EA şirketi bir süredir bağımsız geliştiricilere destek veriyor ve EA Originals markası altında bazı video oyunlarını bizlerle buluşturuyor. Rocket Arena da tıpkı; Unravel, A Way Out, Sea of Solitude yapıtları gibi bu kapsamda bizlerle buluşan fakat farklı türde olan oyunlardan bir tanesi. Şimdi ise bu farklı oyunu inceliyoruz. Yalnız, her şeyden önce bu oyunun farkını soracak olursanız da oyunun, silahlarından roket şeklinde kurşunlar çıkan karakterlerle oynandığını ve Smash Bros. oyunlarını anımsatan rakibi saha dışına atma gibi temel bir mekaniği bulunduğunu söyleyebiliriz.
Rocket Arena ile rakibimizi dışlamaya çalışıyoruz
Uzunca bir süredir çoklu oyunculu olan nişanc oyunlarına aşina hale geldik. Bazı yapıtların içerisinde fazladan bir oyun modu olarak yer alan çoklu oyunculu seçenekler, bazı yapıtların tamamını kapsayabiliyor. Rocket Arena da büyük ölçüde çoklu oyunculu olarak oynanabilen yapımlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Büyük ölçüde diyorum çünkü bazı eşli oyunculu seçenekler de bu oyunda var fakat çok büyük kapsamda bulunmuyorlar.
Peki, nedir bu Rocket Arena diye soracak olursanız bu oyunun çoklu oyunculu yapıdaki nişancılık oyunlarından ne gibi farklarının olduğunu anlatarak başlayayım. Rocket Arena oyunun en büyük farkı, rakipleri saha dışına atma amacını gütmemiz oluyor. Canlarını tüketmekten ziyade rakiplerimizi sahanın dışına atmaya çalışıyoruz ki bu durumda da bir nevi rakibimizi öldürmüş oluyoruz. Saha dışına atılan oyuncular, otomatik olarak havalandırılarak oyun alanına tekrar bırakılıyorlar ve mücadeleye devam ediyorlar.
Rakibin ve bizim bir can barımız bulunuyor. Bu can barı azalan değil de artan bir çizelgeyle gösteriliyor. Can barı dolan oyuncu ise aldığı ilk darbelerle saha dışına bir roket gibi fırlatılıyor. Sonrasındaysa, çoklu oyunculu oyunlarda sıklıklar gördüğümüz yeniden doğma durumu gerçekleşiyor. Hemen üst satırlarda söylediğim gibi bu yeniden doğma olayı uçarak doğma noktasına taşınma şeklinde oluyor.
Bu arada Rocket Arena, üçüncü şahıs bakış açısıyla oynanabilen bir oyun. Bu oyunda çıkış günü itibariyle seçilebilir olan 10 adet karakter yer alıyor. Her bir karakterimizin bir tanesi normal atış olmak üzere toplamda 3 adet yeteneği mevcut. Bunlara ek olarak her bir karakter çoklu zıplama ve kendi etrafında dönerek ateşlerden kaçınma gibi özelliklere sahipler. Karakterlerin yeteneklerinin dışında oyun alanlarında bulunabilen ögelerin olduğunu da söylemeden geçmeyeyim.
Bu ögeler, tek seferlik ya da sınırlı süreli olarak avantajlar sağlıyorlar. Sahada bulunan ögelerin arasında; mayın, bomba, hızlanma, kaçınma dolum süresini azaltma, sahaya mıknatıs alanı oluşturarak gelen atışların yönünü saptırma gibi unsurlar yer alıyor. Dilerseniz, Rocket Arena oyununda yer alan oyun modlarından bahsederek karşımızda nasıl bir yapının bulunduğunu biraz daha anlaşılır bir biçimde sizlere aktarmaya devam edeyim.
Tanıdık oyun modları burada da karşımıza çıkıyor
İncelemesini gerçekleştirdiğim video oyununun ana menüsünde; bilgilendirme sayfası, müsabaka girişleri, özelleştirme seçenekleri ve dükkan gibi kısımlar bizi karşılıyor. Buradaki oyun modu seçeneklerinin biraz karmaşık bir düzende sıralandığını gördüm. Burada, sosyal, sezon öncesi sıralama maçları, antrenman ve özel maçlar gibi seçenekler sıralanıyor. Sosyal seçeneğinin içerisinde üç farklı müsabaka türünden bir tanesi seçilebiliyor.
Sezon öncesi sıralama seçeneğini tercih ettiğimizdeyse bu oyunda yer alan çoklu oyunculu müsabaka seçeneklerinden bir tanesine rastgele olarak yönlendiriliyoruz. Kafa karışıklığı oluşturmaması açısından ben Rocket Arena oyununda yer alan müsabaka seçeneklerinden sırasıyla bahsedeceğim. Muhtemelen, ilerleyen tarihlerde farklı bir gösterim şekline geçilecektir ve daha anlaşılır bir hale gelecektir diye tahmin ediyorum.
Rocket Arena oyununda 5 adet olan müsabaka seçenekleri; Knockout, Rocketball, Mega Rocket, RocketBot Attack ve Treasure Hunt olarak adlandırılıyorlar. Knockout, çoklu oyunculu nişancılık oyunlarının olmazsa olmazı sayılabilen ölüm maçı konumunda duruyor. Bu seçenekte, bir takım toplamda 20 kere rakip takımın oyuncularını saha dışına atabildiğinde maç bitiyor. Yani, rakip takımın oyuncularını 20 kere saha dışına atabilen takım maçı kazanıyor.
Rocketball, bir çeşit spor müsabakası görünümünde gerçekleşiyor. Sahanın belirli bir yerinde ortaya çıkan topu kapan oyuncu, rakip takımın canlandığı yerdeki noktaya o topu bırakmaya çalışıyor. Topu bırakan takım bir gol atmış oluyor ve toplamda 5 gol atabilen takım maçı kazanıyor. Bir diğer oyun seçeneği olan Mega Rocket ise yine çoklu oyunculu yapıtlarda sıklıkla gördüğümüz bölge kapma müsabakaları oluyor. Oyun alanında rastgele beliren bölgeleri toplamda 5 kere ele geçiren takım maçı kazanıyor.
Bu oyun modlarına benzer bir seçenek olan Treasure Hunt seçeneğinde de haritanın rastgele bir noktasında oluşan ödülleri ilk kapan takımdan olmaya çalışıyoruz. Rocket Arena oyununda gördüğüm tek eşli oyunculu müsabaka seçeneği olan RocketBot Attack ise akın akın gelen yapay zeka robotlarla mücadele ettiğimiz bir müsabaka çeşidi oluyor. Saydığım müsabaka seçeneklerinin farklı amaçlar sunmalarına karşın temelde benzer mekaniklere sahip olduğunu söyleyebilirim.
Karakterlerimizi tanıyalım
Üst kısımlarda da belirttiğim üzere Rocket Arena oyununda toplamda 10 adet karakter var ve her bir karakterin kendine has özellikleri bulunuyor. Bahsi geçen oyunu PlayStation 4 ile deneyimlediğim için karakterlerin özelliklerini anlatırken bu oyun konsolunun kontrolcüsüne göre karakter yeteneklerini sizlere aktaracağımı söyleyip devam ediyorum. Seçilme sırasına göre soldan sağa olarak en başta Amphora yer alıyor.
Amphora ile ana ateş tuşu olan R2 ile su topu benzeri bir roket atarken, bu tuşa basılı tutarak daha güçlü etki bırakan bir atış yapıyoruz. Bu karakter, R1 tuşu ile Splatoon oyunlarındaki gibi su birikintisine dönüşerek hızlıca hareket edebiliyor. L2 ile ise birkaç tane su roketi atıyor ve bu roketler düşmana yaklaştığında birleşerek düşmana çarpıyorlar.
Jayto isimli karakter ise R2 tuşuyla hızlı ateş ediyor ve L2 ile çoklu roket saldırısı yapıyor. R1 ile kanatlanarak her bir atışta döner halde roketler fırlatıyor. Izell, R2 tuşuyla ışın ve zehir karışımız hızlı bir atışı bulunuyor. R1 tuşuyla hedeflenen noktaya çok hızlı olarak uçarken L2 tuşuyla düşmanı kilitleyen kelepçe atabiliyor.
Plink isimli çocuk karakter R2 ile seri atış yapabiliyor ve L2 tuşuyla frizbi benzeri bir cisim atıyor. Bu cisim hem giderken, hem de bize dönerken düşmana hasar veriyor. Bu karakter R1 ile ışınlanma yapılabiliyor. Bir cisim atıyor ve R1 tuşuna yeniden basıldığında bu cismin olduğu noktaya ışınlanıyor. Kalabalık anlardan kaçmak için oldukça yararlı ve şaşırtıcı bir karakter olarak Plink ismini önerebilirim.
Kayi isimli karakter R2 ile bastıkça dolan bir roket atıyor. Ne kadar çok basarak fırlatırsak düşman daha öteye gidiyor. R1 ile kanca atılarak yüzeye değerse hızlıca yer değiştirilebilen bu karakter L2 tuşuyla düşmanın hareketini yavaşlatan bir alan oluşturabiliyor. Bleastbeard isimli sakallı ve tombiş abimiz ise R2 tuşuyla bir yere isabet ettiğinde patlayan bombalar atıyor. L2 tuşuna basılı tutarak bırakınca daha tesirli bir bomba fırlatırken, R1 ile düşmana zarar veren ve uzaklaştıran bir patlama alanı oluşturuyor.
Rocket Arena oyunundaki karakterlerde denge sorunu bulunuyor
İncelemesini gerçekleştirdiğim oyundaki bir diğer karakter ise Mysteen olarak karşımıza çıkıyor. R2 tuşu ile oldukça güçlü kartlar atabilen bu karakter L2 tuşuyla tek yönlü bir güç kalkanı oluşturuyor. R1 ile kendisini kopyalayabilen Mysteen, böylelikle sahte bir savaşçı oluşturarak akılları bulandırabiliyor. Sahte karakter de rakibe zarar verebilirken R1 tuşuna yeniden basıldığında gerçek karakter ile sahte karakter arasında geçiş yapılabiliyor.
Topnotch adındaki bıyıklı amcamıza gelirsek bu karakter R2 ile düşmana değdiğinde patlayan ve yerde sürüklenebilen bombalar atıyor. L2 tuşuna basılı tutulup düşmana kilitlenirse düşmanın üzerine dev bir roket düşüyor ve R1 tuşuyla basılı tutulup bir hat çizebiliyor ve o hat boyunca küçük roket saldırısı oluşuyor. Bu saldırılar da o alanda düşman varsa onlara kısmi olarak hasar verebiliyor.
Rocket Arena oyunundaki pompalı tüfekçimiz ise Boone karakteri oluyor. Bu karakterle R2 tuşuna basarak pompalı tüfek misali saçma gibi görünen roketler fırlatılıyor. Bu roketler çarptığı yerden sıçrayabiliyorlar. Bu karakter L2 ile keskin nişancı moduna geçebilirken, R1 tuşuyla hem düşmanı, hem de kendini etkileyen bir rüzgar alanı oluşturuyor.
Bu oyundaki onuncu ve son karakter olan Rev ise kaykay benzeri bir araçla hareket ediyor. Ağır mekineli tüfek gibi bir silah kullanıyor ve R2 tuşuyla seri roket atışı yapabiliyor. L2 tuşuyla yere sabitlenen bir mayın fırlatabilen bu karakter R1 tuşuyla hızlanarak kısa süreli uçuş yapabiliyor. Açıkçası bu uçuş hamlesi bazı oyun modlarında bu karaktere önemli bir avantaj sağlıyor. Örneğin, Rocketball isimli maçlarda Rev karakteriyle bariz bir üstünlük elde edilebiliyor.
Bunu söylemişken oyundaki karakterlerin aralarında önemli denge sorunlarının bulunduğunu da sizlerle paylaşayım. Seçtiğimiz karakterlerin özellikleri, oyunun geneline önemli bir etki yapmadığı gibi, maçların türüne göre yukarıda verdiğimi örneğe benzer olan karakterlerin arasındaki bazı dengesizlikler görülebiliyor. Anlattığım tüm özelliklerin de çok azının önemli faydalarını görebiliyoruz. Bazı yetenekler, tabiri yerindeyse sivri sinek ısırığı kadar etki göstermiyorlar.
Bölüm tasarımlarıyla birlikte oynanış nasıl şekilleniyor?
Biraz da Rocket Arena oyunundaki harita tasarımlarından bahsedeceğim ve bu tasarımlardan bahsederek oynanış mekaniklerinin etkisini daha rahat anlatabileceğimi düşünüyorum. Daha öncesinde belirttiğim gibi Rocket Arena oyununda toplamda 10 adet harita bulunuyor. Bu haritaların yalnızca bir tanesi 2v2 kapasitesinde hazırlanmış durumda ve diğerleri 3v3 kapasitesini sunuyor.
Tasarım anlamında bu haritaları beğendiğimi söyleyebilirim. Her bir haritada farklı bir tema sergileniyor ve gayet fantastik bir izlenim bırakıyorlar. Aynı zamanda insanı bunaltmayan bir görsellik de haritalarda sunuluyor. Bununla birlikte, oyundaki uçma ve çoklu zıplama dinamiklerinin kullanılmasından ötürü bu haritaların detayları çoğu zaman gereksiz kalıyor. Yani, savaşın büyük kısmı yüksek konumda geçerken bazı koridorlar ve geçitlerin varlığı pek bir işe yaramayabiliyor.
Ayrıca, karakterlerin hareket kabiliyetlerinden ötürü haritaların göze oldukça küçük geldiğini söylemek isterim. Bu durum, oyunun geliştirici ekibi tarafından özellikle tercih edildiğini biliyorum ve bunu bir eleştiri olarak buraya yazmıyorum ama oyunun asıl temasıyla bu durum pek tutarlılık göstermediğini gördüm. Bizlere, rakiplerin saha dışına itilmesinin amaçlandığı bir video oyununun geliştirildiği söylenmişti. Bu söylem kısmen doğru olmasına karşın pratikte söylenenden farklı bir durum ortaya çıkıyor.
Yazının üst kısımlarında da kısmen söylediğim gibi Rocket Arena oyununun büyük bir kısmındaki müsabakalarda, rakipleri saha dışına itmektense onların can barlarını tüketerek patlatma yoluna gidiyoruz. Patlayan rakip haliyle saha dışına itiliyor. Atışlarımız isabet ettiğindeyse bir rakibe büyük hasarlar veremiyoruz. Onları saha dışına itecek yetenekler de bazı karakterlerin dışında pek bulunmuyor.
Ayrıca, eğer can barımızın bir kısmı doldurulmuşsa ve hiç hasar almamış bir düşmana o bizi fark etmeden yaklaştıysak saldırmak pek avantajlı bir durum olmuyor. Tek başımıza bire bir kaldığımız bir rakibimizin gücünü kolaylıkla tüketemiyoruz. Daha öncesinde hasar almışsak rakip avantajlı oluyor. Oyunun genelinde de bir kişiye karşı daha fazla kişi ateş ettiğinde avantajlı durumlar ortaya çıkıyor. Nihayetinde, Rocket Arena oyunu saha dışına itme dinamiklerinden çok düşmanların canlarını toplu halde tüketebilme amacını taşıdığımız bir oyun oluyor.
Özelleştirme seçenekleri ne kadar yeterli?
Günümüzdeki çevrim içi yapıdaki pek çok video oyununda olduğu gibi Rocket Arena oyununda da özelleştirme seçenekleri yer alıyor. Bu seçenekler ana ekranda karakter özelleştirmeleri ve profil özelleştirmeleri şeklinde iki kısım olarak sunulmuş durumdalar. Karakter özelleştirmeleri seçeneğine girdiğimizde karşımıza seçilebilir olan 10 adet karakter çıkıyor ve hangisini seçersek o karaktere ait olan değişimleri yapıyoruz.
Karakter seçtiğimiz zaman karşımıza 5 seçenekli bir şema çıkıyor. Bu şemada ilk olarak karakter kostümü değiştirme kısmı gözüme çarptı. Seçtiğimiz karakterin görüntüsünü kostüm olarak tümden değiştirebiliyoruz. Yani, karakterlerin farklı bölgelerine özel bir özelleştirme seçeneği bulunmuyor. Köstüm seçeneğinin yanında avantaj sağlayan eserler kısmı yer alıyor. Burada oyunda tecrübe kazandıkça kilidini açtığımız bazı unsurları atayabiliyoruz. 3 tane atama sekmesi yer mevcut.
Bir diğer seçenekte ise düşmanın canını tükettiğimizde yaşanan patlamada ortaya çıkacak olan patlama efektini ve dumanı seçebiliyoruz. Benzer şekilde farklı bir özelleştirme seçeneğinde karakterimizin uçarken arkasında bıraktığı dumanın rengi ve animasyonu seçilebiliyor. Karakter özelleştirme alanındaki son seçenek ise karakterimize özel olan ilerleme sistemi olarak karşımıza çıkıyor.
Her bir karakterin kendine özgü bir ilerleme sistemi bulunuyor. Bir karakterle ne kadar fazla oynarsak daha hızlı ilerliyor ve görsel ödüller ile oyundaki para birimlerinden birisi olan roket parçaları kazanabiliyoruz. Bu liste her karakter için 100. seviyeye kadar sürüyor. Bu arada liste iki sıra halinde ilerliyor ve benzer oyunlardan gördüğümüz üzere sıra ücretsiz, bir sıra ücret ödenerek kilidi açılmış seri olarak ilerliyor.
Profil özelleştirmelerinde ise toplamda 6 seçenek bulunuyor. Totem olarak adlandırılan bu kısımdan; sembolümüzü, bayrağımızın şeklini, bayrağımızın arka planını, bayrağın çerçevelerini, bayrak direğini ve bayrağın yere değdiği noktadaki aydınlatmayı özelleştirebiliyoruz. Rocket Arena oyununun ana ekranında yer alan dükkan bölümü de bu özelleştirme unsurlarının yer aldığı kısım oluyor. Oyunun çıktığı dönem itibariyle dükkan bölümünün çeşitten yoksun olduğunu söyleyebilirim. Belirli sürede değişen görsel unsurlar muhtemelen ilerleyen zamanlarda gelişim gösterecektir.
Rocket Arena, popüler bir oyun olacak mı?
İnceleme yazısının sonlarına yaklaşırken Rocket Arena oyununun grafiklerine, seslerine ve genel performansına da biraz değinmek istiyorum. Yalnız, bu kısımda çok keskin ifadeler kullanamayacağımı belirteyim çünkü son dönemde çıkışını gerçekleştiren çevrim içi yapıdaki pek çok video oyunu bana sanki aynı grafik tarzını yansıtıyormuş gibi geliyor. Bir oyun konsolu neslinin sonunda oluğumuzdan ötürü müdür, bilemeyeceğim ama böyle bir intiba oluşuyor şahsımda.
İncelediğim bu oyunda da alışıldık, çizgi film tarzına yaklaşan ve pastel renklerden oluşan bir dünya karşımıza çıkıyor. Öyle hayranlık verici görsel kalite bulunmamasına rağmen hiç rahatsız etmeyen bir görsellik sunuluyor. Seslendirmeler vasatın üstünde seyrederken, genel performans anlamında aksaklıklar göze çarpmıyor. Çoklu oyunculu maçlarda fazla beklemeden müsabakaların bulunmasını ayrıca takdir ettiğimi söyleyebilirim.
Son sözlere geçerken aklımda Rocket Arena için ne söylemem gerektiğini tarttım ve ilginç bir boşluğun içerisinde kendimi buldum. Karşımızda ne çok kötü bir oyun var, ne de öyle aman aman farklılık oluşturacak bir yapıt. Daha önce denenen pek çok unsur, bu oyunla yeniden bizlere sunuluyor. İnceleme yazısının üst kısımlarda belirttiğim gibi oyunun en büyük farkı olarak gösterilen sahadan atma mekanikleri de incelemeyi gerçekleştirdiğim dönemde tam manasıyla işlemiyordu.
Sahadan atma mekanikleri zamanla daha kullanılır hale getirilir mi, oyuncular daha profesyonel hamlelerle bu mekanikleri kullanabilirler mi henüz bilemiyorum. Bilemediğim bir diğer noktaysa oyuncuların bu oyunu sevip sevemeyecekleri oluyor. Malum, çoklu oyunculu bir oyunun ayakta kalması için oyuncu sayısının fazlalığına ve bu oyuncuların devamlılığına ihtiyaç duyulur.
Karşımızdaki yapıt, ücretsiz bir oyun olmadığından ve hatırı sayılır bir ücretle satın alındığından sadık bir oyuncu kitlesinin oluşması ne kadar mümkündür sorusu şimdilik muamma olarak kalıyor. Belirttiğim gibi karşımızda kesinlikle kötü bir video oyunu yok. Gerek karakter çeşitliliği olsun, gerekse müsabakaların çeşitliliği açısından şahsen bir eksiklik hissetmedim. Rahatsız edici sayılabilecek nokta ise yapılanların büyük ölçüde denenmiş olması. Bu oyun için 28 Temmuz 2020 tarihinde gelecek olan Blast Pass içeriğinin ne kadar sürükleyici olacağını ise henüz bilemiyorum.