Shadow Warrior aslında hayatımıza ilk olarak 1997 senesinde girmişti. 3D Realms ve GT Interactive, bu projeleri ile ortalama, bazılarına göre ortalama üstü bir aksiyon deneyimi sunmayı başarmıştı. Belki satış rakamlarından ötürü, belki de alınan ortalama değerlendirmelerden ötürüdür, bilemiyoruz ama 2000’li senelerin başlarında geliştirici stüdyo, bu oyunun kaynak kodunu açık bir şekilde herkesle paylaşmıştı, belli ki serinin devamı gelmeyecekti. 2013 senesinde ise Flying Wild Hog ve Devolver Digital, markayı devraldı ve oyuncuların karşısına aynı isimdeki bir devam oyunu ile çıktı.

Orijinal oyun gibi 2013 senesindeki Shadow Warrior da ortalama değerlendirmeler ile karşılanmıştı. Yalnız bu sefer Flying Wild Hog ve Devolver Digital tarafları pes etmedi ve 2016 senesinde bir devam oyunu yapıldı. İlk oyuna göre daha başarılı ve kaliteli bir şekilde gösterilen bu devam oyunu, şimdi de, 2022 senesinde, Shadow Warrior 3 ile devam ettirildi. Bir kere daha Flying Wild Hog tarafından geliştirilen ve Devolver Digital tarafından piyasaya sürülen bu oyun, Unreal Engine 4 isimli oyun motorunun gücünü kullanarak; PC, PlayStation 4 ve Xbox One için satışa çıktı. Bizler de bu oyunun PC versiyonunu deneyimleme şansı elde ettik.

Shadow Warrior 3, diğer oyunlar gibi aksiyon temelli ve birinci şahıs nişancı mantığını içerisinde bulunduruyor. Oyunda, Lo Wang isimli bir karakterin kontrolünü ele alıyoruz ve “Neo-Feudal Japonya” olarak tanımlanan bir dünyaya adım atıyoruz. Bu dünyada, karakterimiz ve kendisinin eski düşmanı olan Orochi Zilla, yanlışlıkla bir ejderhayı uyandırıyor ve hem onu, hem de yoldaşlarını geldikleri yere geri gönderebilmek için büyük bir maceraya adım atıyoruz. Yalnız, bu maceranın en azından hikaye yönünden pek de ilgi çekici bir özellik taşımadığını üzülerek söylememiz gerekiyor. Hatta işler daha da kötüye gidiyor.

Aslında oyunun geneli için de bu geçerli ama şimdilik sadece hikaye adına konuşacak olursak Shadow Warrior 3, çok vasat bir hikaye deneyimi sunuyor. Yani, hikayenin kendisi inanılmaz basit. Duyduğunuz ve okuduğunuz diyalogların tamamı da oldukça tatsız. Bununla bağlantılı olarak hikaye anlatımında da ilgi çekici hiçbir şey bulunmuyor. Şimdi, bu markanın temeli aslında oldukça basit bir birinci şahıs nişancı mantığına dayanıyor ama Flying Wild Hog ve Devolver Digital, hikayeye de önem vermek istediklerini daha önce birçok kere söylemişti. İşte bu önemi, geliştirilmiş olan bu yeni oyunda görebilmek imkansız.

Shadow Warrior 3

Shadow Warrior 3, oynanış kısmında da pek değişmiyor

Shadow Warrior 3, görebileceğiniz en tatsız hikayelerden bir tanesini sunarken ve oyunun sesini tamamen kapatmaya sizi zorlarken, oynanış tarafında sunduğu deneyimi de pek değiştirmiyor. Serinin bir önceki oyununda olduğu gibi oynanış formülü aynı kalıyor. Yani, karakterimiz farklı silahları ve kılıcını kullanarak, düşmanlarını öldürüyor. Oyunda ilerledikçe yeni silahların ve bazı eğlenceli ekipmanların kilitlerini açıyorsunuz ama hikaye gibi temel oynanış da o kadar sıradan ki hiçbir eğlenceli silah ve/veya ekipman, oyunu renklendirmeye yetmiyor. Ayrıca, oynanış kısmındaki bazı sistemlerde de geri adım atılıyor.

Shadow Warrior 3, kendi markasının en çizgisel deneyimlerinden birini sunuyor. Bu önemli ve aynı zamanda da kısmen olumsuz bir değişiklik; serinin eski oyunları bu kadar çizgisel değildi ve her şey çok sıradan iken çizgisel olmayan yapı, yaşadığınız deneyimi az da olsa farklılaştırabiliyordu. Bu oyunda ise çizgisellik, tamamen oturmuş durumda ve oyunda ileri gitmekten başka hiçbir çareniz yok. En azından ileri giderken; duvarda yürüme, çift zıplama ve kanca kullanımı gibi özelliklerle hareket sistemlerini daha detaylı ve derin bir şekilde kullanabiliyorsunuz. Yalnız, buradaki derinlik, bir başka yeri sığlaştırıyor.

Shadow Warrior 3 oyununda sanki bir adım ileri atılıyor, daha sonra da iki adım geri geliniyor. Çizgisellikten sonra atılan bir diğer geri adım da oyunun güçlendirme sisteminde yer alıyor. Shadow Warrior serisinin önceki oyunlarında güçlendirme sistemi biraz daha detaylı bir şekilde çalışıyordu ama bu oyunda her şey daha da basitleştirilmiş bir halde sunuluyor. Bilmem inanır mısınız ama bunlardan başka da oyun hakkında konuşulabilecek pek bir şey bulunmuyor. Günümüzde, Call of Duty markasını herkes çok basit bir birinci şahıs nişancı deneyimi olarak gösteriyor ama asıl basitlik, asıl tatsızlık, bu video oyununda yer alıyor.

Bu oyunun en iyi yanı, kaotik yapısı ama bu yapı da herkese göre değil tabii ki. Shadow Warrior 3, aksiyonu çoğu zaman oldukça yoğun bir şekilde yaşatıyor. Farklı silahlar, ekipmanlar ve güçlendirmeler sayesinde de bu aksiyon, kaotik bir yapı alabiliyor. İşin içine birbirinden farklı düşmanlar ve çevreyi kullanarak onlara hasar verme de girince, oyunun içinde kendinizi kaybedebilmeniz mümkün ama bu bile oldukça kısa sürüyor. Eğer oyunun fiyatı 50 USD olmasaydı, bu kısa süreyi pek kafaya takmazdım, sonuçta her oyun uzun olacak diye bir şey yok ama bu oyun, 50 USD gibi bir fiyat etiketini hak edebilecek bir uzunlukta da değil.

Shadow Warrior 3

En azından görsellik ve performans başarısız değil

Shadow Warrior 3 oyununun en iyi yönleri, aslında sunum kısmında yatıyor. Oyunun aslında yeni nesil versiyonunun olmaması büyük bir hayal kırıklığı. Ayrıca herhangi bir HDR desteği de yer almıyor ama yine de kısmen kaliteli denilebilecek, güzel görünen bir görsel sunum yapılabiliyor. Düşmanların tasarımları, farklı silahlar ve daha fazlası, sizi gerçekten “Neo-Feudal Japonya” dönemine götürebiliyor. Sanat tasarımının da oldukça yaratıcı bir şekilde kullanıldığını söyleyebilirim. Görsellikteki tek problem, kromatik aberasyon efektinin çok agresif bir şekilde kullanılıyor olması ve kendisini kapatamıyor olmanız.

Görselliğin yanında performans da kesinlikle fena değil. Oyunun optimizasyonu en azından benim deneyimlerime göre gayet güzel bir şekilde yapılmış. Eski ve yeni nesil konsollarda da performans fena değil gibi görünüyor. Ayrıca oyunun yükleme ekranları da ideal bir uzunlukta. Tabii ki PlayStation 5 ve Xbox Series X/S konsollarında özel desteklerle sunulabilecek kadar birkaç saniyelik yükleme ekranları yok ama yine de kabul edilebilir seviyedeler. Oyunun sunum tarafındaki tek problemi, ses ve müzik kategorisinde. Belli ki geliştirici ekip ve dağıtımcı şirket, bu kategoriye pek önem vermek istememiş.

Ne taraftan bakarsanız bakın, kısmen benzersiz yapısına rağmen Shadow Warrior 3, inanılmaz basit bir birinci şahıs nişancı ve aksiyon oyunu gibi hissettiriyor. Evet, düşmanlar ve silahları özellikle övmek gerekiyor ama kendileri ne yazık ki oyunu kurtaramıyor. Oyunun fiyatı yurt dışında 50 USD, ülkemizde de en azından PC tarafında 200 TL olunca, bu kadar kısa bir deneyimi kabul etmek, pek de kolay olmuyor. İşin içine hikayenin ve diyalogların da rezalet olduğunu katacak olursak, aslında bu oyunu aşağıya çeken birçok şeyin olduğunu da rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bu oyunu daha çok kaotik yapısı kurtarıyor.

Shadow Warrior serisinin önceki oyunlarını oynadıysanız ve o oyunlardaki bol aksiyonlu, bol kaos dolu yapıyı beğendiyseniz, Shadow Warrior 3 oyununu da bence indirim döneminde satın alabilirsiniz. Yalnız, farklı bir aksiyon ve birinci şahıs nişancı deneyimi arıyorsanız, Shadow Warrior 2 oyunundan sonra ileriye atılmış bir adım görmek istiyorsanız, aradığınız şeyleri ne yazık ki bu oyunda bulamayacaksınız. Durumu özetlemek gerekirse, Shadow Warrior 3 ne yazık ki oldukça ortalama bir oyun. Günümüzde de video oyunu sektörü oldukça rekabetçi ve aynı fiyata, çok daha eğlenceli ve farklı oyunlar bulabilmeniz mümkün.

Shadow Warrior 3
Shadow Warrior 3
Olumlu
Kaos dolu aksiyon ve birinci şahıs nişancı deneyimi sunuluyor.
Yeni silahlar ve düşmanların hem oynanışa etkisi, hem de tasarımları kaliteli.
Duvarda yürüme ve çift zıplama gibi yeni hareket temelli özellikler çok iyi.
Görsellik ve birlikte sunulan performans, deneyimi olumlu bir şekilde etkiliyor.
Olumsuz
Hikayenin kendisi, anlatımı ve diyalogları çok vasat, zaman zaman da utanç verici.
Bir devam oyununa yakışacak kadar yenilik yok; hatta geriye atılan adımlar var.
5 saatlik vasat bir deneyim için 50 USD/200 TL gibi bir fiyat etiketine değmez.
Yeni nesil konsolların ve HDR gibi teknolojilerin desteklenmesi bir standart olmalı.
5