Son zamanlarda oynadığım en iyi görsel roman tarzında oyunlardan biri olan Still Joking, hiç beklemediğim kadar sürükleyici bir hikâyeye sahipti. Oyunu ilk gördüğümde içeriğinin bu kadar dolu olduğunu ve bu kadar farklı karakterle etkileşime geçeceğimizi hiç tahmin etmemiştim. Oyun aslında size görsel roman türünde bir oynanış sunarken, interaktif bir biçimde oynamanızı sağlıyor ve öyle ki bu da tüm seçimlerinizden etkilenen bir hikâyeye dönüşüyor. Farklı ve içerisinde güzel bir kurgu da barındıran oyun anlatıma da harika bir şekilde işlenmiş ve ortaya gerçekten sürükleyici, uzun soluklu bir yapım çıkmış.
Oyundan bahsetmek gerekirse, aslında hikayesi oldukça derin, biraz karışık ve başta anlaması birazcık da zor olabiliyor. Still Joking evreninde anladığımız kadarıyla her insanın aynanın diğer tarafında bir yansıması bulunuyor. Öldüğümüz zaman, bu yansımalarla aramızdaki bağlantı kopuyor ve bir nevi aynanın diğer tarafına geçiyoruz. Bilincimiz ve hareketlerimiz oldukça yerinde ancak artık aynanın diğer tarafıyla bir bağlantımız kalmıyor, diğer insanların yansımalarını görüyoruz aslında kendi dünyamızda.
Still Joking, oyuncu olduğunu anladığımız karakterimiz Serena Leslie’nin bir yansıması olan Iris’in yaşadıklarını ele alıyor. Serena Leslie, kulisinde otururken bir adam tarafından öldürülüyor. Sonrasında ise aynadaki yansımamıza geçiyoruz ve işte her şey tam olarak bu noktada başlıyor. Yansıma bize isminin Iris olduğunu ve ünlü bir aktrisin yansıması olduğunu söylüyor. Iris bir süre yansıma olarak yalnız kaldıktan sonra karşısına onu öldüren adamın yansıması geliyor. Bu noktada bizi öldüren adamın da öldüğünü düşünüyoruz çünkü karşımıza geldiğine göre muhtemelen onun da bağlantısı kopmuş diye düşünüyorum ancak olay öyle değil.
Adam bize canımızın yanıp yanmadığını sorarken kendisini öldürürsek ödeşebileceğimizi söylüyor. Iris, neden Serena’yı öldürmek istediğini merak ettiği için adamın teklifini reddediyor. Aynanın diğer tarafında yaşamak için aslında ölmeye gerek yok ve herkesin yansıması orada bulunuyor. Bunu da adamın diğer taraftaki halini ne zaman göreceğini sorduğumuzda berbere gittiği günler karşılaştığını söylediğinde anlıyoruz. Birbirlerine olan bağları öldüklerinde koptuğunda aslında yansımalar da bir birey olabiliyor gibi bir anlam da çıkarabiliyoruz çünkü Iris, Serena ne zaman ayna karşısında duygularını yaşasa bunları yaşamak zorunda kaldığını, artık kendi istediği gibi yaşamak istediğini söylüyor.
Herkesin aynanın diğer tarafında yansıması bulunuyor ve bu mantığı anlamak en başta benim için biraz kafa karıştırıcıydı. En başta öldükten sonra mı o tarafa geçiyoruz, o taraftaki yansımamız mı hayatımıza devam ediyor bunu anlamak güç olsa da git gide kendisini açıklıyor oyun. Yansımaların kendi hayatları hatta yaşadıkları dünyaya ait kendi sistemleri ve kuralları bulunuyor. En büyük farklı özelliklerinden biri ise zihin güçlerini kullanabiliyor olmaları. Peki, nedir bu zihin güçleri?
Zihin güçlerini kullanarak bazı görünmeyen şeyleri görebiliyor, henüz görmediğimiz şeyler hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Özellikle aynanın diğer tarafında bulunan ve gizemli görünen nesneleri bu şekilde inceliyoruz. Aynanın diğer tarafında kalan bize ters görünen yazıları çözümleyebiliyor, biz de aynı şekilde tersten yazabiliyoruz. Diğer tarafla ilişkimizi sadece ayna varsa kurabiliyoruz ancak bunlar oyun boyunca bize fazlasıyla yardımcı oluyor ve hikayeyi daha iyi anlamamızı, yansımaların hayatlarına daha net bir bakış açısı kazanmamızı da sağlıyor.
Tipik bir cinayet gizemi çözme oyunundan farklı olarak Still Joking, bize başta bütün bilgileri zaten veriyor. Oyun boyunca amacımız neyin neden gerçekleştiğini, neden kurbanın biz olduğunu sorgulamak ve ana karakterimiz Iris’in bilinçaltında yaşadığı keşfetme yolcuğuna tanıklık etmemizi sağlıyor. Yer yer esprili ve her şeyi dalgaya vuran bir karakter olarak karşımıza çıksa da Iris içinde çok fazla çatışma da yaşıyor ve oynarken bazen kendinizi onun yerine koymanızı da sağlıyor. Oyun kendisini akıcı bir biçimde bu sayede ilerletiyor.
Her karakterin farklı bir kişiliği, hobileri ve fobileri bulunuyor. Bu karakterlerin gerçek dünyadaki halleriyle de pek uyuşmuyor. Her zaman aynı insanın iki farklı kişiliğini görüyor gibiyiz. Örneğin, oyun başında aktris Serena Leslie’yi öldüren Roy karakteri aynalardan korkuyor. Bu nedenle sadece belli durumlarda kendisini ayna karşısında görerek cinayet hakkında bilgi sahibi olma fırsatı elde edebiliyoruz. Oyunun ilerleyen zamanlarında karşımıza çıkan ve ana karakterimiz Iris’le flört etmeye çalışan Johnny ise, yansımasının hayatıyla çok fazla ilgilenmiyor. Hatta neredeyse umurunda bile değil çünkü kendi hayatıyla ilgilenmeyi daha çok seviyor.
Farklı birçok karakterle iletişim kuracağımız Still Joking, verdiğimiz kararlara göre de oyunun gidişatını değiştiriyor. Bu nedenle tıpkı bu tarz diğer oyunlarda olduğu gibi vereceğimiz kararları dikkatle seçmemiz gerekiyor. Seçimlerinize göre bir aşk üçgenine girebilir, insanları yanlış anlayarak yanlış kararlar verebilir ya da insanların sizi yanlış anlamasına neden olarak çok farklı bir yere çekebiliyorsunuz hikayeyi. Karakterlerin aynı zamanda Iris’le olan iletişiminden ve ilişkisinden ziyade kendi aralarında da birtakım çatışmalar ya da iyi şeyler gerçekleşebiliyor.
Still Joking oyununun çizimleri ve görselliği gerçekten bir görsel roman oyununda olması gerektiği gibi oldukça başarılı. Yansıtılan her iki dünyada da farklı şeyleri hemen anlayabiliyor ya da benzerlikleri çok net bir şekilde fark edebiliyorsunuz. Her sahnede detaylı çalışıldığı ve oyuncuya her iki dünyayı tanıtmada oldukça başarılı olduklarını düşünüyorum. Birden fazla farklı ortama girebilmemiz, her ortamın kendisine has bir müziğinin ve canlılığının olması da görselliğe ayrı bir artı katıyor. Bazı yerlerde diyalog uzun olsa da, çevreyi incelemeniz için de oyun bu noktada size fırsat sunuyor.
Diyalogların uzunluğu oyunun hikayesinin çok kapsamlı olmasından da kaynaklanıyor. Farklı bir bakış açısı sunmak ya da ne düşündüğünüzü ve ne karar vereceğinizi anlamak için oyunda bu diyalogları iyi bir şekilde okumak gerekiyor. Gerçekten herhangi bir noktayı kaçırdığınızda ki bu da oyunun hikayesinin derin olmasından kaynaklanıyor, yanlış anlaşılmak kaçınılmaz oluyor. Böyle bir durumda da ilerleyen diyaloglarda demek istemediğiniz şeyler ya da sonucun öyle olmasını beklemeyeceğiniz sonuçlar karşımıza çıkıyor.
Still Joking, cinayet oyunlarına farklı bir hikaye ve anlatım katarak görsel roman kategorisinde bana kalırsa güzel bir farklılık kattı. Diğer görsel roman oyunlarıyla kıyasla oynama süresinin yaklaşık 10 saati bulması sebebiyle bir oturuşta bitiremeyecek olsanız da birkaç günde bitebilecek gerçekten farklı bir bakış açısı sunacak bir hikaye. Oyun içinde bulunan birkaç bulmacanın da oyuna bir hareketlilik katması aktif olmayı da sağlıyor. Sadece diyalog okuyup geçmeyeceğiniz, seçim yapmayacağınız bir oyun kendisi.