Uzun zaman önce, arcade salonlarda her görenin, Tekken serisinin kılıçlısı, diye kaba bir tabirle yaklaştığı bir oyundu SoulCalibur. O sıralar adı SoulCalibur bile değildi ama ilgi çekmeye başarıyordu. İşte o günlerden yıllar yıllar sonra hala ayakta olan bir dövüş oyununun son üyesinin incelemesini gerçekleştireceğiz. SoulCalibur VI incelemesi ile hem güzel hatıralara dönerken hem de son dönemin önemli bir yapımını mercek altına alacağız. İsterseniz giriş bölümünü fazla uzun tutmadan SoulCalibur 6 inceleme yazımıza, oyunun mekanikleri gibi hızlı bir başlangıç yapalım.
SoulCalibur 6 oynamak, eski bir dostla karşılaşmak gibi
Aslında kabul etmek gerekir ki SoulCalibur VI oyunu da dahil olmak üzere bu dövüş oyunu serisine gereken önemi tam anlamıyla gösteremedik. Örnek vermek gerekirse; bir Tekken, bir Street Fighter, bir Mortal Kombat gibi bu seriyi başımızın üzerinde gezdirmedik. Yazının giriş bölümünde belirtiğim gibi Tekken oyununun kılıçlısıydı pek çokları için bahsettiğimiz dövüş oyunu serisi. Tabii istisnaları ayrı tutalım. Azımsanamayacak bir hayran kitlesi bulunan serinin her oyununu gözünü kırpmadan bekleyen bir kitle de vardı ama yukarıda saydığım dövüş oyunları kadar büyük kitlelere hitap edilmiyordu.
Nihayetinde SoulCalibur 6 oyunu, sessiz ve derinden bir geliştirme sürecini tamamlayıp karşımıza çıktı. Akıllarda en çok oyunun içerisinde The Witcher serisinin ana kahramanı Geralt olacağı kalmıştı. Ama oyunu oynamaya başlayınca, inanın Geralt karakterinin ufak bir detay olduğu sonucunu çıkarabiliyoruz. Serinin eski oyunlarına göre daha heyecanlı, daha dinamik ve haliyle daha iyi grafiklere sahip olan bu yapım, yukarıdaki başlıkta da belirttiğim gibi eski bir dostla uzun zaman sonra karşılaşmanın etkisini gösterdi: Değişmişti, farklılaşmıştı ama özünde aynıydı.
Oynanış anlamında zamana uygun biçimde hızlı bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu yineleyeyim. SoulCalibur 6 oyununda seçilebilen her bir karakterin ayrı vuruş tarzları bulunuyor. Bu vuruş seçeneklerini, dövüş yaptığımız sırada bile kolayca tuş takımından öğrenebiliyoruz. Hemen her oyuncunun kolayca öğrenebileceği bir yapıya sahip olan bu video oyunu için söylediklerim kadarıyla basit bir yapıda olduğu zannedilebilir. İşin aslının öyle olmadığını klasikleşen bir cümleyle anlatmak istiyorum.
SoulCalibur VI, öğrenmesi kolay, ustalaşması zor bir yapım. Oyuna giren herkes kolaylıkla rakipleri yenebilir, bölümleri geçebilir ama çevrim içi maçlara gelindiğinde, gerçek insan evlatlarıyla karşılaşıldığında muhtemelen tökezlenecektir. Ustalaşmak isteyenlerin yoluna çevrim içi arenalarda devam edeceği oyunun; serisinin eski oyunları gibi toplamda 3 tur kazananın galip geldiği, rakibini dövüş alanının dışına itebilenin maçı kazandığı yapısını koruduğunu belirterek SoulCalibur 6 oyununun içerisindeki oyun modlarıyla inceleme yazısına devam edeyim.
Hayalimdeki dövüşçüyü ben oluşturmalıyım
İncelemesini gerçekleştirdiğimiz dövüş oyunundaki ana ekranın en üstünde bulunan seçeneğimizle başlayayım sizler de kabul ederseniz. Mission: Libra of Soul bir çeşit hikaye bir çeşit de RPG unsurlarıyla bezenmiş bir oyun modu. Serinin geçmişteki oyunlarında da benzerlerine rastladığımız bir yapı burada karşımıza çıkıyor. Nedir bu yapı diye bekletmeden hemen söyleyeyim: Oyunun bu kısmında kendi karakterimizi oluşturuyor ve yolumuza onu geliştirerek devam ediyoruz.
Benzer türdeki video oyunlarından SoulCalibur VI oyununu ayıran belki de en bariz kısım Mission: Libra of Soul tarafı olabilir. Tamam, diğer dövüş oyunlarında da karakter oluşturma ve hikaye modu benzeri yapılara sıklıkla rastlanıyor ama bu denli detaylı bir yapılandırmayı şahsen ilk kez görüyorum. İşin püf noktası ise karakter oluşturmak konusunda oldukça iddialı bir dövüş oyununun karşımızda olması.
Şimdi çok detaylı bir karakter oluşturma bölümüyle karşılaştığımı söylesem tam doğru olmaz. Öte yandan sıradan bir karakter oluşturma ekranı çıktı karşıma desem de apaçık yalan söylemiş olurum. Herhangi bir video oyunu için yeterli, bir dövüş oyunu içinse oldukça tatminkâr seçenekler var SoulCalibur 6 oyununda. Oluşturmak istediğimiz karakteri, ırkından cinsiyetine, yüzünden cüssesine, yakın dövüş aletlerinden ilginç saç stillerine kadar geniş bir yelpazede oluşturabiliyoruz.
Yukarıda ırkını seçebiliyoruz derken ülkesini kastetmediğimi ayrıca belirteyim. İnsanlar bir ırk olurken mumyalar başka bir ırk, türlü yaratık çeşitleri farklı ırklar olarak seçilebiliyor. RPG benzeri bir yapıyla, kendi oluşturduğumuz karakterle ve diyaloglar eşliğinde yolumuza devam ediyoruz. Başlarda öyle zorlayıcı müsabakalar yapmasak da oyunun ilerleyen kısımlarında doğru hamleler yapmamız gerektiğini anlıyoruz. Ayrıca bahsettiğim bu çeşitlilik bizlere hiç de fena olmayan bir hikayeyle sunuluyor. İsterseniz daha fazla ayrıntı vererek oyunu oynayacakların heyecanını kaçırmadan bir diğer oyun moduna geçelim.
Size anlatmak istediğim bir hikayem var
SoulCalibur 6 oyununun ana menüsünde sırasıyla ikinci seçeneğimiz, oyunun hikaye modu olarak konumlandırılmış durumda. Story: Soul Chronicle orijinal adıyla sunulan hikaye modunda, tarihsel bir yolculuğa çıkarak oyundaki karakterlerimizle ilgili bir anlatı sunuluyor. Hikaye modunda bir ana hikaye ve karakterlere özel hikayeler yer alıyor. Bir önceki cümlede anlatı kelimesini özellikle seçtiğimi hemen belirteyim. Ne yazık ki SoulCalibur VI oyunundaki hikaye modu, seyretmeye doyamayacağımız sinematiklerle karşılaşmıyoruz. Hikaye, anime tarzı görseller ve alt yazılarla bizlere veriliyor.
Bu durum bazıları için hoş karşılanabilir ama yukarıda saydığım Street Fighter, Mortal Kombat, Tekken gibi serilerin en son oyunlarından da alıştığımız üzere artık sinematiklerle bezenmiş hikayeler görmeye gözümüz alıştı. Anime tarzı, slayt gösterisi şeklinde sunulan bir hikaye modunun zamanın gerisinde kaldığını kabul etmek gerek. Uzun lafın kısası, hiç de yabana atılmayacak ve oyunun karakterlerini derinlemesine tanıdığımız hikayeleri yalnızca çizimlerle görmek biraz buruk bir tat oluşturabiliyor.
Öte yandan, Story: Soul Chronicle bölümlerinin tarihsel olarak gelişen ve gayet düzenli bir biçimde tasarlanmış olduklarını söylemeden geçmeyeyim. Merak uyandıran pek çok öykünün içerisinde kendinizi bulabilirsiniz. Sırasıyla maçlara çıktığımız bu bölümlerin yapısı, yine serinin eski oyunlarına benzer biçimde ilerliyor. Maçları kazanıyoruz, hikayeleri okuyoruz ve bir sonraki maça çıkmadan önce yine bir çeşit masalın içerisinde kendimizi buluyoruz. Bu oyun modundaki ana hikaye, karakter hikayelerinden uzun ama birkaç saatte bitirilecek cinsten. 17 tane oynanabilir hikayeyse ana hikayeden kısa ama sayısı itibariyle uzunca bir süre oyuncuları oyalayabiliyor.
Şunu da belirtmek isterim ki Story: Soul Chronicle bölümleri için olmasaydı da olurdu, diyemeyeceğim. Hali hazırda Mission: Libra of Soul modu olsa da genel anlamıyla oyuna zenginlik katıyor. Hiç eklemeselerdi pek çok eleştirmen gibi ben de sızlanıp duracak, bu devirde nasıl bir dövüş oyununda hikaye modu bulunmaz diyecektim. Oyundaki önemli bir zenginlik olarak bu bölümü de kaleme aldıktan sonra biraz daha eskilerin en iyi bildiği oyun modlarına geçiş yapalım.
Gel abi, biraz SoulCalibur 6 kapışalım
Gelelim dövüş oyunları sevdalılarının gözünün ilk arayacağı oyun moduna. Bahsettiğim bu dövüş oyunu sevdalılarının çıkış noktasının arcade yani daha anlaşılır ve halk arasında kullanılan ifadeyle, atari salonları olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım. Çocukluğunda ve gençliğinde bu salonlara giden hemen herkes dövüş oyunu oynamıştır. Tabii buralarda bir oyun modu seçeneği olmadığından oynanabilecek olan tek oyun modu da bu salonların ismini almıştır.
Günümüzde hevesle beklenen, o kadar detaylı ve özenle hazırlanan hikaye modları bulunmasına rağmen hala hunharca oynanan oyun modu da arcade modudur. SoulCalibur VI oyunundaki arcade seçeneği, ana ekrandaki Battle yazısının içeriğinde bulunuyor. Yukardan aşağıya 4. sıradaki Battle seçeneğini açtığımızda karşımıza; Arcade, Versus ve eğitim bölümü başlıkları çıkıyor. Benim gibi eski arcade salonu müdavimlerinin de ağzı kulaklarına varıyor.
SoulCalibur 6 oyunundaki arcade modu için gayet normal ve eğlenceli tanımlamasını yapabilirim. Beklediğimden biraz daha kısa sürse de yine eski dövüş oyunu keyfini ziyadesiyle veriyor. Ayrıca arcade modunda bulunan zaman sınırı da bu oyun modunun eğlencesine eğlence katarken, oyuna süreklilik kazandırıyor. Hemen kısaca açıklayayım: Arcade modun içerisindeki maceramıza başlamadan önce bizlere zorluk seçenekleri sunuluyor. Seçtiğimiz zorluk seviyesine göre de belirli zaman aralıkları ekranda beliriyor.
Arcade modunu daha fazla keyifli kılan kısım işte bu zamanlarda saklı. Bahsettiğim oyun modunu bitirdiğimiz zamana göre altın, gümüş ya da bronz madalya kazanıyoruz. Zorluk seviyesini değiştirirsek, yukarıda söylediğim gibi bu süreler de değişiyor. Mesela normal zorluk seviyesinde 8 küsur dakika içerisinde oyunu bitirmek gerekiyorken, zorluk seviyesini yükseltince bu süre, düşman bizi daha fazla oyalayacağından uzuyor. Battle seçeneğinde bulunan Versus bölümünün tek kişi ya da bir arkadaşımızla maç yaptığımız alan olduğunu da sanki hiç duymamışsınız gibi söyleyerek biraz da çevrim içi maceralara göz atalım.
Aslanlar gibi çıkmıştım karşılarına, zafere yakındım
Bir dövüş oyununda hep yapay zekayla mücadele etmek bazı oyuncuları sıkabilir. Zaten günümüzde pek çok video oyunu çevrim içi bir yapıya sahip olduğunu da hesaba katarsak SoulCalibur VI oyunundaki çevrim içi oyun modlarını görmezden gelmemiz biraz ayıp olabilir. Gerçi yeri gelmişken belirteyim: İncelemesini gerçekleştirdiğimiz dövüş oyunu, öyle çevrim içi odaklı bir yapıya sahip değil. Bir başka deyişle, işin çevrim içi tarafı üzerine pek durulduğunu göremedim.
Örnek vermek gerekirse; Street Fighter V ilk çıktığında, bangır bangır beni çevrim içi olarak oynayın, kendi kendinize uğraşmayın diye bağırıyordu. Tabii en büyük eksilerini de bu amacından ötürü alıyordu ama orası bizim şu anki konumuz değil. Neticede, Soulcalibur 6 geliştirilirken, tekli oyunculu oyun modlarına gösterilen özenin oyunun çevrim içi oyun modunda olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz.
Müsabakalara girmek için iki farklı noktamız bulunuyor. Casual Match ve Ranked Match seçeneklerinden kendimize uygun bir oyun lobisi arıyoruz. Şahsen PC platformunda oynadığımdan mıdır bilemem ama rakip bulmak konusunda biraz zorluk çektim. Güçsüz bir ağ üzerinden yaptığım maçlarda eğlendim ama oyunun akıcılığını yakaladığımı söyleyemeyeceğim. Hem merak etmeyin, girdiğim ilk çevrim içi maçı da aslanlar gibi kazandım ve gururlandım.
İlk çevrim içi müsabakamı kazandığımda kendime olan güvenim gelmişti. Diğer rakip zaten oyun lobisinde beklediğinden fazla beklememe de gerek kalmadı. Onu da yendim demek isterdim ama karşımdaki rakip beni öyle bir dövdü ki vuruş tuşuna basacak zaman bulamadım. Şaka yapmıyorum, gerçekten çok güzel dövdü, böyle dans eder gibi havalardaki vuruş efektlerini saydım yalnızca. Kendisini tebrik etmek, bir daha dövmesini rica etmek istedim kendime gelinceye kadar. Şaka bir tarafa, SoulCalibur VI oyunu öğrenmesi ve oynaması kolay bir oyun olsa da ustalaşması biraz zaman alacak bir yapım, daha üst kısımlarda söylediğim gibi.
Harika grafikler ve yalnız dünyalar
Oyunun grafiklerinden, seslerinden ve performansından bahsetmeden önce, dövüş alanlarına kısaca değinmek istiyorum. Açıkçası 2018 senesinin sonlarında çıkan bir video oyunundan daha detaylı mekanlar beklerdim. Tamam SoulCalibur serisinin kendisine has bir yapısı olduğunu biliyorum ama oyundaki neredeyse her dövüş alanı, bir açık dünya haritasının herhangi bir bölgesi gibi duruyor. Hakkını yemeyeyim, pek çok dövüş bölgesinin farklı arenaları bulunuyor, çeşitliliğe de gidiliyor ama arka planlarına baktığımda, o cansızlık hep gözüme çarptı oyunu oynadığım süre boyunca.
Oyunun mekanlarının sadeliğine kısaca çemkirdikten sonra grafiklerin başarısına değinebilirim. Oyunun hem anime hem de 3 boyutlu görsel hazırlanışı gayet yerinde olmuş; çok mükemmel değil ama vasatın da çok üzerinde. Ayrıca neredeyse her video oyunu, diz üstü bilgisayarımı fırına çevirirken, SoulCalibur 6 ile en yüksek grafik ayarlarında oynamama rağmen aşırı bir ısınmayla karşılaşmadım. Aynı şekilde en yüksek ayarlarda, oynanış sırasında takılmalara rastladığımı da hatırlamıyorum. Bol bol vuruş efektiyle birlikte, uçak hızında grafikler vardı karşımda.
Bir ekleme de oyunu deneyimlediğimiz monitör için yapalım. AOC AGON AG251FZ model oyuncu monitörü, bilgisayarın performansını sanki bir kademe daha yukarıya taşıdı. 24 inçlik ekranı ve zengin renk seçenekleriyle geçmişteki arcade salonlar heyecanımı yeniden yaşadığımı ifade edebilirim. Oyunun akışkan yapısına, 1080p çözünürlük ve 60 FPS hızı eklendiğinde, gerçekten tadından yenmez bir hal aldığını ekleyerek oyunun seslerinden ve seslendirmelerinden de bahsedeyim.
Oyunun sesleriyle ilgili bir şeyler yazmam gerektiğini düşününce, aklıma ilk olarak dövüş sırasındaki efektler ve oyunun müzikleri değil de hikaye bölümlerindeki seslendirmeler geldi. Bunun sebebinin de oyunun hikaye bölümlerindeki seslendirme sanatçılarının başarılarına bağlayabiliyorum. Öte yandan oynanış sırasındaki sesler olsun, oyunun müzikleri olsun gayet başarılı seçilmiş durumdalar ama ben seslendirmeler konusunda ayrı bir parantez açarak memnun kaldığımı irdelemek istedim. Oyunun seslerinden de kısaca bahsettikten sonra dilerseniz artık son yorumlarımıza geçelim.
SoulCalibur 6, dövüş oyunu meraklılarının ilacı olabilir
Video oyunu dünyasının en rekabetçi zamanları olan yılın son aylarında çıkma cesareti gösteren SoulCalibur VI oyunu, özellikle dövüş oyunları tutkunları için kaçırılmaması gereken bir yapım olarak görünüyor. Muhteşem performansı, akıcı oynanışı, oyun modu çeşitliliğiyle oldukça başarılı bir yapım duruyor karşımızda. Eğer PC kullanıcısıysanız, Playstore üzerinden uygun bir fiyata SoulCalibur 6 oyununu alabileceğinizi, üstüne üstlük TTNET faturasına ek olarak 12 ay takside bölebileceğinizi de ip ucu olarak burada söyleyelim. Sözlerimizi bitirmeden çevrim içi oyun modundaki zayıflığı, oyunun sinematikler yerine anime tarzı hikaye anlatımını ve dövüş alanlarının cansızlığını da hatırlatmadan geçmeyelim tabii. Eksikliklerine rağmen SoulCalibur 6 oyununun, uzun süre oynanabilecek, eğlence seviyesinin üst seviyelere çıktığı, özellikle hikaye bazlı oyun modları üzerinde emek sarf edildiği belli olan bir dövüş oyunu olduğunu belirterek sözlerimi sonlandırayım.