Sid Meier’s Civilization serisine çok geç giriş yapan oyunculardanım ben. Tabii ki bu seriyi çok eskiden beri biliyordum ama geçmişte gerçek zamanlı strateji oyunları daha çok ilgimi çekiyordu. Zamanla ilgim sıra tabanlı strateji oyunlarına kaydı ve Sid Meier’s Civilization VI ile tanıştım. O günden beri de bu seri, türünün en sevdiğim markalarından biri oldu. Tahmin edersiniz ki bu yüzden de Sid Meier’s Civilization VII için oldukça heyecanlıydım. O kadar heyecanlıydım ki inceleme kodlarında problem çıkınca oyunu kendim satın alıp, oynadım. PlayStation Store üzerinden standart sürüm için ödediğim 2.500 TL gibi bir ücret ardından sonunda oyunuma kavuştum.

Sid Meier’s Civilization serisi “hadi bir tur daha oynayalım” deyip, saatleri hiç edeceğiniz tarzdan bir yapıt. Ramazan için ideal yani. Ben de aslında biraz da bu yüzden oyunu aldım. Sonucunda ise PlayStation 5 Pro üzerinde yaşadığım deneyimden memnun kaldım. Her şeyden önce, eğer geçmişte bu seriden herhangi bir oyunu oynadıysanız, yaşayacağınız deneyim çok da yabancı değil. Kendimize bir medeniyet belirliyoruz ve onun antik çağlardan tutun da günümüze, hatta onun da ilerisine taşındığına tanıklık ediyoruz. Rastgele olarak oluşturulan haritalarda başkentimizi büyütüyoruz, yeni kasabalar ekliyoruz ve kültür ile bilim gibi kategorilerde medeniyetimizi geliştiriliyoruz.

Sid Meier’s Civilization VII içerisindeki çoğu sistem tanıdık. Yani, medeniyetimizi kuruyoruz ve ilk şehrimizi hemen geliştirmeye başlıyoruz. Bu şehirdeki boş ve uygun alanlara yeni yapılar ekliyoruz ve bunlar bize farklı kaynaklar olarak geri dönüyor. Aynı zamanda etrafımıza bakıp, gözümüze kestirdiğimiz yeni kaynaklara doğru sınırlarımızı geliştiriyoruz ve bir diğer yandan da aynı sınırları askeri güçlerle koruyoruz. Zamanı geldiğinde yeni kasabalarla medeniyetimizi büyütüyoruz, hatta uzak diyarlara gidip, oralarda kendimizi belli ediyoruz. Dikkat ederseniz hep kasaba dedim; başkent haricindeki her yeni kurulum kasaba olarak geçiyor ve onu şehir yapmak için para harcıyorsunuz.

Kasaba ile şehir arasındaki fark ise basit: Şehirler üretim yapabiliyor, kasabalar yapamıyor. Kasabalara yeni yapıları sadece para harcayarak alabiliyorsunuz ki o zaman bile alabileceğiniz şeyler sınırlı oluyor. Kasabalar yine de sınır olarak büyümeye devam ediyor ve kendilerine özellik ekleyebiliyorsunuz. Mesela, bir kasaba, içine girdiğinizde askerlerinize can veren bir yer olabiliyor. Eğer maddi durumunuz iyiyse, herhangi bir kasabayı, şehre çevirmemek için pek de bir sebebiniz yok gibi görünüyor. Eğer sadece paraya odaklanmak isterseniz, kasabalar standart olarak tüm üretim kaynaklarını paraya çeviriyor. Belki bu farklı bir avantaj olarak kullanılabilir.

Sid Meier's Civilization VII incelemesi

Sid Meier’s Civilization VII içerisinde biraz hızlı ilerledik. Şehirler ve kasabalardan önce medeniyetinizin temelleri ve onu yönetecek kişi geliyor. Serinin geçmişinden farklı bir yola ayrılan bu oyun, medeniyetleri ve liderleri ayırıyor. Yani, eskisi gibi liderler, belirli medeniyetlere bağlı değil. Mesela, Konfücyüs, Roma ile oyuna başlayabiliyor. Tabii ki her medeniyetin ve liderlerin kendilerine ait özelliği olduğu için ve bu özellikler birbiriyle güzelce uyuşabildiği için daha iyi kombinasyonlar üretebilmek veya klasik bir şekilde Augustus – Roma birleşimi yapabilmek de mümkün. Hatta benim ilk oyunum o şekilde başlamıştı.

Konfücyüs örneğinden de tahmin edebileceğiniz üzere artık oyunda lider olarak gerçek dünyada devlet başkanı olmamış filozoflar, bilim ve din adamları da var. Bu da oyuna güzel bir çeşitlilik katıyor bence. Neyse, lider ve medeniyeti seçtikten sonra kendinizi hemen oyuna atıyorsunuz ve her şey antik çağda başlıyor. Geçmişte de oyunlar çağlara bölünüyordu ama bu oyunda sadece üç çağ var ve her çağ size yeni poliçeler ve teknolojiler sunuyor. Daha da önemlisi, bir çağda yaptığınız seçimlere uygun olarak, bir sonraki çağa girerken medeniyetinizi dönüştürebiliyorsunuz; Roma olarak başlayıp, Normanlar ve ondan sonraki çağda da Fransızlar olabilmek mümkün.

Bu arada, Sid Meier’s Civilization VII içerisinde barbarların yerini bağımsız devletler almış durumda. Kendileri hala barbar gibi saldırıyor ama zamanla onlarla politik bir arkadaşlık kurabiliyorsunuz. Bunun için de tamamen yeni bir birim olan Influence sunuluyor. Bu birimi kullanarak diğer medeniyetlerle filan da etkileşime geçebiliyorsunuz; ticaret yollarının sayısını arttırıp, kültür ve bilim için destek alabiliyorsunuz. Ayrıca, çağ atlama dönemi yaklaşırken bir de kriz dönemleri yaşanıyor ki burada da özetle arka arkaya üç tane negatif poliçe uygulamanız gerekiyor. Tahmin ediyorum ki bu sistem, çok geriden gelen medeniyetlerin lideri yakalaması için yapılmış.

Oyunun dünyasında ayrıca ırmaklar filan da farklı işliyor. Eski oyunlarda ana karanın içine doğru giren akar sular oyuncunun ayağının altında olmuyordu ama bu oyunda hem küçük, hem de geniş nehirler var ve bunlar, direkt haritaya işlenmiş. Mesela, geniş nehirlerde gemilerle hareket edebiliyorsunuz. Küçük nehirlerin de üstünden ilerlemeye devam ediyorsunuz. Bir diğer yenilik de liderlerde. Artık yaptığınız aksiyonlara bağlı olarak liderler için 4-5 farklı kategori altında yetenek puanı kazanabiliyorsunuz. Bu puanlar, bazen önemli, bazen de önemsiz görünen pasif yeteneklerin kilidini açmanızı sağlıyor. Her yetenek grubunun puanı ayrı ayrı işliyor.

Sid Meier's Civilization VII incelemesi

Sid Meier’s Civilization VII, Worker/Builder birimlerine de veda ediyor. Serinin geçmiş oyunlarında onların yapacağı iyileştirmeleri, kasabanız veya şehriniz her nüfus kazandığında siz yapıyorsunuz. Ayrıca, bu sınırların ilerlemesine de neden oluyor. Yani, sınırların nereye doğru ilerleyebileceğini seçebiliyorsunuz. Ayrıca, şehirler ve kasabalar arasındaki yollar da otomatik olarak yapılıyor. Onlara da artık siz karışmıyorsunuz. Sizin isteseniz de karışamayacağınız bir diğer şey ise Great People sistemi. Artık bu sistem oyunda yok. Yerine de bir şey gelmemiş. Değişen bir sistem ise şehir ve kasabaların içinde kurabileceğiniz bölgelerle alakalı.

Oyunda sadece kırsal ve kentsel bölgeler kurabiliyorsunuz. Nüfus artınca yapacağınız geliştirme, o geliştirme çemberini kırsal alan yapıyor. Üretim yoluyla bina yaptığınız yerler de kentsel bölgelere dönüşüyor. İki bölge de tek bir alanda olamıyor. Yani, kentsel bölge için kırsal bölgeyi yok etmeniz gerekebiliyor. Kırsal bölgelerde tek bir şey olsa bile kentsel bölgelere iki bina yapma hakkınız var ve zamanla nüfus arttıkça, bu kentsel bölgelere uzmanlar da atayabiliyorsunuz. Uzmanlar, o bölgenin ürettiği bilim ve kültür gibi kaynakların sayısını olumlu veya olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca, yan yana kurulan bölgeler eğer uyumluysa birbirine bonus verebiliyor.

Sid Meier’s Civilization VII içerisindeki bir diğer önemli değişiklik ise askeri birliklerin düşman öldürdükçe tecrübe puanı kazanmıyor olması. Onları yerine yeni Commander birlikleri puan kazanıyor. Bu birlik kendi başına savaşmıyor ama diğer askeri birlikleri ordusuna katıp, daha hızlı bir şekilde hareket edebiliyor ve saldırı emri verebiliyor. Oyun ayrıca hikaye bazlı olaylar da size sunabiliyor. Bunlar, basit bir yazı seçimi olarak sunuluyor ama orada verdiğiniz cevap, oyun içinde binlerce yıl sonra karşınıza farklı bir sonuç olarak çıkabiliyor. Oyun, rastgele olaylarla, seansın ömrü boyunca ufak tefek hikayeler anlatmaya çalışıyor yani ki ben bunu sevdim.

İnceleme yazım boyunca bahsetmiş olduğum tüm bu yenilikler, Sid Meier’s Civilization VI oyununa gelen genişleme paketleriyle tanıtılan bazı diğer yeniliklerle de birleşiyor. Mesela, serinin önceki oyununa ücretli bir genişleme paketiyle eklenen tren rayları ve doğal afetler, bu oyunun temelinde ücretsiz mekanikler. Tüm bunlar birleştiği zaman da serinin klasik bağımlılık yaratan oynanışı sunuluyor. Yapılan değişiklikler fena değil, yenilikler de zaman zaman ilgi çekici. Seri bence bu yeni oyunla geriye değil, ileri doğru güzel bir adım atmış. Benim en çok gözüme çarpan yenilikler ise üç çağlık yeni sistem ve tamamen elden geçirilen diplomasi oldu.

Sid Meier's Civilization VII incelemesi

Sid Meier’s Civilization VII, oynanış açısından beni memnun bıraktı. Seriye bir önceki oyunla girmiş birisi olarak yapılan yenilikleri, değişiklikleri ve çıkartmaları ideal buldum. Oyun ayrıca sıfırdan giren oyuncular için de ideal. Yeni başlayanların gözünü korkutabilecek kadar karmaşık değil ama zorlukları sayesinde deneyimli oyunculara da hitap ediyor. Eskisi gibi bir tur daha oynayayım diye diye saatleri hiç ediyorum. Oyun ayrıca yerinde de durmayacak. Ücretli genişleme paketleri ve ücretsiz güncellemelerle yeni özellikler tanıtılacak. Hatta ben bu incelemeyi yazarken o ek içeriklerden ilki de oyuna geldi; yeni liderler ve medeniyetler eklendi.

Sunum cephesinde ise oyun PlayStation 5 Pro konsolunda gayet güzel görünüyordu. Göze hitap eden, serinin tanıdık sanat tasarımı kullanılıyor ve genel grafik kalitesi de yüksek. Şehirlerinize uzaktan veya yakından bakmak ayrı bir zevk oluyor her zaman. Ayrıca, haritanın yoğun olmasına rağmen coğrafyayı okumak çok kolay. Sadece kullanıcı arayüzü biraz sıkıntılı ki geliştirici ekip de 2025 yılı boyunca gelecek güncellemelerle bunun düzeltileceğini duyurdu. Yine de söylemek istiyorum ki kullanıcı arayüzü, bu incelemede puan kırmama yetecek kadar başarısız noktalara sahip. Yani, ufak tefek hatalardan ibaret değil oyun, daha da ötesi var.

Sid Meier’s Civilization VII yapıtının PlayStation 5 Pro üzerindeki performansı da gayet stabil. Sadece üçüncü çağa girdiğiniz zaman çok fazla büyük şehirlerde nadiren takılmalar yaşanıyor ama bunun haricinde oyun, 60 FPS olan temelini koruyor. Teknik yönden ise oyunda ufak tefek hatalar karşınıza çıkabilir. Mesela, yeni gelen güncellemeden sonra kaynakları kasaba ve şehirlere aktaramıyorum bana ilk defa sorulduğu zaman. İlla ikinci veya üçüncü kere aynı menüyü açmam gerekiyor; ilkinde niyeyse çalışmıyor. Bunun gibi ufak ama can sıkan çok hata var. Müzikler ise serinin geçmişindeki gibi ikonik, sadece biraz kendilerini fazla tekrar ediyorlar.

Durumu özetlemek gerekirse, üç çağlık sistem gibi bazı ciddi farklılıklara sahip olan bu oyun bence kitlesini ikiye bölecek. Ben ise bu yenilikleri ve değişiklikleri seven taraftayım. Eğer siz yeniliğe kapalıysanız ve daha fazla Sid Meier’s Civilization VI oyunu oynamak istiyorsanız, onu oynayın. Anladığım kadarıyla geliştirici ekip, bu yeni oyun ile biraz daha Humankind ve benzeri oyunlar gibi yol almak istemiş lider ve medeniyet konusu üzerinde ama o oyunları da birebir kopyalamış olmamak için benzersiz şekillerde sunmaya çalışmış. Bunu başarmış da bence. Ufak tefek sıkıntılarına rağmen Sid Meier’s Civilization VII oyununu rahatlıkla önerebilirim.

Sid Meier's Civilization VII
Sid Meier's Civilization VII
Olumlu
Bağımlılık yaratan ama aynı zamanda stratejik olan o ikonik oynanış.
Lider ve medeniyetlerin ayrıştırılması gibi büyük ve hoş değişiklikler var.
Üç çağlık sistem gibi kitlesini ikiye bölecek, benim ise ilgimi çeken yenilikler de var.
Kumandanlarla birlikte savaş çok daha iyi hissettiriyor.
Görsellik kaliteli ve oyunun dünyasını okuyabilmek gayet kolay.
Performansı çoğu zaman stabil.
Sesler güzel; müzikler efsanevi ama kendilerini biraz fazla tekrar ediyorlar.
Olumsuz
Kullanıcı arayüzü başarısız.
Ufak tefek çok hata var.
9