Ülkemizde ne kadar popüler olduğunu bilmiyorum ama 2000 senelerinin başından beri hayatımızda Scott Pilgrim diye bir marka bulunuyor. Bir çizgi roman olarak başlayan bu marka, zamanla farklı haller aldı ve 2010 senesinde Scott Pilgrim vs. the World isimli bir çizgi roman adaptasyonu olarak film gördük. Aynı sene içerisinde Ubisoft da Scott Pilgrim vs. the World: The Game oyununu piyasaya sürdü. Bu olayların üzerinden 10 seneden daha uzun bir zaman geçti ve Ubisoft, şimdi de oyuncuların karşısına Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition ile çıktı. Ben de bu oyuna Playstore sayesinde sahip oldum, oynadım ve sizler için inceliyorum.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game ve doğal olarak Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition, markaya ait çizgi romanı ve filmi temeline alıyor. İncelediğim sürümün özelliklerine değinmeden önce oyunun kendisinden biraz bahsetmek istiyorum. Bu yapıt, iki boyutlu bir patakla onları diyebileceğimiz oyun türünü sunuyor. Çizgi romanlardan ve filmden tanıyabileceğimiz karakterleri, oynanabilir olarak sunan bu oyunda Scott Pilgrim, Ramona Flowers, Stephen Stills, Knives Chau ve diğer birçok karakteri kontrol edebiliyoruz. Oyundaki her karakterin de benzersiz yetenekleri bulunuyor.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game oyunundaki tüm karakterlerin seviye temelli bir ilerleme sistemi bulunuyor. Oyunda ilerleyerek ve düşmanları öldürerek tecrübe puanı kazanıyorsunuz ve karakterleriniz seviye atlıyor. Bu sırada, oyunu tek başınıza da oynamak zorunda değilsiniz. Oyun, toplamda dört oyuncuya kadar destek veriyor. Yani, eğer dilerseniz üç arkadaşınızı da oyuna davet edip, eşli oyuncu temelli olarak oyunda ilerleme kaydedebiliyorsunuz. Eğer rekabetçi bir his doğduysa da içinizde, arkadaşlarınıza karşı mini oyunlar oynayabiliyorsunuz. Tabii ben bunların hiçbirini deneyimleyemedim; arkadaşım yok.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game oyununun bir de hikayesi var. Çizgi romanı veya filmi biliyorsanız, pek bir şey söylemeye gerek yok ama bilmeyenler için şunu söyleyebilirim: Ramona’nın League of Evil Exes adı verilen eski sevgililerine karşı savaşıyorsunuz. Amacınız ise kendilerini yok etmek. Oyundaki macera boyunca farklı mekanları ziyaret edip, farklı hikayeler deneyimleyip, Lucas Lee ve Gideon Graves gibi karakterlerle karşı karşıya gelebiliyorsunuz. Hikaye tarafında ne yazık ki daha fazla söyleyebileceğim bir şey bulunmuyor. Markayı az çok biliyor olsam da hikayeye hiçbir zaman ısınamadım, önem veremedim.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition

Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition neler sunuyor?

Scott Pilgrim vs. the World: The Game oyununu anladık ama yeni çıkan bu sürümün içerisinde neler bulunuyor? Her şeyden önce bu oyun, yeni sürümü ile PlayStation 4, Xbox One ve Nintendo Switch gibi konsollara geliyor. Ayrıca bu oyunu yeni nesil konsollarda da oynayabiliyorsunuz ama o taraflar için özel bir destek bulunmuyor. Yani, PlayStation 5 konsolunda bu oyunu açsanız bile PlayStation 4 sürümünü oynuyorsunuz. Bunun üzerine, daha önce oyun için piyasaya sürülmüş olan iki farklı ek paket de ücretsiz olarak size sunuluyor. Bu paketler de Knives Chau ve Wallace Wells olarak geçiyor. Kendileri oyun deneyimini yeteri kadar zenginleştiriyor.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition, tam bir deneyim sunuyor ve temel içerikleri gayet eğlenceli görünüyor. Oyunun kendisi zaten eğlenceyi ve komikliği işlemeye çalışıyor; Scott Pilgrim, Ramona ile birlikte olabilmek için onun eski sevgilileri ile dövüşüyor. Her eski sevgili için benzersiz bölümler oluşturuluyor ve her bölümde de robotlardan tutun da zorbalara kadar farklı düşman tipleri görüyoruz. Ayrıca bu düşmanları da yumruklarla, tekmelerle, atılabilir eşyalarla ve yeteneklerle filan dövebiliyoruz. Yalnız burada da oyunun en temel problemlerinden bir tanesi tekrar karşımıza çıkıyor.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game, ne yazık ki dövüş tarafında pek başarılı bir oyun değil. Yani, saldırılarımızın hiçbir ağırlığı bulunmuyor ve düşmanların vuruş kutusu dediğimiz hasar almalarını sağlayan noktaları da çok dengesiz hissettiriyor. Tabii burada 10 sene önce çıkmış olan bir oyundan bahsediyoruz. Bu yüzden oyunun eğlencesini ön planda tutup, bunları görmezden de gelebilirsiniz. Aynı zamanda bu oyun, türünün dışına çıkıp, yetenekten daha fazlasına mecbur bırakıyor sizi. Eğer oyun boyunca karşınıza çıkan mağazalardan değerlerinizi yükseltecek şeyler satın almazsanız, oyun imkansız hale gelebiliyor.

Bu mağazalarda harcayabileceğiniz parayı düşmanları döverek elde ediyorsunuz. Bu paralarla yemekler ve kıyafetler alabiliyorsunuz. Atıştırmalık yemekler sizin canınızı dolduruyor. Ana yemekler ise kalıcı değer artışları sağlıyor. Kıyafetler ise defans değerlerinizi yükseltiyor. Bu noktada işin içine bazı rol yapma oyunu ögeleri de giriyor. Bu sayede oyun az da olsa tekrar oynanabilirlik kazanıyor. Yalnız, Scott Pilgrim vs. the World: The Game oyununda ağır bir şekilde “Grind” mantığı da bulunuyor ki bu benim pek sevdiğim bir şey değil. Tabii ki bu mantığa bulaşmadan oyunu bitirebilmek mümkün ama istenilen yol, “Grind” mantığından geçiyor.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition

Sunum tarafında yenilenen veya dikkat çeken herhangi bir şey bulunuyor mu?

İnceleme yazıma eklediğim görsellerden de anlayabileceğiniz üzere Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition, pek de orijinal olmayan bir grafik tarzına sahip. Buna karşılık oyunun sanat tasarımı bence günü kurtarıyor ve markayı en iyi şekilde temsil ediyor. Bunun üzerine yine çok uygun müzikler filan eklenince, sunum anlamında çok tatlı bir deneyim yaşayabiliyorsunuz. Ben bu oyunu bilgisayarımda deneyimledim ve çözünürlük tarafında bazı sıkıntılar yaşadım. Sanıyorum ki oyun sadece 1080p olarak çalışıyor ama yine de çok rahatsız etmedi bu beni. Görsellik zaten pikselleri sayabileceğiniz bir tarzda.

Sunum yeterince başarılı ve bunun üzerine de eğlenceli bir oynanış gelince, her şey güzel gibi görünüyor. Ayrıca oyunun bu sürümünün içerisinde yeni içerikler de bulunuyor Zombie Horde, Boss Rush, Dodgeball ve Battle Royale gibi. Zaten tüm bu içeriklerin adına bakarak, ne olduklarını rahatlıkla anlayabilirsiniz. Ben bu içerikleri pek eğlenceli bulmadım ama yine de Ubisoft tarafının bir emek harcayıp, bu ek içeriklerle uğraşmış olması benim hoşuma gitti. En azından arkadaşlarınızla filan oynayabildiğiniz zaman Dodgeball gibi içeriklerin normalden daha eğlenceli olabileceğini düşünüyorum.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition, 2021 senesinde Ubisoft şirketinden görmeyi beklemediğim bir oyundu. Açıkçası böyle bir oyunu gördüğüme de hiç pişman olmadım. Zaten son birkaç senede bu şekilde nostalji hissi yaşatabilen oyunları sıklıkla görür hale gelmiştik. Ubisoft tarafının da bu işe dahil olması yadırganamayacak bir şeydir herhalde. Tam olarak aynı türde olmadığını biliyorum ama bu oyunu oynayınca da hafiften aklıma Streets of Rage 4 geldi ama o oyun sanki daha kolaydı. Ubisoft tarafının oyunu özellikle sonlara doğru ciddi anlamda zorlaşıyor ve sizi çevrim içi tarafa itmeye çalışıyor.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition oyununu Playstore sayesinde inceledik. Eğer bu oyunu kendi bilgisayarınız için satın almak istiyorsanız, Playstore platformunu kullanarak, oyunu 65 TL ödeyerek satın alabilirsiniz. Oyun aynı zamanda Epic Games Store, PlayStation Store, Microsoft Store ve Nintendo Store üzerinde de yer alıyor. Nintendo haricindeki diğer tüm platformlarda da oyunun fiyatı 70 TL civarında görünüyor. Birkaç liralık farkla Playstore tarafı öne çıkıyor. Nintendo ise Dolar üzerinden işlem yaptığı için 100 TL civarı vermeniz gerekiyor bu oyuna ki bu bedel ne yazık ki çok ama çok fazla.

Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition
Scott Pilgrim vs. the World: The Game – Complete Edition
Olumlu
Nostalji hissini çok güzel bir şekilde vermeyi başarması.
Final sürüm için eklenen bolca yeni ek içeriklerin bulunması.
Kullanılabilir bolca ve farklı hissettiren karakterlerin yer alması.
Sanat tasarımı ve müzikler bu oyunu çok iyi bir şekilde yansıtıyor.
Olumsuz
Hafif, ağır veya özel saldırılarda hiçbir ağırlığın yok gibi olması.
"Grind" mantığını ön plana çıkartmak için oyunun bir anda zorlaşması.
Vuruş kutularının 10 sene önceki gibi problemli hissettirmesi.
Çözünürlük problemi kaliteli donanımlar için problem olabilir.
7