ben, Mavi Kol olmasaydı muhtemelen bu konsolu ön sipariş ile satın almazdım, indirim filan beklerdim; 8300 TL gibi bir parayı oyun konsoluna vermek gerçekten bana normal gelmiyor. Çok değil, daha birkaç sene önce 500 Dolar değerindeki Xbox One X konsolunu 2500 TL civarında satın almıştım…
Öyle veya böyle, PlayStation 5 konsoluna sahip oldum ve şimdi de incelemesi ile karşınıza çıkıyorum. Yalnız bu inceleme yazımın bir özelliği bulunuyor. Eski neslin konsol incelemelerinin tersine, bu incelemeyi neslin başında yazıyorum ve nesil boyunca da kendisini güncellemeyi planlıyorum. Yani, şimdi size normal bir inceleme yazacağım; konsolun tasarımından, donanımından, çıkış oyunlarından filan bahsedeceğim ve yazımı bitireceğim. Ardından da her senenin aralık ayında bu yazıya geri döneceğim ve yazımı yeni bir başlıkla güncelleyeceğim; geride bıraktığım 1 senedeki deneyimimden bahsedeceğim.
PlayStation 5 konsoluna ne yapmışlar böyle?
İnceleme yazıma PlayStation 5 konsolunun tasarımı ile başlamak istiyorum. Ben açıkçası PlayStation 4 konsolunun orijinal tasarımını sevmemiştim ama ince kasayı ve üstüne bir kat eklenmiş olan PlayStation 4 Pro konsolunun tasarımını oldukça sevmiştim. Yeni nesilde de aynı çizginin izlenmesini çok istiyordum ama öyle olmadı. Muhtemelen konsolun içindeki donanımdan ötürü cihaz da ciddi anlamda büyüdü. Özellikle konsolu ilk elime aldığım zaman büyüklüğüne gerçekten çok şaşırdım ama zamanla gözüm alıştı; artık ilk günkü gibi dev gibi görünmüyor gözüme, biraz daha konsola benziyor.
PlayStation 5 konsolunun tasarımı sanki biraz asimetrik. Yani, cihazın üstünde ve altında asimetrik veya paralel mi denir bunlara, bilemiyorum ama o şekilde tasarlanan yüzeyler bulunuyor. Bu yüzeylerin arasında ise konsolun kendi siyah yapısı yer alıyor. Yüzeyler ise beyaz. Açıkçası ben yeni nesilde renklerin böyle tersine dönmüş olmasını çok sevdim. Yani, nesillerdir siyah renkli konsol kullanmaktan sıkılmıştım. Şimdi, konsolun ve kontrolcünün beyaz renklerle donatılmış olması benim çok hoşuma gitti. Yalnız, bu güzel beyaz renk bile cihazın yandan ve arkadan çirkin görünmesini engelleyemiyor benim gözümde. Önden ve tepeden bakınca ise konsol güzel.
Sony tarafının bu yeni nesil konsolu, bir ayak ile geliyor ve kendisini mutlaka kullanmanız gerekiyor. Yani, konsolu benim gibi yatay kullansanız da ayağı arkasına takmanız gerekiyor; dik kullansanız da ayağı en alta takmanız gerekiyor. Ben açıkçası konsol çok büyük durduğu için dik kullanımı denemedim. Konsolu dikleştirdiğim zaman televizyonumun bir kısmı kapanıyor. Bu yüzden tek seçeneğim yan duruş gibi ama zaten nesillerdir yan durduruyorum konsollarımı. Bu yüzden de herhangi bir problem yaşamıyorum. Bu arada, konsolun dijital sürümü bir tık daha ince duruyor ama kendisini ne yazık ki satın alma gibi bir imkanım yok.
Tasarım demişken, aslında alakalı bir duruma değinmek istiyorum. PlayStation 4 Pro konsolunda inanılmaz bir fan sesi vardı. Yani, ses o kadar yükseliyordu ki ben oyunu duyamıyordum. PlayStation 5 ise ne çok ısınıyor, ne de ses çıkartıyor. Daha sonra hangi oyunları oynadığımdan bahsedeceğim ama şimdiye kadar birçok konsol bağırtabilecek oyun oynadım. Bu oyunların hiçbirinde en ufak bir fan sesi bile duymadım. Ben açıkçası böyle bir sessizlik beklemiyordum, az da olsa bir ses çıkıyordur diye düşünüyordum ama gerçekten konsoldan hiç fan sesi çıkmadığını idrak edince çok şaşırdım.
Konsolun sessiz yapısı nasıl bir donanım ile geliyor?
PlayStation 5 konsolunda sekiz çekirdekli bir AMD Zen 2 tipi işlemci yer alıyor. 3.5 GHz değerinde çalışabilen bu işlemcinin yanında AMD RDNA 2 temeline sahip bir grafik işlemci birimi bulunuyor. 2.23 GHz ve 10.3 Teraflops değerlerinde çalışan bu parça, gerçek zamanlı ışın izleme teknolojisine de destek veriyor. Bunların haricinde, 448 GB/s hızında çalışabilen 16 GB büyüklüğündeki bir GDDR6 SDRAM, Bluetooth 5.1 ve Wi-Fi 6 desteği de cihazda yer alıyor. Bu donanımları herkesin anlayabileceği şekilde söylemek istedim ama yine de durumu özetlemek gerekirse, konsolda yeterince güçlü bir donanım var.
İşlemci bir oyun konsolu için gayet ideal duruyor. Aynı şeyi grafik işlemci birimi için de söyleyebilirim. Konsolda, Bluetooth 5.1 ve özellikle de Wi-Fi 6 desteğinin bulunması da ayrı bir güzellik. Yalnız, 16 GB gibi bir GDDR6 SDRAM bana gelecek için sıkıntıların çıkabileceğinin ilk işaretlerini veriyor. Parça gerçekten hızlı çalışabiliyor ama uzun vadede en hızlı eskiyecek olan donanım parçası, RAM olabilir. Bu arada, donanımda bir de Tempest Engine isimli bir motor bulunuyor. Bu motor sayesinde sesler, üç boyutlu bir hal alıyor ama kendisini ne yazık ki deneme imkanım olmadı; destekli kulaklığım bulunmuyor.
PlayStation 5 konsolunun donanımı bence 2020 senesine göre yeterince güçlü. Muhtemelen bu gücü 3-4 sene daha hissedeceğiz ama asıl problem, SSD tarafında yer alıyor. Şimdi, SSD inanılmaz hızlı çalışıyor ve yükleme süreleri filan söylediğinden bile daha çok düşüyor. Bu konuda mühendisleri ayakta alkışlamak gerekiyor ama problem, bu parçanın hızında değil, boyutunda. Bu hızlı SSD, sadece 667 GB gibi bir depolama sunuyor ve günümüzde oyunlar 100 GB gibi boyutlara rahatlıkla ulaşabiliyorken, bana bu SSD yeterli gelmiyor. Ek depolama mümkün ama aynı güçteki parçalar çok pahalı.
PlayStation 5 konsolumda şimdiye kadar Cyberpunk 2077, Destiny 2, Call of Duty: Black Ops Cold War ve diğer birçok oyunu oynadım. Biraz önce bahsetmiş olduğum kaliteli donanımın da gücünü bu oyunlarda gördüm. Mesela, Destiny 2 oyununu 4K/60 FPS olarak oynamak müthiş bir duyguydu. Call of Duty: Black Ops Cold War oyununun sadece 1-2 saniyede yüklenmesi ise her defasında ağzımı açık bırakıyordu. Cyberpunk 2077 için resmi bir yeni nesil güncellemesi gelmedi ama daha güncelleme gelmeden oyun 60 FPS olarak çalışıyordu. Yani, çıkış dönemine göre çok iyi bir donanım.
PlayStation 5 ile gelen DualSense nasıl bir şey?
PlayStation 4 için yazdığım incelemelerde DualShock 4 kontrolcüsünü birazcık gömmüştüm; Xbox tarafındaki kontrolcü özellikle titreşim konusunda çok başarılıydı. Bu titreşim de aslında oyunu hissetmemizdeki en önemli araç. Sony, muhtemelen geçen nesilde bunun farkına vardı ve inanılmaz bir yeni nesil kontrolcü sundu. PlayStation 5 ile gelen kontrolcünün adı DualSense ve kendisi oyun hissine ciddi anlamda önem veriyor ki bu konu, benim senelerdir sürekli şikayet ettiğim bir şeydi. Açıkçası, en başlarda da DualSense üzerinden tanıtılan birçok şeyin söylendiği gibi olmayacağını düşünüyordum ama hiç de öyle olmadı.
DualSense üzerinde hem güçlü ve oldukça farklı şekillere girebilen bir titreşim özelliği bulunuyor. Aynı zamanda kontrolcüdeki L2 ve R2 tuşları da mekanik ve bu sayede de tuşlar, duruma göre sert veya yumuşat bir hal alabiliyor; titreşim sunabiliyor. Şimdi, bu teknolojilerin direkt olarak oyun geliştiricileri tarafından desteklenmesi gerekiyor. Bu da aslında ortaya önemli bir sorun çıkartıyor: Şimdi insanlar yeni olduğu için bu teknolojiye emek veriyor ama gelecekte, DualShock 4 kontrolcüsündeki o dokunmatik alan gibi bu teknolojiler de unutulabilir mi? Bu soruyu bana sorarsanız, cevabım evettir.
Yine de DualSense, hem tasarımı ile hem de kullanımı ile beni ciddi anlamda etkiledi. Tasarım, öncelikle PlayStation 5 konsoluna güzelce iltifat ediyor ve bağımsız olarak da güzel görünüyor. Kontrolcü aslında DualShock 4 ürününe biraz benziyor ama yine de konsolun kendisi gibi birazcık gelecek temalı görünüyor. Tasarımın güzelliği yanında dediğim gibi kullanım tarafında da herhangi bir problem bulunmuyor. DualSense üzerindeki yeni teknolojiler de oldukça kaliteli hissettiriyor. Ayrıca kontrolcünün üzerinde bir de mikrofon bulunuyor ki bu sayede oyundaki insanlarla çok daha kolay iletişime geçebiliyorsunuz.
Her şeye rağmen, DualSense üzerindeki teknolojiler çok da kullanışlı olmayabiliyor. Mesela, Call of Duty: Black Ops Cold War oyununu çoklu oyunculu oynarken, R2 ve L2 tuşlarına tetik hislerini etkilemek, ateş etme hızınızı bir tık etkiliyor, birkaç milisaniye bile geç ateş etmeye başlasanız, böyle bir oyunda size problem yaşatabiliyor. Yani, DualSense aslında his konusuna çok güzel adımlar atsa bile bu adımlar her zaman oynanışı olumlu etkilemiyor. Bu noktada da acaba Sony tarafı biraz abarttı mı diye düşünmeye başlıyorum. Tabii aynı zamanda bunun orta noktasını bulabilecek olan kişiler geliştiricilerdir.
Arayüz ve kullanıcı deneyimi eskiden daha mı iyiydi?
PlayStation 5 konsolunun tasarımına idare eder dedim. Donanımı da iyice övdüm. DualSense ise apayrı bir deneyimdi, her ne kadar kısmen abartılı bir kullanıma sahip olsa bile. Şimdi ise sırada konsolun arayüzü ve genel anlamdaki kullanıcı deneyimi yer alıyor. Öncelikle, Sony Interactive Entertainment bu sene de kendi arayüz tasarımı kökünden ayrılmıyor ve PlayStation 3 ile başlatılmış olan geleneği devam ettiriyor. Bu sefer, PlayStation 4 konsolundaki gibi bir yapı görüyoruz ama her ikon biraz daha küçülüyor, tek bir sıraya düşüyor ve ekranın tepesinde yer alıyor. Yani, ana sayfada oyunların kapak görseli ön plana çıkıyor.
PlayStation 5 konsolunun iki ana menüsü bulunuyor. İlk menü tamamen oyunlara ayrılıyor. Burada eskiden olduğu gibi kütüphaneyi, yüklü oyunları, PlayStation Plus ve PlayStation Store sekmelerini görebiliyorsunuz. Bu arada, bahsi geçen iki sekme de artık arayüzün direkt olarak içinde. Yani, ayrı bir uygulama olarak çalışmıyorlar. Bu sayede çok daha temiz ve kaliteli bir deneyim yaşanıyor. Konsolun ikinci ana menüsü ise diğer medya uygulamalarına ayrılıyor; Netflix, YouTube ve Spotfiy gibi. Bu arada, yeni nesilde ne yazık ki canlı yayınları izleyebileceğiniz PlayStation uygulaması bulunmuyor.
4K çözünürlükte çalışan arayüz, aynı zamanda 60 Hz ve HDR ile işliyor. Aslında bunlar çok küçük şeyler ama yine de arayüzün kalitesini olumlu bir şekilde etkiliyor. Ayrıca, PlayStation Store ve PlayStation Plus da direkt olarak arayüze entegre edildiği için genel deneyim oldukça hızlı işliyor. Yalnız, yenilenen PlayStation Store benim hiç hoşuma gitmedi. Yani, şu anda mağazada başlayan bir indirimi bile görmek neredeyse imkansız oluyor. Sony Interactive Entertainment, sürekli olarak ufak güncellemeler atıyor o kısma ama yine de ben bu incelemeyi yazdığım sıralarda eski mağaza uygulamasını aratıyor.
Temiz ve modern görünen bu arayüzünde profilimiz de yenileniyor. Mesela, artık hangi oyunu, ne kadar oynadığımızı görebiliyoruz ve bu kayıtlar, PlayStation 4 konsolunun ilk gününden beri tutuluyor. Yani, konsolu satın alır almaz tüm sayaçlar sıfırdan başlamıyor. Eski nesilde 20 saat FIFA 21 oyununu oynadıysanız, o süreyi yeni nesilde görebiliyorsunuz. Ayrıca profilde artık övgüler de bulunuyor. Çevrim içi oyunlarda insanlar sizi övebiliyor ve bunlar, madalya olarak profilinizde görünüyor. Yalnız ben bu sistemi kullanan sadece 1 adet oyun gördüm, o da Call of Duty: Black Ops Cold War idi.
PlayStation 5, rakibinden eksik mi hissettiriyor?
PlayStation 5 konsolunda beni en çok rahatsız eden şey, aslında genel anlamda cihazın arayüzünde ve kullanıcı deneyiminde. Beni daha da üzen şey ise bu başarısızlığı Microsoft tarafının Xbox Series S ve Xbox Series X ile kusursuz bir şekilde halletmiş olması. Şöyle ki Microsoft, Smart Delivery özelliğini duyurduğu zaman basit bir reklam yalanı olduğunu düşünmüştüm. Yani, eski nesildeki bir oyun kaydını otomatik olarak yeni nesle geçirmek ne kadar zor olabilir de Microsoft buna isim verip, bir de üzerine böylesine gidiyor. Yalnız, Microsoft tarafı gerçekten işini biliyormuş efendim.
Diyelim ki Xbox One konsolunuzda Forza Horizon 4 oyununu oynadınız. Ardından yeni nesle geçtiniz, bir Xbox Series X aldınız ve Forza Horizon 4 oyununu yüklediniz. Bu oyunu yüklediğiniz zaman otomatik olarak oyunun yeni nesil sürümü yükleniyor. Ayrıca, oyuna giriş yaptığınız zaman da kayıt dosyalarınız otomatik olarak geliyor, siz sadece oyunu indirerek, deneyiminize kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz. Buna, Smart Delivery deniyor ve Sony Interactive Entertainment, PlayStation 5 konsolunda, anlatmış olduğum bu basit işlemi adeta bir karın ağrısına çeviriyor, rahatsız ediyor.
Diyelim ki PlayStation 4 konsolunda Call of Duty: Black Ops Cold War oyununu oynadınız. Ardından da PlayStation 5 konsolunu satın aldınız ve Call of Duty: Black Ops Cold War oyununu tekrar indirdiniz. Ondan sonra da doğal olarak oyunu açtınız. Yani, Xbox Series X konsoluna geçen bir oyuncunun yaptığı işlemlerin aynısını yaptınız ama siz, bu şekilde yaptığınız zaman rezaleti yaşıyorsunuz. Öncelikle, yeni nesilde indirmiş olduğunuz oyun, yeni nesle ait değil. Aynı zamanda oyunların yeni nesil sürümlerinde, PlayStation 4 konsoluna ait olan kayıt dosyaları da çalışmıyor. Şaka mı bu?
Sony Interactive Entertainment için tek bir oyun, PlayStation 4 ve PlayStation 5 sürümü olmak üzere ikiye ayrılıyor. Tabii eğer o oyun, yeni nesle resmi olarak destek veriyorsa ikinci sürümü görebiliyorsunuz. Yeni konsolunuz, varsayılan olarak tek bir oyunun iki sürümünü de aynı anda indirmeye çalışıyor ve iptal etmeye çalıştığınızda hangi dosya, hangi nesle ait göremiyorsunuz. Bir oyunu indirmeye başlamadan önce oyunun ayarlarını açıp, oradan yeni nesil sürümünü görüp, indirebiliyorsunuz. Ayrıca, dediğim gibi PlayStation 4 konsoluna ait kayıt dosyaları da oyunların PlayStation 5 sürümünde çalışmıyor; baştan başlamak zorunda kalıyorsunuz.
Profilinizdeki oyunları ikiye katlamaya hazır mısınız?
Şimdi, ben aslında düzenli bir şekilde hareket etmeyi çok severim. Aynı şekilde PlayStation 5 konsolumdaki profilimin de düzenli kalmasını isterim ama hemen yukarıda bahsettiğim problemden ötürü bu imkansız oluyor. Daha önce de dediğim gibi Sony Interactive Entertainment, tek bir oyunu iki sürüme ayırdığı için profilinizde görünen oyun ve kupa sayısı da ikiye katlanıyor. Mesela, ben Destiny 2 oyununa yeni nesil güncellemesi gelene kadar 944 saat oynamıştım ama yeni nesil güncellemesi gelince oyun ikiye bölündüğü için profilimde aynı oyundan bir tane daha çıktı ve sayaç sıfırdan başladı, kupalar da kopyalandı.
Tamam, aynı kupaları otomatik olarak tekrar kazanıp, profil seviyesini yükseltmek güzel bir şey ama PlayStation 5 konsolunun bu saçma sistemi yüzünden daha yeni eklenmiş olan oyun süresi sayaçları bile anında çöp oluyor. Mesela, Cyberpunk 2077 için yeni nesil güncellemesi gelince de aynı şey olacak; ben sanki aynı oyunu iki kere satın almışım gibi profilimde aynı oyundan bir tane daha belirecek. Eski oyundaki sayaç olduğu gibi kalacak, ben yeni sürümde her şeye sıfırdan başlayacağım. CD Projekt RED, kendi sunucularına kayıt dosyalarını atmamıza izin vermezse, oyuna da yeni nesil için sıfırdan başlamak gerekecek.
Kayıt olayı hariç bahsettiğim diğer şeyler, muhtemelen birçok oyuncunun umurunda olmayacaktır. Bu anormal bir şey değil; benim bunları kafaya çok takıyor olmam anormal ama herkes de aynı olamaz zaten. Kullanıcı deneyimindeki bu problem ve tabii ki kayıt dosyalarının çalışmıyor olması, gerçekten Microsoft tarafının Smart Delivery ile ne kadar muhteşem bir iş başardığını gösteriyor. Bu arada, genel kullanıcı deneyimi hakkında öveceğim şeyler de bulunuyor ama bu iyi noktalar, ne yazık ki bahsettiğim problemlerin arasında en azından benim için boğuluyor efendim.
PlayStation 5 konsolunda benim hoşuma giden ufak detayların başını ise konsolda oyun bitince, telefona bildirim gelmesi. Eğer akıllı telefonunuzda PlayStation markasının resmi uygulaması varsa, yeni nesil konsolunuza oyun indiği zaman bildirim geliyor ve, “Acaba oyunum indi mi?” diye düşünerek, sürekli konsolu kontrol etmemize gerek kalmıyor. Aynı zamanda oyunlar için ön ayarlar da bulunuyor. Konsolun ayar sekmesinden, video oyunlarının temel ayarlarını tek seferde özelleştirebiliyorsunuz. Mesela, tüm oyunlarda alt yazıların açık olmasını mı istiyorsunuz? Konsolun ayarlarından bunu otomatik olarak yapabiliyorsunuz.
PlayStation 5 konsolunda başka ne gibi yenilikler var?
Geride bıraktığımız nesilde Microsoft ve Xbox markalarının en büyük avantajı Xbox Game Pass idi. Yeni nesilde ise Sony Interactive Entertainment, buna PlayStation Plus Collection ile cevap veriyor. İki sistem aslında birebir aynı şekilde çalışmıyor. Mesela, Xbox Game Pass için her ay yeni oyunlar geliyor ama PlayStation Plus Collection, tamamen sabit bir kadroya sahip. Buna karşılık, bahsi geçen yeni oyun kütüphanesine ulaşabilmek için yapmanız gereken tek şey, PlayStation Plus için abone olmak. Zaten bence bu sistemin en büyük artısı da bu. Birçok sıkı oyuncu halihazırda zaten PlayStation Plus abonesi.
PlayStation Plus Collection içerisinde geçen nesle ait en iyi video oyunlarından bazıları yer alıyor. Bloodborne, Days Gone, Detroit: Become Human, God of War, Uncharted 4: A Thief’s End, Battlefield 1, Fallout 4, Monster Hunter: World ve Persona 5 gibi birçok oyunun yer aldığı PlayStation Plus Collection, bence PlayStation 5 konsolunun en iyi noktalarından biri. Tabii ki kendisinin kütüphanesi Xbox Game Pass kadar kalabalık değil ama PlayStation Plus Collection, sadece en iyi video oyunlarını içerisinde bulunduruyor gibi görünüyor. Xbox Game Pass, daha çok yeni oyun keşfine odaklanıyor.
PlayStation 5 konsolunun iyi yanlarından bir tanesi ise bazı yapıtların parça parça indirilebilmesi. Aslında bu destek, eski nesilde de vardı ama oyunların içerisinde çalışıyordu, konsol seviyesinde değildi. Şimdi ise Call of Duty: Black Ops Cold War gibi bir oyunu indirmek istediğiniz zaman, konsol size soruyor, “Hangi oyun modlarını indirmek istiyorsunuz ve öncelikle hangisini oynamak istiyorsunuz?” diye. Konsol, aynı anda sadece 1 adet indirme yapabildiği için öncelik tanıdığınız mod, en başa alınıyor. Eski nesilde aynı anda 3 adet indirme yapabiliyorduk. Şimdi acaba ne oldu da bu sayı düşürüldü?
Tüm bunların haricinde, konsolda bir de aktivite kartları ve yenilenen hızlı menü bulunuyor. Öncelikle, destekleyen video oyunları, aktivite kartları gösterebiliyor. Bu kartları kullanarak, oyunlardaki istediğiniz modlara hızlı bir şekilde ulaşabiliyorsunuz. Bu kartlar, en başta işe yaramaz özellik gibi görünse bile kesinlikle zaman kazandırıyor. Ayrıca, konsolda artık oyunlara ait yeni haberleri de görebiliyoruz. Yalnız, bu özelliğin de oyunlar tarafından desteklenmesi gerekiyor. Yalnız, hangi oyunun haberlerini takip etmek istediğinizi kolayca seçebileceğiniz bir arayüz yok. Varsayılan olarak kütüphanenizdeki tüm oyunları takip ediyorsunuz.
Konsolu ilk açtığımızda nasıl bir deneyim yaşanıyor?
İnceleme yazımı 2020 senesi için bitirmeden önce konsolun nasıl açıldığından ve diğer birkaç detayından daha bahsetmek istiyorum. Öncelikle, konsolun ilk açılışı gayet güzel bir şekilde başlıyor. Klasik ayarlamaları yapıyoruz, hesabımız için genel gizlilik ayarlamalarını hızlıca hallediyoruz, bekleme modunun ayarlarını yapıyoruz ve ardından da konsola yüklenecek olan ilk uygulamaları/oyunları seçiyoruz. Tabii bu sırada LAN kablosu veya Wi-Fi üzerinden PlayStation 4 konsolumuzdaki oyunları ve kayıt verilerini de hızlıca aktarabiliyoruz. Yani, konsolun ilk başlama deneyimini gayet kaliteli ve kolay buldum.
Ondan sonra işin içine tabii ki oyun indirme ve onları güncelleme geliyor. Öncelikle, biraz önce de dediğim gibi PlayStation 5, aynı anda tek bir indirme yapabiliyor ama bu indirmeler, PlayStation 4 konsolundaki indirmelerden daha hızlı işliyor. Güncellemeler de eskisi gibi saatlerce kopyalama modunda kalmıyor. Yalnız, bu hızlı güncellemeler sadece oyunların PlayStation 5 sürümlerinde yer alıyor. Geriye dönük uyumluluk programı dahilinde çalışan oyunlar, eğer eski nesilde de uzun kopyalama süreleri görüyorsa, yeni nesilde de görüyor. Yalnız, yeni nesle ait olan video oyunlarında öyle bir problem yer almıyor.
Peki, konsolumuzu ilk defa açtıktan sonra karşımıza çıkan çıkış oyunları hakkında neler söyleyebilirim? Assassin’s Creed Valhalla, Astro’s Playroom, Call of Duty: Black Ops Cold War, Demon’s Souls, Devil May Cry 5: Special Edition, DIRT 5, Marvel’s Spider-Man: Miles Morales, No Man’s Sky: The Next Generation ve çok daha fazlası ile çıkışını gerçekleştiren PlayStation 5, gerçekten oyun konusunda hiçbir eksiklik hissettirmiyor. Birinci parti oyun tarafında da bolca çeşitlilik var; üçüncü parti oyun tarafında da bolca çeşitlilik var. Aynı zamanda, ücretsiz olarak PlayStation 5 konsoluna Fortnite, Destiny 2 ve Warframe de destek oluyor.
Son olarak, elinizin altında bir de hızlı menü bulunuyor. PlayStation 4 konsolunda PlayStation tuşuna basılı tutarak açabildiğiniz bu menü, şimdi konsolun çok daha temel bir parçası haline geliyor. Kendisi, adeta ana menüye ek bir alan gibi çalışıyor ve oyunculara çok daha fazla ayar sunuyor. Mesela, hızlı menü sayesinde hızlıca müzik çalabiliyorsunuz, arkadaş listenizi görebiliyorsunuz, internetinizi kontrol edebiliyorsunuz, konsolu kapatabiliyorsunuz, bekleme moduna alabiliyorsunuz, oyunlar arasında değişiklik yapabiliyorsunuz ve çok daha fazlasının mümkün olduğunu görebiliyorsunuz.
PlayStation 5, 2020 senesinde nasıl bir konsol?
PlayStation 5 konsolunu şu anda birkaç farkı kategoride değerlendirebilirim. Bunlardan ilki ise tasarım. Açıkçası ben konsolun tasarımından tam olarak memnun değilim ama bu kadar büyük bir yapı sayesinde cihaz hem inanılmaz sessiz, hem de oda sıcaklığında kalabiliyorsa, kesinlikle tasarımı kabul edebilirim. Tamam, böylesine bir cihazın görünüşü güzel olmalı ama sürekli bağıran ve yanan bir konsoldan ziyade sessiz ve sakin bir PlayStation 5 konsolunu her zaman tercih ederim. Tabii nesil ilerledikçe ve oyunlar geliştikçe bu sessizlik korunabilir mi, konsol kendisini yakmaya başlayabilir mi, bilemiyorum.
PlayStation 5 konsolunu değerlendirebileceğim bir başka kategori ise cihazın donanımı ve tabii ki gücü. Şimdilik neslin henüz başındayız ve yeni nesle tamamen ait olan çok da fazla oyun görmedik ama 60 FPS değerindeki oyunlarla konsolların sonunda tanışmış olması beni memnun etmeye yetti. Mesela, Destiny 2 oyununu en yüksek görsellikle, 4K/60 FPS olarak oynayabilmek bence çok güzel bir şey. Aynı şekilde, Demon’s Souls ve Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyunları da bu konsolda muhteşem görünüyordu ve oynanıyordu. Umuyorum ki 60 FPS, seneler boyunca bu konsolun verebileceği performans olarak hiç değişmez.
İşin biraz sarpa sardığı kısım ise genel anlamdaki kullanıcı deneyimi. Yani, Sony Interactive Entertainment tarafına bu noktada çok kızıyorum; bir işi hiç yapmamak yerine yarım yamalak yaptılar. Mesela, oyunların yeni nesil sürümlerini tamamen ayrı bir yapıt olarak gösterip, kayıt dosyalarını uyumlu yapmama mevzusu nedir? Microsoft, resmen Smart Delivery ile şov yaparken, insanlar bu konsolda oyunların PlayStation 4 sürümünü oynuyordu farkında bile olmadan. Ayrıca, PlayStation Store da yeni haliyle güzel görünüyor ama hiç işlevsel değil. Tüm bunlar, umuyorum ki seneler boyunca gelecek güncellemelerle düzeltilecektir.
Her şeyi toparlamak gerekirse, normal şartlar altında PlayStation 5 konsolunu rahatlıkla önerebilirim. Yalnız, ülkemizde normal bir şart bulabilmek mümkün değil. Malum, bu konsollar 500 Dolar üzerinden satışa çıkıyor ama ülkemize gelene kadar hem kurlardan ötürü, hem de sayısız vergiden ötürü 1000 Dolar oluyor. Yani, ülkemizde iki konsol parasına tek konsol almış oluyorsunuz. Bu durumda, “Yeni nesil çok güzel, 8300 TL vermeye çok değer.” diyebilmek imkansız. Her ne kadar yaşadığım deneyim güzel olsa bile bu konsol benim gözümde en fazla 5000 TL eder. Yine de ürünün kaliteli ve satın alınabilir olduğunu bilmenizi isterim. Sonuçta bu bir inceleme.
PlayStation 5, 2021 senesinde nasıl bir konsol?
PlayStation 5 için ilk incelememi, 24 Aralık 2020 tarihinde yayımlamıştım. Şimdi ise 24 Aralık 2021 tarihindeyiz ve bu incelemem için ufak bir güncelleme atmak istedim. Açıkçası, ben bu konsolun ilk senesinden biraz fazla şeyler bekliyordum. Yani, büyük sistem güncellemeleriyle önemli özelliklere kavuşacağımızı düşünüyordum ama sene boyunca ya 1, ya da 2 tane büyük sistem güncellemesi aldık. Bunlar da öyle çok aman aman diyebileceğim şeyler getirmedi konsola. Sanıyorum ki en ilgi çekebilecek olan özellik, üç boyutlu ses teknolojisinin artık televizyonlara da aktarılabilmesiydi ama bunu yaptığınız zaman, televizyonunuza bağlı olarak ses kaliteli bayağı düşebiliyor.
Üç boyutlu ses teknolojisinin televizyonlara aktarılabiliyor olması haricinde, oyuncuların harici SSD kullanabilmesi desteği de konsola eklendi ama ben bunu en azından kendi konsolum için gerekli görmedim. Evet, zaman zaman depolama alanı problemleri yaşıyorum ama bunlar çok kısa sürüyor; zaten oynamadığım oyunları düzenli olarak siliyorum. Ben, 2021 senesinde daha çok konsola yeni arayüz özelliklerinin ve değişikliklerinin geleceğini hayal etmiştim. Mesela, özelleştirilebilen arka planlar filan fena olmazdı ama sadece istek listenize eklediğiniz oyunlar indirime girince bize gönderilen bildirim yeniliği ile idare etmek zorunda kaldım.
Buna rağmen PlayStation 5, kesinlikle kötü bir 2021 senesi geçirmedi. Hatta tam tersine, sistem tarafında çok bir yenilik görmesek bile Sony Interactive Entertainment, bu konsol için birbirinden kaliteli oyunları piyasaya sürdü. Bu sene; Death Stranding: Director’s Cut, Ghost of Tsushima: Director’s Cut, Ratchet & Clank: Rift Apart ve Returnal gibi birbirinden ilgi çekici oyunlar gördük. Bu oyunların tamamı, özellikle de Ratchet & Clank: Rift Apart bence muhteşem bir deneyim sunuyordu ve konsolun gücünü de göstermeyi başarıyordu. Tabii, Gran Turismo 7 ve Horizon: Forbidden West gibi oyunların da 2021 yerine 2022 senesine ertelenmesi, senenin kötü haberleriydi…
Açıkçası, 2020 ile 2021 arasında çok da bir fark yok. Yani, 2020 senesinde olumsuz olan birçok şey, 2021 senesinde de olumsuz; olumlu olan şeyler de 1 sene sonra hala olumlu. Bu yüzden de PlayStation 5 konsoluna vermiş olduğum orijinal puanı değiştirmeyi düşünmüyorum. COVID-19 ve birçok farklı sebepler yüzünden biraz sakin bir sene geçirdik ama tahmin ediyorum ki hem yazılım, hem de donanım tarafında 2022, çok daha dolu bir şekilde geçecek. Ayrıca, ekonominin bu kadar çalkantılı olmasına rağmen bu konsolun fiyatının 7500 TL olarak kalması da ayrı bir güzellik. Karaborsa yerine resmi stok da bulabilsek, her şey kusursuz olacak.