Project CARS, bir zamanların en etkileyici simülasyon oyunlarından bir tanesiydi. Project CARS 2 de bu geleneği devam ettirerek, simülasyon hissini başarıyla sunmuştu. Şimdi, mantıklı bir insansanız, üçüncü oyunun da simülasyon temelli olacağını düşünebilirsiniz. Sonuçta, senelerdir bu oyun sadece simülasyon seven oyuncular tarafından oynanıyor. Oyuna ait topluluk da böyle insanlardan oluşuyor. Tüm bunlar size mantıklı gelebilir ama belli ki Slightly Mad Studios, bu şekilde düşünmüyor; Project CARS 3, karşımıza bir simülasyon oyunu olarak çıkmıyor ve beni inanılmaz bir şekilde şaşırtıyor.
Ben yarış temelli oyunları severim. Lisanslı simülasyon oyunlarını, çok kaliteli olmadıkları sürece tercih etmemeye çalışıyorum. Geri kalan kimliksiz simülasyon oyunları ise her zaman ilgimi çekiyor. Açıkçası, Project CARS 3 oyunu ilk duyurulduğu zaman da sevdiğim tipte bir simülasyon oyununun geliştirildiğini düşünüyordum. Yalnız, oyun her gösterildiğinde simülasyondan uzaklaşıldığını, tamamen günlük oyun seviyesinde bir projeye dönüştürüldüğüne şahitlik ettim. Bu değişiklik tabii ki oyunun topluluğu tarafından çok sert karşılandı ama ben değişikliklere ve yeniliklere her zaman sıcak bakabilirim.
Project CARS 3, değiştirdiği bakış açısı sayesinde bir tık daha ilgimi çekmişti aslında. Belli ki bu oyun net olarak bir simülasyon hissi vermeyecekti ama aynı zamanda bir günlük oyun da olmayacaktı. Yani, Forza Horizon serisi gibi arada kalan bir yapıt görecektik. Kağıt üzerinde her şey güzel ama bu dengeyi tutturmak oldukça zordur. Slightly Mad Studios, kesinlikle deneyimsiz bir stüdyo değil ama yine de bende bir güven sorunu oluşturuldu. Şimdi ise bu video oyununu PlayStation 4 Pro konsolumda oynamayı başardım. Her zaman olduğu gibi 4K, 60 Hz ve HDR destekli televizyonumu da kullandım.
Peki, Slightly Mad Studios nasıl bir video oyunu ile karşımıza çıktı? Project CARS 3, net bir simülasyon oyunu yerine yarı-günlük seviyede bir oyun gibi görünüyor; bu durum markayı nasıl etkiledi? Daha da önemlisi, karşımızda ne kadar kaliteli bir video oyunu var? İşte, şimdi sizlere yazdığımız inceleme yazımız ile bu oyuna daha yakından bakmaya çalışacağız. Oyun hakkında bilmeniz gereken her şeyi sizlere söylemek için uğraşacağız. Üzerine bir de bu oyunu önerip, önermediğimizi; artılar, eksiler, puanlar ve daha fazlası ile sizlere yansıtmaya çalışacağız. Dilerseniz incelememize başlayalım hemen.
Project CARS 3, nasıl bir şekilde başlıyor?
Project CARS 3 oyununa birkaç ufak ayarlama yaparak başlıyoruz. Öncelikle vites tipini ve PlayStation 4 Pro ile Xbox One X konsollarına özel olarak performans modunu seçiyoruz. Ardından da kendi avatarımızı oluşturuyoruz ama burada çok da detaylı bir sistem bulunmuyor. Avatarımız da oluşturulduktan sonra sırada oyunun zorluğu var. En başta bizlere dört farklı seviyede araba kontrol etme zorluğu çıkartılıyor. İsterseniz ilk defa bir yarış oyunu oynuyor olun, isterseniz de daha önce bolca farklı yarış oyunu oynamış olun, bu yapıtta herkese uygun seviyeler bulunuyor gibi görünüyor.
Temel ayarları yaptıktan sonra da otomatik olarak ilk yarışımıza geçiş yapıyoruz. Bu yarışta, oyunun hızlı araçlarından birini kullanıyoruz ve yarışın kendisi de aslında bir öğretici bölüm olarak geçiyor. Kamera tipleri nasıl değişir, gaza nasıl basılır, el freni nasıl çekilir filan gösteriliyor. Zaten oyunun temelinde de öyle çok kompleks bir kontrol şeması bulunmuyor. Yarışımız başladığı an ise bir mobil oyun havası seziyoruz. Bu havayı öncelikle kullanıcı arayüzü veriyor. Tecrübe puanı barları olsun, diğer noktalar olsun, akıllı telefonlarımızda oynadığımız yapıtları hatırlatıyor bizlere ne yazık ki.
Oynanış tarafından biraz sonra bahsedeceğim ama daha ilk viraja gelmeden önce, Project CARS 3 için yeni bir sistem ile tanışıyoruz. Malum, pist yarışlarında filan dönüşlerde ustalaşmak çok önemlidir. Virajlara doğru noktalardan girip, doğru noktalara değmek ve aynı şekilde doğru bir çıkış yapmak çok önemlidir. Bu oyun her ne kadar net bir simülasyon oyunu olmasa da nasıl viraj alınır sorusunu cevaplamaya çalışıyor. Ustaca aldığınız virajlar, sizleri ödüllendiriyor ama bununla uğraşmak zorunda değilsiniz bile. Oyunu en zor seviyede oynasanız bile virajları dilediğiniz gibi alabileceğiniz seviyede bu oyun.
Bunun sebebi ise öncelikle oyunun salak olan yapay zekası. Ben normalde video oyunlarını orta zorluk seviyesinde oynarım ama Project CARS 3 oyununda bu seviyeyi maksimuma çıkartma gereği hissettim; yapay zeka oldukça zekasız hareketlerde bulunuyordu. Yani, özellikle yarışların ilk birkaç virajlarında arabalar birbirinin üstüne giriyor, yağmurlu havalarda da oldukça yavaş hareket ediyorlar. Bu sayede de birkaç ufak strateji yaparak, en zor seviyede bile rahatlıkla birinci olabiliyorsunuz. Bahsettiğim durumun ikinci sebebi ise oynanış mantığının simülasyondan kısmen uzak olması.
İlk arabamızı satın alıyoruz, geleceğe bakıyoruz
Project CARS 3 oyununun açılış yarışını Chevrolet Corvette C8.R ile yapmıştık. Yalnız bu araba sadece şov içindi; şimdi kendi arabamızı satın almamız gerekiyor. İlk arabamız, Road E seviyesinde ve toplamda da üç adet seçeneğimiz bulunuyor. Yani, öyle büyük bir özgürlük tanınmıyor oyunculara. Bu arada, tahmin edebileceğiniz gibi Road E, en düşük seviye oluyor. Arabamızı aldıktan sonra garajımız ile tanışıyoruz. Burada satın aldığımız arabalar görünüyor ve o arabaları hem dış görünüş, hem de performans bakımından özelleştirebiliyoruz. Yalnız, bu noktada pek heyecan yapmanızı önermiyoruz.
Performans iyileştirmeleri sayesinde aslında arabanızı oldukça üst seviyelere taşıyabiliyorsunuz. Bu çok güzel bir şey ama ne yazık ki tüm bu iyileştirmeler, pek bir şey hissettirmiyor. Yani, iyileştirmeleri satın aldıktan sonra oyundaki sadece performans rakamı artıyor. His olarak oynanışta minimum seviyede bir şeyler sezebiliyorsunuz. Ses olarak ise araba stokta nasılsa, o şekilde son seviyeye kadar ilerliyor. Hani, motor gibi şeyler değiştiği zaman en azından sesin değişmesini de bekleyebilirsiniz ama öyle bir şey yok. Kozmetik özelleştirme ise tam bir eşek şakası gibi; sadece çıkartma koyabiliyoruz araca.
İlk arabamızı satın alıp, kendisini özelleştirdikten sonra kariyer modu ile tanışıyoruz. Kariyer modunda toplamda 10 adet yarış serisi bulunuyor. Her yarış serisi, tek bir araba seviyesine ait. İlk seri, Road E seviyesi için ve bu seride belli sayıda yarış tamamladıktan sonra bir sonraki seviyeyi açabiliyorsunuz. Yani, oyunda bir ilerleme sistemi var ve kendisi oldukça basit bir şekilde ilerliyor. Belki bu sistemi bazı oyuncular sevmemiş olabilir ama ben net bir şekilde sevdim. Ayrıca, ilk arabamızı seviyeler boyunca taşıyabilmek de güzel bir şey ama ben her seviye için ayrı bir araba satın almayı tercih ederim.
Project CARS 3 oyununda tekli oyunculu içerikleri seven oyuncular için bir kariyer modu bulunuyor. Bu mod, zaman zaman sıkıcı olabilecek potansiyele sahip; sürekli olarak hiçbir farklılık olmadan yarış yapıyoruz ve ödüllendirme sistemi pek tatmin edici olmadığı için bir süre sonra boşa yarışıyormuş hissine kapılabiliyorsunuz. Ayrıca temel oynanış da pek memnun edemediği için yarışlar hemen sıkabiliyor. Çoklu oyunculu içerikleri seven oyuncular için ise başarılı sayılabilecek çevrim içi modlar bulunuyor. Yani, kendilerinin temel oyundan pek bir farkı yok; sadece gerçek oyunculara karşı bir yarış var.
Project CARS 3, gerçekten söylendiği kadar kötü mü?
Eğer bir video oyunu yapıyorsanız, rakiplerinizi düşünmeniz gerekir. Mesela, Project CARS serisinin ilk iki oyunu, simülasyon türünde kesinlikle rekabet edebilecek seviyede idi. Özellikle de Gran Turismo ve Forza Motorsport oyunları PC tarafında pek varlık gösteremiyorken, bu seri kendisini çok iyi konumlandırmıştı. Yalnız, bu markanın başarılı olduğu taraf simülasyon idi. Project CARS 3 ise bir simülasyon oyunu değil. Bu durumda da kendisinin hem yarı-simülasyon olan Forza Horizon, hem günlük oyun olan Need for Speed, hem de pist içinde geçen yarış oyunları ile rekabet etmesi gerekiyor.
Hemen söyleyeyim: Project CARS 3, ne yazık ki saydığım hiçbir oyun türündeki diğer yapıtlar ile rekabet edebilecek seviyede değil. Yapay zeka tamamen çöp, oynanış ise inanılmaz vasat. Sanki geliştirici ekip bu oyunun geliştirilme sürecini yarıda kesmiş ve oyunu o şekilde piyasaya sürmüş. Oyunun temeli, genel olarak mobil oyun havası veriyor ve bu da tabii ki güzel bir şey değil. Yani, bu oyuna vakit ayıracağınıza gidin, serinin eski oyunlarını, Forza Horizon 4 yapıtını veya Need for Speed Heat oyununu oynayın. Eminim ki bu oyundan çok daha kaliteli bir deneyim yaşayacaksınız.
Temel oynanış pek de iyi değil, vasat. Bu oynanış, belki sunum ile biraz makyajlanabilirdi ama Project CARS 3, bunu da beceremiyor. Ben bu oyunu PlayStation 4 Pro konsolumda oynadım ama hem çözünürlük modunda, hem de performans modunda oyun berbat görünüyordu. Tamam, oyun renkli ve bu yönden göze hitap ediyor ama PlayStation 4 Pro, tamamen bulanık ve piksel sayabileceğiniz seviyede bir görsellik veriyor. Aynı durum aklınıza gelebilecek olan tüm konsollarda ve hatta bilgisayarlarda bile zaman zaman geçerli. Performans ise hangi modu seçerseniz seçin, berbat.
Her şeyi özetlemek gerekirse, Project CARS 3 ne yazık ki başarılı bir oyun değil. Ben açıkçası bu oyunun neden simülasyon türünü bıraktığını ve böyle bir yeniliğe gitmeye çalıştığını anlamıyorum. Tabii ki yenilikler filan yapılabilir ama eğer simülasyon türü ile adı sürekli aynı cümlede geçen bir marka, böylesine radikal bir değişiklik yapacaksa, çok daha özenli bir şekilde geliştirilmeli idi. Bu oyuna 60 Dolar gibi bir bedel ödemeye hiç değmez; onun yerine Forza Horizon 4 gibi çok daha başarılı bir yapıta yönelmenizi öneriyorum. Simülasyon oyunu istiyorsanız da piyasada bolca alternatif bulunuyor zaten.