Evolve, Alien vs. Predator, Deceit, Dead by Daylight, Friday the 13th: The Game ve çok daha fazla birbirine benzer oyun… Tüm bu oyunların aslında birkaç ortak noktası bulunuyor. Bu noktalardan bir tanesi, hepsinde çok güçlü bir yaratığa karşı hayatta kalan insanların mücadele ediyor olması. Bir başka ortak noktaları ise benim bu oyunların hiçbirini sevmiyor olmam. Daha doğrusu, lisanslarından ötürü Friday the 13th: The Game ve Alien vs. Predator ilgimi çekmişti ama onları sevmemiştim. Şimdi ise sırada Predator: Hunting Grounds var.

IllFonic tarafından PC ve PlayStation 4 platformları için geliştirilen, Sony Interactive Entertainment tarafından da dağıtımı sağlanan bu video oyunu, 24 Nisan 2020 tarihinde çıkışını yapacak. Yalnız, bu çıkıştan önce oyunun geliştirici ekibi bir açık beta düzenlemek istedi. Ben, markaya olan ilgimden dolayı oyunun açık beta sürümünü indirdim ve oynadım. Tabii öyle boş boş oyun oynamak olmaz, bir de ön inceleme yazmak lazım, değil mi? Sonuçta Predator: Hunting Grounds, Mavi Kol olarak bizim inceleme radarımızda yer alıyor.

Predator: Hunting Grounds oyununun açık beta sürümü yeterince temel içeriklerden oluşuyor. Hatta ilgimi çeken ilk şey, bu sürümde bile ganimet kutularına yer verilmiş olmasıydı. Yahu, zaten açık beta sürümü oynuyoruz. Tüm ilerlemeler kesinlikle beta bittikten sonra silinecek. Hazırlanan tüm kozmetik ögeleri, ücretsiz bir şekilde oyunculara sunsanıza? Ganimet kutusu sistemini hazırlayıp, birkaç renk değiştirme ögesine de fiyatlar biçip veya direkt kutuların içerisine saklayıp, açık betada oyunculara sunmanın ne anlamı var?

Oyuna girdiğim anda ganimet kutuları dikkatimi çektiği için ondan sonra bir de karakter özelleştirme sistemlerine bakmak istedim. Bunun detayını bir sonraki başlığın altında vereceğim ama kozmetik yönden bu oyunun yoğun ve dolu olabileceğini söyleyebilirim. Bakın, güçlü veya kaliteli demiyorum, dolu ve yoğun olacak diyorum. Açık betada çok fazla kozmetik öge yok ama bu tip video oyunlarında karakterlerin görünüşleri ön planda gelir ve şimdiden oyuna eklenen ayarlara bakarak da bunun ana oyunda önemli olacağını düşünebiliriz.

Predator: Hunting Grounds

Predator: Hunting Grounds oyunundaki kozmetik ögeler başarısız mı?

Yukarıda yazmış olduğum cümleler kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Video oyunlarında kozmetik ögelere ben bayılıyorum. Hatta birçok oyunu da kozmetik yöndeki ilerlemeler yüzünden oynuyorum. Predator: Hunting Grounds oyunundaki karakter özelleştirme olayları da bu sebepten ötürü ilgimi çekti kesinlikle. Tahmin edebileceğiniz gibi bu video oyununda hem Fireteam isimli hayatta kalan insanlardan olabiliyoruz, hem de o insanları avlamaya çalışan Predator olabiliyoruz. İki taraf da kozmetik yönden özelleştirilebiliyor.

Karakter özelleştirme kısmında öncelikle Loadout sistemi karşımıza çıkıyor. Açık betada çok da farklı şeyler olmadığı için 1’den fazla Loadout oluşturma gereği hissetmedim ama belli ki oyunda altı farklı Loadout oluşturabileceksiniz. Her Loadout içerisinde farklı karakter sınıfı, silahlar, ekipmanlar ve dış görünüş kullanabileceksiniz. Dış görünüş demişken, Predator olduğunuz zaman vücut tipinizi, saçlarınızı, maskenizi, maske boyanızı, vücut görünümünüzü, zırh tarzınızı ve başarımlarınızı özelleştirebiliyorsunuz.

İsterseniz Predator olun, isterseniz de Fireteam üyesi olun, birçok farklı kategori altında renk seçimleri de bulunuyor. Mesela, Predator için bir zırh tipi seçtikten sonra oyunun rengini de ayarlayabiliyorsunuz ama bunlar Anthem oyunundaki gibi serbest değil, hazır size sunuluyor. Yani, renkleri ve doku kaplamalarını ganimet kutularından bulmanız veya oyun içi bir birim ile satın almanız gerekiyor. Ayrıca karakterinizin silahlarını, özelliklerini filan da özelleştirebiliyorsunuz ve burada da kozmetik ögeler yer alıyor.

Predator için söylediğimiz özelleştirmeler, klasik karakter özelleştirmelerinden biraz farkı ve bu kesinlikle olumlu bir şey. Fireteam üyenizi özelleştirmek istediğiniz zaman ise daha klasik ama daha çok seçenek karşınıza çıkıyor. Mesela bu oyunda; vücut tipinizi, şapkanızı, gözlüğünüzü, ağız kısmınızdaki aksesuarları ve kafanızı tamamen saklayacak ögeleri belirleyebiliyorsunuz. Aynı zamanda; saçınızı, yüz boyanızı, deri renginizi ve kıyafetinizi de set halinde özelleştirebiliyorsunuz ki buralarda da renk seçimleri mevcut.

Predator: Hunting Grounds

Bu oyunda tam olarak neler yapıyoruz?

Şimdi geldik, Predator: Hunting Grounds oyununu yerin dibine gömeceğim noktaya. Kozmetikler filan video oyunlarının üzerine ekstra gelebilecek şeyler. Öncelikle oyunun temelinin başarılı olması gerekiyor ve bu oyun ne yazık ki öyle bir temele sahip değil. Oyun, sizi inanılmaz kalitesiz ve sıradan görünen bir öğretici bölüm ile selamlıyor. Yalnız bu öğretici bölümü tam 3 kere baştan başlattım; oyun içi bir hata benim ilerleyişimi engelliyordu. Üçüncü oynayışımda da aynı hata çıkınca eğitim bölümünü tamamlamadan kapattım.

Eğitim bölümünün rezaletinden sonra yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra bir karşılaşma bulabildim. Yalnız, toplam bekleme sürem 30 dakika idi çünkü en başta bir Fireteam üyesi olarak karşılaşma arıyordum; Predator olarak oynamak bana inanılmaz zevksiz gelmişti. Muhtemelen herkes aynısını düşünüyor olacak ki tam 20 dakika boyunca Fireteam üyesi olarak hiçbir oyun bulamadım. Ardından, direkt olarak Quick Play sistemini kullandım ve 10 dakika içerisinde Predator olarak bir oyun bulabildim. Tahmin edersiniz ki pek zevkli değildi.

Predator olarak deneyimim pek zevkli değildi; oyun başladıktan birkaç dakika sonra oyun çöktü. Ardından tekrar oyuna girdim ve tekrar bir 10 dakikalık bekleme süresi ardından Fireteam olarak maceram tekrar başladı. Oyunda, oy birliği ile bir noktadan başlıyorsunuz ve oyun size bazı görevler veriyor. Bu görevler her oyunda değişiyor ama örnek vermek gerekirse bir görevde öncelikle kampı temizlemeniz, ardından gelen düşmanları öldürmeniz, ardından da gelen mini bölüm sonu düşmanını öldürmeniz gerekiyor.

Tüm bu kişileri öldürdükten sonra kurtarılma alanına gidiyorsunuz, helikopteri çağırıyorsunuz ve haritadan uzaklaşıyorsunuz. Fark ettiyseniz tüm bu oyun boyunca Predator tehlikesinden hiç bahsetmedim; şu ana kadar toplam 5 farklı tam karşılaşma yaptım ve 3 tanesinde Predator, ortaya çıkmadı bile. Evet, ben bayağı inanılmaz sıkıcı bir şekilde hayatımda gördüğüm en salak yapay zekalara ateş ettim, helikoptere atladım ve oyun bitti. Predator ne yapıyordu, hiç bilmiyorum ama onu kontrol eden oyuncu bayılmış olabilir sıkıntıdan.

Predator: Hunting Grounds

Predator: Hunting Grounds, büyük bir hayal kırıklığı

Fireteam olarak oynarken, elinize aldığınız silahların hepsi modern ama gerçekçi değiller. Ayrıca silahların lisansları da yok zaten. Bundan daha da önemlisi, oyunda ateş etme hissi inanılmaz zayıf ve silahlar inanılmaz fantastik şekillerde sekiyor. Ayrıca oynanış anında biraz önce de dediğim gibi hayatımda gördüğüm en salak yapay zekalara ateş etmekten başka yapabileceğiniz hiçbir şey de bulunmuyor. Evet, bir Predator tehlikesi var ama bu tehlike hiçbir zaman bana en başta saymış olduğum oyunları anımsatmıyor, pek tehlike değil kendisi.

Predator olarak oynarken ise olumlu görebileceğim sadece iki nokta bulunuyor. Bu noktalardan ilki, görünmez olmanın güzel bir his olması ve ağaçların tepesinde dolaşırken eğlenebiliyor olmanız. Yalnız, bunların haricinde hiçbir şekilde Predator olarak oynarken ben oyundan keyif almadım. Bu keyifsizlik, oyunun ciddi anlamda başarısız sunumu ile de taçlandı bence. Görsellik, performans, sesler, müzikler, animasyonlar ve aklınıza gelebilecek diğer her şey, bu video oyununda başarısız idi ve ben buna şaşırmadım.

Predator: Hunting Grounds oyununu 4K/HDR destekli bir televizyonda, PlayStation 4 Pro ile oynadım ve ben grafik sevdalısı bir oyuncu olmayarak, bu oyunun görüntüsünden nefret ettim. Hem görseller bana PlayStation 3 dönemini hatırlatıyor, hem Anti-Aliasing diye bir şey oyunda bulunmuyor, hem de zaman zaman her şey piksel piksel olabiliyor. Bunun üzerine oyunun performansı da berbat. Oyun, ne 30 FPS, ne de 60 FPS değerlerine kilitli ve bu yüzden de inanılmaz tatsız bir deneyim yaşıyorsunuz.

Grafiklerin ve performansın kötülüğü üzerine oyunda ses ve müzik konularına hiçbir şekilde önem verilmemiş. Animasyonlar ise aslında grafiklere çok güzel eşlik ediyor; oyunun animasyonları bana direkt olarak PlayStation 3 oyunlarını hatırlatıyor. Açıkçası, ben böyle bir video oyununun Sony Interactive Entertainment şirketinin çatısı altında nasıl onay aldığını çok merak ediyorum. Tabii ki Sony Interactive Entertainment, sürekli olarak AAA seviyesinde oyunlara yeşil ışık yakmıyor ama ben böyle kötü bir oyun da görmedim yahu.