Starcom: Unknown Space, uzay keşfine odaklanan bir macera, aksiyon ve rol yapma oyunu. Wx3 Labs ekibinin hem geliştirip hem de yayımladığı oyun, 14 Aralık 2022 tarihinde, Erken Erişim seviyesinde 2 Eylül 2024 tarihinde de tam sürümü ile oyuncuların karşısına çıktı. Oyunda uzayı keşfedebiliyor, gemiler inşa edebiliyor ve taktiklerle dolu olan bir dünyada savaşabiliyoruz. Oyun, açık dünya evreninde geçiyor ve oyuncular kendi gemilerini inşa ederek açık dünyanın sırlarını ortaya çıkarıyor. Farklı uzaylı grupları ise oyuna korkutucu hava veren bir unsur. Oyunun açık dünya olması, keşfedilmemiş bir yapı sunarak oyuncularına gizem unsurunu veriyor.
Oyun, ilk olarak bizlere nereye gitmemiz gerektiğine dair bir imleç sunuyor. İlk olarak, yön tuşlarıyla uzay mekiğimizi hareket ettiriyor ve nereye gitmemiz gerektiğine karar verebiliyoruz. Anomaliye doğru ilerlediğimizde, oyun bize belirli direktifler vererek neden burada olduğumuz, ne yapmamız gerektiği gibi bilgileri paylaşıyor. Bilinmeyen bu karanlık, uzay boşluğunda ilerlerken, bazı terk edilmiş eşyalara ve varillere rastlayabiliyoruz. Bunlar, uzay boşluğunda savrulan ve bir zamanlar birilerinin sahip olduğu eşyalardan oluşuyor. Bu tür eşyaları faremizin sol tıkını tuşlayarak patlatabiliyoruz.
Uzay boşluğundaki eşyaları temizlediğimizde, mürettebatımızdan biri bize bir bilgilendirme geçiyor, buradan da anlıyoruz ki oyundaki amaçlarımızdan biri de uzaydaki enkazları temizlemek. Bunları temizledikçe uzay daha yaşanabilir bir yer haline geliyor. Yolda gördüğümüz enkazları temizleyerek daha temiz bir evren yaratabiliyoruz. Oyunda işaretlenen yere gittiğimizde, bize acil bir durum olduğunun bilgisi verilerek iyi ki orada olduğumuz söyleniyor. Bize verilen görevden anlıyoruz ki neutrino jeneratörlerini etkinleştirmemiz ve solucan deliğini mürettebata yetecek kadar büyük bir hale getirmemiz gerekiyor.
Bir süre sonra, hayatta kalan kimse olmadığını öğreniyoruz. Bu karanlık evrende, tek başımızayız ve etrafımızda sadece farklı yaratıklar ile uzaylılar var. Bu uzaylılar ile düşmanlık da kurabiliriz, dostluk da. Bunun için oyunda ilerleyerek farklı gruplarla etkileşime geçmemize gerekiyor. Farklı uzaylı gruplarıyla yaptığınız etkileşimler sonucunda onların dost mu yoksa düşman mı olmaları gerektiğini seçebiliyoruz. Bu uzaylı gruplar da yalnızca tek bir diyaloga sahip değil, oyuncunun seçimlerine göre tutum ve davranışlarını değiştiriyorlar. Böylece her adımda oyunun dünyası oyuncunun kararlarına göre şekilleniyor.
230’dan fazla anomali barındıran uyun, bizlere uzun saatler boyunca keşif yapma ve taktiksel bir şekilde savaşma fırsatı sunuyor. Bu anomalileri ise uzayda karşılaşılan tuhaf vakalar ve sıra dışı yapılar olarak tanımlamak mümkün. Her anomali, oyuna farklı bir gizem katıyor ve oyuncunun çözmesi gereken bir bulmaca niteliği taşıyor. Evrenin farklı bölgelerinde “kargo nakliyecileri” bulunuyor. Bu kargo nakliyecilerini inceleyerek patlatmamız gerekiyor. Bunun için ise uzay mekiğimizde bulunan taretimizi kullanıyoruz.
Taretimizle uzay boşluğunun belirli bölgelerini temizledikten sonra, oyun bize başka bir görev veriyor. Bunu da sağ üstteki yön imleçlerinden anlıyoruz ve uzay mekiğimizle farklı yolları aşarak belirlenen bölgeye gitmeye başlıyoruz. C ile otomatik sürüş modunu açıp belirlenen bölgeye gidebiliyoruz. İkinci görevimiz, Maia İstasyonu’na ulaşmak. Ardından ise solucan deliği stabilizerine ulaşıp jeneratörleri aktif etmemiz gerekiyor. Hepsi bir arada olan jeneratörleri aktif ederek bu maceraya devam ediyoruz. Jeneratörler aktif edildiğinde, uzay boşluğunda bir kara delik oluşuyor. Bu kara delikten uzaklaşarak patlayan bölgeye geri dönmeye çabalıyoruz.
Uzayın farklı bölgelerinde ilerlerken, yolumuza çıkan farklı anomalileri de inceleyebiliyor ve birtakım yerleri keşfedebiliyoruz. Bu bir uzay istasyonu da olabilir, uzaylı grubu da… Hatta gezegenleri bile inceleyebiliyoruz. Bu açıdan oyun, uzayın farklı bölgelerine yerleştirilmiş hiçbir dokuyu atlamadan bizlere keşif duygusunu hissettiriyor. Uzayın farklı kısımlarında ilerledikçe birtakım raiderların bize doğru geldiğini görebiliyoruz. Taretimizle bunları yok etmemiz gerek, yoksa onlar bizi parçalayabiliyor. Bu türden farklı işgallerin oyunda bulunması da oyuna yenilik ve heyecan katıyor.
Raiderlar gibi işgalci birlikleri yok ettikçe platin, alüminyum gibi farklı türden bileşimleri topluyoruz. Topladığımız bu bileşimler ile uzay mekiğimizi geliştirebiliyor, farklı tasarımlar yapabiliyor ve gücümüze güç katabiliyoruz. Uzayın farklı bölgelerinde “massive artifect”ler bulunuyor. Bunları Türkçede devasa eser olarak adlandırmak mümkün. Bu devasa eserleri araştırabiliyor ve inceleyebiliyoruz. Bu açıdan oyun oldukça renkli ve farklı unsurlar sunan bir yapıya sahip. Oyunda farklı türlerde devasa eserler bulunabiliyor.
Oyunda farklı görevler mevcut. Bu görevlerin her birinin de gezegenlere göre farklı isimleri var. Örneğin, görevler Gas Giant G1, Terrestrial M1 olarak adlandırılabiliyor. Bu görevlerde gezegeni taramamız gerektiği bilgisi bize veriliyor ve araştırma yapıyoruz. Önemli olan şey anomali bulmak. Anomali bulamadığımızda oradaki işimiz sonra eriyor ve bir diğer göreve doğru uçmaya başlıyoruz. Oyunda anomali buldukça yeni kilitler açılıyor, yeni görevler veriliyor. Bu anomalilerin çeşitli sonları mevcut, her biri farklı kapı açarak birçok açıdan çeşitli sonları beraberinde getiriyor.
Oyundaki gemi günlüğü de bulunan diğer artılar arasında. Farklı karşılaşmalar ve etkileşimler esnasında tutulan gemi günlüğü sayesinde kararlarımızı izlememizi ve geçmişe dönüp incelememizi kolaylaştırıyor. Bu özellik, oyundaki her adımımızı stratejik olarak planlamamıza olanak tanıyor. Starcom: Unknown Space, önceki oyunu olan Starcom: Nexus hayranları için tanıdık mekaniklerle dolu olsa da üzerine yeni şeyler katmayı başarmış bir yapım. Ayrıca önceki oyunun devamı niteliğinde bir yapım da değil.
Bu sayede yeni oyuncular, önceki oyunun hikâyesine aşina olmasalar bile doğrudan Starcom: Unknown Space oyununa dalabiliyor ve eşsiz bir deneyim yaşayabiliyorlar. Zira oyun yeni bir oyunun başlangıcıyla oyuncularına sunuluyor. Oyun, uzay keşfi, derin hikayesi ve taktiksel savaşlarıyla oyuncularına benzersiz bir RPG deneyimi sunuyor. Geniş bir açık dünyada hareket etme özgürlüğü, oyuncuların kendi stratejilerini geliştirmelerine ve farklı kararlar alabilmelerine olanak tanıyor.
Ayrıca oyunun araştırma puanları sistemi, uzun saatler süren deneyimi, detaylı görev yapısı ve hikayesi de oyunun artılarından bazıları. Keşfetme isteği bir hayli had safhada bulunuyor, bu da oyunda uzun saatler geçirmemizi sağlıyor. Ne yazık ki oyunda henüz Türkçe dil desteği yok ve oyunu anlayabilmeniz için iyi bir İngilizce bilgisine sahip olmanız gerekiyor. Oyunun sunduğu geniş ve karmaşık evren, derin hikaye anlatımıyla da birleşince dil bariyeri bir hayli önemli bir unsur haline geliyor. Bu yüzden, oyuncuların görevleri doğru anlayabilmesi ve ilerleyişlerini planlayabilmesi için dilin kavranması gerekiyor.