Team Ninja, bugüne kadar oldukça güzel işlere imza atan bir stüdyo olmayı başardı. Nioh, Ninja Gaiden ve Dead or Alive gibi markaların arkasındaki ekip olan Team Ninja, zaman zaman Final Fantasy markası üzerinde de çalışıyordu ve şimdi de o çalışmaların arasına bir yenisi kaos dolu bir şekilde katıldı. Bu yeni oyun ise tabii ki şimdi inceleyeceğimiz olan Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin. Team Ninja tarafından geliştirilen ve Square Enix tarafından piyasaya sürülen bu video oyunu, aksiyon ve rol yapma türlerini içerisinde birleştiriyor. Oyun aynı zamanda Final Fantasy markasının 35. yıl dönümünü de kutlamayı hedefliyor.
Final Fantasy gibi büyük bir markanın 35. yıl dönümünde, seriye ait bir yan oyun yerine daha büyük bir yapıt veya kutlama görmeyi muhtemelen tercih edebilirdiniz ama Square Enix, nedense Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyununu uygun gördü. Aslında uzaktan baktığınız zaman böyle düşünmeniz çok doğal ama aslında bu yapıt, piyasaya sürülen ilk Final Fantasy oyununun orijinal hikayesini daha farklı bir şekilde, alternatif bir evrende anlatıyor. Durum böyle olunca da aslında yıl dönümü kutlamaları için uygun bir yapıt gibi görünebiliyor bu yeni giriş. Tahmin edebileceğiniz gibi oyunda da Chaos ile karşılaşıyoruz.
Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyununun hikayesinde, kendilerini Warriors of Light olarak gören bir grup karakter, kendi dünyalarından bir şekilde çekiliyor ve kendilerini bir anda alternatif bir dünyanın içinde buluyor. Ana karakterimizin adı Jack Garland ve kendisi, Chaos’un sonunu getirmek için büyük bir nefretle kendisini yiyip, bitiriyor. Ana karakterimiz bu macerasında tabii ki yalnız değil ve Ash ve Jed gibi yan karakterler bu noktada karşımıza çıkıyor. Oyundaki asıl düşmanımız ise Chaos’un yerini almış gibi görünen bir şövalye. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi her şey bu kadar basit bir şekilde ilerlemiyor.
Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyununun hikayesi hakkında olumlu bir şeyler söylemek isterdim ama bu ne yazık ki pek mümkün değil. Yaşatılan hikayenin kendisi, bu hikayenin anlatımı, karşımıza çıkan karakterler, düşmanlarımız ve aklınıza gelebilecek hikayeyle alakalı birçok şey ne yazık ki başarısız. Tabii ki Final Fantasy serisinin bir ana oyununda görebileceğiniz kadar yüksek bir kalite beklemek doğru olmaz ama bir yan oyuna göre bile sunulan hikaye ve karakter kalitesi gerçekten çok düşük, hatta zaman zaman üzücü seviyede komik bile olabiliyorlar. Gülsek mi, ağlasak mı bilemiyoruz.
Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin, hikaye tarafında kendisini pek gösteremiyor
Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyununun hikayesi hakkında biraz daha fazla konuşmak istiyorum; bu kötülüğü bilmeniz gerekiyor. Final Fantasy serisi fantastik hikayeleri ile tanınan bir marka ama bu oyundan, öyle bir deneyim beklememeniz lazım. Sinematik sahnelerin hiçbir duygu içermiyor olması, vasat bir şekilde sunuluyor olmaları, sadece tek cümlelik diyaloglar ile oyunun ilerliyor olması ve son olarak da tüm odak noktasının çok yüzeysel duran ana karakterimizde olması, rahatsız edici bir deneyim sunuyor. Ana karakterimize kıyasla diğer hiçbir karakter neredeyse hiç konuşmuyor bile.
Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyununun kendisinde sadece Chaos, Chaos, Chaos ve Chaos var. Ara sahneler, sinematik sahneler, oynanış anlarındaki diyaloglar ve diğer birçok şeyde sadece Chaos ve onu sonlandırma isteğinden bahsediliyor; başka hiçbir şeye yer verilmiyor. Oyunun kendisi ve içerisinde bulunduğunuz evren hakkındaki ilgi çekici detaylar ise “Lore” olarak sunuluyor. Onları da sadece yükleme ekranlarında ve toplanabilir ögelerin açıklamasında görebiliyorsunuz. Bu ögelerden bilgi almadan da oyunun içerisinde tam olarak neler döndüğünü anlayabilmeniz pek mümkün olmuyor efendim.
Tamam, Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyunundaki hikaye pek iç açıcı değil, sıkıcı ve vasat. Yalnız, video oyunlarındaki temel oynanış da hikaye kadar önemlidir. Bu noktada oyunumuz, en azından her şeyi elinize ve yüzüne bulaştırmıyor. Oyun, hikayede kendisini çok aşağıya çekiyor olsa bile temel oynanış sayesinde biraz kalite görebiliyoruz. Durumu özetlemek gerekirse bu yapıtta, aksiyon ve rol yapma mantıkları birleşiyor. Ana karakterimiz, Final Fantasy serisinde yer alan işlerden iki tanesini aktif sınıfı olarak belirleyebiliyor ve hem fiziksel, hem de büyülü saldırıları bu işlerle birlikte aktif olarak kullanabiliyoruz.
Karakterimiz için işler gibi çevreler ve o çevrelerin içindeki düşmanlar da Final Fantasy evreninden geri dönüyor. Özellikle de bu serinin orijinal oyunlarını daha önce oynadıysanız, birçok şey size tanıdık gelecektir, özellikle de bazı düşman tasarımları. Bunlar haricinde, karşınıza çıkabilecek sayısız farklı silah, zırh, diğer ganimetler, birbirinden tatmin edici kombolar, birbirinden farklı ve bazıları tamamen yeni olan işler/karakter sınıfları, kaliteli bir oynanış sunmayı başarabiliyor. Bu arada, her iş de kendisine ait silahlar, yetenekler ve avantajlarla sunuluyor. Oyun boyunca işler arasında serbestçe geçiş yapabiliyorsunuz.
Oyun bir noktada kendisini dibe çekse de bir diğer noktada düzelmeyi başarabiliyor
Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyununun içerisinde 20-30 civarında iş var. Her iş neredeyse tamamen benzersiz fırsatlar sunduğu için oyunun en başında tüm bunlar biraz boğucu gelebilir ama yaşatılan deneyime alıştığınız zaman, özellikle de rol yapma tarzının sıkı fanları, sunulan zenginliği çok sevecektir. İşler arasında özgürce geçiş yapabilmek ve iki farklı işi birleştirebilmek, tahmin edebileceğinizden çok daha yüksek kaliteli bir deneyim ortaya çıkartıyor. Bu sayede, daha önce hiçbir Final Fantasy oyununda görülmemiş karakter sınıflarını ve yapılarını ortaya çıkartabilmeniz mümkün oluyor.
Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin oyununun içeriği ise sıra sıra yapabileceğiniz görevlerden oluşuyor. Bu noktada oyunu, zorluğu tamamen düşürülmüş bir Nioh 2 olarak görebilirsiniz. Yani, bölüm tasarımı hakkında diyorum bunu. Standart düşmanlar kolayca ölse bile bölüm sonu canavarları, yine de strateji gerektiriyor ve kendilerini 1’den fazla kez denemeniz lazım gelebiliyor. Zorluk isteyen ve istemeyen oyunculara göre farklı seçenekler de sunuluyor. Yani, oyunu isterseniz çok zor veya çok kolay bir yapıya da getirebiliyorsunuz. Eğer dilerseniz, oyunun tamamını çok oyunculu olarak da oynayabiliyorsunuz.
Sunum tarafında ise Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin, kendisini bir kere daha aşağıya çekiyor. Düşman tasarımları aslında çok da fena değil; birçok tasarım Final Fantasy markasına aitmiş gibi hissettiriyor ama görsellikteki asıl problem, çevre tasarımlarının inanılmaz tatsız, yaratıcılıktan uzak, ilhamsız olması. Aynı zamanda oyundaki ana karakterler de hiç ana karaktermiş gibi görünmüyor. Görsellik haricinde, oyunu PlayStation 5 konsolunda deneyimledim ve performans tarafında hiçbir sıkıntı ile karşılaşmadım. Sesler ve müzikler ise görsellik gibi ortalama bir seviyedeydi bence.
Durumu özetlemek gerekirse Stranger of Paradise: Final Fantasy Origin, ne yazık ki vasat bir oyun ve bu yüzden kendisini sadece ama sadece indirim dönemlerinde önerebilirim. Yalnız, indirim dönemlerinde bile klasik Final Fantasy oyunlarını seven, bu evrene çok ilgi duyan oyuncuların bu yapıta yönelmesini önerebilirim. Yoksa, aksiyon ve rol yapma türüne ait çok daha güzel oyunlar var, Team Ninja tarafından yapılmış çok daha güzel oyunlar var ve Final Fantasy markasını kat ve kat daha güzel gösteren oyunlar var. İncelemiş olduğum bu oyun, herhangi bir oyuncu için pek eğlenceli bir başlangıç noktası değil.