Splitgate aslında 2019 senesinde PC için piyasaya sürülmüş olan kısmen klasik bir arena nişancısı oyunuydu. Yalnız bu oyun, sadece birkaç gün sonra konsollar için çıkışını gerçekleştirecek ve şu anda da zaten konsollar üzerinde bir beta süreci gerçekleştiriliyor. Ben de bunu bir fırsat bilip, oyun için bir inceleme hazırlamak istedim. Normalde, beta seviyesindeki oyunlar için ön inceleme yazıyorum ama bu yapıtı sadece PlayStation 5 konsolumda değil, bilgisayarımda da deneyimledim. Yani, oyunun tam sürümünü hali hazırda oynadım ve inceleme yazım da bunu temel alacak; betayı değil. Yine de oyunun bilgisayar ve konsol sürümü arasında çok bir fark olmayacaktır.
1047 Games tarafından geliştirilen ve piyasaya sürülen Splitgate, oynaması ücretsiz bir arena nişancısı oyunu. Birinci şahıs bakış açısından deneyimlediğiniz bu oyunun en büyük özelliği ise Portal ile Halo markalarını birbirine karıştırıp, oyunculara o şekilde hızlı bir aksiyon sunuyor olması. Halo, oyunun genel olarak atmosferinde yer alıyor. Portal ise direkt olarak oynanışı etkiliyor. Oyuncular, özel bir şekilde harita içerisinde delikler açabiliyor ve isterlerse bu delikleri kullanarak, haritanın başka bir noktasına gidebiliyor veya o delikten, diğer uca ateş edebiliyor. Yani, bir düşmanın sizi öldürmesi için yanınıza gelmesine bile gerek yok!
Halo ve Portal markalarını birbirine karıştıran Splitgate, uzaktan bakınca çok muhteşem bir mantığa sahip gibi görünebilir ama durum ne yazık ki öyle değil. Aslında bu oyun size çok güzel birkaç karşılaşma deneyimi sunuyor ama oyunda içerik eksikliği bulunduğu için sadece 2-3 farklı karşılaşmayı tamamladıktan sonra bu oyun ile işiniz bitmiş gibi hissedebiliyorsunuz. Bu hissin en büyük sebebi ise oyunda doğru düzgün bir ilerleme sisteminin yer almaması, çok az silahın bulunması, haritaların yetersiz olması ve oyun modlarının da hem sayısınız az olması, hem de pek etkileyici olmamaları. Evet, oyunun temelden büyük problemleri var.
Bir diğer yandan da Splitgate oyununun tamamen ücretsiz bir yapıya sahip olduğunu unutmamak gerekiyor. Yani, bu oyunu indirmek için ödeyeceğiniz tek bedel, elektrik faturanıza yansıyacaktır. Özellikle de arena tipindeki birinci şahıs nişancı oyunlarını seviyorsanız, bu yapıtı deneme arzusu içinizde belirebilir. Sizler için hazırlamış olduğum bu inceleme yazısında ise oyunun temeline biraz daha yakından göz atacağız. Bu sayede oyunun indirmeye değer olup, olmadığını birlikte keşfedebileceğiz. Dilerseniz bu kısmı daha fazla uzatmadan, hemen oyunun diğer olumlu ve olumsuz noktalarına değinmeye başlayalım.
Splitgate, eğlenceli bir oynanış döngüsüne sahip
Öncelikle, Halo ve/veya Portal markalarına karşı bir ilginiz varsa, Splitgate oyunu çok daha fazla ilginizi çekecektir. Ayrıca bu oyunun içerisindeki oynanış döngüsü de daha rahat bir şekilde kafanıza oturacaktır. Sonuçta, oyunun içerisinde portal açıp, onlar üzerinden taktikler oluşturmaya çalışıyoruz. Şimdi, işin içine portal aracılığı ile ışınlanma girince, oynanışın kompleks bir hale geldiğini düşünebilirsiniz ama durum kesinlikle öyle değil. Ben bu oyunu sadece birkaç karşılaşma sonrasında net bir şekilde öğrendiğime inanıyorum. Öğrenmek ve oynamak kolay ama oyun üzerinde ustalaşmak oldukça zor, yetenek istiyor gibi görünüyor.
Splitgate oyununda ustalaşmayı zor kılan tek sistem, ne yazık ki portal sistemi. Bu tip arena nişancısı oyunlarda tahmin edebileceğiniz gibi silahları kullanabilmek de çok önemlidir. Bu yüzden de video oyunlarının silahlara önem vermesi beklenir ama bu yapıtta ateş etme mekanikleri, aldığınız hisler filan ortalama seviyede. Yani, silahları kullanırken, kendinizi kesinlikle yüksek seviyeli bir oyunda gibi hissedemiyorsunuz. Oyun, ücretsiz bir temele sahip olduğu için de bu kalite eksikliklerini eleştirmek birazcık zor oluyor. Yine de silah kullanımının üzerine kesinlikle daha fazla gidilmesi gerekiyordu diye düşünüyorum.
Silah temelli oynanışın yanında oyunun ne yazık ki animasyonları da vasat bir seviyede. Yani, oyunun çok da yüksek bir bütçeye sahip olmadığını en çok animasyonlar ve silahlar üzerinden hissediyorsunuz. Tüm bunlara karşılık, en azından oyunun içerisinde gerçekten eğlenceli ve benzersiz bazı haritalar bulunuyor. Yalnız, bu demek değil ki oyundaki tüm haritalar muhteşem; tam tersine, bana soracak olursanız, oyunun içerisindeki haritaların yarısı oldukça başarılı, diğer yarısı da ciddi anlamda berbat. Yani, ben bu tip oyunlarda pek karşılaşmadan erken ayrılmayı sevmem ama bazı haritalar o kadar kötü ki onları gördüğüm anda oyunu terk ediyorum.
Splitgate, aynı zamanda basit bir nişancı oyunu. Yani; klasik Halo, Doom ve Quake gibi yapıtlar aklınıza gelebilir hemen. Bu oyunda yapabileceğiniz en basit olmayan şey, muhtemelen karakter özelleştirmeleri olacaktır. Bunun haricinde, oyuna giriyorsunuz, düşmanlara ateş etmeye başlıyorsunuz ve eğlenmeye çalışıyorsunuz. Bu arada, yüksek seviyeli rekabet isteyen oyuncular için bir rekabet seviyesi sistemi ve sıralaması da sunuluyor. Oyun, yeterli oyuncu sayısına sahip olduğu için bu konuda pek bir sıkıntı çıkmıyor. Mesela, ben bu satırları yazarken, oyunu PC tarafında anlık olarak 5000 kişi oynuyor. Konsollardaki betayı bilemiyorum.
Eğlenceli oynanış döngüsü, yetersiz içerik ile baltalanıyor
Splitgate, her ne kadar çok iyi bir video oyunu gibi dursa da oyunun genel anlamdaki yetersizliği, ne yazık ki her şeyi baltalıyor. Bu oyun, daha önce de dediğim gibi 2019 senesinde, erken erişim seviyesinde çıkışını gerçekleştirdi ve Haziran 2021 içerisinde de PC için tam sürüm sunuldu. Yani, oyunun temel geliştirilme süreci bitti. Buna rağmen oyunun içerisinde hiçbir şey yeterli seviyede değil. Silah mı? Yetersiz. Harita mı? Yetersiz. Benzersiz oyun modu mu? Yetersiz. İlerleme sistemi mi? Yetersiz. Benim için en büyük problemi sunan eksi puan da zaten oyunda pek bir ilerleme hissinin olmaması. Yani, oyunu oynuyorsunuz ama hiçbir şey olmuyor.
Sunum tarafında da ne yazık ki işlerin pek başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu oyun, 2019 senesinde piyasaya sürülmüş olmasına rağmen, 2009 senesinde çıkışını gerçekleştiren bir oyun gibi görünüyor. Aslında bu, oyunun mantığı dahilinde rahatlıkla anlaşılabilir; geliştirici ekip, oyunlarının adeta bir eski Halo ve Portal oyunları gibi görünmesini istiyor. Hatta, isimlerini daha önce geçirmiştim, görsel anlamda Doom ve Quake markalarını bile hissedebiliyorsunuz ama ne yazık ki ben böyle bir mantığın arkasında duramayacağım. Oyunun durumu çok da iyi değilken, en azından görsel anlamda bir memnuniyet almak isterdim.
Performans tarafında ise durumlar gayet iyi. Oyun, tahmin edebileceğiniz gibi PlayStation 5 konsolunda 60 FPS olarak çalışıyor. Bu noktada herhangi bir performans sıkıntısı da çekmiyorsunuz. PC tarafında ise en azından bir NVIDIA GeForce GTX 660 sahibi olmanız gerekiyor minimum sistem gereksinimlerini karşılayabilmek için. Günümüzde de birçok oyuncunun rahatlıkla bu sınırı aşabileceğine inanıyorum. PC tarafında çok fazla optimizasyon sıkıntısı da yer almıyor. Sesler ve müzikler ise aynı görsellik gibi tatsız. Açıkçası, Splitgate oyununun sunum tarafında hoşuma giden tek şey, oyunun performansının sıkıntısız olması.
Splitgate, uzaktan baktığınız zaman ilgi çekici görünen ama içine girdiğiniz zaman tüm albenisini kaybeden bir video oyunu. Oyun, bilgisayarlarda ve konsollarda ücretsiz olduğu için denemenizi tabii ki önerebilirim ama bu oyunun öyle hayatınızın birincil oyunu olmasını beklemeyin. Günde, belki de sıkılma durumunuza bağlı olarak haftada sadece 1-2 karşılaşma ile bu oyun sizi eğlendirebilir. Onun haricinde, Halo ve Portal gibi markaların tanıtımlarda kullanılmasına aldanmayın. Düşünce her ne kadar güzel olsa da uygulamaya gelince bu yapıt, vasat bir seviyede kalıyor. Belki, kendisi için ortalama üstü bile diyebiliriz.