Karanlık fantezi temalı dünyalarda geçen birbirinden farklı video oyunu gördük. Aynı zamanda, son birkaç senede Roguelike türü de sıklıkla karşımıza çıkmaya başladı. Peki, bu iki öge birleşecek olursa, karşımıza nasıl bir oyun çıkar? Tabii ki Rogue Lords. Bu video oyununda bir iblis olarak Roguelike deneyimi yaşıyoruz. Genelde oyunlarda kahraman olmaya alışığız ama bu sefer, hikayenin kötü karakterlerini kontrol ediyoruz. Rogue Lords oyununun en büyük özelliklerinden bir tanesi de tam olarak bu noktada karşımıza çıkıyor. Hikayenin kötü karakteri olduğumuz için oyunun kurallarıyla istediğimiz gibi oynayabiliyoruz.
Rogue Lords oyununda yaşadığımız macera boyunca sıra tabanlı savaşlar karşımıza çıkıyor ve bu savaşlarda, kötülük dünyasından ikonik isimlerin kontrolünü ele alabiliyoruz. Eğer iyi karakterler üste çıkıyor gibi görünecek olursa da kuralları kendi avantajımıza göre değiştirebiliyoruz ve oyunun akışını belirleyebiliyoruz. Takımda yer alan kötü karakterleri doğru seçerek, güçlü sinerjiler oluşturabiliyoruz. Bu karakterler için yeni yetenekler açarak, onları daha da güçlü bir hale getirebiliyoruz. Bu oyundaki amacımız ise gerekli antik eserleri toplayarak, kötü karakterlerin intikamını, iyi kahramanlardan almak.
Rogue Lords oyununun içerisinde bir de hikaye bulunuyor. Bu hikaye dahilinde iyi kahramanlar, her zaman olduğu gibi kötü karakterleri yeniyor. Biz ise bir iblis olarak ölmeden hemen önce dünyadan kaçıyoruz ve cehenneme gidiyoruz. Bir süre boyunca cehennemde güç ve yoldaş topladıktan sonra dünyaya geri dönüyoruz ve daha önce bizi yenmiş olan kahramanlardan intikam almaya çalışıyoruz. Yalnız, dünyada hiçbir şey bıraktığımız gibi kalmamış; iyi kahramanlar elde edebilecekleri tüm güçleri toplamışlar ve Sanctua Lumen isimli yeni bir inanış da ortaya çıkmış. Bizlerin de tüm bunlara karşı savaşmamız gerekiyor.
Maceramız boyunca Drakula, Başsız Süvari, Kanlı Mary, Beyaz Kadın, Lilith, Hekate, Baron Samedi ve Frankenstein gibi kötü karakterleri kontrol edebiliyoruz. Yalnız, takımımızda en fazla 3 adet karakter bulundurabiliyoruz. Oyunun en başından, en sonuna kadar aynı karakterlere odaklanmak zorunda da değilsiniz; her kötü kahramanın benzersiz hikayeleri olduğu için sürekli takım arkadaşı değiştirmek isteyebilirsiniz. Ayrıca, karakterler arasındaki sinerjileri test etmek de uygulayabileceğiniz stratejilerden biri olabilir. Ayrıca, oyun boyunca topladığınız ruhlar ile de kötü karakterlerinizi birkaç farklı alanda geliştirebiliyor, güçlendirebiliyorsunuz.
Rogue Lords oyununda o kan illa ki akacak
Tüm bu saydığımız oynanış özellikleri ve sistemleri hoş ama Rogue Lords oyununun benzersiz kısımları nerede? Aslında, kötü karakterleri kontrol ediyor olmamız ilk benzersiz özellik. İkinci benzersiz özellik ise kuralları değiştirebiliyor olmamız. Bu video oyunundaki savaş anları sırasında kendi kanımızı kullanarak, oyunun kullanıcı arayüzünde değişiklik yapabiliyoruz ve bu değişiklikler, direkt olarak oynanışa etki ediyor. Mesela, karşımızdaki rakiplerin can barlarını düşürebiliyoruz, onların aktif avantajlarını kendi karakterlerimize geçirebiliyoruz ve harita üzerinde yeni geçitler açabiliyoruz. Oyun, bu sistemi yeteri kadar güzel bir şekilde kullanıyor.
Gotik ve korku temalarına da sahip olan Rogue Lords, aslında geleneksel bir Dungeon Crawler ve sıra tabanlı rol yapma oyunu gibi işliyor. Oyunun içerisinde de Roguelike temelli özellikler bulunuyor. Oynanış bu noktada üçe ayrılıyor: Keşif, hazırlık ve savaş. Eğer bu video oyununda keşif yapıyorsanız, bir masaüstü oyunu gibi ilerleme sağlanıyor. Yani, bir harita üzerindeki aktivite noktaları üzerinde ilerliyorsunuz ve sosyal olaylar ile savaşları isterseniz aktive ediyorsunuz. Sosyal etkinliklere girmeden önce o etkinlikte hangi değerin kontrol edeceğini görebiliyorsunuz ve belli değerin güçlü olduğu karakteri seçmeniz gerekiyor başarılı olmak için.
Bu anlarda yaptığınız seçimler, oynanışı etkileyebiliyor. Mesela, bazen karakterleriniz için yeni yetenekler elde edebiliyorsunuz. Bazen de sonraki savaşınızda size avantaj sağlayacak durumlar yaşayabiliyorsunuz. Devil Mode ise kanımızı kullandığımız anlarda devreye giren sistem oluyor. Bu sistemi kullanarak, çok zorlu sosyal kontrol noktalarını geçebiliyoruz. Tabii ki geçmek için bu modu kullanmak zorunda değilsiniz ama işinizi garantiye almak istiyorsanız, Devil Mode oldukça kullanışlı oluyor. Yine de tüm bu noktaların arkasındaki ödülü bilmediğimiz için Devil Mode olsa da, olmasa da oyunun rastgele şansının size gülmesini beklemeniz gerekiyor.
Devil Mode, aslında Rogue Lords oyununu kurtaran en önemli özellik gibi görünüyor. Mesela, keşif anları oldukça sıkıcı olabiliyor ve Devil Mode, bunu bir tık eğlenceli hale getirebiliyor. Zaten keşif kısmında benzersiz şeyler de sunulmuyor; hepsini daha önce oyunlarda gördük. Savaş kısımları oldukça eğlenceli olabiliyor; Devil Mode olmasa bile savaştan zevk alabiliyorsunuz ama burada da daha önce dediğim gibi herhangi bir sıra tabanlı rol yapma oyunu gibi işliyor bu yapıt. Devil Mode, temel savaş sistemlerine renk katıyor. Belki bu sistem bazı oyuncular tarafından hile olarak görünebilir ama oyun, ilk anlardan itibaren sürekli sizi bu özelliği kullanmaya yönlendiriyor.
O akan kan, deneyimi çok da zenginleştirmiyor
Rogue Lords, kağıt üzerinde ilgi çekici bir oyun gibi görünse bile sunulan benzersiz özelliklerin hiçbiri yeteri kadar derine inemiyor. Mesela, Devil Mode oldukça yüzeysel bir özellik olarak kalıyor. Oyunun temel özellikleri de aynı şekilde hiçbir zaman yeteri kadar derinlik sunmuyor. Bu yüzden de oyunda yaşayacağınız savaş ve keşif anları, sizleri sadece yarım saat, belki 1 saat boyunca net olarak eğlendirebiliyor. Bunun ardından her şey, kendisini tekrara bağlıyor ve daha derine inemediğiniz için de sıkıcı bir deneyim elde etmeye başlıyorsunuz. Mesela, iblis olup, kuralları değiştirmek bile sadece basit bir şekilde hile yapıyormuşsunuz gibi hissettiriyor.
Rogue Lords gibi bir video oyununda, Devil Mode gibi bir özellik sunulduğu zaman kendinizi gerçekten oyunun kurallarını değiştiren bir iblis gibi hissetmeniz gerekiyor. Onun yerine bir çocuk oyununda hile yapmaya çalışan bir çocuk gibi hissediyorsunuz. Ayrıca bu özellik bile kendi içerisinde kurallar bulunduruyor ve bu kurallar, Devil Mode özelliğini oldukça kısıtlandırıyor. Tabii ki tüm bunlar oyunu oldukça kötü bir pozisyona sokmuyor ama aynı zamanda öyle mutlaka oynanması gereken bir yapıt haline de getirmiyor. Rogue Lords, bu hali ile daha çok ortalama üstü bir video oyunu gibi hissettiriyor.
Sunum tarafında ise Rogue Lords, kesinlikle idare eder seviyede görünüyor. Yani, görsel anlamda oyun bir çizgi film gibi duruyor ve görsel kalite bence gayet hoş. O ikonik kötü karakterlerin hepsi benzersiz görünüyor ama sanat tasarımı biraz zayıf geldi bana. Özellikle de böyle gotik ve korku temalarını içerisinde bulunduran, ikonik kötü karakterleri kontrol etmemize izin veren bir video oyununda sanat tasarımının çok daha benzersiz olmasını beklerdim. Görsellik haricinde, performans tarafında pek bir optimizasyon problemi görmedim. Ses ve müzik tarafında ise genel anlamda her şey vasattı. Yine bu değerlerin üzerine hiç gidilmemiş.
Rogue Lords, üzerinde benzersiz temalara ve özelliklere sahip gibi görünüyor ama ne yazık ki durum öyle değil. Yani, sunulan benzersiz şeylerle birlikte, oyunun temel yapısı da oldukça yüzeysel bir seviyede kalıyor ve oyunculara derin bir deneyim sunmaktan caiz bir hal alıyor. Ben bu oyunu PC üzerinde deneyimledim ve oyun, Steam aracılığı ile 77 TL civarına satılıyor. Açıkçası, oyunun durumunu göz önünde bulunduracak olursak, bu oyunun değeri 30-40 TL civarında. Bu yüzden de indirim beklemenizi, ardından Roguelike ve sıra tabanlı rol yapma tarzı oyunları seviyorsanız satın almanızı öneriyorum.