Son beş yıldır yüksek profilli bir Star Trek oyunu yoktu ve hem bu yüzden, hem de arkasındaki geliştirici ekibi yüzünden Star Trek: Resurgence için heyecanlanmıştım. Bir zamanlar Telltale Games ile çalışmış 20’den fazla geliştiriciye sahip bir stüdyo olan Dramatic Labs, The Game Awards 2021 sırasında oyunu duyurduğu zaman heyecanlanmıştım. Oyunun orijinal çıkış tarihinden birkaç kez ertelenmesine pek aldırmadım; gelecekteki Star Trek oyunları adına, bu yapıtın kaliteli olması önemliydi. Ortaya çıkan sonuç ise seriye büyük ölçüde sadık kalan ve bolca dramatik dönemeç içeren iyi bir hikaye tabanlı macera olsa da oyunun olabildiğince cilalı olmadığı pek çok yer var.
Star Trek: Resurgence, beş büyük bölümden oluşan tipi bir Telltale Games ürünü gibi sunuluyor. Hikayenin kendisi 40 küçük bölüme ayrılıyor ve çoğu yaklaşık on ila on beş dakika sürüyor. Tahmin edebilirsiniz ki izlenmesi gereken çok sayıda ara sahne ve tüketilmesi gereken çok fazla içerik var. Oyunun içerisinde bazı küçük keşif elementleri, oldukça kolay düğme komutlarıyla çok sayıda hızlı zaman etkinliği, birkaç mini oyun ve evrenden tanıyabileceğiniz Tricorder eşyasını kullanan birkaç bulmaca var. Bu noktadaki problem, ne yazık ki saydığım her şeyin boş hissettirmesi. Önemli seçimler yapmak ve bunların diğer karakterleri ve finali nasıl etkilediğini görmek asıl mevzu.
Her şeyden önemlisi, Star Trek: Resurgence sanki dizi bölümlerinin tam bir hikaye akışını deneyimliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Ayrıca hikaye içerisinde yapılan “cameo’lara” ve geminin set tasarımına gösterilen özen ve detaylardan çok etkilendim. Büyükelçi Spock ve Komutan Riker gibi geri dönen önemli karakterler gerçekçi hissettiriyor ve iyonik parazit, hiper tarayıcılar ve kuantize kristalizasyon hakkındaki tüm jargon, diyaloglarda bahsedildiğinde iyi oturuyor. Detaylara bakarsanız bazı hatalar görebilirsiniz ama genel olarak bu oyun, Star Trek serisinin tonunu ve özelliklerini takdire şayan bir şekilde yakalıyor.
Bir diğer yandan hikayenin kendisi, USS Resolute içerisindeki komuta zincirinin zıt uçlarında başlayan iki ana kahramanı içeriyor: Birinci Subay Jara Rydek ve Mühendis Carter Diaz. Her iki karakter de birkaç ay önce USS Resolute’da meydana gelen ve birçok mürettebat üyesinin ölümüne neden olan yıkıcı bir patlamayla mücadele etmek zorunda. Rydek’in geminin yeni Birinci Subayı olmak için pek çok yeterliliği var ama pek çok kişi bu pozisyonun mürettebatta halihazırda görev yapan biri tarafından doldurulması gerektiğini düşünmektedir. Bu arada, Diaz ve alt güvertedeki diğer mürettebat daha az sayıda çalışan ile görevlerini sürdürmeye çalışıyor.

Star Trek: Resurgence, güzel temellerin üzerinde birkaç kritik hata yapıyor
İki ana karakter arasında sanki Rydek’e daha zor bir rol verilmiş – sadece sağlıklı kalmak için sürekli deuridium tedarikine ihtiyaç duyan bir Kobliad olarak değil, aynı zamanda Kaptan Zachary Solano ile bazen anlaşmazlık yaşayan bir mürettebatla uğraşmak zorunda olan bir subay olarak. Dördüncü bölümde Solano’nun patlamayla ilgili gafından sonra kariyeri konusunda korktuğu ve mürettebatın güvenliğini feda etse bile Rydek’in kendisini Starfleet’in önünde iyi göstermesini istediği açıkça ortaya çıkıyor. Bunun da ötesinde, Büyükelçi Spock, USS Resolute’a savaşın eşiğindeki iki yabancı tür olan Hotari ve Alydianlar arasında barışı koruma görevi vermiştir ama hikayenin yaklaşık ilk çeyreğinin sonunda, savaşı yastık kavgası gibi gösteren bir şey olur.
Rydek ve Diaz’ın zorluklarla nasıl başa çıkacağı kısmen diğer karakterlerle nasıl etkileşime girdiklerine göre belirlenir. Bu bir ahlak sistemine benzer şekilde çalışır, ancak Dragon Age gibi bir seride olduğu gibi iyi ve kötüden ziyade karakterlerin eylemlerinizi kabul edip, etmediğiyle ilgilidir sistem. Bir konuşma sırasında verdiğiniz her karar, diğer karakterlerin ana kahramanlar hakkında nasıl hissettiğini etkileyebilir ve birkaç kritik seçimden daha fazlası bazı karakterleri memnun ederken, diğerlerini kızdırır. Mürettebattaki herkesi mutlu etmek zordur ve diplomatik cevaplar gerektiren durumlar dışında, her zaman herkesi memnun etmeye çalışmaya değmeyebilir.
Hikaye, özellikle Rydek’in kıdemli personel ile ilişkilerinin test edildiği oyunun sonlarına doğru drama yaratmak için bu zor seçimlere dayanıyor. Star Trek: Resurgence içerisindeki bu sistemin olumsuz tarafı ise sistemin sadece karakterlerin onlarla olan son etkileşiminiz hakkında ne hissettiklerini kaydediyor olması. Bir karakterin Rydek veya Diaz hakkında genel olarak nasıl hissettiğine dair bir gösterge yok; bu nedenle birinin kaderini belirleyebilecek bir karar vermek üzereyseniz, nasıl tepki verebileceklerini değerlendirmek zor olabiliyor. Ayrıca, mürettebatın doruk noktasına yakın bir yerde yersiz olduğunu düşündüğüm birkaç tepkisi de vardı.
Tabii ki incelemem içerisinde “spoiler” vermeyeceğim ama şu kadarını söyleyeyim: Bazı karakterler evrene yönelik varoluşsal bir tehditle yüzleşmek için birleşmesi gereken profesyonel Starfleet subayları yerine mızmız drama kraliçeleri gibi davranmaya başlıyor. Ayrıca sonun, birçok Starfleet subayının başına gelen belirli bir şeyi çözmediğini düşündüm ve Federasyon’un onlarla ne yapmaya karar verdiği hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim. Yani, hikaye aslında zaman zaman karakterleri çok garip şekillerde yönlendiriyor ve final verdiği zaman da devam oyunda anlatılmaya değebilecek seviyede olmayan konuları bile pek açıklamıyor.

Yaşam kalitesi güncellemelerinden yoksun bir deneyim var karşımızda
Star Trek: Resurgence oyununun hikayesi boyunca yer alan hızlı zaman etkinlikleri ve mini oyunlar oldukça standart bir yapıya sahip. Hızlı zaman etkinlikleri (QTE) çoğu klavyede basit tuşlara basmayı veya kontrol cihazı kullanıyorsanız, analog çubuklar ve tetikleyiciler üzerinde basit hareketler yapmayı gerektiriyor. Bu da pek heyecan verici bir deneyim sunmuyor. Işınlayıcı için bir yol yapmanızı sağlayan bulmaca ve Tricorder ile nesne bulma araştırmaları gibi işleri basit tutan bazı mini oyunlar daha iyi çalışıyor ama güç seviyelerini dengelemeniz gereken bir oyun ve elektrik halkalarının içinden uçmanız gereken bir başka oyun gibi diğer örnekler de yaşatılan deneyimi çok karışık hale getirdi. Yani, oyunun mini oyunları biraz uçlarda yaşıyordu.
Gizlilik ve silahlı çatışma içeren mini oyunları umursamasam da etkileyici bir şekilde yapılmamışlardı. Gizlilik için muhafızların etrafından oldukça kolay bir şekilde dolaşabiliyorsunuz ve genellikle yakalanmadan hedefe doğru ilerleyebiliyorsunuz. Oyunda pek bir risk bulunmuyor. Çatışma bölümleri de çok karmaşık değildi; ateş edildiğinde siperin arkasına saklanmanızı ve ardından başlarının üzerinde yanıp sönen sembollerle düşmanları öldürmek için dışarı çıkmanızı sağlayan bir sistem mevcuttu. Yalnız, bu anların bazılarında kamera açısı temelli ufak tefek problemler yaşadım. Neyse ki bu mini oyunlarda başarısız olursanız, temelde size ücretsiz bir geçiş sağlayan hikaye modunda oyunu yeniden deneyebilirsiniz.
Star Trek: Resurgence oyununun en çok sıkıntı çektiği nokta ise teknik hüner ve yaşam kalitesi özelliklerinin eksikliği. Grafikler ve karakter modellemeleri ortalama üstü bir seviyede ama bazı karakterler, diğerlerine göre birkaç nesil geriden geliyor gibi duruyor. Eğer oyunu kupalar veya başka bir şey için tekrar oynuyorsanız, ne yazık ki ara sahneleri atlamanın veya ileri sarmanın bir yolu yok. Oyunda ayrıca konuşma kaydı ve bölüm seçme opsiyonu da yok. Ayrıca ana menüye her geri dönmek istediğinizde oyun donabiliyor. Altyazı desteği de biraz tutarsız bir şekilde çalışıyor; bazı diyaloglar doğru şekilde sunulmadı ve bazıları hiç görüntülenmedi.
Eğer bir Star Trek hayranı iseniz ve seriye saygı duyan, detayları doğru şekilde ele alan bir oyun arıyorsanız, Star Trek: Resurgence en mantıklı seçimlerden biri olacaktır. İki kahramana sahip olma riskini alan ilgi çekici bir hikaye temeline ve yapmanız gereken pek çok zor seçime sahip bir deneyim sunuluyor. Bununla birlikte, bazı aşırı karmaşık mini oyunlar ve melodramatik ara sahneler oyunun son çeyreğini gölgeleyebiliyor. Bu yüzden de pek iyi bir final verilemiyor. İncelediğim bu oyun, hiçbir şekilde teknik bir mucize olmasa da iyi bir hikaye anlatmak için elinden geleni yapıyor. Eminim ki bu, markanın severleri için yeterli olacaktır.