EA, elinde bulundurduğu Star Wars lisansını son olarak Star Wars Battlefront II oyununda kullanmıştı ve izlediği satış politikalarından ötürü yoğun eleştirilerin hedefi olmuştu. Bu kez, Titanfall serisi ve Apex Legends oyunuyla beğeni toplayan Respawn Entertainment ekibinden bir Star Wars oyunu geldi. Pek çok farklı oyundan özellikleri bünyesinde barındıran Star Wars Jedi: Fallen Order oyununu deneyimledik ve merak edilen pek çok sorunun yanıtına inceleme yazısında değindik diyor ve oldukça kapsamlı olan bu inceleme yazısıyla sizleri baş başa bırakıyoruz.
Star Wars Jedi: Fallen Order, başarılı oyunların birleşimi mi?
Henüz Star Wars Jedi: Fallen Order oyununun ilk saniyesinden itibaren bu oyun şu oyuna çok benziyor diye düşünmekten kendimi alamadım. İncelemesini gerçekleştirdiğim bu yapımı oynayanlardan da benzer sözcükler işittim. Gerçekten de bu oyunu oynarken pek çok video oyunu serisinin izlerini fazlasıyla görüyoruz. Bu nedenden ötürü bir karar aldım: İnceleme yazısının bir kısmında, Star Wars Jedi: Fallen Order oyununda karşılaştığım mekaniklerin hangi oyunu çağrıştırdığını başlıklar halinde sıralayacağım.
Böyle bir düzene geçeceğimi söyleyince incelemekte olduğum oyunun diğer oyunların basit bir kopyası olduğunu algılayabilirsiniz. Aksine, Star Wars Jedi: Fallen Order oyununu, çok iyi malzemelerin bir araya getirilerek ortaya çıkan bir yemek gibi düşünebilirsiniz. İnceleme yazısında bu yemeğin malzemelerinin hangi ölçüde doğru kullandığına beraberce göz atmak niyetindeyim.
Geneline bakarsanız karşımızda başarılı bir Star Wars oyunu duruyor. Tamamen hikaye odaklı olan bu oyun her ne kadar aşağıda sıralayacağım oyun türlerine benzetilse de Star Wars temasının sonuna kadar arkasında duruyor. Oyunun çevrim içi bir yapısı olmadığından ötürü, haliyle oyunun hikayesi ve genel mekanikleri bir ölçü olarak alacağım. Bunu yaparken de belirttiğim gibi bazı oyunlardan örnekler vereceğim.
İnceleme yazısında pek çok oyundan örnekler vermemin en önemli sebebi, biraz yukarıda da belirttiğim gibi bu yapımı açar açmaz bu oyunlarla karşılaştırmaya başlıyor olmamız. Yeni bir oyun, tabii ki bazı oyunlara benzer ama Star Wars Jedi: Fallen Order daha açılış sahnesinden bize bu yapımları saydırmayı başarıyor. Sürpriz kaçıracak kadar ileri gitmeyeceğim ama daha ilk dakikalarda bir Uncharted oyunu oynadığımı zannettim.
Sonrasında, Dark Souls serisinden, PlayStation 4 için çıkan God of War oyunundan, incelediğim oyunun geliştiricisi olan Respawn Entertainment ekibinin bir diğer önemli oyunu olan Titanfall 2 oyunundan ve pek çok önemli yapıttan mekanikleri bu oyunda gördüm. Bu yapıtların ne kadar etkilediğini başlıklar halinde birazdan anlatacağım ama öncelikle oyunun hikayesine ve neler sunduğuna bir göz atalım diyorum.
Jedi olduğumuz için aşağılansak bile biz de insanız
İncelemekte olduğum oyunun hikayesi Star Wars film serisinin 3. filminin finalinin 5 yıl sonrasında geçiyor. Ana karakterimiz Cal, yıllardır kimliğini gizli tutmayı başarmış bir Jedi. Hurdalıkta işçi olarak çalışan bu kardeşimiz, yakın arkadaşını kurtarmak için özel gücünü kullanıyor ve İmparatorluk askerleri tarafından bir şekilde fark ediliyor. Evine dönerken bindiği işçileri taşıyan trenin durdurulması ve bir dizi olay sonunda ana karakterimizin kimliği açığa çıkıyor.
Tüm Jedi kahramanlarının yakalandığı bir dönemde kendisinin de yakalanacağını anlayan Cal bu olaydan kaçmaya çalışırken oyunun eğitim kısımları da devam ediyor. Star Wars Jedi: Fallen Order oyununun ilk bölümlerinin tamamen eğitim amacı güderek oynandığını söyleyebilirim. Oyunun dövüş mekanikleri de anlattığım kısımdan sonrasında, şans eseri bir trenin içerisine düştüğümüzde başlıyor.
İmparatorluk askerleriyle savaşırken, birazdan anlatacağım Souls oyunlarının ilk izleriyle de karşılaşmış oluyoruz. Tren bölümü bir hayli aksiyon dolu gittiği sırada, tam da işimiz bitti derken bizi bir abla kurtarıyor ve oyunun genel resmi buradan sonra başlıyor. Amacımız, dağıtılan Jedi topluluğunu yeniden bir araya getirmek ve direnişi güçlendirmek oluyor. Bunun için hiç de kısa olmayan bir yolculuğu gerçekleştirmek zorunda kalıyoruz.
Birazdan oynanış mekaniklerini ve oyunun genel yapısını, benzetildiği oyunların üzerinden anlatacağım Star Wars Jedi: Fallen Order, genel anlamda kendine özgü bir çizgiyi bana göre belirleyebilmiş durumda. Keşke bu kadar benzetilmeseydi diye oyunu oynarken sıklıkla aklımdan geçirdim ama nihayetinde karşımızda aksiyon dozajı yüksek bir Star Wars oyunu bulunuyor ve bu benzerlikler oyuna çeşitlilik katıyor.
En azından karakterimizin ışın kılıcı kullanmasını şu oyundan almış diyemiyoruz. Ayrıca, oyunun hikaye kurgusuna odaklandığını ve ara sahneler kullanarak bizi hikayenin uzağına atmadığını belirtmek isterim. Yalnızca ara sahnelerle değil, oyun boyunca bulduğumuz kayıtlar sayesinde de oyunun hikayesini zenginleştiren etmenleri sıklıkla görüyoruz. E madem ki kendine özgü bir yapısı var neden farklı oyunlara benzetiliyor diye soranlar için de bu örneklerle genel yapıyı aktarmaya devam ediyorum.
Star Wars Jedi: Fallen Order, bir Souls oyunu mu?
Henüz çıkışını gerçekleştirmeden önce EA ve Respawn Entertainment taraflarından yapılan açıklamalar neticesinde pek çok kişi tarafından bu yapımın bir Souls oyunu olacağı anlamı çıkarılmıştı. Oysa, gayet net söyleyebilirim ki Star Wars Jedi: Fallen Order bir aksiyon oyunudur. Sakın yanlış anlaşılmasın, Souls oyunlarının pek çok mekaniklerini barındırıyor bu oyun ama bir Dark Souls, Bloodborne veya bu yapımlarının sayısız benzerleriyle tamamen aynı yoldan gitmiyor.
Souls oyunu denildiğinde akla ilk olarak ne gelir mesela? En basit şekilde yanıtlayayım bu soruyu: Oyunların çok zor olması, düşmanların birkaç vuruşta karakterimizi öldürmesi, öldüğümüzde en baştan başlamak, düşmanların tekrar dirilmesi ve bölüm sonu canavarlarını geçerek ilerlenen bir oyun sistemi. Star Wars Jedi: Fallen Order bu mekaniklerin bazılarını kullanmasına karşın öyle bölüm sonu canavarını yen ki yoluna devam et tarzında ilerlemiyor.
Ayrıca bu oyunun hikaye odaklı ilerleyişi sırasında zorlu düşmanlar karşılaşsak da yaptığımız hatalar her seferinde ölümle sonuçlanmıyor. Düşmanların da o kadar zorlu olduklarını söyleyemiyorum. Aslında durum bana biraz şöyle geldi: Edebiyat dünyasında, eskiden pek çok yazar polisiye roman yazmaktan veya yazdıklarının polisiye türünde değerlendirmesinden kaçınırlardı. Polisiye, eskiden pek çok otoriteye göre basit bir tür sayılırdı hatta edebi değeri bulunmazdı.
Şimdi durum farklılaştı ama anlatmak istediğim edebiyatla ilgili değil. Respawn Entertainment, geliştirdiği oyunu Hack & Slash yerine Souls oyunları tarzında yapınca, yapıtlarının daha oturaklı bir oyun olmasını istemiş olabilir. Bu durumu beğendiğimi de belirtmek isterim. Açıkçası uzun zamandır Souls oyunlarının mekaniklerini barındıran fakat oynayanları hayatlarından bezdirmeyecek bir yapımın hayalini kuruyordum.
Nihayet, hayalimdekine en yakın olan oyunu bulmanın da ayrıca sevincini yaşıyorum. Belirttiğim gibi Star Wars Jedi: Fallen Order bir aksiyon oyunu ama içeriğinde bir hayli Souls oyunu mekaniğine yer veriyor. Bu özelliklere yer verirken oyuncuları bezdirmeyen, hayattan soğutmayan bir biçimde durumu ele alıyor. Bunu nasıl mı başarıyor, dediğinizi duyar gibiyim. Öyleyse, haydi biraz da incelemekte olduğum oyundaki Souls oyunlarından aşina olduğumuz özelliklerden bahsedeyim.
Neden bu oyunu Souls oyunlarına benzetiyoruz?
Hemen üst kısımda gördüğünüz başlığı, farklı video oyunu serileri için tekrar tekrar soracağım. Öncelikle en çok sözü edilen kısımdan, bu oyunu neden Souls oyunlarına benzettiğimizden başlayalım. Bir kere Star Wars Jedi: Fallen Order, gayet oturaklı bir dövüş sistemi içeriyor. Vurduğumuz darbeleri ziyadesiyle hissettiğimiz gibi düşmanların darbeleri de bir o kadar can yakıcı oluyor.
Bir düşman sizi üç veya daha az sayıdaki darbeyle öldürebiliyorsa, oynadığınız oyunu Souls oyunlarına benzetirsiniz. Bir de öldüğünüzde, kayıt noktasından yeniden başlıyor ve daha öncesinde öldürdüğünüz düşmanların yeniden canlandığını görüyorsanız, aynı fikre kapılmanız kaçınılmaz oluyor. İncelemekte olduğum yapımda da durum böyle; düşmanlar zorlu, düşmana odaklanarak dikkatli dövüşmek gerekiyor ve ölürsek bu düşmanları yeniden temizlemek zorunda kalıyoruz.
Yalnız, durum Souls oyunlarındaki kadar acımasız sonuçlar doğurmuyor. Bir kere oldukça sık aralıklarla kayıt veya oyundaki adıyla meditasyon noktaları bulunmakta. En kötü durumlarda bile kaybınız sizi hayattan bezdirmiyor. Tamam, bazen can sıkıcı bir biçimde yeniden düşmanlarla uğraşmak zorunda kalıyorsunuz ama öyle büyük kayıpların yaşandığını pek söyleyemeyeceğim. Kayıt noktası demişken bir diğer Souls oyunu mekaniği de burada karşımıza çıkıyor.
Meditasyon alanları, oyunu kaydetmemizi sağladığı gibi yetenek ağacına gerekli eklemeleri yapmamızı ve arzu edersek dinlenmemize yarıyor. Burada da bir Souls oyunu mekaniğine rastlıyoruz. Dinlenme seçeneğini tercih edersek can barımız doluyor ve can doldurma tabletlerimizin sayısı en yüksek haline dönüyor. Bununla birlikte öldürdüğümüz düşmanlar da canlanıyorlar. Aslında bu dinlenme sisteminin bazen avantaj sağladığını söylemek isterim.
Tüm can doldurma tabletleriniz bitmiş, can barınız tükenmişken eğer bir bölümü arkanızda bıraktıysanız dinlenmekten çekinmeyin derim. Mesela, oyunun bir yerinde üfleseler ölecek durumdayken geri dönemeyeceğim bir kayma alanından geçmiştim. Dinlenmek, gücümü tamamen doldurdu ve gereksiz vakit kaybını engelledi. Bir de bölüm tasarımlarından ötürü bu oyunu Souls oyunlarına benzettim ki onu da başka bir oyunla olan benzerliklerle birleştirerek anlatacağım eğer izin verirseniz.
Neden bu oyunu, God of War oyununa benzetiyoruz?
Bölüm tasarımlarından bahsedecekken, Souls oyunlarıyla birlikte başka bir oyunun aklıma geldiğini belirtmek isterim. Bu oyun da PlayStation 4 için çıkışını gerçekleştiren en yeni God of War oyunu olacak. Aslına bakarsanız, şahsıma göre Star Wars Jedi: Fallen Order, genel yapısı itibariyle inceleme yazısı boyunca bahsedeceğim yapımlar arasında en çok God of War oyununu çağrıştırıyor.
Bölüm tasarımları, harita düzenleri ve mekanların fantastik bir temayla etkileyici bir biçimde tasarlanması, bana bu iki yapımın birbirine yakın oldukları görüşünü savunduruyor. Benzer bir özellik Souls oyunlarında da bulunuyor ama belirttiğim gibi genel yapı itibariyle God of War oyununun izlerini daha fazla gördüğümü söyleyebiliyorum.
Star Wars Jedi: Fallen Order oyunundaki her bir gezegen, göründüğünden çok daha kapsamlı bir detaycılıkla karşımıza çıkartılıyor. Tıpkı God of War oyununda her bir kıyıda farklı bir alana çıktığımız gibi incelediğim oyunda da oldukça benzer ve yer yer daha karmaşık bir çeşitlilikle karşılaştım. Bu yeni Star Wars oyununun öyle labirent gibi bir yapısının olduğunu da düşünmeyin lütfen. Bölüm tasarımları gayet düzenli ve yer yer sürprizler barındıracak biçimde iç içe geçmiş durumda.
Bahsettiğim iç içe geçen yapı sayesinde, hikaye görevini geçsek dahi yeniden aynı gezegenlere geldiğimizde farklı unsurları keşfedebiliyoruz. Bu arada hem Souls oyunları hem de God of War oyunundaki gibi ilerledikçe, geri dönüşümüz için kestirme yolları açabiliyoruz. Böylece, aynı meşakkatli maceraları yeniden yaşamamıza gerek kalmıyor. Ayrıca, kazanılan özellikler sayesinde tahmin ettiğimizden çok daha fazlasının gezegenlerde gizli olduklarını söyleyeyim.
Bu arada, karmaşık yapı demişken, PlayStation 4 kontrolcüsünün dokunmatik yüzeyine dokunduğumuzda bir hologram haritayla karşılaşıldığını söylemeden geçmeyeyim. Bu haritada geçilen yollarla birlikte, açtığımız veya açmadığımız kapıları, kullanmadığımız alanları ve yolları da görebiliyoruz. Geride bıraktıklarımızı algılamak adına oldukça kullanışlı bir yapının sunulduğunu söylemek isterim. Yine de benim gibi bazı durumlarda kaybolabileceğiniz uyarısında bulunayım.
Neden bu oyunu Uncharted serisine benzetiyoruz?
Star Wars Jedi: Fallen Order oyununa girdiğimiz anda, bu resmen bir Uncharted oyunu dedirtiyor. Tabii ki bu durum böyle kalmıyor ama ilk bölümün tamamını bir Uncharted oyunu gibi tırmanarak, zıplayarak oynuyoruz. Hal böyle olunca da neden bu oyunu Uncharted serisine benzetiyoruz sorusu kısmen yanıt buluyor. Bununla birlikte, yalnızca ilk bölümdeki tırmanma işinin biraz abartılması bizi bu kanıya ulaştırmıyor.
Bahsettiğim platform unsurları, bu oyunun tamamında devam ediyor. Tüm bölümlerde, uzun süre tırmanılan, oradan oraya atlanana yerler bulunuyor. Hatta bu durum bazı bölgelerde çok arka arkaya gelmiş vaziyette. Hemen üstteki bir alana düz tırmanmak yerine, önce yatay, sonra dikey, sonra tekrar yatay olarak tırmanma mekanikleriyle haşır neşir olduğumuz onlarca durumla karşılaştığımı söylemek isterim.
Bu arada, oyundaki platform unsurları, kayıt noktasına yeniden dönmemizle cezalandırılmıyor. Bir yere düştüğümüzde, düşüşten önce bulunduğumuz yerden oyuna devam ediyoruz fakat can barımızın bir kısmının azaldığını görüyoruz. Bu arada bir yere tutunmak için L2 tuşunu kullanmak zorunda olduğumuzu söylemek isterim. Bu mekaniğin neden eklendiğini tam anlayamadım çünkü çok zaruri bir ihtiyaç gibi durmuyor.
Şimdi, yalnızca tırmanma, hoplama, zıplama gibi durumlardan ötürü mü bu oyunu Uncharted serisine benzettiniz diyebilirsiniz. Yanıtlayayım, tabii ki durum bunlarla sınırlı değil. Star Wars Jedi: Fallen Order için bir Souls oyunu değildir kanısına varıyorsak, bunun en büyük nedeni bana göre Uncharted oyunlarıyla olan benzerliğidir. Üst kısımda saydığım mekanikler dışında, incelediğim oyunda yer alan aksiyon sahneleri, bu büyük ayrımı oluşturuyor.
Şöyle ki, incelemekte olduğum bu oyun yalnızca yarı açık dünyada yolumuzu bularak, gizli kapılar açarak ilerlemiyor. Oyunun bazı kısımlarında Uncharted ve pek çok oyundan aşina olduğumuz aksiyon sahnelerini oynuyoruz. Bir de bunlara bazı bölümlerdeki uzun süreli çamurda ya da buzda kayma dinamikleri eklendiğinde, bu Star Wars oyunu iyiden iyiye bir Souls oyunu olmaktan çıkıyor. Böylelikle, başta Uncharted olmak üzere pek çok yapımı da bu oyunu oynarken anıyoruz.
Neden bu oyunu Titanfall 2 oyuna benzetiyoruz?
Hiç merak etmeyin, yalnızca duvardan yürüyebiliyoruz diye incelemekte olduğum yapımı Titanfall 2 oyununa benzetmeyeceğim. Parkur mekanikleri de bir etken ama bu benzetmeyi yapabilmek için görünürde çok daha fazlası bulunuyor. Öncelikle belirteyim ki Star Wars Jedi: Fallen Order oyununun çıkışından önce bu yapıtın en çok Titanfall 2 oyununa benzemesini umut ediyordum. Bu beklentim yapımın bir FPS oyunu olması dileği değildi bu arada.
Pek çok okurumuzun bileceği üzere Star Wars Jedi: Fallen Order ile Titanfall 2, daha doğrusu Titanfall serisi aynı geliştirici ekip tarafından geliştirilmiş oyunlar. Çıkışını gerçekleştirdiği sene şahsımın en beğendiği ve en çok eğlendiği FPS oyunu olan Titanfall 2 için bir devam oyunu henüz gelmedi maalesef. Bunun yerine bir adet ücretsiz Apex Legends oyunumuz oldu ama konumuzun bununla bir alakası yok.
Burada asıl değinmek istediğim nokta, hemen üstte yazdığım oyunların geliştiricisi konumundaki Respawn Entertainment tarafının oyunları ele alış şekli olacak. İlk Titanfall oyunu tamamen çevrim içi bir yapıya sahipti. Titanfall 2 oyunu da çevrim içi olarak hayli dolu bir yapıttı ama asıl kalbimi çalan noktası bu oyunun hikaye moduydu. Neredeyse her bir bölümde farklı mekanikleri tanıtan, sade görüntüsüne karşın oldukça yoğun bir çeşitlilik barındıran bir yapıttı Titanfall 2.
Yeni mekaniklerini sırasıyla bize öğreten bir yapıya sahip olan Titanfall 2 oyunu bizlere sunan Respawn Entertainment, geliştirdikleri ve şu an incelemekte olduğum yapımda da benzer bir yolu tercih etmiş durumdalar. Işın kılıcından, Jedi güçlerine kadar pek çok oyun içi mekaniği, hikayede ilerledikçe ve yaptığımız keşifler vasıtasıyla öğreniyoruz. Böylelikle oyunun oynanış süresi uzadığı gibi yapıma bir de derinlik katılmış oluyor.
Üst kısımda söylediğim gibi bu oyunda, Titanfall 2 oyunundan aşina olduğumuz duvardan yürüme mekaniği bulunuyor fakat bu mekaniğin karakterimize katılması kısımları daha fazla ilgi çekiyor. Yeni bir hareketi öğrenmemiz, karşılaştığımız duvarda görünen parlak taşlar vasıtasıyla oluyor. İnceleme yazısı boyunca henüz hiç bahsetmediğim yardımcımız olan minik robota eklenecek yeni özellikleri de zaman içerisinde keşfediyoruz.
The Legend of Zelda serisi mi? Yok daha neler!
Bazı okurlarımızın, kardeşim her şeye benzettin de The Legend of Zelda serisiyle benzerliği nereden buldun, dediklerini duyar gibiyim. Bu okurlarımıza hak vermekle birlikte hemen altta yapacağım açıklamaları okumaların tavsiye ediyorum. Nihayetinde, incelediğim bu oyun tabii ki The Legend of Zelda serisiyle oldukça farklı bir yapıyı barındırıyor ama aynı zamanda bana bu seriye dair bazı çağrışımlar yaptırıyor.
Nedir bu çağırışımlar derseniz, oyunda karşımıza çıkan, fazla sık olmamasına rağmen oyuna renk katan bulmacaları göstermek isterim. Zaman içerisinde kazanılan Jedi güçleri sayesinde, oyundaki bazı bölgelerde karşımıza çıkan bulmacaları geçiyoruz. Bunlar arasında oldukça ender olmak üzere The Legend of Zelda oyunlarındaki zindan bulmacalarına benzer olanları da bulunuyor.
Asıl sıklıkla karşılaştıklarımız ise platform unsurlarıyla iç içe geçmiş olan bulmacalar. Bu aksiyon oyununun ilerleyişi sırasında önümüze pek çok engel çıkıyor. Bu engeller arasında dönen çarklardan, içinden geçmemiz gereken dev pistonlara kadar çeşitler bulunuyor. Düz yürüyerek veya platform oyunu mekanikleriyle geçilemeyen bulmaca kısımlarında da Jedi güçlerimizin yardımına ihtiyaç duyuyoruz.
Tamam da Jedi güçleriyle geçilen bulmacaların The Legend of Zelda serisiyle ne alakası var diyenler de olabilir. Şöyle ki bu serinin Nintendo Switch için çıkan yapımı The Legend of Zelda: Breath of the Wild, serisinin diğer oyunları gibi bulmaca dolu zindanları bulunan bir yapımdı. Burada kazandığımız yetenekleri, bulmacaları çözerken kullanmaktaydık. Bu bulmacaların büyük bir kısmı da oyunun fizik motoruyla alakalı mekanikleri barındırmaktaydı.
İşte bu oyundaki fizik motoruna dayanan bulmaca çeşitliliğine benzer bir yapıyı, Star Wars Jedi: Fallen Order oyununda gördüm. Zamanı yavaşlatmak, bir nesneyi geriye ittirmek ve doğru yerini bulmak gibi mekaniklerle geçilen yollar var incelediğim oyunun dört bir tarafında. Bu durum da sıkıcı olmanın aksine, oyuna bir zenginlik kazandırıyor ve bulmaca sayılarının fazla olmaması, oyuncuların durumdan bıkmasını engelliyor.
Star Wars Jedi: Fallen Order, kendi başına neler sunuyor?
Yazının büyük bir kısmında diğer oyunlara atıfta bulunarak incelemekte olduğum oyunun özelliklerini size aktarmaya çalıştım. Bu yazıyı şimdiye dek okuduysanız, Star Wars Jedi: Fallen Order oyununun bu saydığım türdeki yapımların basit bir kopyası olduğunu düşünebilirsiniz. Lütfen aklınıza bu durumu getirmeyin çünkü yazının başlarında söylediğim gibi iyi malzemeleri kullanarak yapılan lezzetli bir yemek var ortada.
Tüm bu saydığım mekaniklerle birlikte, Star Wars Jedi: Fallen Order, PlayStation 4 kontrolcüsünün; kare tuşuyla hızlı vuruş, üçgen tuşuyla güçlü vuruş, X tuşuyla zıplama, daire tuşuyla kaçınma yapılan bir video oyunu. Bahsettiğim vuruşlar ışın kılıcıyla oldukça estetik bir biçimde gerçekleşiyor. R1 ve R2 tuşlarıyla Jedi güçleri kullanıyoruz. L1 tuşu, oyundaki blok hareketini yapıyor ki zamanında yapılan bloklar sayesinde pek çok düşmanı tek seferde alaşağı edebiliyoruz.
L2 tuşu da üst kısımlarda belirttiğim gibi bir yere tutunma işlemini gerçekleştiriyor. Ayrıca, şimdiye kadar atladığım ve bundan ötürü büyük utanç duyduğum bir yardımcımız bulunuyor. Minik robotumuz BD-1, maceramız boyunca en büyük destekçimiz konumunda. Öncelikle bu küçük kahramanımız can barımızı arttıran tabletleri bize veriyor. Bunun için yukarı yön tuşuna basmak yeterli oluyor.
Ayrıca bu sevimli kardeşimiz sayesinde; iplerden kayabiliyor, araştırmalar yapıyor, elektronik objeleri aktif ediyor ve bazı gizemleri çözebiliyoruz. Oyunu deneyimlemek isterseniz, oyun boyunca bir gözünüzün bu robotta olmasını öneririm. Sizin gözünüzden kaçan ayrıntıları gördüğünde sırtımızdan inerek o bölgeye doğru koşturuyor. Böylece sağa sola bakmakla kaybedilen vakti en aza indirebiliyoruz.
Genel itibariyle sürekli yeni mekaniklerle tanıştığımız, bu mekanikleri oyunun dört bir tarafında kullandığımız, sürekli bizlere bir şeyler öğreten bir yapım Star Wars Jedi: Fallen Order. Oyunun sunduğu eğlence, kazanılan yeteneklerle birlikte daha fazla artıyor ve stratejik anlamda karakterimize çeşitlilik kazandırıyor. Dilerseniz biraz da bu yapımın karakter geliştirme ve genel özelleştirme seçeneklerine beraberce bir göz atalım.
Star Wars Jedi: Fallen Order oyununun geliştirme ve özelleştirme seçenekleri neler?
Genel itibariyle bu yapımın çok karmaşık bir karakter geliştirme sisteminin olmadığını söyleyebilirim. Bölümlerde bulduğumuz ender sayıdaki kapsül, can barımızı arttıran toplam tablet sayısını bir arttırıyor. Bazı gizli kodeksleri topladığımızda da can barımızın boyutunu fazlalaştırabiliyoruz. Bununla birlikte karakterin diğer geliştirme özellikleri, yetenek ağacıyla sınırlı tutuluyor. Tabii, oyun ilerledikçe farklı yetenekler de kazanıyoruz ki bu duruma üst kısımlarda değindim.
Yetenek ağacı da öyle karmaşık bir yapıya sahip değil ve genel anlamda üç bölüme ayrılıyor. Bu bölümleri; Jedi gücü, dövüş hareketleri ve sağlık unsurları olarak tanımlayabilirim. Oyunda orijinal adlarıyla; Force, Lightsaber ve Survival olarak geçiyor. Kazandığımız deneyim puanlarıyla, bu kısımdaki yetenekleri dilediğimiz gibi açabiliyoruz. Her birinin oyunu etkilediğini ve stratejik anlamda bize seçenekler sağladığını söyleyebilirim.
Bulduğumuz ses kayıtlarından öldürdüğümüz düşmanlara kadar neredeyse her hamlemizin deneyim barımızı doldurduğunu da sözlerime ekleyerek bu yapımdaki özelleştirme seçeneklerine geçeyim. Açıkçası bu kısmın da öyle çok detaylı olduğunu söyleyemeyeceğim ama ışın kılıcına dair özelleştirme seçenekleri, bu yorumu yapmamı engelliyor. Işın kılıcını bir kenara atarsak, karakterimizin pançosunu, BD-1’ın rengini ve uzay gemimizin dış kaplamasını değiştirebiliyorum.
En kapsamlı özelleştirme seçeneği ise hemen üst satırlarda belirttiğim gibi ışın kılıcımız için karşımıza çıkıyor. Işın kılıcının; lazer rengini, kullanıldığı malzemeyi, kabzasının şeklini, ortasındaki kabartma desenini gibi pek çok noktasını özelleştirme imkanına sahibiz. Bu seçeneklerin oldukça güzel görüntüler sunduğunu söylemekle birlikte, oyun sırasında bu ufak detaylara ne yazık ki çok fark edemiyoruz.
Bu arada, bahsettiğim özelleştirme unsurlarını yol boyunca karşımıza çıkan kutuların içerisinden alıyoruz. Bunların içine BD-1 giriyor ve bize bir ganimet kutusu animasyonuyla yeni görsel unsuru kazandırıyor. Zaman içerisinde, farklı kutuların da içini açabilecek deneyimi sevimli robotumuz kazanıyor. Ayrıca, ışın kılıcı özelleştirmelerini her zaman yapamadığımızı, bunlar için bir tamir masası bulmamızın gerektiğini de söylemeden geçmeyeyim.
Grafikler, sesler ve bazı teknik sorunlar
Oyunun grafikleri kısmında yorum yaparken biraz ortada kaldığımı söylemem gerekir. Bu yapımı, standart bir PlayStation 4 konsolunda denedim. Artık ömrünün son yılını yaşamakta olan bir konsola göre grafikleri rahatsız edici bulmadığımı belirtebilirim. Yalnız öyle çok hayranlık duyulacak bir grafik kalitesiyle de karşılaşmadığımı eklemem gerekir. Bazı noktalarda çok fazla buğulu görüntülerin bulunması da olumsuz etki oluşturdu.
Bununla birlikte, Star Wars Jedi: Fallen Order oyununun bölüm tasarımlarına ve özellikle manzaralarına hayran kaldığımı belirtmeliyim. Neredeyse her gezegende oldukça etkileyici manzaralar bulunuyor. Kısaca, oyunun genel grafiklerinden ziyade fondaki olayları görmek beni daha fazla etkiledi. Tabii ki kötü grafiklerle karşılaştığımı söyleyemem ama standart bir PlayStation 4 konsolunun daha iyilerini verebildiklerini biliyorum.
Bu arada oyunu standart olmayan konsollarda deneyenlerin performansa dair sıkıntılar yaşadığını duydum. PlayStation 4 Pro ve Xbox One X konsolunda, FPS düşüşlerinin sıklıkla yaşandığı belirtiliyor. Şahsen, standart PlayStation 4 konsolunda öyle gözle görülür şekilde bir performans kaybı göremedim. Tamam, 60 FPS değildi ama stabil bir 30 FPS deneyimi aldım. Belki, grafiklerin abartılmaması, oyunun daha tutarlı bir performans sunmasını sağlamıştır.
Karakter animasyonlarını, oyunun içerisinde ve sinematik anlarda beğendiğimi de inceleme yazısında değineyim. Her ne kadar karakterler öyle çok sıcak gelmemesine karşın beni sinir etmediler. Seslendirmeler de gayet başarılıydı. Oyunun seslerini de beğendiğimi söyleyebilirim ki özellikle ışın kılıcının o boğuk savrulma efekti insanı etkilemeye yetiyor bile. Ortam seslerinin de kötü olmadığını söyleyebiliyorum.
Bu arada, oyundaki bazı nesneler kırılabiliyor ama bu kırılmalar öylesine basit oluyor ki bu durum biraz dikkatimi çekti. Bahsettiğim nesneler genelde eski vazolar, çanak, çömlek ama daha değdiğimiz anda şangır şungur dağılması biraz tuhaf olmuş. Bununla birlikte oyunda en çok rahatsız edici kısım, yükleme ekranlarının uzunluğu olarak göze çarpıyor. Souls oyunlarında ölmenin verdiği stres, bu oyunda yeniden yükleme ekranıyla karşılaşma sayesinde adeta veriliyor.
Star Wars Jedi: Fallen Order, satın alınıp, oynanır mı?
İnceleme yazımızın son kısmına ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu kısımda, bu video oyunu satın alınır mı, kimler hemen almalı, kimler indirim dönemi beklemeli gibi yorumlarda bulunacağım. Öncelikle söylemek isterim ki Star Wars Jedi: Fallen Order gayet başarılı bir aksiyon oyunu. Yılın artık sonlarına yaklaştığımız şu günlerde benzer kalitede ve eğlenceli yapıda bir video oyunu bulmak kolay olmayacaktır.
Kimler hemen almalı diye sorarsanız, üst kısımda saydığım ve bu yapımda izlerini gördüğüm oyunları sevenler, bu yapıtı da seveceklerdir. Özellikle, en son çıkan God of War oyununun genel yapısını beğendiyseniz, yarı açık dünyalarda keşfetmeyi ve aksiyon odaklı bir oynanışı benimsiyorsanız bu yapımın tam da size göre olduğunu söyleyebilirim. Oynadıkça, God of War oyunundan pek çok unsurun bu oyunda, farklı bir temayla sunulduğunu göreceksiniz.
Yeni bir Souls oyunu çıktı diyen bu türün hayranlarınaysa, inceleme yazısında söylediğimi tekrar etmek istiyorum: Star Wars Jedi: Fallen Order bir Souls oyunu değil, bir aksiyon oyunudur. Eğer benzer bir yapıyı arıyorsanız, oyunun geneli size yavan gelecektir. Bununla birlikte, benim gibi bu türdeki oyunların bunaltıcı zorluğunu gözünüz kesmiyor fakat oynanış mekaniklerini beğeniyorsanız, Star Wars Jedi: Fallen Order, uzun süredir aradığınız oyun olabilir.
Oldukça oturaklı fakat aynı zamanda eğlenceli bir oynanış sunan bu yapıt, hikaye odaklı bir video oyunu isteyenler için ideal bir adres olacaktır. Harika grafikleri olmamasına karşın Star Wars temasının ve sanat çalışmalarını oyuna gayet iyi bir biçimde yansıtıldığını da söyleyeyim. Birbiriyle bağlantılı bölüm tasarımlarının içerisinde, oldukça heyecanlı dakikaları bu oyunda rahatlıkla bulabilirsiniz.
İncelediğim oyunun geliştiricisi olan Respawn Entertainment tarafından benimsenen, oynadıkça keşfetme ve yeni yetenekler kazanma mantığı bu oyunda da devam ediyor. Eğer, inceleme yazısı boyunca örnek verdiğim yapımların hiç birisini oynamasanız bile bu oyunu edinmenizi öneriyorum. Kaliteli malzemeleri içeriğinde barındıran, oldukça lezzetli bir yemek olarak Star Wars Jedi: Fallen Order oyununu düşünebilirsiniz.