Seneler ve seneler önce Ubisoft, Steep ile oyuncuların karşısına çıktığı zaman biraz şaşırmıştım. Açıkçası böyle bir oyunu, bu şirketten görmeyi beklemiyordum. Ubisoft daha çok herkese hitap etmeyi seven oyunları geliştiriyordu ve Steep de sadece ekstrem kış sporlarına odaklanıyordu. Uzun vadede bu oyun ne yazık ki başarılı olamadı; şimdi de Ubisoft, herkese hitap etme mantığı ile Steep oyununu neredeyse tekrar geliştirdi. Yalnız bu sefer tamamen yeni bir marka oluşturuldu, oyun deneyimi ciddi anlamda geliştirildi ve karşımıza Riders Republic çıktı. Ben de bu oyunu PlayStation 5 konsolumda inceleme şansı elde ettim.
Riders Republic, kış temalı ekstrem sporlardan daha fazlasını ele alan bir video oyunu. Bu oyundaki amacımız, yüzlerce farklı etkinlikte başarı elde ederek, en büyük etkinliğe davet edilmek ve onu yenmek. Yalnız, en büyük etkinliğe davet edilebilmek için bisiklet yarışlarında, bisiklet gösterilerinde, kar yarışlarında, kar gösterilerinde ve hava etkinliklerinde belli bir başarı elde etmemiz gerekiyor. Oyunun içerisinde şu an 5 farklı kategoride spor bulunuyor ama bu kategoriler de kendi içlerinde biraz daha çeşitlenebiliyor. Mesela, hava etkinliklerinde Rocketwing ve Wingsuit isimli iki farklı dalda yarışabiliyorsunuz.
Bu farklı dallarda yarıştıkça, tecrübe puanı ve para kazanıyorsunuz. Tecrübe puanı ile yarıştığınız kariyerinizde seviye atlıyorsunuz. Para ile de hem kozmetik ögeler satın alabiliyorsunuz, hem de haftalık meydan okuma görevlerinin kilidini açabiliyorsunuz. Açıkçası, Riders Republic oyununun benim için ilk kötü noktası da bu oluyor: Haftalık meydan okuma görevlerinin kilitli olması. Yani, günlük görevler ve haftalık görevler gibi aktiviteler oldukça yan içeriklerdir ve siz oyunu oynadıkça tamamlanırlar ama bu oyunda özel olarak gidip, haftalık görevleri kontrol edip, istediklerinizin kilidini parayla açıp, onları tamamlamanız gerekiyor. Bu da benim hoşuma gitmiyor.
Bir diğer yandan da kariyerlerde seviye atladıkça hem kariyere ait yeni etkinliklerin kilidini açıyoruz, hem alakalı yeni ekipmanlar kazanıyoruz, hem de para elde ediyoruz. Şimdi, Riders Republic oyunundaki her kariyerin belli bir etkinlik sayısı var. Mesela, oyunda sadece 22 adet bisiklet yarışı var. Bu yarışların tamamını, bisiklet yarışı kariyerinde seviye atlayarak açıyorsunuz. Belli seviyelerde büyük yarışlar açılıyor ve en sonda da ana büyük yarış açılıyor; kariyer bitiriyor. Seviye atlarken, yeni bisikletlerin kilidini de açıyorsunuz. Her elde ettiğiniz bisiklet, ganimet gibi elde ediliyor ve bir önceki bisikletten daha iyi oluyor. Yani, bu oyunda bile ganimet sistemi var…
Riders Republic, biraz şaşırtıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor
Riders Republic oyununda ganimet sistemi olduğunu gördüğüm zaman aslında biraz hayal kırıklığına uğramıştım ama sanıyorum ki daha sonra özüme döndüm; ganimet sistemi ile oyundan daha çok zevk almaya başladım. Yani, ben aslında bu tip sistemleri seviyorum ama Destiny gibi markalarda çok zaman geçirdikten sonra biraz boğulmaya başlamıştım. Yine de kısa bir süre içinde bu oyuna alıştım ve seviye atladıkça yeni bisikletlere, roketlere ve diğer kariyerlerdeki ilgili ekipmanlara ulaşabilmek hoşuma gitmeye başladı. Ayrıca, oyunda nadirlik sistemi de olduğu için o mor renkli, nadir ekipmanları elde etmek de güzel hissettiriyor.
Riders Republic oyununda sadece kariyerlerle alakalı araçlar/ekipmanlar yok. Mesela, açık dünyayı daha rahat keşfedebilmeniz için bir Snowmobile, gökyüzünde rahatça uçabilmeniz için bir Paramotor ve Shackdaddy isimli bir tarafın bolca fantastik ögeleri bulunuyor. Shackdaddy, hem oyunun haftalık görevlerini veren taraf, hem de fantastik yarışlara ev sahipliği yapan bir grup. Fantastik yarışlardan kastım ile roket takılmış bir bisiklet ile yetenek yarışı yapmak, bir dondurma bisikletçisi ile dondurma dağıtmak ve benzeri şeylerden oluşuyor. Kağıt üzerinde bunlar eğlenceli görünse bile oyun içerisinde diğer yarışlardan farklı hissettirmiyorlar ne yazık ki.
Bu arada, Riders Republic oyununda kendinizi en iyi şekilde ifade edebilmeniz için karakter özelleştirme ögeleri de bulunuyor. Zaten en kaliteli ekipmanlarınızı kullanarak, oyunda ne kadar ilerlediğinizi gösterebiliyorsunuz ama bunun yanında, ne kadar zengin ve zevkli olduğunuzu da giydiğiniz kıyafetler ile tanımlayabiliyorsunuz. Oyunun en başında sunulan karakter oluşturma ekranı çok zayıf olsa bile zaten kısa bir süre sonra karakterinizin kafasına kask giydirileceği için çok da bir problem olmuyor. Bu arada, kozmetik ögeler hem oyun içi parayla, hem de mikro ödeme ile satılıyor. Hatta oyunda sadece ama sadece mikro ödeme ile satılan setler de bulunuyor.
Riders Republic oyununun mikro ödeme kısmı günlük ve sezonluk olarak ikiye ayrılıyor. Oyunun mağazasında hem günlük olarak değişen, hem de sezonluk olarak değişen kozmetik ögeler satılıyor. Tahmin edebileceğiniz üzere sadece mikro ödeme ile satılan ögeler, en benzersiz olanları oluyor. Oyun içi para ile satılan kozmetik ögeler ise günlük kıyafetlerden pek de farklı olmuyor. Yine de oyun içerisinde elde edebileceğiniz bazı hoş kozmetik ögeler var. Bu arada, her kariyer için ayrı bir kıyafet seti belirleyebiliyorsunuz. Burada da tek bir setten ziyade, 5-6 farklı set almanız için bir sebep olarak gösterilebiliyor.
Yıldızlara ulaşmak için öncelikle onları toplamak gerekiyor
Riders Republic oyunundaki temel ilerleme sistemi, yıldızlar üzerinden ilerliyor. Oyunda bitirdiğiniz her etkinlik size 1 adet yıldız veriyor. Açık dünyada keşifler yapmak da aynı şekilde sizi ödüllendiriyor. Ayrıca her etkinliğin sadece 1 kere yapılabilecek yan görevleri bulunuyor. Bu yan görevler de 1 ile 10 arasında yıldız verebiliyor. Yan görevler genellikle orta zorlukta oluyor, yani herkese hitap etmeyebilir. Yine de hızlı bir şekilde ilerleme kaydedebilmek için yan görevlere de önem göstermenizi öneririm. İşte bu yıldızları kazanmak, belli noktalarda size yeni içeriklerin ve benzeri şeylerin kilidini açıyor.
Mesela, 20 adet yıldız topladığınız zaman Shackdaddy tarafının ilk etkinliklerinin kilidini açıyorsunuz. 30 adet yıldızda ise hava etkinlikleri açılıyor. Oyunda ilerleme kaydettikçe; yeni sponsorlar, yeni ekipmanlar, daha fazla etkinlik ve benzeri şeyler de açılıyor. Mesela, 130 adet yıldızda yeni bir sponsor olan Ford geliyor. 750 adet yıldızda ise oyunun final etkinliği olan Riders Ridge Invitational açılıyor. Yalnız, oyunun ilerleme sistemi burada bitmiyor; 1000, 1500 ve 3500 adet yıldızlarda yeni unvanlar açıyorsunuz ve 7000 adet yıldız topladığınız zaman ise Golden Smoke isimli bir paket veriliyor. Bu, şu anda oyunun sonu.
Riders Republic oyunundaki sponsorlar, günlük görevler veriyor. Oyunun olumsuz bir noktası da ne yazık ki burada gözüme çarpıyor; ne yazık ki tüm sponsorlar aynı anda aktif olmuyor. Aynı anda 3 farklı sponsorun görevlerini aktif edebiliyorsunuz, onların görevleri bittikten sonra manüel olarak diğer sponsorları seçmeniz gerekiyor. Bu sponsorlarda seviye atladıkça yeni para ödülleri, kozmetik ögeler ve hatta kariyerler için ekipmanlar elde edebiliyorsunuz. Sponsorların seviye atlaması güzel bir şey kesinlikle ama hem haftalık görevlerin kilitli yapısı, hem de günlük görevlerin sadece 3 farklı sponsor ile sınırlandırılması benim canımı sıktı.
Riders Republic oyununun haritası içerisinde tüm bu içerikleri, farklı kariyer etkinliklerini ve açık dünya keşiflerini görebiliyorsunuz. Yalnız, partinize oyuncuları davet etmediğiniz sürece bu içeriklerin tamamını yapay zekalara karşı oynamak zorunda kalıyorsunuz. Gerçek oyunculara karşı oynanan içerikler sadece büyük dünya yarışları, herkese tek yarışlar ve takımlı yetenek yarışları olarak geçiyor. Çok denedim ama ne yazık ki herkese tek yarışlar ve takımlı yetenek yarışlarında hiçbir şekilde lobi bulamadım. Mass Race denen büyük dünya yarışları da oyundaki etkinliklerin birbiri ardına zincirlenmesi ve 64 kişinin yarışmasından oluşuyor; hem eğlenceli, hem de sinir bozucu.
Riders Republic oyununda yapılabilecek çok fazla şey var
Riders Republic oyununun temel oynanışından bahsetmeden önce içeriklere genel olarak değinmek istiyorum. Ubisoft şirketinin diğer tüm oyunları gibi bu oyunda da yapılacak çok fazla şey var. Standart kariyer etkinlikleri, çoklu oyunculu içerikler, Mass Race, açık dünyadaki ilgi çekici noktaları keşfetme, toplanabilir ögeleri toplama, diğer oyuncuların yaptığı yarışları deneyimleme ve çok daha fazlası bu yapıtta yer alıyor. Yalnız, Ubisoft şirketinin diğer oyunlarına göre bu oyun, çok daha özgürlükçü hissettiriyor. Yani, bu oyunda istediğiniz zaman, istediğiniz şeyi yapabiliyorsunuz ve oyun sizi cömert bir şekilde ödüllendirmesini biliyor.
Aynı özgürlükçü his, Riders Republic oyununun temel oynanışında da çok rahat bir şekilde hissedilebiliyor. Öyle ki bu oyunu oynamanın üç farklı yolu var. Bu yollar da aslında oyunu oynayabilecek olan herkese hitap ediyor. İlk yol, yeni oyunculara hitaben oluşturulan, asistlerin aktif olduğu bir oynanış mantığı. Bu oynanışta yetenek hareketlerinin komutunu siz veriyorsunuz, oyun sizin adınıza yapıyor ve belli bir noktaya kadar başarılı bir şekilde yere inmenize de yardımcı oluyor. Eğer imkansız hareketler yapmaya çalışırsanız, yere çakılıp, ölüyorsunuz. Oyun size bu konuda yardımcı olamıyor tabii ki. Her şeyin bir sınırı var.
Zıplamalardan sonra yere iniş yardımcısı, raylarda kayma yardımcısı, havada kış sporları ekipmanlarını kontrol etme yardımcısı ve havada bisikleti kontrol etme yardımcısı, Riders Republic oyununda yer alıyor. Bu yardımcıları dilerseniz tek tek kapatabiliyorsunuz. Bu durumda oyun biraz daha zorlaşıyor ama aynı zamanda etkinliklerde elde ettiğiniz puanlar yükseliyor. Özellikle de zorlu yapay zekalara karşı yarışacak iseniz yardımcıları kapatmanız gerekiyor ki daha sağlıklı bir şekilde puan toplayabilin. Bu da oyunun ikinci oynanış mantığı. Üçüncü oynanış mantığı ise Steep üzerinden gelen oyuncular için kontrolleri, Steep oyunundakine benzetiyor.
Ben, Riders Republic oyununun beta versiyonlarını ve çıkış haftasında piyasaya sürülen 4 saatlik deneme versiyonunu, oldukça zor yapay zekalara karşı, herhangi bir yardımcı olmadan oynadım. Oyunun resmi çıkışından sonraki 10-15 saati de yardımcılar aktif iken geçirdim. Yani, iki moda da neredeyse aynı saati ayırdım. Sonucunda elde ettiğim oyun deneyimi ise birbirinden farklıydı. Yardımcılar yokken ve yapay zeka zorken, kendinizi gerçekten ekstrem bir oyun oynuyormuş gibi hissediyorsunuz. Yardımcılar açık ve yapay zeka da standart iken Riders Republic, içerisinde zaman geçirmesi oldukça eğlenceli bir oyuna dönüşüyor.
Oynaması eğlenceli bir deneyim sizi bekliyor
Riders Republic, duyurulduğu ilk andan beri benim ilgimi çeken bir oyun olmuştu; Ubisoft tarafının Steep oyununun temel yapısına bir şans daha verecek olması çok belliydi. Tabii ki bu şans dahilinde oyun, yepyeni bir şekil alacaktı ve içeriğini genişletecekti. Sonucunda ise oyun, herkese göre bir şeyler sunan, birbirinden eğlenceli içerikleri size denettiren, keyifli bir kontrol yapısı sunan bir deneyim haline dönüştü. Yani, bisiklet ile yüksek hızlarda yarışmaktan tutun da derin karlarda yetenek hareketleri yapmaya çalışmaya kadar her şey, bu video oyununda oldukça yüksek bir eğlence veriyor. Bu eğlenceyi, yardımcılarla da, manüel yapıda da hissedebiliyorsunuz.
Temel oynanışın kaliteli olması, bolca içeriğin sunulması ve çevrim içi servis yapısı, güzel bir açık dünya ile de birleşince, her şey daha güzel oluyor. Steep de kesinlikle hoş bir dünya sunuyordu ama o dünya tamamen karla kaplıydı. Riders Republic oyununda ise 7 farklı bölge var ve bu bölgelerin bir kısmı kar, bir kısmı çöl, bir kısmı ise yeşillik. Yani, böyle bir video oyununun ihtiyacı olan neredeyse her tema var. Oyunda sadece dağ ve bayır yok; küçük yerleşim yerleri, okul bölgeleri, kamp alanları ve çok daha fazlası da var ve buralarda birbirinden eğlenceli yarışlara katılabiliyorsunuz. Etrafta dolaşan yüzlerce yapay zeka da dünyayı canlandırmaya yetiyor.
Riders Republic oyununda bir de Zen Mode bulunuyor. Zen Mode, temel oyundan tamamen bağımsız ve sizi tek başınıza, aynı açık dünyaya, herhangi bir içerik ve ilerleme sistemi olmadan atıyor. Buradaki mantık, rahatça fotoğraf çekebilmek veya açık dünyayı keşfetmek olabilir ama bana bu içerik biraz gereksiz geldi. Yani, fotoğraf çekme ve keşif olayları, oyunun çevrim içi sunucularında da gayet güzel bir şekilde yapılabiliyor. Evet, Ubisoft böyle bir şeyin sözünü hiçbir zaman vermedi, daha önce Zen Mode içeriğinden de bahsetmedi ama keşke bu mod ile daha farklı şeyler yapılabilseydi; belki Discovery Tour tarzında bir içerik bile çıkartılabilirdi.
Tabii bir de Riders Republic oyununun geleceği var. Ubisoft şirketinin her modern oyunu gibi bu oyunu da bir çevrim içi servis. Yani, bu oyun da sürekli yeni etkinlikler, sezonluk sistem yapısı, yeni içerikler ve daha fazlası ile düzenli olarak güncellenecek. Bu içerikler arasında, oyunun 1. senesi içerisinde BMX için yeni bir kariyer, yeni egzotik ekipmanlar, sezonluk ilerleme sistemi ve daha fazlası bulunuyor. Şu anda oyunun açılış sezonundayız ve bu sezon 40 gün sonra filan bitecek. Sezonluk ilerleme sistemi ise ilk sezonda oyuna eklenecek. Bu yüzden, kendisi hakkında pek yorum yapamıyorum ama muhtemelen savaş bileti tarzı bir sistem göreceğiz.
Riders Republic, şaşırtıcı bir şekilde tatlı görünüyor
Riders Republic oyununun sunumundan da bahsetmeden bu inceleme yazısını bitirmek olmazdı. Sunum tarafında öncelikle görselliğe değinmek gerekiyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu oyun, bir Far Cry veya Assassin’s Creed kadar yüksek bir bütçeye sahip değil. Bu yüzden de görsel sunumda bunu hissedebiliyorsunuz. Yine de oyun bisiklet sürerken, karların içinde debelenirken veya uçarken çok güzel görünebiliyor. Hatta bazı etkinliklerde görsel efektler filan da kullanılıyor ve sonucunda tatlı bir görsellik elde ediliyor. Ben açıkçası bu oyunun görselliğinden memnun kalacağımı düşünmemiştim ama tam tersi yaşandı, oyunun görünümünü beğendim.
Performans tarafında ise oyun, PlayStation 5 konsolunda 60 FPS olarak çalışıyor. Zaten böyle bir oyunu 30 FPS olarak kabul edebilmek mümkün olmazdı. Mass Race sırasında bile 64 adet gerçek oyuncu varken, performansta herhangi bir sorun yaşanmıyor ve oyun, 60 FPS yapısını sürekli olarak korumayı başarıyor. Bunun üzerine, hızlı seyahat özelliğini sıkça kullanmanız gerekiyor ve yeni nesil konsollardaki yükleme süreleri, 1-2 saniyeyi aşmıyor. DualSense üzerinden de bazı destekler veriliyor ama bunlar genellikle titreşim temelli; yani R2 ve L2 gibi tuşlarda herhangi bir zorlanma bulunmuyor. Bu da gayet güzel bir şey, en azından benim için.
Sesler ve müzikler ise sunumun bir tık geriye düştüğü nokta oluyor. Oyunda kesinlikle güzel müzikler var ve oyundaki aksiyonla çok ters bir şekilde verilebiliyorlar. Bu, normal bir zamanda garip bir his uyandırabilirdi ama Riders Republic oyununda oluşturulan bu kontrast, kulağa gayet güzel geliyor. Yani, saatte yüz kilometre hızla dağdan aşağı inerken klasik müzik dinlemek, nedense bu oyunda çok hoş. Seslendirmeler ve ses efektleri ise idare eder seviyede. Açıkçası ben bu konuda biraz daha emek görmek isterdim. Özellikle de açık dünyada filan çok fazla ses yok ve bu da aslında oyun bölgelerini biraz ölü gösterebiliyor.
Riders Republic, ilk gördüğüm andan itibaren heyecanla beklediğim bir oyundu ve Ubisoft, benim oluşan tüm beklentilerimi karşılamayı başardı. Yine de oyun kusursuz değil; bazı kontrol zorlukları, çok ufak olan oyun içi hataları, günlük ve haftalık görevlerdeki bahsettiğim rahatsız edici noktalar ve çok daha fazlası, bu video oyununun kusursuz yapısını bozmaya yetiyor. Zaten, bunlar olmasa bile Riders Republic oyununa tam puan vermek biraz zor olurdu. Yine de türü seven oyuncular için bu eğlenceli ve kaliteli video oyununu gönül rahatlığı ile önerebilirim. Türe uzak olup, oyunu merak eden oyuncular ise indirim dönemlerinde bu yapıta şans verebilir.