Mücadeleci yapıdaki FPS oyunu Point Blank için 2. Dünya Savaşı güncellemesi yayımlandı. Bu güncellemeyle ilgili içeriğimizi merak eden okurlarımız inceleyebilirler. Bu yazıdaysa hem haberimize konu olan oyundaki 2. Dünya Savaşı temasını, hem de bu temanın zaman içerisindeki ilerleyişini konu almak istiyoruz. Giriş kısmında sözü fazla uzatmadan zamanda beraberce kısa bir yolculuğa çıkmak isteyen okurlarımızla birlikte yazımıza devam edelim.
Point Blank: WWII ile neler değişiyor?
2000’li yılların ilk yarısı sonlanırken video oyunu dünyasında çok sayıda serzeniş yükseliyordu. Bu serzenişlerin temelinde ise 2. Dünya Savaşı temasının artık bıkkınlık verdiği ve bu temayı kullanan oyunlardan sıkılmak vardı. Yalnızca Call of Duty ve Medal of Honor gibi FPS türündeki oyun serileri değil, hemen her türdeki yapımda 2. Dünya Savaşı unsurları kullanıldığından bu serzenişlerdeki haklılık payı büyüktü.
Aradan uzun yıllar geçti, video oyunu geliştiriciler bu temadan uzaklaşarak uzaya kadar çıktılar ve sonrasında yeni bir serzeniş boy gösterdi: Biz 2. Dünya Savaşı oyunlarını çok özeldik. Maden bu tema özlenmişti, video oyunu geliştiricileri durur mu, hemen harekete geçtiler. Battlefield 1 oyunu gibi işi biraz daha geriden alan da oldu, Call of Duty: WWII gibi tam zamanına geri dönen de. Tabii Battlefield V oyunuyla EA ve DICE ekiplerinin de nihayetinde 2. Dünya Savaşı’na geri dönüş yaptıklarını atlamayayım.
Her şey dozunda güzel oluyor galiba. Ne her oyunda aynı temayı görmek insanları memnun ediyor, ne de uzun yıllar 2. Dünya Savaşı’ndan uzak durmak. Video oyunu geliştiricileri, bir şeyin suyunu çıkarana kadar üzerinde durmazlarsa biz oyuncular için çok daha iyi olacağını düşünüyorum. FPS türünün günümüzdeki en güçlü temsilcileri olan Call of Duty ve Battlefield serileri de bu anlayışı benimsemiş olabilirler.
Gerçi Battlefield 1 çok tutunca DICE tarafı serinin yeni oyununda geçmişin cazibesini bir kenara atamadı ama Call of Duty serisi bir yeni dönem bir eski dönem şeklinde bir yol izleyeceğinin sinyallerini veriyor. Konuyla ilgili sizlerin de görüşleri varsa yazabileceğinizi belirterek asıl konumuz olan Point Blank oyunundaki 2. Dünya Savaşı unsurlarına geçelim. Mücadeleci yapıdaki bu ücretsiz FPS oyunu, sizlerle daha öncesinden paylaşmış olduğumuz gibi 2. Dünya Savaşı güncellemesi aldı. Bu güncelleme nasıl olmuş yakışmış mı, diye soran okurlarımız için birkaç söz edeyim.
2. Dünya Savaşı teması her oyuna uyar mı?
Point Blank için gelen güncellemeyle birlikte zamanda bir miktar geriye gidiyoruz. Oyuna 2. Dünya Savaşı unsurları barındıran yeni karakterler, giysiler, silahlar ve haritalar eklendi. Bu eklentiler ve oynanış hakkında bazı görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle eklentiden sonra oynanışta büyük bir farklılığın oluştuğunu söyleyemem. Tamam, eski tip silahlarla savaşıyoruz, yeni harita bizi bir miktar eskiye götürüyor ama oynanışla ilgili bariz yenilikler pek hissedilmiyor.
Tabii ki oyuna gelen görsel yenilikle birlikte günümüzden, geçmişe doğru bir yolculuk yapmıyor değiliz. Elimizde dönemsel silahlar, üzerimizde nostalji giysilerle oyunun zamansal anlamında verdiği hissi tatminkâr buldum. Bir başka deyişle, gelen güncellemeden sonra sanki doğrudan 2. Dünya Savaşı ile ilgili bir yapımı oynuyormuş gibi hissettim. Bu durum da Point Blank oyununa eklenen içeriklerin başarıyla yansıtıldığını ve zaman anlamında oyuncuları geriye götürdüğü şeklinde yorumlanabilir.
Bununla birlikte her ne kadar silahlar değişse, mekanlar farklılaşsa da oynanışta devrimsel değişim pek hissedilmiyor. Yine aynı hızlı yapıda düşmanları görüyor, ateş ediyor, ölüyor ya da öldürüyoruz. Ayrıca tüm silahların konsepti değişmediği için biraz da karmaşa oluyor. Eğer yalnızca 2. Dünya Savaşı sırasında kullanılan silahlar ve mekanlar kalsaydı, bir nebze daha ortam algılanabilirdi. Yalnız öyle çok sıkıntılı bir durum bulunmuyor ve oyunun geneline yenilik olarak bu güncelleme yansıyor.
Her iki konuyu da bir arada alırsak, 2. Dünya Savaşı unsurları ve eski model savaş ögelerinin Point Blank oyununa eklenmesi farklı bir duyguyu ortaya çıkarıyor. Özellikle yukarıda bahsettiğim gibi 2000’lerin başlarındaki 2. Dünya Savaşı furyasını yakından yaşayan oyuncuların bu durumu memnuniyetle karşılayacağını düşünüyorum. Oyunlardaki zamansal ve mekânsal çeşitliliğin sıklıkla gösterilmesi gerektiğine inandığımı söyleyerek yazıyı sonlandırayım.
