Star Citizen, çok ama çok uzun zamandır ilgimi çeken bir oyundu. Gerçekçi deneyimleri seviyorum, simülasyonlara bayılıyorum ve uzay teması da en çok dikkatimi çeken şey. Durum böyle olunca Cloud Imperium Games ekibinin bu oyunu aslında kağıt üzerinde benim için en ideal olan şey. Yine de kendisini bu zamana kadar oynama imkanım hiç olmadı. Daha doğrusu, oyunu 2022 yılındaki ücretsiz oynama dönemlerinden birinde denedim ama bilgisayarım çok yetersiz olduğu için 10 dakikadan daha fazla vakit geçirmemiştim. Şimdi ise durum çok daha farklı.
Birkaç ay önce kendime yeni bir dizüstü bilgisayar aldım, modeline çok detaylıca girmeyeceğim ama NVIDIA GeForce RTX 4080 ile gelen bir ASUS ROG Strix G18 kendisi. İncelemesini de ayrıca yazacağım. Neyse, bu yeni ve güçlü donanımımda bir Türk olarak oynadığım ilk oyun tabii ki Euro Truck Simulator 2 idi. Daha sonra attığım adım ise Star Citizen oldu. Oyuna, 45 USD olan Mustang Alpha Starter Pack ile giriş yaptım ve net bir şekilde söylemek gerekirse, ilgim olsa bile oyuna karşı pek bir beklentim yoktu. Yani, kendisini bir teknoloji demosu olarak görüyordum, oyun değil.
Star Citizen zaten şu andaki haliyle bir oyundan ziyade teknoloji demosu. İçerisinde bulundurduğu sayısız simülasyon sistemi, üst gerçekçiliğe ulaşabilmek için attığı ufak tefek ama sayıca bolca olan adımlar ve görselliği ile bunu gösteriyor. Evet, oyunun içerisinde bolca farklı içerik var ve bir oyun olarak da oynanabilir ama sürekli olarak karşınıza hata çıkacağı ve ilerleme kaybedeceğiniz için kendisini bir teknoloji demosu olarak görmek en iyisi ki benim okuduğum oyun içi yazışmalara göre birçok kişi de benimle aynı görüşte. Kimse kaybettiği paraları filan pek takmıyor kafaya.
Star Citizen ayrıca zaman zaman sıfırlanıyor. Sanıyorum ki yılda 1 veya 2 kere sıfırlama yapılıyor ve bu yapıldığı zaman da oyun içi para ile alınan her şeyi kaybediyorsunuz. Oyun sıfırlanıyor yani. Sadece gerçek para ile satın aldığınız şeyler sizde kalıyor doğal olarak. Oyuna her zaman tam sıfırlama gelmiyor, bazen belli başlı elementler de sıfırlanabiliyor ama zaten atılan bu adım da her şeyin bir test sürecinde olduğunu gösteriyor. 700 milyon USD ve sayısız sene ardından hala aktif olarak geliştirilen bir teknoloji demosu aslında bu video oyunu.
Star Citizen oyununun tam olarak ne olduğunu bilmiyorsanız, öncelikle kendisini biraz özetlemek istiyorum. Bu oyun, 2013 senesinde ilk defa oynanabilir olarak sunuldu. O zamanlarda tabii ki modüler bir şekilde sunulmuştu kendisi. Yani, karakter oluşturma ve hangar gibi elementler hep ayrı ayrı oynanabilirdi. Birkaç sene içerisinde tüm bunlar toplandı ve 2015 senesinde Persistent Universe oluşturuldu. PvP odaklı ayrı bir mod daha sonra çıktı ama ondan bahsetmeyeceğim; bu oyunun ruhu ve odak noktası PvP değil, PvPvE olan Persistent Universe.
Star Citizen oyununa adım atmak için öncelikle gerçek para harcayarak bir uzay gemisi almanız gerekiyor. Daha sonra karakterinizi daha yeni yenilenmiş olan bir sistemde yapıyorsunuz ve evinizi seçiyorsunuz. Daha sonra o evinizde uyanıyorsunuz ve eğer öğretici bölümü açarsanız, oyun size her seansın ilk 5-10 dakikasını güzelce gösteriyor. Daha da önce söylediğim gibi burada hiper gerçekçi bir deneyim var ve hangarları bulmak, uzay geminize binmek ve uzayın derinliklerinde kaybolmak için bile kesinlikle öğretici bölüme ihtiyacınız olacak. Bunu, Elite Dangerous ile karıştırmayın.
Star Citizen, rakibi veya benzeri olan bir oyun değil. Elite Dangerous, No Man’s Sky ve hatta Starfield gibi oyunlar tabii ki bazı elementleri paylaşıyor ama bir bütün olarak baktığınız zaman ön incelemesini yazdığım bu oyun, içerisinde gerçekçi bir şekilde yaşamanızı istiyor. Yani, oyunun dünyasındaki tabelalara bakarak marketi bulup, oradan su alıp, su şişesini açıp o suyu içmeniz gerekecek. Hangara gidebilmek için yerel haritaları takip etmeniz gerekecek. Suç işleyip, yakalandığınız zaman gerçekten hapiste birkaç saat yatmanız gerekecek.
Star Citizen bu gerçekliği altındaki teknolojisi ile de veriyor. Persistent Universe, adında bu teknolojiyi açıklıyor. Oyunun evreni kalıcı. Yani, eğer siz X gezegeninde tamamen rastgele bir yere gidip, oraya bir silah bırakırsanız, sunuculara sıfırlama gelmediği taktirde, 1 sene sonra oraya gidip, o silahı tekrar bulabilirsiniz. Tabii eğer başka bir oyuncu onu bulup, almadıysa. Ayrıca oyunda sadece tek bir yükleme ekranı var. Yani, gezegenler arasında seyahat ederken bile yükleme ekranı izlemiyorsunuz, gerçekten, fiziksel bir şekilde oyunun evreninde seyahat ediyorsunuz.
Star Citizen oyununun gerçekçi elementlerini size tek tek anlatmayı çok isterim ama inanın onlar aklıma geldikçe heyecanlanıyorum ve cümlelerimi toparlayamıyorum. Ben daha önce böyle bir şey görmedim. Tabii ki bu gerçeklik her zaman oyuncuların avantajına olmuyor ama gerçeklik arayan oyuncular da zaten bazı şeylerin kolay olmasını beklemiyordur diye tahmin ediyorum. Neyse, bu gerçekçiliğin şokunu atlattıktan sonra uzay geminize atlayıp, bir kontrat seçerek para kazanmanız gerekiyor. Böylece yeni zırhlar, silahlar ve tabii ki gemiler alabilirsiniz.
Star Citizen içerisinde şaşırtıcı seviyede fazla görev tipi bulunuyor. Yani, yarıştan tutun da kargo taşımaya, araştırma yapmaya veya FPS tipi oyun tarzı içerikler yapmaya kadar 10 civarı farklı kategoride kontrat var. Bu kontratları size veren belli şirketler var ve o şirketlerle olan ilişkilerinizi arttırıp, daha zorlu kontratlar alabiliyorsunuz. Bu arada, kontratların hem legal, hem de illegal olan versiyonları var. İllegal olanlar hem daha zor, hem de biraz daha deneyim gerektiriyor. Tabii ekipmanlarınız ve uzay geminiz de biraz daha fazla donanımlı/güçlü olmalı.
Tüm bu söylediğim şeyler, türü seven oyuncular için adeta bir cennet gibi görünebilir ama Star Citizen, daha çok bir cehennem. Daha önce de söylediğim gibi oyun hata dolu ve hala aktif olarak geliştiriliyor. Oyuna bir gün girdiğinizde sunucuların çok zayıf olduğunu görebilirsiniz, bu yüzden geminiz bir anda patlayabilir ve ölebilirsiniz. Size yüz binlerce birim kazandıracak bir kargo taşırken bir anda o kargo kaybolabilir, bir anda sebepsiz yere ceza yiyebilirsiniz, kontratlarınız tamamlanmayabilir, hedefiniz yerin altında doğabilir ve diğer sayısız yüzlerce hata olabilir…
Bu yüzden Star Citizen oyununu geleneksel bir video oyunu olarak değerlendirmemek gerekiyor. Kendisi aktif olarak geliştirilen ve aslında her güncellemeyle heyecan verici özellikler sunan bir yapıt. Ben mesela bu oyuna taviz verebileceğimi düşünmüyordum, özellikle de inceleme kodunu ücretsiz bir şekilde almamışken, 45 USD harcamışken, muhtemelen sinirlenirim diye düşündüm ama her hatayı anlayışla karşıladım, “Tamam, yarın tekrar denerim.” dedim ve oyun seansımı bitirdim ve yarın olduğunda oyuna büyük bir hevesle geri dönüp, tekrar denedim ve tekrar hata aldım.
Star Citizen için ön incelememi yazarken, en azından bu satırları yazarken oyunun sürümü 3.23.1a. Gelecek sürümleri de denedikçe bu yazımı güncelleyeceğim ve onların başlıkları ayrı olacak, görünce anlayacaksınız. Neyse, bu benim şu anda deneyimlediğim güncelleme aslında oyuna başlamak için en ideal güncellemelerden biri. Bu güncelleme oyunun karakter yapma ekranını yeniliyor, mobiGlas isimli ana kullanıcı arayüzünü daha kullanılabilir hale sokuyor, mini haritaları ve ana oyun haritasını şahane bir hale sokuyor ve daha fazlasını yapıyor.
Star Citizen, donanım açısından çok yüksek bir gereksinim istiyor ve en baba bilgisayarlar bile özellikle gerçek bulutlar yüzünden 60 FPS değerlerini yer yüzünde göremiyor ama 3.23.0 güncellemesi ile oyun ayrıca AMD FSR ve NVIDIA DLSS desteklerine de ulaşıyor. Yeni hayvan avlama görevleri, yeni uzay gemileri, yeni yer araçları ve çok daha fazlası da oyundaki yerini alıyor. Yani, bu öyle bir güncelleme ki bu güncellemenin detaylarını okuduktan sonra, “Nasıl yani? Bunlar olmadan oyunu nasıl oynuyormuş insanlar?” diyeceğiniz şeyler var.
Star Citizen için sıradaki güncelleme ise 3.24 ve kendisi kargo görevlerine odaklanacak. Birkaç ay içerisinde geleceği tahmin edilen bu güncelleme oyuna kargo asansörleri, yeni tarzda kargo görevleri, tamamen kişiye özel kalıcı hangarlar, yeni bir envanter sistemi ve yeni bir dinamik etkinlik getirecek. Kendisi küçük bir güncelleme olacak yani ama kargo taşımaya odaklanan oyuncular için şahane içerikler sunacak gibi görünüyor. Bundan sonra da yine 2024 yılı için 4.0 güncellemesi planlanıyor ve bu güncellemenin de en büyük yeniliği, yeni bir yıldız sistemi olacak.
Star Citizen içerisinde şu anda tek bir yıldız sistemi var ama bu, 2024 yılında değişecek ve Stanton haricinde bir de Pyro oyundaki yerini alacak. Daha sonra da Odin ve Nyx sistemleri gelebilir ama bu benim tahminim. Oyunda yaklaşık 100 sistemin olması planlanıyordu birkaç sene önce ama şu anda sadece 1 adet sistem var, ikincisi yıl sonuna doğru gelecek muhtemelen. Yani, işler bayağı ağır ilerliyor veya geliştirici ekip, yıldız sistemi yapmaya henüz odaklanmış değil. Açıkçası, oyuna yeni biri olarak Stanton da bana tek başına yetiyor ama Pyro ve Sol de olsa, fena olmaz.
Ben daha önce özellikle de Elite Dangerous oyununda çok zaman harcamış birisi olarak Star Citizen yapıtına bayıldım ve açıkçası benzer tarzda başka bir oyun da aramam. Evet, oyun problemli ve ilerleme engelleyen hatalara sahip ama çıtası o kadar yüksek ki diğer oyunlara geçince sanki vites düşürmüş gibi hissediyorsunuz. Bu noktada beni üzen tek şey para kazanmanın zor olması ve paraların zaman zaman sıfırlanması. Evet, uzay gemilerini gerçek parayla alsam sıfırlanmazlar ama USD de öyle çok ucuz değil yani. 45 USD bile 1500 TL şu an.
Bu fiyatın karşılığında elde ettiğim deneyimde açıkçası oyunun sadece %1’ini keşfetmiş gibi hissediyorum ve ben tatmin edici bir orana çıkana kadar da zaten bir sonraki güncelleme gelmiş olacak muhtemelen ve daha fazla yenilik eklenecek; sonunda hayalimdeki galaksi yük taşıma yolculuklarını yapabileceğim. Muhtemelen ondan sonraki büyük güncellemede de daha önce söylediğim üzere yeni bir yıldız sistemi eklenecek ve o da kendisine has tehlikelerle gelecek. Pyro, adından da tahmin edebileceğiniz üzere ateşin bayağı yoğun olduğu bir yer.
Star Citizen, heyecan verici bir teknoloji demosu ve geleceğin oyunu. Fiyatı da fena değil. Evet, oyun senelerdir geliştiriliyor ve 700 milyon USD kazandı, birçok kişi bu oyunu bir dolandırıcılık gibi görüyor ama öyle bir durum yok. Oyun gerçekten geliştiriliyor ve bu oyunu oynayabilmek için istenen giriş ücreti de 45 USD. Günümüzün oyunlarının 70 USD olduğunu göz önünde bulundurursak, bu gayet iyi bir fiyat ki bence bu oyun, kendi türünün de iddialı yapıtlarından biri. Daha önce de dediğim gibi çok sıkıntılı ama zamanla her şey düzeliyor gibi görünüyor.
Star Citizen, her şeye rağmen önermesi zor bir oyun. Özellikle de ülkemizin ekonomisi sürekli kötüye gidiyorken ve her şey, her gün daha da pahalı bir hal alıyorken fakat hem bu türü seviyorsanız, hem de imkanınız varsa, bence bu oyuna şans tanımalısınız. Sadece, hatalara karşı bayağı bir sabrınızın olduğundan emin olun ve ayrıca bilgisayarınızın bu oyunu kaldırabilecek güçte olup, olmadığını iyi araştırın. Geliştirici ekip her ne kadar 30 güne kadar paranızı sorunsuz bir şekilde iade ediyor olsa bile dikkatli olmaktan zarar çıkmaz.