Birinci şahıs nişancılık oyunlarını birçoğumuz oynamıştır. Türü sevmeyen oyuncuların bile Call of Duty serisinden bir oyuna girip, kısa süreliğine de olsa vakit geçirdiğini düşünüyorum. Kendi adıma konuşmak gerekirse birinci şahıs nişancılık oyunlarını severim ve bu türdeki birçok seriyi de takip ederim. Call of Duty serisi, Far Cry serisi, Cyberpunk 2077, Metro serisi, Crysis serisi, Battlefield serisi ve daha buraya yazmadığım birçok oyunu bugüne kadar zevkle oynayıp bitirdim. Şimdi size bu oyunlardan her konuda çok farklı olan bir isim vereceğim: Six Days in Fallujah.

Six Days in Fallujah oyununu oynayana kadar nişancılık oyunlarında çok iyi olduğumu zannederdim. Bu düşünceye yeni kapılmış da değilim ve yaklaşık 15 yıldır bu türde düzenli olarak oyun oynarım ama Six Days in Fallujah oyununu tek başıma oynayamadım! Evet, itiraf ediyorum oyunu oynayamadım. Oyuna daha ilk girdiğim saniye ekran sağdan sağdan kararır gibi oldu ve birden medikal yardım dilenmeye başladım. Oyuna bir takım oluşturarak girmediğim için de kimse yardımıma gelmedi ve öldüm. Oyuna ilk girdiğimde gerçek savaşlarda bulunmuş insanların konuşmalarından, yükleme ekranlarındaki iç karartıcı ifadelerden ve menüde sizi bunalıma sokan müziklerden durumu anlamam gerekirdi.

Oyunun konusu, gerçek bir savaş hikâyesine dayandığından dolayı burada uzun uzun anlatmak yerine kısa bir özet geçeceğim. Hikâyemiz, 2004 yılında ABD askerlerinin, Irak işgali sırasında 6 gün boyunca hava desteği beklerken çaresiz bir şekilde hayatta kalmaya çabalamalarını ve alanı düşmanlardan temizlemeye çalışmalarını konu alıyor. Oyun sahip olduğu hikâyeden dolayı 2009 yıllında tepkileri üzerine çekti ve 2016 yıllına kadar askıda kaldı. 2019 yılındaki Golem oyunundan ardından 2021 içerisinde Highwire Games, bahsi geçen nişancılık oyununu yeniden geliştirmeye başladıklarını duyurdular. Şu anda erken erişim aşamasında olan oyun, henüz tam olarak tamamlanmamış durumda ama konsollara çıkış yapması ile tamamlanmış olması hedefleniyor.

Six Days in Fallujah ilk bakışta normal birinci şahıs nişancılık oyunları gibi görünüyor ama ne zaman oyunu oynamaya başlıyorsunuz, o zaman çok başka bir deneyimin içinde olduğunuzu anlıyorsunuz. Oyunda bir hikâye moduda bulunmakla birlikte erken erişimde oynanabilir bir seçenek olarak sunulmuyor. Erken erişimde oynayabildiğiniz tek içerik, ateş gücü takımı için işbirlikçi veya tercihinize göre tek başınıza oynayabildiğiniz kısa kısa gerçek yaşamdan alınmış kesitleri deneyimlemek oluyor. Bu şekilde söyleyince çok içerik yokmuş gibi gelebilir ama oyunda oynanabilir birçok hikâye bulunuyor. Geliştiriciler, içeriklerin giderek artacağının altını çizerek belirtiyorlar.

Six Days in Fallujah

Six Days Fallujah gerçek hayattan kesitler sunuyor

Oyuna kesinlikle bir ekip ile başlamanızı öneriyorum çünkü oyun mekanikleri çok büyük oranda takım olmak üzerine kurgulanmış. Oyun, size bir takım olmayı neredeyse zorun hale getirse de tek başınıza oynamanıza da izin veriyor ama bu durumda oyunun sunduğu nimetlerden yaralanamıyorsunuz. Peki, bu nimetler neler? En çok etkilendiğim özellik kesinlikle telsiz konuşmaları oldu. Takımınızdaki diğer oyuncularla yaptığınız telsiz konuşmaları, gerçek telsiz konuşmaları ile bire bir aynı tasarlanmış. Takım olmanın başka bir güzelliği ise yaralandığınız zaman takım arkadaşlarınız sizi hayatta tutabiliyor. Oyunu tek başınıza oynadığınız zaman hayatta kalmanız mümkün olmuyor.

Oyunu takım olarak oynamak için en ikna edici gerekçe ise oyunun akıl almaz zorluğu oluyor. Oyun bir nişancılık oyunu olmaktan çok bir savaş simülasyonu olarak tasarlanmış. Bu yüzden oyunu oynarken gerçek hayatta olduğu gibi bir savaş planınızın ve koordineli çalıştığınız bir takımınızın olması gerekiyor. Bunlara sahip olsanız bile oyunda başarısız olmanız veya zor durumda kalmanız mümkün çünkü düşmanlarınız oyun boyunca sizin hareket ve stratejilerinize göre karşı strateji kuruyorlar ve bu işlerinizi çok zorlaştırıyor. Diğer oyunlarda olduğu gibi bir düşmanı öldürüp, kaçan diğer düşmanın peşinden plansız ve takımınızdan ayrılarak koşarsanız, kendinizi kurulmuş bir tuzağın içinde bulabilirsiniz.

Oyun bir savaş atmosferi yaşatma, sizi bu atmosfere göre davranmaya zorlama konusunda çok başarılı bir iş çıkarıyor. Oyunda yıkılmış binaların içinde gezerken düşmanlarınız arkanızdan dolaşıp aniden size saldırabiliyor. Bu saldırı esnasında başınız dönüyor, ekran kararıyor, oyunun kontrolü sanki gerçek hayatta bir darbe almışsınız gibi aniden gidiyor ve siz bir şey yapamadan ölmüş oluyorsunuz. Bu yüzden oyunun her anında gerçek bir savaşta olduğunuzu bilerek oynamanız gerekiyor. Diğer oyunlarda olduğu gibi kapalı bir alanda feneriniz açık rahat rahat gezemiyorsunuz çünkü ışığınızı gören düşmanlarınız geldiğinizi anlıyor ve tuzak kurabiliyorlar. Bir düşman silahınızın ucunu gördüğü anda sizin ona saldırmanızı beklemeden size ateş açabiliyor.

Oyunda ateş gücü takımının üyelerini oluşturuyoruz ve takımdaki herkesin farklı bir rollü ve ekipmanı bulunuyor. Oyunu daha kolay bir şekilde oynamak istiyorsanız oyundaki rollünüze uygun hareket etmeniz gerekiyor. Takımdaki rollünüze uymamanız durumunda takımınızın öldürülmesi sadece an meselesi haline dönüşüyor. Ateş gücü takımı; lider, keskin nişancı, ağır makineli, koruyucu askerlerden oluşuyor. Takımızdaki her bireyin ekipmanları farklı alanlarda avantaj veya dezavantaj sağlıyor. Kapalı alanlarda, koruyucu askerin sahip olduğu pompalı tüfek, takım için bir avantaj sağlarken açık alanda dezavantajlı duruma düşüyor.

Six Days in Fallujah

Tam bir simülasyon

Oyun mekanikleri tamamıyla size bir savaş atmosferi yaratmak için tasarlanmış. Grafiklerde, bu atmosferi daha doruklarda yaşamanız için elinden geleni yapıyor. Oyunda atılan bir bombanın yere düştükten sonra oluşturduğu toz bulutu ve sizin tozdan dolayı hiçbir şey görememeniz, tozun gerçek hayattaki gibi yavaş yavaş dağılması, bomba düştükten sonra etrafa sıçrayan taş, kaya, bomba parçaları, yürüdüğünüz yerdeki yıkılmış binalar gerçeğe çok yakın olmuş. Zaten oyunun yapımcıları oyunda Global Dynamic Lighting adı verilen bir teknoloji kullandıklarını söylüyorlar. Bu sayede oyundaki hava değişimleri, sis bombası, patlamalardan dolayı oluşan toz bulutları oynanışı çok ciddi bir şekilde etkiliyor.

Oyundaki seslerde size daha iyi bir savaş deneyimi yaşatmak için mümkün olduğunca gerçeğe yakın bir şekilde tasarlanmışlar. Kapalı bir alanda girdiğiniz savaşla, açık alanda girdiğiniz savaşın sesleri tamamıyla birbirinden farklı ve gerçeğe çok yakın olmuş. Oyunu oynarken seslerden dolayı kapalı alanda başka bir oyun, açık alanda başka bir oyun oynadığınızı bile hissedebilirsiniz. Kapalı alanda attığınız bir bombadan dolayı kulağınızın çınlaması ve konuşmaların size çınlayarak gelmesi harika bir detay olarak oyuna eklenmiş.

Yazının başında yapımcıların oyuna daha eklemeler yapacağını söylemiştim. Bu eklemelerin başında gece-gündüz ve hava değişimi geliyor. İkinci bir ekleme ile takımınıza yapay zekâ askerleri ekleyebileceksiniz. Son olarak da tek başınıza yapabileceğiniz görevlerinde oyuna eklenmesi planlanıyor. Geliştiricinin planlı eklemelerinin dışında yapay zekâdaki bazı ufak tefek problemlerin, bazı karakter animasyonlarının, oyun alanındaki kapı, tank gibi bazı şeylerin grafik kaplamalarının, oyunun genel olarak optimizasyonunun da iyileştirilmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, Six Days in Fallujah oyunu son zamanlarda oynadığım en gerçekçi ve beni bunalıma sokan oyun olmayı başardı. Her anlamda yaratmış olduğu savaş atmosferi ve gerçekçilik anlayışı, yapay zekâ sayesinde düşmanların size her seferinde farklı taktiklerle ve şekillerle saldırması, takım olmaktan keyif almak oyunun güçlü yanlarını oluşturuyor. Buna karşılık yüksek sistem gereksinimleri, oyunun çok zor olması, yer yer düşen FPS değeri ve oyundaki hatalar oyunun olumsuz yanlarını oluşturduğunu söyleyebilirim. Yapımcı tarafından, oyunun konsollar için geliştirilmesinin tamamlanmasından sonra asıl potansiyelinin ortaya çıkacağı belirtiliyor. Bu haliyle bile iyi olan oyun, vaatlerin yerine getirilmesi ile birlikte türünün başarılı yapıtlarından biri olmaya aday gibi duruyor.