Pokémon markasının çok özel olmasının pek çok nedeni var. Bir takımı yakalamak ve yetiştirmek, Shin Megami Tensei veya Dragon Quest Monsters gibi video oyunlarında elde edemeyeceğiniz bir bağlanma hissine sahip. Dünya sıcacık ve her yerde keşfedilecek yeni şeyler var. Oyunların kendisi, başka hiçbir şeyde olmadığı kadar topluluk ve işbirliğini teşvik ediyor. Bununla birlikte, Nintendo 3DS dönemini geride bıraktığımızdan beri veya sadece iki boyuttan üç boyuta geçişte bile kalitede gözle görülür bir düşüş oldu. Pokémon Scarlet ve Pokémon Violet ise doğru yönde atılmış bir adımdı ve alışılagelmiş formülü daha serbest bir yapıyla kırdı.
Her şeye rağmen Pokémon Scarlet ve Pokémon Violet, bu ilk adımı hassas bir şekilde atmaktan çok, yol boyunca bir sürü problem ardından yere yüzüstü düşmek gibiydi. Oyunun genişleme paketinin ilk bölümü olan The Hidden Treasure of Area Zero – Part 1: The Teal Mask ile Pokémon dünyasına geri döndük. Bu oyunun genişleme paketi sizi Kitakami adasına bir saha gezisine götürüyor. Saha gezileri rutini kırdıkları için öne her zaman çıkmışlardır. Bir saha gezisindeyseniz okul, okul gibi hissettirmez; bir etkinlik gibi hissettirir. Günlük eziyetten farklı bir şey yapıyor ve yeni bir şey deneyimliyorsunuz. Bu şekilde hissedersiniz.
Pokémon Scarlet ve Pokémon Violet oyunlarının zaten keşfedilecek koca bir bölgeye sahip olduğunu görünce, yeni topraklara yapılacak bu gezinin işleri nasıl değiştireceğini merak ettim ama Kitakami’ye yaptığım gezi sona erdiğinde, bir saha gezisinden daha ziyade sıradan bir gün yaşıyormuşum gibi hissettim. Ana oyunda Paldea bölgesini keşfederken eğlenirken, açık dünya yapısının önemli bir zayıflığı ortaya çıktı: Paldea yaşayan, nefes alan bir dünyadan ziyade bir Pokémon dağıtıcısı gibi işliyor. İster bir ovayı, ister bir dağı keşfedin, arazi gerçek oynanış için çok az fark yaratıyor. Arka planlar birbirinin yerine kullanılabiliyor ve macera hissi yok oluyor.
Kitakami’ye vardığımda, aynı çimenli ovaları ve dağları buldum. Paldea, İspanya’dan ilham almıştı. Kitakami ise daha çok Japonya’dan ilham almış gibi görünüyor. Bununla birlikte, herhangi bir yöne bakacak olursanız, çok az kişinin iki yer arasındaki farkı anlayabileceğinden şüpheleniyorum. Sadece küçük süslemeler Kitakami’nin farklı bir kültüre sahip ayrı bir yer olduğu konusunda size ipucu verebilir. Oyunların görsellerinin ayrıntıdan yoksun olduğu bir sır değil ve yeni bölgesini eskisinden anlamlı bir şekilde ayırt edememesi bunun en kötü sonuçlarını temsil ediyor. Kitakami yeni bir yeri keşfediyormuş hissi vermiyor; mevcut haritanın bir parçası aniden ortaya çıkmış gibi hissettiriyor.
Pokémon Violet: The Hidden Treasure of Area Zero – Part 1: The Teal Mask, pek de yeni hissettirmiyor
Kitakami’nin estetiği, “yeni” ve “heyecan verici” tarzı şeylerin bu yolculuk için gündemde olmadığı tonunu hemen belirliyor. Bu ton Pokémon seçimine de yansıyor. Günün sonunda, Pokémon Scarlet ve Pokémon Violet oyunlarının oynanışının en önemli özelliği Pokémon yakalama deneyimidir. Canavarları yakalamak ve toplamak, sizi daha sert tasarım kararlarının çoğunun ötesine taşıyacak kadar eğlence sağlıyor. Ancak bu eğlencenin büyük bir kısmı, toplamanın getirdiği yenilik hissinde yatıyor. Ne yazık ki, tanıdık hissettiren sadece çevre değil; Pokémonlar da öyle. İşte bu noktadan sonra bu ek paket hakkında olumlu şeyler söylemek çok zorlaşıyor.
Bu adada sadece küçük bir avuç dolusu gerçekten yeni Pokémon bulunuyor. Asıl satış noktası olarak Kitakami, Pokémon Scarlet ve Pokémon Violet içerisinde mevcut olan Pokémon listesini genişletmek için önceki oyunlardan yaklaşık yüz Pokémon’u geri getiriyor. Elbette geliştiricilerin genişleme için tamamen yeni bir Pokémon listesi hazırlamasını beklemiyorum, ancak bu durum tüm yakalama deneyimini nispeten heyecansız hale getiriyor. Ekans ve Sandshrew’u yakalamaktan nasıl sıkıldığımı cümlelerle anlatabilmem mümkün olmaz muhtemelen.
Elbette, bu Pokémonları daha önce milyonlarca kez yakalamış olmam herkesin yakaladığı anlamına gelmiyor. Çok daha temel bir sorun olmasaydı, Pokémonların yeniden kullanılmasını affedebilirdim. Yavaş yavaş, yakalamak için yeni bir Pokémon’a koştuğum, ancak gizemli bir şekilde ona zaten sahip olduğumu keşfettiğim garip bir fenomen yaşamaya başladım. Bu yeni genişleme paketini yeni bir bölgede oynuyorum, bu yüzden oyunda yeni olan Pokémonlarla karşılaşmam mantıklı. Kitakami Pokedex’ini açtığımda gerçeği keşfettim. Pokedex’in neredeyse yarısını zaten doldurmuştum – profesyonel bir oyuncu olduğum için değil, Kitakami’deki Pokémonların neredeyse yarısını zaten ana oyunu oynarken yakaladığım için…
Adayı keyfi olarak hariç tutulan eski Pokémonlarla doldurmak bir karar olabilir, ancak zaten oyunda bulunan önemli miktarda Pokémon ile doldurmak, tüm keşif gezisini zaman kaybı gibi göstermeye başlar. Geliştiriciler, tüm Pokémonları oyundan oyuna taşımama kararlarının ardından hangi Pokémonların hangi oyunlarda mevcut olduğunu takip etmenin neredeyse imkansız olmasından faydalanıyor gibi görünüyor. Belki önünüzdeki Pokémon yenidir, belki de değildir. Sanıyorum ki ek paketin içerisindeki en büyük tasarım problemi burada yatıyor.
Belki aynı genişlemenin ikinci bölümü ile işler değişebilir ama daha ona çok zaman var
Kitakami, bir Pokémon oyunu için en önemli olan şekillerde bir kimlik oluşturmakta başarısız oluyor. Ortamlar masaya çok az yeni şey getiriyor ve Pokémon seçimi daha da azını getiriyor. Paldea benzer çevresel sorunlardan mustarip olsa bile, en azından keşif yeteneklerinizin ilerlemesine ve geri dönecek ana hikayeye sahipti. Buradaki yolculuğunuz nispeten durağan kalıyor, bu da özellikle bu genişlemenin ana hikayesi sizi haritanın etrafında ileri-geri koşmaya gönderdiği için belirginleşiyor.
Hikaye, çaresizce terapiye ihtiyaç duyan çok uyumsuz iki çocuk olarak tanımlayabileceğim şey etrafında dönüyor. Terapi yerine aldıkları şey sürekli Pokémon savaşları. Ruh halleri o kadar hızlı değişiyor ki ne olduğunu şaşırıyorsunuz. Olay örgüsünü tamamlamak için gereken 3-4 saatlik hızlı zaman dilimi sorunu daha da kızıştırıyor. Pokémon serisinin hikayelerine gelince, ana oyunun zirvelerine ulaşmadan sizi ileriye taşımak için yeterli. Kitakami’nin efsanevi Pokémonlarının arkasındaki tema ve bilgi en azından eğlenceli bir hikaye anlatıyor.
Bununla birlikte, tüm hikayeler daha önce söylendi ve yapıldı, Kitakami yetersiz bir saha gezisi yapıyor. Hikayeden sonra, bir avuç dolusu küçük görevle baş başa kalıyorsunuz. Bunlar tükendiğinde, geriye kalan tek şey dışarı çıkmak ve birçok tanıdık arazide birçok tanıdık Pokémon yakalamak. The Hidden Treasure of Area Zero – Part 1: The Teal Mask içerisinde eğlenmek için bazı şeyler var kesinlikle ancak bunlar ana oyunun zaten bolca sunduğu eğlencenin aynısı.
Pokémon Violet: The Hidden Treasure of Area Zero – Part 1: The Teal Mask, daha önce görmediğimiz hiçbir şey sunmuyor. Kitakami, sahip olduğu Japon temasına rağmen, sadece farklı Pokémonlarla yaratılmış bir Paldea gibi hissettiriyor. Hikaye ilgi çekici değil ve karakterler bir anda tamamen değişiyor ve dahil edilen Pokémonların çoğu zaten ana oyunda görünüyor. Bu yüzden de neden birisi bu deneyimi yaşamak ister, açıkçası bilemiyorum.