Hayatımızı normal bir şekilde yaşarken, bir anda gezegenimizin yörüngesine yabancı bir cisim giriyor. The Metahedron isimli bu cismi araştırması için The Sentient Contact Assessment and Response (S.C.A.R.) ekibi de kuruluyor. Tabii ki uzaydan gelen bilinmeyen yapıları inceleme konusunda biraz dikkatli olmamız gerektiğini hemen öğreniyoruz; cismi incelemeye giden ekip, kendilerini bir anda kendi güneş sisteminin dışında buluyorlar. Ondan sonra da zaten Dr. Kate Ward ile tanışıyoruz ve Scars Above içerisindeki deneyimimiz tek başımıza başlıyor. Amacımız ise hayatta kalmak ve neler olduğunu öğrenmek gibi görünüyor.
Scars Above, kesinlikle muhteşem bir şekilde başlıyor ve oyunculara oldukça ilgi çekici bir bilim kurgu evreni sunuyor. Yalnız bir şekilde bize tamamen yabancı bir gezegende uyanmamız filan da bir süre boyunca ilgi çekici yapısını koruyor ama oyun ne yazık ki diğer olumsuz yönleri tarafından aşağıya çekiliyor. Her şeyden önce hikaye, kısa bir süre sonra dağılmaya başlıyor. Daha sonra da oynanışın aslında hiç de eğlenceli olmadığını keşfediyoruz. Oyunun oluşturmuş olduğu bu dünyanın da oldukça kalitesiz bir tasarıma sahip olduğunu söylemek gerekiyor. En azından yaşadığımız deneyim öyle çok uzun sürmüyor, 5-6 saatte kendisinden kurtulabiliyoruz.
Daha önce muhtemelen hiç duymadığınız oyunları geliştirmiş olan Mad Head Games, Scars Above için aslında Prime Matter ile iş birliği sağlıyor. Bu şirket, Take-Two Interactive ile birlikte çalışan ayrı bir dağıtım kolu. Buna rağmen oyunun bütçesi öyle çok yüksek değil ve bunu oyunun hemen kendisini tekrar etmesinden anlayabiliyorsunuz. Bu yapıttaki deneyimimizin tamamı koridorlarda uzaylılar ile savaşarak ve bulmacalar çözerek geçiyor. Geliştirici ekip, bu savaşlara ve bulmaca anlarına farklılık katmaya çalışmış ama ne yazık ki başaramamış. Oyun, daha ilk saati içerisinde kendisini inanılmaz bir şekilde tekrar etmeye başlıyor ne yazık ki.
Scars Above oyununda aslında bazı keşif elementleri ilgi çekici olabiliyor. Mesela, soğuktan donmamak için bazı belli çalıları yakmamızın gerekmesi veya yaratık dolu bir gölü dondurarak üzerinden geçmemiz ilgi çekici anlar oluşturuyor ama bu ilgi çekiciliği sadece ilk anlarda yaşıyorsunuz; oyun daha sonra bu mantığı sürekli tekrar ediyor. İşin kötüsü, daha önce ziyaret ettiğiniz biyomlara gelecekte tekrar geri dönmeniz gerekiyor ve oyun, size herhangi bir harita vermiyor. Sürekli ilerlemek istediğiniz zaman bu bir sıkıntı değil ama önceki biyomlara geri dönerken kaybolmamak neredeyse imkansız gibi duruyor.
Scars Above, element saldırıları ile durumu kurtarıyor
Scars Above, aslında hikaye tarafında olduğu gibi oynanışı üzerinde de en başlarda ümit verici bir deneyim sunuyor. Ana karakterimin oyunda yapabileceği birkaç farklı silah tipi var ve her silah farklı elementlerde ateş edebiliyor. Ayrıca her silahın kendisine ait bazı özellikleri de bulunuyor. Oyun, elementlerin üzerine daha da gidiyor. Mesela, suyun içerisinde bulunan bir düşmana elektrik elementi ile ateş etmek, normalden daha büyük bir etki yaratıyor veya halihazırda yanan bir düşmana asit ile hasar vermek, verilen hasarı katlayabiliyor. Bunun gibi kombinasyonlar oyunun içerisinde farklı şekillerde yer alıyor.
Sıkıntı şu ki Scars Above içerisindeki bu özellik, zamanla derinleşmiyor ve olduğu gibi kalıyor. Bunun üzerine, sürekli aynı düşmanlarla savaştığınız için de oyun kısa bir süre sonra sıkıcı bir hal alıyor. Oyunda belki 5-6 adet farklı düşman tipi anca bulunuyordur. Tabii buna bölüm sonu canavarlarını katmıyoruz. Zaten oynanış tarafında en eğlenceli olan savaş anları da bölüm sonu canavarlarından geliyor. Oyun, bu savaşlar sırasında sizi gerçekten zorlayabiliyor ve daha önce sunulan element temelli oyun mekaniklerini aktif bir şekilde kullanmanız gerekebiliyor. Bir nevi, oyun sizi aslında test ediyor bu savaşlarla.
Yalnız, Scars Above ne yazık ki düşük bütçeli bir oyun olduğu için savaş anları hiçbir zaman kaliteli hissettirmiyor. Yani, bütçenin verdiği sınırlamaları sadece hikayede değil, oynanışta da hissediyorsunuz. Aslında aynı şey bulmacalar için de geçerli. Oyunun içerisinde bolca bulmaca var ama bunların hiçbiri size ilerlemeden başka bir ödül vermiyor. Yani, bulmacalar sadece ilerlemenizi engellemek için var. Ayrıca bu bulmacaların öyle ilgi çekici bir yanı da yok; sürekli aynı tipte şeyler yapıp duruyorsunuz. Çevrede şifre arama, kapılara enerji verme ve benzeri sistemler mevcut. Bunların hepsini zaten sayısız video oyununda birçok kere görmüştük.
Scars Above oyununun bir noktada en iyi yaptığı şey aslında ana karakterimizin bir asker yerine bilim insanı olduğunu sürekli olarak hatırlatmak ve bunu oynanışa yansıtmak. Hikaye açısından bu güzel bir şekilde işliyor; yeni silahların çoğunu bu şekilde filan elde ediyoruz ama sistem pek de geliştirilmiş gibi durmuyor. Yüzeysel bir şekilde baktığımız zaman çevredeki bir eşyayı tara, karşılığında silah al gibi hissettiriyor özellik. Yani, iyi giden yönler bile bütçenin zayıflığı yüzünden aksaklığa uğruyor bence. Aynı şey oyundaki materyallerle güçlendirdiğimiz bataryamız için de geçerli. Bunun sunduğu ekipmanlar da çok yüzeysel duruyor.
İyi olan her şeyin altında olumsuz bir nokta mevcut
Scars Above, aynı zamanda Dark Souls serisi tarzında bir deneyim sunmayı hedefliyor. Yani, karşınıza çıkan düşmanlar oldukça güçlü ve çevrede bulabileceğiniz materyaller de sınırlı. Öldüğünüz zaman da oyunun dünyasında keşfettiğiniz noktalardan tekrar başlıyorsunuz ve alandaki tüm uzaylılar filan da tekrar canlanıyor; türü biliyorsunuz zaten. Yalnız, yine sunulan bu zorluğun altında hiçbir ödüllendirici sistem yok. Tamam, zorluğun üstesinden gelebiliyorsunuz ama bunun karşılığında hiçbir şey elde etmiyorsunuz. Bu yüzden de çoğu zaman düşmanlarla savaşmak yerine onların etrafından koşup, kaçmak en mantıklı seçim gibi duruyor.
Scars Above oyununu PlayStation 5 konsolumda deneyimledim ve en azından elde ettiğim görselliğin fena olmadığını söylemek istiyorum. Tabii ki yine oyunun bütçesindeki düşüklükten ötürü bazı yönlerde oldukça zayıflıklar var. Mesela, animasyonlar hiç de doğal hissettirmiyor ama böyle bir oyundan da daha fazlasını beklemek belki haksızlık olabilir diye düşünüyorum. Ayrıca, görselliğin yanında, sunulan performans en azından sıkıntısız. Oyunu gayet stabil bir 60 FPS ile deneyimleyebiliyorsunuz. Aksiyon zirve yaptığı zamanlarda bile performans cephesinde pek de bir sıkıntı yaşanmıyor; sadece DualSense için biraz daha yoğun bir destek beklerdim.
Sesler ve müzikler de Scars Above oyununda başarılı sayılır. Özellikle de ana karakterimizin seslendirme performansı gayet güzel; karaktere hızlı bir şekilde ısınabiliyorsunuz ve kendisine 6 saatlik maceranız boyunca katlanmak zorunda kalmıyorsunuz. Kendisinin neler yapacağını gerçekten görmek istiyorsunuz. Ana karakterimiz haricinde, oyunun yan karakter kadrosu çok da kalabalık değil ama o kadroda da karşımıza çıkan bazı isimlerin seslendirme performansları oldukça güçlü. Bunun haricinde, ses efektleri ve müzikler de ortalama üstü bir yapıda bence. En azından bu alanlarla vasat bir deneyim sunulmuyor.
Scars Above, ne yazık ki ortalama seviyede bir video oyunu. Bu yapıtın sunduğu her artının altında ne yazık ki bir de eksi bulunuyor. Yine de bu oyunu en hızlı şekilde aşağıya çeken ögeler ne yazık ki hikayenin çok kısa bir süre içerisinde ilgi çekici yapısını kaybetmesi ve oynanışın yarım saatten daha uzun bir süre eğlence veremiyor olması. Kendisini sürekli tekrar eden ve çok yüzeysel/vasat duran yapı, bu oyunu pek de yukarı çekmeyi başaramıyor tahmin edersiniz ki. Eğer bu tip bilim kurgu oyunlarını seviyorsanız bile bence bu yapıtı satın almak için şöyle büyük bir indirim beklemenizi öneriyorum. Tam fiyattan zor önerilebilecek bir yapıt.
