Kişisel bilgisayarımda senelerdir kullandığım oyuncu faremin üzerine çok güzel bir şekilde çay döktüm ve kendisini kullanılmaz hale getirdim. Kendisinin yerine fiyatı kısmen uygun olan, bir başka oyuncu faresi almak istedim. Açıkçası bu konuda çok bir araştırma yapmadım; alışverişe başlamadan önce aklımdaki tek düşünce, Razer veya ASUS markasına ait bir kablosuz oyuncu faresi satın almaktı. Ergonomi açısından da ürünün büyük ellere hitap ediyor olması gerekiyordu tabii. Eskisi gibi bilgisayarda sürekli oyun oynamadığım için çok kafa yormak istemedim ve gördüğüm ilk uygun cihazlardan birini aldım. O da Razer Basilisk X HyperSpeed idi.
Kablolardan yavaş yavaş sıkılmaya başlamışken, kablosuz cihazlarda da pil probleminin olduğunu biliyordum. Bu da açıkçası benim pek sevdiğim bir şey değil. Biraz düşündüm, belki hem kablolu, hem de kablosuz olabilen bir oyuncu faresi alabilirim diye bir cümle geçti aklımdan ama o da kablo istemiyor olma düşünceme ters geliyordu. Sonunda ise Razer Basilisk X HyperSpeed ürünü dikkatimi çekti; bu üründe de çift mod bulunuyor ama bu modların ikisi de kablosuz. İlk mod, Razer HyperSpeed Wireless ile kablosuz ve hızlı bir bağlantı sağlıyor. İkinci mod ise Bluetooth ile kablosuz ve daha normal hızda bir bağlantı sağlıyor. Böylece pilin ömrü daha uzun sürüyor.
Razer Basilisk X HyperSpeed, oyun oynamak istediğiniz zaman Razer HyperSpeed Wireless, günlük kullanım için de Bluetooth öneriyor. Yani, kağıt üzerinde aslında bu oyuncu faresi tam benim aradığım ürünlerden bir tanesi gibi görünüyor. Bu arada, bahsettiğim bu oyuncu faresi 5G tipindeki 16 bin DPI üzerinden çalışabilen bir optik sensor, 450 IPS kadar takip hızı ve en fazla 40G olabilecek kadar da ivme sunuyor. Yine kağıt üzerinde, 60 USD üzerinden satılan bir oyuncu faresi için bu rakamlar oldukça rekabetçi ve sizi de memnun edebilecek tarzda. Bluetooth modunda 450 saat, Razer HyperSpeed Wireless modunda ise 285 saatlik çalışma süresi ise büyük bir ekstra.
Peki, bu oyuncu faresi en fazla 450 saat gidebiliyor ama farenin tıklama ömrü ne kadar? Ben bugüne kadar hiçbir fareyi tıklama ömrünü görebilecek kadar kullanmadım ama Razer tarafının açıklamalarına göre Razer Basilisk X HyperSpeed, 50 milyon gibi bir tıklama ömrü sunuyor. Tıklamalardan bahsetmişken, ürünün üzerinde 6 adet programlanabilir ek buton da bulunuyor. Kendilerini en iyi şekilde özelleştirebilmeniz için de Razer Synapse 3 isimli yazılım gerekiyor. Bu yazılımı ücretsiz bir şekilde indirebiliyorsunuz. Ayrıca, DPI değerini de gerçek zamanlı olarak değiştirebiliyorsunuz, bunun için hazır 5 adet profil de bulunuyor.
Razer Basilisk X HyperSpeed ürününe çok daha yakından göz atalım
Daha önce birçok donanım incelemesinde söylemiştim, oyuncu ürünlerindeki agresif tasarımlardan, ışık saçan şeylerden filan pek hoşlanmıyordum. Yani, sadelik istiyordum. Razer Basilisk X HyperSpeed, ilk bakışta sadelikten uzak gibi görünüyor ve bir tık da agresif duruyor ama ürünü elinize aldığınız zaman bu durum değişiyor. Öncelikle, ışıklandırma seviyorsanız, size kötü bir haberim var; bu üründe hiçbir şekilde RGB ışıklandırma bulunmuyor. Tasarım ise birkaç nokta haricinde gayet sakin duruyor. Bu ergonomik tasarımın içerisinde baş parmağınızı yerleştirebileceğiniz bir bölüm de bulunuyor ki ben kendilerini oldukça seviyorum.
Razer Basilisk X HyperSpeed, kablosuz bir oyuncu faresi olduğu için bir tık hafif olabileceğini düşünebilirsiniz ama öyle değil. Cihaz, elinizin altında gayet ağır hissettiriyor ve resmi belgelere göre de 113 gram gibi bir ağırlığa sahip. Buna karşılık, kendisini kolayca taşıyabileceğinize inanıyorum; sonuçta herhangi bir kablo bulunmuyor ve harici olarak USB cihazını da taşımak zorunda değilsiniz; Bluetooth var. Bu yüzden, sürekli olarak seyahat ediyorsanız ve portatif bir oyuncu faresi arıyorsanız da bu ürün, sizi tam da o noktadan yakalayabilir. Yalnız benim için portatiflik çok da önemli değil; bilgisayarım sabit bir şekilde duruyor ve yerini değiştirmiyorum.
Sıra geldi, tasarım hakkında bahsedebileceğimiz en önemli noktalardan birine; Razer Basilisk X HyperSpeed ürününün yapı kalitesi. Cihaz kesinlikle kaliteli hissettiriyor ve hissettirmese bile kaliteli olduğunu biliyorsunuz. Bu noktada, oyuncu faresinin dış yapısı aslında 1-2 üst model olan Razer Basilisk Ultimate ile aynı. Bu yüzden sanki çok daha pahalı bir fare kullanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Ayrıca cihazı kullanırken yaşadığınız konfor da muhteşem. Bozmuş olduğum eski oyuncu faremi hiçbir şekilde özlemeyeceğimi biliyorum, elim ve parmaklarım uzun süredir bu kadar rahat hissetmemişti; tabii inceleme için gelen diğer ürünleri saymazsak.
Son olarak, büyük ellerden de bahsetmek istiyorum. Benim elim oldukça büyük ve ürünü de hızlı bir şekilde satın aldığım için aslında tutuş pozisyonlarında sıkıntı çıkabileceğini düşünüyordum. Malum; fareleri avuçla, pençe gibi ve parmak ucuyla tutuş tipleri bulunuyor ve benim gibi büyük bir ele sahipseniz bile cihazı en iyi şekilde, her tipte kavrayabilmeniz mümkün oluyor. Küçük eller için de çok problem çıkmıyor; sadece ürün biraz büyük olduğu için parmak ucu tutuşunu yapamayabilirsiniz, o kadar. Yani, eğer küçük bir eliniz yoksa, Razer Basilisk X HyperSpeed ürününde hiçbir sıkıntı bulunmuyor sizin için.
Bluetooth ile bağlansanız bile herhangi bir gecikme hissedebilmek mümkün değil
Razer Basilisk X HyperSpeed ürününün genel anlamda kontrolünden filan bahsetmeden önce kablosuz yapısına bir kere daha değinmek istiyorum. Öncelikle, bu ürünü aldığınız zaman paketin içinden farenin kendisi, 1 adet AA tipinde pil ve 1 adet de USB alıcısı çıkıyor. Ürünü kablosuz olarak kullanmanız zorunlu. Eğer isterseniz Bluetooth ile bağlantı sağlayabiliyorsunuz. İsterseniz de USB alıcısını kullanarak Razer HyperSpeed Wireless teknolojisi üzerinden hızlı bağlantı kuruyorsunuz. Bu, video oyunları için öneriliyor. Bunun haricinde, farenin üstünde açma ve kapama tuşu bulunuyor ve otomatik kapanma özelliği de yer alıyor.
Buradaki tek olumsuz nokta, Razer Basilisk X HyperSpeed ürününün tek kullanımlık pillerle çalışıyor olması. Yani, tabii ki sizin şarj edilebilir piliniz varsa, onu da kullanabilirsiniz ama sonuç olarak pil değiştirme işlemini hep yapmanız gerekiyor. Bazen, özellikle de çok kaliteli kablosuz oyuncu farelerinde kablosuz yapı, şarj edilebilir bataryalarla korunuyor. Böylece, pil değiştirmeden, direkt olarak oyuncu faresini şarj ediyorsunuz. Böyle bir sistemi tabii ki 60 USD değerindeki bir üründen beklemiyorum. Söylemek istediğim şey, bu farenin tek eksiğinin bu olması; haricinde hiçbir kablosuz kullanım problemi bulundurmuyor.
Problem bulunmayan kısımlardan bir tanesi de kesinlikle tıklamalardaki gecikme değeri. Razer Basilisk X HyperSpeed ürününü hem Bluetooth ile, hem de USB alıcısı ile deneyimledim ve iki şekilde de hiçbir gecikme hissetmedim. Zaten oyun oynamıyorsanız, Bluetooth bağlantısını kullanmanızı öneriyorum çok daha uzun bir ömre sahip olduğu için ama oyun oynarken bile aslında bunu tercih edebilirsiniz. Alıcı ile kaydedilen gecikme sadece 10ms. Bluetooth ise 12ms gibi bir gecikme sunuyor. Aradaki farkı hissetmeyi geçtim, herhangi bir gecikmeyi bile hissedemiyorsunuz. Bu durum açıkçası beni hem şaşırttı, hem de inanılmaz memnun eti.
Sensöre gelecek olursak da optik LED teknolojisinin, Razer 5G teknolojisi ile birleştirildiğini belirtebilirim. Cihaz, maksimum 16000 DPI değerinde çalışıyor ve 50 DPI değerindeki adımlarla 100 DPI gibi minimum değerine ulaşabiliyorsunuz. Bu arada, farenin üzerinde 6 adet de buton yer alıyor. Bunların tamamı yeniden programlanabiliyor ve mekanik yapılara sahipler. DPI değeri değiştirme ve profil değiştirme butonlarının yanında, HyperShift butonu da ayarlayabiliyorsunuz ve bu sayede yeniden programlanabilir butonları daha da çeşitlendirebiliyorsunuz. Bu da özellikle MMORPG tipi oyunları oynayan oyuncuları sevindirecektir.
Razer Basilisk X HyperSpeed, sanki sesini biraz fazla çıkartıyor
Oldukça yüksek sesli bir tıklama deneyimi sunan Razer Basilisk X HyperSpeed, her şeyden önce günlük kullanım için muhteşem bir oyuncu faresi. Evet, bir oyuncu faresini neden oyun yerine günlük kullanım için alayım diye sorabilirsiniz ama ben aldım. Kablosuz kullanım özelliği, bunun için iki farklı modun sunulması ve onların tamamında da gecikmenin hissedilmemesi, büyük ellerin desteklenmesi, tasarım kalitesinin yüksek hissettirmesi ve tabii ki tasarımda kısmen sade durması, en azından ışıklandırma içermemesi, kendisini günlük kullanım için ideal bir ürün haline getiriyor. Bu noktadaki tek problem, farenin kablosuz olmasına rağmen biraz ağır olması.
Konu, video oyunlarına geldiği zaman ise iş biraz karışıyor. Bir cümle önce söylemiş olduğum ağırlık, özellikle FPS tipi rekabetçi oyunlarda size sadece ayak bağı olacak. Ayrıca, DPI değerini ayarlamak da bir tık riskli olabiliyor; varyasyonlar arasında ciddi bir fark var. Yine de rekabetçi oyunlar için Razer Basilisk X HyperSpeed, berbat bir seçim olmayacaktır. Ürün bu kullanım için idare eder ama daha iyisini bulabilirsiniz. MMORPG tipi çok fazla buton gerektiren oyunlar için ise bu ürün, aynı günlük kullanım gibi ideal. Eve, bu oyun tipi için özel fareler var ama bolca programlanabilir buton olması ve HyperShift özelliği ile bu ürün de kesinlikle fena değil.
Tabii bir de oldukça hafif bir oyuncu faresi isteyen kişiler bulunuyor. Bugüne kadar birçok oyuncu faresi deneyimledim; bunların çoğu da inceleme ürünüydü ama kişisel olarak sahip olduğum oyuncu fareleri arasında en ağır olan kesinlikle Razer Basilisk X HyperSpeed. Yani, şöyle hafif bir fare bulunsun elimin altında, hızlı hızlı kullanayım filan derseniz, kendisi pek ideal bir ürün değil. Yine de kablosuz yapısından ve Bluetooth desteğinden ötürü oldukça portatif görünebilir. Buradaki tek problem, USB alıcısını kaybetme riskiniz ve Razer HyperSpeed Wireless için de bu alıcıya kesinlikle ihtiyacınızın olması.
Her şeyi özetlemek gerekirse, Razer Basilisk X HyperSpeed isimli bu oyuncu faresini satın aldığıma kesinlikle pişman olmadım. Evet, cihazın ağır olması gibi bazı problemler var ama bunlar da en azından benim için zamanla aşılabilecek şeyler. Zaten bu ürüne iki farklı şekilde bakmaya çalışıyorum günlük kullanım ve oyun kullanımı olarak. Açıkçası günlük kullanım için bu üründen çok memnunum ama belki video oyunu odaklı çok rekabetçi ve bolca özellikli bir fare arıyorsanız, 60 USD – 420 TL gibi bir fiyat etiketine biraz daha iyi, kablolu oyuncu fareleri bulabilirsiniz. Yine de ben bu ürünü satın aldığıma hiç pişman olmadım.