Daha önce geliştirmiş olduğu GreedFall gibi video oyunları ile ilgi çeken Spiders, birkaç ay önce oyuncuların karşısına Steelrising ile çıktı. Şu sıralar da GreedFall 2: The Dying World üzerinde çalışan bu stüdyo, aslında incelemekte olduğumuz yapıt ile Souls tarzı bir deneyim sunmayı hedeflemişti. Bu oyunun diğer Souls benzeri yapıtlardan en büyük farkı ise alternatif bir zaman diliminde, Paris içerisinde yer alması. Ayrıca oyunun içerisinde bolca robot da var. Bizler de bu robotlardan biri olarak oyuna başlıyoruz ve adımız Aegis oluyor. Amacımız ise Paris’e gitmek ve neden bu şehrin robotlar tarafından istila edildiğini öğrenmek.

Marie Antoinette, bizleri Paris’e gönderiyor ve aslında oldukça benzersiz hissettiren maceramız hemen başlıyor. Steelrising oyununun en büyük avantajı, kendi türündeki diğer yapıtlara kıyasla gerçekten farklı görünmesi ve hissettirmesi. Sadece oyunun atmosferi bile bu farklılığa olumlu izler bırakabiliyor. Keşfetmeye çalıştığımız Paris, aslında bölüm tasarımı açısından direkt olarak FromSoftware şirketinin Souls ve Bloodborne markalarını hatırlatıyor. Yine de işin içine Fransız teması ve alternatif bir zaman dilimi olduğu için yeterince farklılık görebiliyorsunuz; oyun bir kopya gibi durmuyor kesinlikle.

Atmosfer açısından aslında Steelrising, Souls serisinden ziyade Elden Ring ve daha çok Bloodborne ile benzerlik gösterdiğini de söyleyebiliriz. Oyun, o diğer yapıtlar gibi karanlık, yalnızlık hissi mevcut ve melankolik bir dünya var. Bu dünyanın içerisinde savaştığımız robotlar ise ayrıca ön plana çıkıyor. Yalnız, bu cümleyi her robot için söyleyebilmek mümkün değil. Oyundaki hem küçük, hem de büyük düşmanlar gerçekten kreatif tasarımlara ve oynanış mekaniklerine sahip ama bunlar, ne yazık ki çoğunluk değil. Düşmanların çoğunluğu oldukça sıradan, basit ve tatsız bir yapı sunuyor oyunculara.

Aegis ise oyunun genelinde kesinlikle en iyi karakter. Steelrising içerisinde bolca düşman ve dost karakterler mevcut. En iyi ve en benzersiz tasarım ise ana karakterimizde yer alıyor. Kendisinin görünüşünü özelleştirebiliyoruz ama varsayılan hali bile gerçekten oyunun evrenini kusursuz bir şekilde yansıtıyor; içimizde yer alan bir saat bile bulunuyor. Karakterimizin kullandığı silahlar ise birbirinden farklı oynanış stillerini aktif edebiliyor. Yani, mutlaka kendinize ait bir tarz bulabiliyorsunuz farklı silahları deneyimleyerek. Problem şu ki silahların çoğunluğu dengeli değil ve başarı, sadece birkaç belli silah ile geliyor.

Steelrising

Steelrising, tahmin ettiğiniz kadar zor bir video oyunu değil

Doğru silahı kullandığınız zaman Steelrising, Souls benzeri yapıtlar arasında kolay bir noktada kalıyor. Tabii ki karşımızda öyle “Hack & Slash” tarzı bir deneyim yok. Eğer düşmanların neler yaptığına dikkat etmezseniz, hızlı bir şekilde ölebiliyorsunuz ama tam tersinde, dikkatli bir şekilde oynadığınız zaman da oyunda hızlı bir şekilde ilerleyebilmek mümkün. Bu ilerlemenizi yavaşlatacak en büyük şey, silahların dengesiz yapısıdır. Ayrıca bazı silahlar, özel yetenekler ile geliyor ama aynı dengesiz yapı, bu yeteneklerde de bulunuyor. Bazen hiç özel yetenek bulamamanız ise sizi klasik kaçınma hareketleri ile baş başa bırakıyor.

Steelrising oyununun ilgi çekici alanlarından bir tanesi de düşmanların da sizin saldırılarınızı savuşturabilme yeteneğine sahip olması. Yalnız, siz ne yazık ki her zaman savuşturma yapamıyorsunuz; savuşturma da özel bir yetenek olarak geçiyor. Souls tarzı oyunlarda kaçınma ve savuşturma en temelde otururken, bu oyun neden savuşturmayı özel yeteneklerin arkasına saklamış, anlamak gerçekten çok zor. Savaş sırasında ayrıca ateşli silahlar da kullanabiliyorsunuz ama tahmin edebileceğiniz üzere kendileri pek de fazla hasar vermiyor; sadece bazı statü efektleri için kullanabiliyorsunuz kendilerini.

Ateşli silahlar, düşmanları dondurabilir veya yakabilirken, aynı şeyi aslında bazı yakın dövüş silahları da yapabiliyor. Yani, statü efektleri için kendinizi illa ateşli silahlara bağlamak zorunda değilsiniz ama yine de en ideal yol, ateşli silahlar gibi görünüyor; her yakın dövüş silahında bu özellikler yer almıyor. Steelrising içerisindeki karakterimizin ayrıca becerileri de bulunuyor. Bu beceriler, dört farklı alana yerleştirilebiliyor. Beceriler de dayanıklılık ve can gibi şeyler sağlıyor. Oyunda ilerledikçe daha yüksek seviyeli beceriler de bulabiliyorsunuz ama onları kullanabilmek için becerileri yerleştireceğiniz alanın da seviye atlatılması gerekiyor.

Tüm bunların haricinde, Steelrising içerisinde sunulan elementler aslında Souls serisi ile aynı. Yani, Bonfire yerine Vestel bulunuyor. Estus Flask yerine Burette var. Seviye atlatma işlemleri Vestel ile yapılıyor ve burada dinlendiğiniz zaman öldürdüğünüz düşmanlar tekrar canlanıyor filan… Daha önce benzeri bir oyun oynadıysanız, zaten bu oyundaki sistemlerin ve elementlerin çoğunu biliyorsunuz demektir. Burada asıl farklılığı yaratacak şey, oyunun atmosferi ve oynanışa eklenmiş olan birkaç yeni sistem ki onlardan da zaten bahsettim. Ayrıca, türe uzak bir oyuncuysanız da bu oyundan korkmanıza gerek yok. Neden mi?

Steelrising

Asıl farklı asist modu oluşturuyor

Souls tarzı oyunlar zorluğu ile ünlüdür. Bu oyunlar aktif olarak sizi ölümle cezalandırmaya çalışır. Ayrıca bu oyunlarda zorluk ayarı filan da bulunmaz. Steelrising ise bunun tam tersine gidiyor ve oyunculara bir asist modu sunuyor. Bu mod sayesinde size verilen hasarın, sizin verdiğiniz hasarın ve dayanıklılık yenilenmenin değerlerini değiştirebilirsiniz. Yani, kendinizi neredeyse ölümsüz yapıp, tek vuruşla da düşmanları öldürebilir hale sokabilirsiniz kendinizi. Asist modunu kullanmak birkaç başarıyı kapatıyor ama yine de hikayeyi deneyimlemek veya oyunu bir tık daha kolaylaştırmak isteyen oyuncular için kusursuz bir seçenek.

Konu, sunum olduğu zaman ise Steelrising, PlayStation 5 konsolunda çok güzel bir görsellik ile kusursuz bir performansı buluşturuyor. Ben bu oyunu performans modunda, 60 FPS olarak deneyimledim ve hem elde ettiğim görsellik, hem de performansın stabil yapısı oldukça tatmin ediciydi. Yalnız, oyunda bazı rahatsız edici hatalar bulunuyor. Bazen düşmanlar, bölümlerin içinde sıkışıyor, bazen de seslendirmeler hiç çalışmıyor. Ayrıca, bazı saldırı animasyonları da sıkıntılı duruyor. DualSense üzerinden de biraz daha kreatif bir desteğin verilmesini tercih ederdim; böyle bir oyuna çok yakışırdı daha detaylı bir destek.

Sesler ve müzikler de başarılı. Steelrising, Paris içerisinde geçmesine rağmen Fransız aksanı ile İngilizce konuşan karakter sayısı oldukça az. Öncelikle bu benim biraz ilgimi çekti ama bunun haricinde seslendirme performansları gayet kaliteliydi. Müzikler de kesinlikle güzeldi ama öyle akılda kalıcı pek bir parça yok ne yazık ki oyunda. FromSoftware ekibinin oyunları ve hatta bu türdeki diğer oyunlar, müziklere kritik seviyede önem verip, ikonik parçalar oluşturabilirken, bu Nacon ve Spiders ne yazık ki biraz geri kalmış gibi görünüyor. Yine de bu oyunun sunumu genel anlamda gayet başarılıydı.

Souls serisine benzer oyunlar göz önünde bulundurulduğu zaman Steelrising, iki önemli farka sahip. Bunlardan ilki, biraz önce bahsetmiş olduğum asist modu. Diğer fark ise oyunun atmosferi, Fransız yapısı ve bol robotlu düşmanları. Eğer bu söylediklerim ilginizi çektiyse ve kaliteli bir Souls benzeri oyun arıyorsanız, bu yapıtı sizlere önerebilirim. Yalnız, bu bahsettiğim farklılıklar haricinde çok da benzersiz elementler sunulmuyor oyunun içerisinde. Ayrıca oyun öyle çok yüksek bütçeli bir yapıt da değil. Bu yüzden, Paris’e adım atmadan önce beklentilerinizi düşürmenizi öneriyoruz efendim.

Steelrising
Steelrising
Olumlu
Temel oynanış oldukça eğlenceli; sadece biraz eksik hissettiriyor.
Hikaye oldukça ilgi çekici ve bolca akılda kalır karakter mevcut.
Sunulan atmosfer ve düşmanlar, Souls benzeri oyunlara kıyasla farklı.
Zorluğu özelleştirebilmek için asist modu çok iyi düşünülmüş.
Olumsuz
Silahlar ve yetenekler arasında net bir denge yok.
Rahatsız edici bazı hatalar mevcut.
Benzersizlikler sadece birkaç ufak noktada yer alıyor.
7

Etiketler: