Günümüzde oyuncuların arasından seçebileceği birbirinden farklı fareler bulunuyor. Bu farelerden bir tanesi de Razer Viper Ultimate. Kendisi özellikle dikkat çekici olan ürünlerden bir tanesi; CD Projekt RED ile yapılan bir iş birliği sonucunda oldukça güzel görünen, Cyberpunk 2077 oyunu temalı bir tasarımı bulunuyordu. Ben, ürünü bu şekilde keşfetmiş olsam da elimde olan ne yazık ki standart, siyah renkli sürümü. Ne yazık ki Cyberpunk 2077 oyununun temasını bulunduran tasarımı hiçbir yerde bulamadım. Yalnız, bu oyuncu faresinin aslında farklı görünmesi için öyle özel tasarımlara da ihtiyacı yok bence.
Razer Viper Ultimate, dışarıdan baktığınız zaman herhangi bir oyuncu faresi gibi duruyor. Ürünün genel tasarımı oldukça agresif ama aynı zamanda da sade ki ben bu tipteki oyuncu farelerini çok seviyorum. Agresif görünen bu sade tasarım, tahmin edebileceğiniz gibi RGB ışıklandırma ile destekleniyor ve ortalık iyice şenleniyor. Oyuncu faresinin üstündeki logo ve farenin tabanı, RGB ışıklandırma ile donatıldığı için o sadelik, aynı zamanda da şıklık ile buluşuyor benim gözümde. Bu arada, bu ürün hem kablolu, hem de kablosuz bir yapıya sahip olduğu için bir de şarj istasyonu bulunduruyor. O istasyon da yeterince sade ve RBG ışıklandırma ile geliyor.
Tasarım tarafında her şey görünüş olarak yeterince iyi duruyor. Yalnız, konu bu oyuncu faresinin boyutu olduğu zaman ufak tefek sıkıntılar karşımıza çıkıyor. Durum şu ki Razer Viper Ultimate, ortalama boyda, belki ondan biraz daha küçük sayılabilecek bir oyuncu faresi. İşte tam da bu sebepten ötürü benim gibi büyük bir eliniz varsa, ürün sizi kolayca rahatsız edebiliyor ve kontrolü tamamen kendinizde tutamıyorsunuz. Yine de bu ufak tasarım sayesinde ürün inanılmaz hafif hissettiriyor. Ben bugüne kadar çok da fazla oyuncu faresi denemedim, kullanmadım ama yine de bu fare, benim kullandığım en hafif fareydi.
Razer Viper Ultimate, kablolu ve kablosuz olarak çalışabildiği için sanıyorum ki ağırlık mevzusunu biraz daha detaylandırmam gerekiyor. Ürün, kablosuz olarak kullandığınız zaman hafif hissettiriyor; bu durumda kablonun ürüne verdiği ağırlığı hissetmiyorsunuz. İşin içine kablo girdiği zaman herhangi bir oyuncu faresinin ortalama ağırlığına geliyor bu ürün. Çok da yanıltıcı olmak istemem ama kablolu haldeyken sanırım 100 gram civarı, kablosuz haldeyken de 70 gram civarı bir ağırlık sergiliyor bu oyuncu faresi. Ayrıca, farenin kendisi yeterince taşınabilir halde ve kablosu için de bir depolama alanı bulunduruyor hemen altında.
Razer Viper Ultimate, ufak bir kusurla geliyor
Biraz önce de söylemiş olduğum gibi Razer Viper Ultimate, oldukça hafifi bir oyuncu faresi. Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi de ürünün tamamen plastikten yapılmış olması. Buna karşılık ürün, yeterince sağlam hissettirmeyi bence başarıyor. Yalnız, sağ ve solda yer alan butonlara sonuna kadar bastığınız zaman bazı gıcırtı gibi sesler duyulabiliyor. Bu da tahmin edebileceğiniz gibi hiçbir üründe iyiye işaret değil. Yine de ben bu ürünü denediğim süre boyunca minimum seviyede rahatsız oldum. Sonuçta o butonlara sonuna kadar çoğu zaman basmaya gerek olmuyor. Yine de problemin orada olduğunu bilmek birçok kişinin canını sıkabilir.
Beni tam olarak memnun etmeyen bir başka şey ise Razer Viper Ultimate ürünün kablosuz kullanıma verdiği destek oldu. Aslında burada sunulan destek kısmen standart sayılır. Ürün, bir USB ile geliyor ve kendisini isterseniz direkt olarak bilgisayara bağlayabiliyorsunuz. Eğer isterseniz de şarj istasyonunu bilgisayara veya başka bir yere bağlayıp, USB ögesini de şarj istasyonuna takabiliyorsunuz. Bu sayede ürünün şarjı bittiği zaman direkt olarak istasyonu kullanabiliyorsunuz. Beni rahatsız eden taraf ise herhangi bir Bluetooth desteğinin bulunmuyor olmasıydı. Kablo ise tam tersi bir durumda.
Razer Viper Ultimate ürününü kablolu olarak kullanmak istediğiniz zaman ise kablonun Micro USB tarafını fareye, standart USB tarafını da bilgisayarınıza takıyorsunuz. Kablonun kendisi yeterince sağlam ve farenin kendisini herhangi bir yere çekmiyor, onun kullanımını hiçbir şekilde etkilemiyor. Bu çok önemli bir özellik; benim günlük hayatta kullandığım birçok kablolu oyuncu faresinin kablosu, belli pozisyonlarda durduğu zaman fareyi çekebiliyor ve ağırlık katabiliyor. Bu problemin, bu üründe olmaması beni ciddi anlamda mutlu etti. Farenin alt tabanı ise yeterince kaliteli ve inanılmaz güzel bir kaydırma hissi bırakıyor.
Bu başlık altında son olarak kutu içeriğinden de bahsetmek istiyorum. Razer Viper Ultimate isimli oyuncu faresini satın aldığınız zaman size verilen kutunun içerisinden tabii ki ürünün kendisi, bilgisayara veya şarj istasyonuna takabilmeniz için USB alıcısı, şarj istasyonunun kendisi, farenin kablolu kullanımı için gerekli olan kablo ve standart belgeler çıkıyor. Burada dikkat çekici olan tek şey, yedek fare ayağının verilmemiş olması ama ben bunu problem etmiyorum. Benim kullandığım ürünlerde zaten fare ayağı hiçbir zaman problem olmuyor, değiştirme gerekliliği hissetmiyorum ve hissetsem bile internette onları kolayca bulabilirim.
Sıra geldi bu oyuncu faresinin kontrollerine
Razer Viper Ultimate gibi bir ürünü satın aldıktan sonra tasarım değil de teknoloji bir tık daha önemli oluyor. Bu yüzden de inceleme yazımın bu kısmında daha teknik şeylerden bahsedeceğim. Şimdi, bu ürün direkt olarak Optical (LED) sensör ile geliyor. Bu zaten oyuncu farelerinde bir standart sayılır. Buna ek olarak sensörün modeli de Focus+. Durum böyle olduğu için ürün sadece masalarda ve fare altlıklarında filan çalışıyor. Cam yüzeylerde ne yazık ki bu oyuncu faresinden herhangi bir performans elde edemiyorsunuz. Daha da önemli olarak bu fare, minimum 100 CPI, maksimum 20000 CPI değerlerinde çalışabiliyor.
Razer Viper Ultimate isimli oyuncu faresinin CPI veya diğer adı ile DPI değerini basamak basamak özelleştirebiliyorsunuz. Bu noktada da değeri 50 CPI olarak yükseltip, indirebiliyorsunuz. Polling Rate olarak bilinen, farenin veri alma ve gönderme değeri ise en fazla 1000 Hz olabiliyor. Ayarlama yaptığınız zaman 125 Hz, 500 Hz ve 1000 Hz değerlerine çekebiliyorsunuz. Sektördeki standart 500 Hz olduğu için oyun oynarken 500 Hz ve 1000 Hz değerleri mutlaka işinizi görecektir. Oyun oynamıyorken de ürünü çok yormamak adına 125 Hz olarak kendisini rahatlıkla kullanabiliyorsunuz.
Farenin üzerindeki butonlar ise ayrı bir konu. Razer Viper Ultimate, hem mekanik, hem de optik butonlar ile geliyor. Ürünün üstünde toplamda 8 adet buton var ve hepsi tekrardan programlanabiliyor. Bu noktada programlanmaya en uygun butonlar ise farenin sağ ve solunda, toplamda 4 adet olarak yer alıyor. Yine de eğer isterseniz, tekerleği bile tekrardan programlayabiliyorsunuz, HyperShift tuşu ekleyebiliyorsunuz. Tabii tüm bunları yapabilmek için farenin gerekli yazılımını indirmeniz gerekiyor. Bu arada, farenin üzerinde profil ve CPI/DPI değeri değiştirme tuşları da yer alıyor. Yalnız, farenin klikleri bana rahatsız edici seviyede yüksek sesli geldi.
Razer Viper Ultimate gibi kablosuz olarak da çalışabilen bir oyuncu faresi için en önemli verilerden bir tanesi de tabii ki gecikme değeri. Eğer bu oyuncu faresini kablosuz olarak kullanacak olursanız, cihazın gecikme değeri 9 ms olarak görünüyor. Kablolu kullanımda ise aynı değer 7 ms oluyor. İki durumda da aşırı rekabetçi video oyunları oynamıyorsanız, elektronik spor dalında değilseniz veya bu konuda gerçekten çok hassas değilseniz, gecikme hissetmiyorsunuz. Hafiflikte olduğu gibi gecikme hissi olarak da benim kullandığım en iyi oyuncu faresi olmayı başardı bu ürün. His dışında değerlerin kendisi de yeterince başarılı zaten.
Razer Viper Ultimate, en iyi oyuncu farelerinden mi?
İnceleme yazımı bitirmeden önce bir de Razer Viper Ultimate için gerekli olan yazılımdan bahsetmek istiyorum. Bu yazılım sadece Windows için var ve ne yazık ki MacOS tarafına yazılımı yüklemek mümkün değil. Zaten bu oyuncu faresini MacOS temelli bir üründe kullanacak bir insanın olduğunu sanmam ama yine de siz kullanacaksanız, yazılımın indirilemediğini ve bu yüzden de bazı opsiyonel tuşların çalışmadığını belirtmek isterim. Windows tarafında ise gerekli olan yazılımın adı Razer Synapse 3 ve kendisi, farenizi özelleştirme konusunda ihtiyacınız olan her şeyi size hızlı bir şekilde verebiliyor.
Razer Synapse 3, herhangi bir hesap veya ürün kaydı gerektirmeden kullanmaya hızlı bir şekilde başlayabileceğiniz bir yazılım. Bu yazılım, fare ayarlarını farenin kendisine yüklemenizi sağlayabiliyor, bu sayede bilgisayar değiştirdiğiniz zaman ayarlarınız sıfırlanmıyor; CPI/DPI, Polling Rate ve profil ayarları da kolay bir şekilde yazılım aracılığı ile yapılabiliyor; RGB ışıklandırmayı da kontrol edebiliyorsunuz. Işıklandırma tarafında farenin üzerindeki logo ve alt tabanı için hazırlanan renkleri özelleştirebiliyorsunuz. İsterseniz iki taraf için de farklı renkler seçebilmeniz mümkün oluyor.
Razer Viper Ultimate, bence adında yazdığı gibi nihai bir oyuncu faresi. Bu ürünü isterseniz kablosuz kullanın, isterseniz de kablolu kullanın, her şeyin altından kalkabilecek güce sahip. Ayrıca kablosuz kullanım sırasında gecikme değerini düşünmenize bile gerek yok; kendisi benim bugüne kadar gördüğüm gecikmeyi en az hissettiren, hatta hiç hissettirmeyen kablosuz oyuncu faresi. Ürünün benim gözümde üç farklı problemi var, onlar da herkes için geçerli olmayacaktır. Mesela, büyük eli olan oyuncular, ürünü tam olarak kavrayamayabilir ve rahatsız bir kullanım deneyimi geçirebilir.
Büyük elli olan oyuncuların bu sebepten ötürü Razer Viper Ultimate ürününü almadan önce en azından bir denemesini öneriyorum. Bunun haricinde, sağ ve soldaki butonlara sonuna kadar basınca çıkan gıcırtı sesi de sağlamlık konusunda rahatsız edici olabilir. Son olarak, fare ayağının yedeğinin verilmemesi ve Razer Synapse 3 yazılımının MacOS tarafında yer almaması gibi iki küçük problemi toplayıp, tek bir büyük problem olarak gösterebilirim herhalde. Tüm bu şeylerin ışığında, incelemiş olduğum bu oyuncu faresini herkese öneriyorum. Sadece büyük elli oyuncuların ürünü denemesini, ondan sonra satın almasını istiyorum.