Tam olarak ne zaman duyurulduğunu hatırlamıyorum ama Stray Gods: The Roleplaying Musical, ilk kez gösterildiği o andan itibaren takip listeme giren bir video oyunu olmayı başarmıştı. Yani; işin içinde rol yapma var, müzikal elementler var, sanat tasarımı güzel görünüyor… Daha ne olsun? Ben her zaman bu tip interaktif deneyimlere ilgi göstermişimdir ama diğer oyun türlerine kıyasla, bu tip yapıtlarda risk oranı biraz daha yüksek oluyor, en azından benim gözümde. Yani, diğer tip oyunlara uzaktan bakıp, ne kadar kaliteli olabileceğini tahmin edebiliyorum ama konu, Stray Gods: The Roleplaying Musical gibi oyunlar olduğu zaman biraz kör kalıyorum.
Coffee Talk Episode 2: Hibiscus & Butterfly, Harmony: The Fall of Reverie ve Kentucky Route Zero: TV Edition gibi farklı yapıtları yakın zamanda tüketmiş biri olarak, bu oyunun beni şaşırtabileceğine inanmıyordum ama Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun farklı yapısı aslında beni şaşırtmayı başardı. Günlük yaşantımda müzikal tipi şeyler tüketen biri değilim pek. Yani, dizi ve film ile pek aram olmadığı için o kategorideki müzikalleri bilmiyorum, video oyunu dünyasında da pek bir müzikal oyun bulunmuyor. Her neyse… Şimdi diğer ürünleri unutalım da bu, benim için 2023 senesinin en iyi oyunlarından biri olmaya çok yaklaşan bu yapıta daha yakından göz atalım.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun dünyasında Yunan tanrılarının bir kısmı hala hayatta ve kendilerine Idol diyorlar. Kendileri, ölümlülerden gizli bir şekilde yaşıyor ama tanrılar da aslında ölüyor. Yani, bedenen sadece… Bir tanrı veya Idol, yerine geçecek bir başka ölümlüyü buluyor, ölüyor ve ruhunda onu Idol yapan şeyi, o ölümlüye aktarıyor. Zaman içerisinde ölen Idol ve yeni Idol olan insanın ruhları birleşiyor ve böyle böyle sonsuza kadar yaşıyor Yunan tanrıları. Bu tanrıların arasında bir de ilham perisi olan Calliope ve bizim kontrol ettiğimiz ölümlü insan olan Grace yer alıyor. İşte bu ikili, akıl almayacak bir şekilde birleşiyor.
Grace, okuldan terk ve müzik grubu kurma çabasında bir kişi. Kendisi ve üç arkadaşı ki bunlardan sadece Freddie önemli, bir salonda deneme yapıyorlar, gruplarına yeni bir kişi arıyorlar. Tabii ki hiçbir şey yolunda gitmiyor ve Grace kendisini salonda yalnız bulunca, bir anda müzikal yapı ile tanışıyoruz. Karakterimiz bir anda şarkısını söylemeye başlıyor ve oyunun kritik anları da zaten bu şarkılar sırasında anlatılıyor. Zaten, müzikalleri biliyorsanız, burada farklı bir şey bulunmuyor. Bilmiyorsanız da şöyle anlatayım: İnsanlar normal diyaloglarla konuşuyor ama bir anda herkes şarkı söylemeye, öyle iletişim kurmaya başlıyor… Eminim daha iyi anlatım bulabilirsiniz ama benimki bu.
Stray Gods: The Roleplaying Musical, unutamayacağınız karakterler tanıtıyor
Stray Gods: The Roleplaying Musical hakkında çok da fazla “spoiler” vermeden hikayeyi devam ettirecek olursam, Grace ile Calliope, ilk şarkı sırasında tanışıyor ve hayatta kayboldukları, artık ne yapacaklarını bilmemeleri konuları üzerinden bağ kuruyorlar. Bu bağ çok da uzun sürmüyor; aynı gece Calliope, ölümcül bir şekilde yaralanıyor, son nefesini bizim karakterimizin yanında verebilmek için eve geliyor ve ölüp, tanrı ruhunu, onu Idol yapan parçasını karakterimize veriyor. Böylece, biz de artık bir Yunan tanrısı oluyoruz, bir Idol, bir ilham perisi oluyoruz… Hem de hayatta kalan son ilham perisi. Daha sonra, bu cinayetin üzerimize kalmaması için 7 günlük bir macera başlıyor.
Stray Gods: The Roleplaying Musical boyunca Athena, Apollo, Persephone, Aphrodite, Hermes, Medusa ve çok daha fazla Yunan tanrısı ile tanışıyoruz. Daha da fazla tanıdık ismi duyuyoruz. Amacımız, hemen yukarıda belirttiğim gibi bu cinayetin üzerimize kalmaması için Calliope isimli tanrıyı öldüren kişiyi bulmak ve masum olduğumuzu kanıtlamak. Eğer bunu yapamazsak, 7 gün sonra yapılacak mahkemede Athena, karakterimizi öldürecek. Aslında, daha birinci günden, ana tanrıların hepsiyle tanıştıktan sonra hikayenin sonu kendisini biraz fazla belli ediyor ama oyun, kendisini oynadıkça kafanızı karıştırmayı başarıyor, o ilk düşüncenize olan inancınız azalıyor.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun hikayesi hakkında olumsuz cümleler kurabilmek imkansız. Yani, anlatılan hikayenin en tepedeki katmanı biraz klişe olsa bile oyun sürekli olarak hikayeyi ilgi çekici bir şekilde size sunuyor ve her zaman merakınız zirvede kalıyor; sadece ana hikaye değil, karakterlerin yan hikayeleri bile dinlemeye değer hissettiriyor. Oyunda toplamda üç perde bulunuyor ve perdeler arasında belli bir mini final filan bulunmuyor. Yani, bir perdeden öbürüne geçerken çok da farklı bir şey hissetmiyorsunuz ama yine de bir şekilde hikaye, giriş-gelişme-sonuç olarak üçe ayrılmış oluyor efendim.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun sadece hikayesi değil, karakterleri ve diyalogları da ayrı bir güzelliğe sahip. Oyundaki her bir karakter akılda kalıcı tasarımlara, kişiliklere ve diyaloglara sahip. Sadece ana karakterler değil, yan karakterler bile şahane bir şekilde benzersiz hissettiriyor. Oyunun diyalogları ise size birçok farklı duyguyu olabildiğince dengeli bir şekilde yaşatıyor. Üst düzey yazılan senaryo ve diyaloglar; mutluluk, hüzün, sevgi, dostluk, kayıp, intikam ve çok daha fazlasını tatmin edici bir şekilde veriyor. Oyun sona erdiği zaman karşılaştığınız tüm karakterleri ve yaşadığınız tüm olayları aklınızdan tekrar ve tekrar geçirmemeniz mümkün değil.
Üç farklı kişilik sayesinde oyuna hoş bir tekrar oynanabilirlik katılıyor
Anladık, Stray Gods: The Roleplaying Musical, kusursuz bir hikaye ve karakterler sunuyor ama bunlar tam olarak sanıl sunuluyor? Aslında, oyunun temeli şu: Olaylar yaşanıyor ve biz de sadece bunları izliyoruz. Arada sırada diyalog seçimi yapmamız gerekiyor ve bazen de sıradaki gideceğimiz yeri seçiyoruz ve nadiren, etraftaki şeylerle özgür bir şekilde etkileşime geçebiliyoruz. Yalnız, bunların hepsi kullanıcı arayüzü üzerinden yapılıyor. Yani, oyunun dünyasında karakterimizi hareket ettirme gibi bir şey yok. Bir müzikal animasyon gibi deneyimlemeniz gerekiyor bu video oyununu. Zaten, diyalog seçimleri de yeteri kadar çeşitlilik katıyor.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun başında üç farklı kişilik özelliğinden birini seçiyoruz ve bu özellik, gelecekteki diyalog seçimlerinde alakalı kişilik özelliğine ait seçenekleri aktif ediyor. Mesela, A kişiliğini seçerseniz, oyun boyunca B ve C kişiliğine ait özel diyalog seçimlerini seçemiyorsunuz. Oyunun sonuna doğru bir kişilik özelliği daha açıyorsunuz ama oyun boyunca A ile devam etmişken, bir anda B kişiliğine bürünmek biraz garip hissettiriyor. Ayrıca, bu diyalog seçimleri de hikayenin gidişatını filan çok derin bir şekilde etkilemiyor. Yani, tabii ki oyunda yaşananlar değişebiliyor ve farklı finaller mevcut ama hikaye şekil değiştirmiyor kişiliğinize göre.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununda kişiliğiniz ile alakalı diyalog seçimleri sadece normal konuşmalar ile sınırlı değil; aynı zamanda müzikal anlarda da söylenen müziği bu kişiliklerle değiştirebiliyorsunuz. Müzik sırasında tüm kişilikler açık oluyor; yani, ilk yaptığınız seçim burada sizi sınırlandırmıyor ama aynı şekilde, şarkıyı tamamen A kişiliğinden ilerletirken, bir anda B veya C seçimi yapmak anlamsız hissettiriyor. Bunu özetle, oyunu üç kere oynayarak, üç farklı deneyim yaşayabilirsiniz gibi düşünebilirsiniz. Yani, her kayıt dosyasında tek bir kişiliğe odaklanacaksınız. Böylece oyunun size sunacağı neredeyse her şeyi görebiliyorsunuz.
Neredeyse her şeyi diyorum; kişilik temelli seçenekler oyunun tamamı değil. Stray Gods: The Roleplaying Musical içerisinde belli karakterlerle romantik bir ilişki de yaşayabiliyorsunuz ki bu da oyunun belli noktalarında bazı gizli müzikal anların kilidini açıyor. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, oyunda toplamda dört farklı kişi var romantik ilişki opsiyonu olarak. Kimseyi seçmeden de yolunuza devam edebiliyorsunuz. Oynanış kısmı açıkçası bana gayet normal, hatta kusursuz geldi. Zaten karşımızda interaktif bir deneyim var; geleneksel bir video oyunu değil bu yapıt. Ayrıca, üç farklı kişiliğin ve diyalogların da oyunda oluşturduğu farklılıklardan çok memnun kaldım.
Stray Gods: The Roleplaying Musical, akıl almaz müziklere ev sahipliği yapıyor
Şimdi, sırada Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun temel taşları olan sesler ve müzikler var. Ben müzik konusunda sıradan bir dinleyici değilim. Tabii ki “casual” şekilde de müzik dinliyorum ama bunun yanında enstrüman çalıyorum, müzik besteliyorum ve hem kritik, hem de analitik bir şekilde de müzik dinliyorum. Detaylar önemli yani. İşte bu cümleleri arkama aldıktan sonra söyleyebilirim ki bu video oyunundaki her bir müzik tek kelimeyle şahane. Size şöyle söyleyeyim, müzikler o kadar etkili ki, performanslar o kadar etkileyici ki oyundaki her bir müziği gözüm dolu bir şekilde dinledim. Bu sadece hüzün değil, genel anlamda ezici bir etkileyicilik var.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyunundaki her müziğin aslında üç farklı versiyonu var, bu versiyonlar tabii ki müzikler sırasında yaptığınız kişilik seçimlerine bağlı. Sadece müzikler değil, oyundaki normal diyalog anlarındaki seslendirmeler de inanılmaz başarılı. Oyundaki her bir karakter inanılmaz performanslara sahip. Hatta birçok ses de bana çok tanıdık gelmişti ki bu seslerin kimlere ait olduğunu ve neden tanıdık olduklarını, emeği geçenler kısmında gördüm. Oyunun baş karakterleri Laura Bailey, Troy Baker, Ashley Johnson ve Mary Elizabeth McGlynn tarafından seslendiriliyor. Ben açıkçası bu oyunun arkasından böyle bir kadronun çıkmasını beklemiyordum.
Bu noktaya kadar kurduğum cümlelerden Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununa 10 üzerinden 10 vereceğimi tahmin etmiş olabilirsiniz ama oyunun ne yazık ki inanılmaz bir problemi bulunuyor, o da ne yazık ki seslendirmelerdeki dengesizlik, “mixing” problemi. Bazen karakterler çok kısık sesle konuşuyor, bazen de bu kısık seslerin yarım saniye ardından adeta karşı apartmana seslerini duyuruyorlar. Bu genellikle normal diyalog anlarında yaşanıyor ama nadiren de olsa müzik anlarında da bu sıkıntıları duyabiliyorsunuz. Bu da ne yazık ki oyunun canını çok yakıyor, kusursuzluğunu elinden alıyor; sesler ve müzikler bu oyunun kalbi…
Stray Gods: The Roleplaying Musical içerisinde dikkatimi çeken bazı diğer sıkıntılar da bazı sahnelerin arasında çok sert geçiş yapılıyor olması. Yani, mesela A ve B karakteri tamamen tek başına zaman geçiriyor ve sahne anında değişiyor ve bir anda C ortaya çıkıyor; kendisi çok absürt bir şekilde giriş yapıyor, biraz garip hissettiriyor. Ayrıca, alt yazıların da altta değil de üstte olması bana biraz dikkat dağıtıcı geldi. Keşke bunu değiştirebilmenin bir ayarı olsaydı. Belki de vardı ama benim gözümden de kaçmış olabilir. Oyunun içerisinde alt yazıların üstte olmasını zorunlu kılacak bir durumla da karşılaşmadım; garipti…
Müzikler gibi görsellikler de bu video oyununda gayet benzersiz hissettiriyor
Stray Gods: The Roleplaying Musical, görselliği ile de etkileyici bir oyun. Karakter tasarımları şahane, çevre detayları oldukça güzel ve oyunda birbirinden güzel mekanlar bulunuyor. Sadece dikkatimi çeken tek bir şey, oyundaki kapıların gerçekten animasyon ile hareket ediyor olması ama geriye kalan her şeyin sahne sahne hareket ediyor olması. Yani, üç boyutlu bir ortamın içerisinde karakterimiz etrafta tamamen yeni çizimlerle yürüyor, kendisini gerçek zamanlı olarak adım atarken filan görmüyoruz ama kapılar ve bazı diğer şeyler tam tersi bir şekilde işliyor. Bu da bana, gözüme garip geldi. Yine de çok rahatsız edici bir şey değildi.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun karakter çizimleri iki boyutlu ve gayet güzel görünüyor ama bu, kendilerine uzaktan baktığınız sürece geçerli. Zaman zaman karakterlerin yüzlerine veya vücutlarına yakınlaştırılıyor kamera ve o zaman adeta pikselleri sayabiliyorsunuz. Yani, uzaktan net görünen görüntü, yakınlaştırıldığı zaman ona göre tekrar ayarlanmadığı için netliğini kaybediyor. Açıkçası, oyunda böyle bir sıkıntı varken, neden “zoom” yapıldığını pek anlamadım; çoğu zaman büyük yakınlaştırmalara gerek bile yoktu; tepkileri çok rahat bir şekilde, uzaktan da göstermeyi biliyordu bu video oyunu.
Stray Gods: The Roleplaying Musical oyununun teknik tarafı hakkında ise yapabileceğim çok bir yorum yok. Bu yapıtı PlayStation 5 konsolumda deneyimledim ve tek bir hata ile bile karşılaşmadım. Oyunun nadir olan gerçek zamanlı animasyonlarından anlıyorsunuz ki yapıt, 60 FPS olarak çalışıyor ama tek bir bölümde, muhtemelen optimize edilmemiş sis efektinden ötürü bu performans düşebiliyor ama zaten sahnelerde animasyon olmadığı için bunu sadece diyalog tekerleğini çevirirken filan fark edebiliyorsunuz. Bunun haricinde, oyunun içerisinde, daha önce söylediğim problemlerin haricinde, başka hiçbir sıkıntı ile karşılaşmadım teknik açıdan.
Stray Gods: The Roleplaying Musical, 2023 yılında oynadığım en etkileyici video oyunlarından biriydi. Müziğe apayrı bir ilgim olduğu için belki de böyle hissediyor olabilirim ama oyunda yapılmaya çalışılan her şey şahane bir şekilde yapılmıştı. Benim gözüme batan ve gerçekten deneyimimi olumsuz etkileyen tek şey ise seslerin “mix” edilememiş olmasıydı. Bunun haricinde; hikaye, karakterler, sesler, müzikler, görsellik ve aklınıza gelebilecek diğer her konu hakkında söyleyebileceğim her şey olumlu. Eğer siz de farklı bir interaktif deneyim arıyorsanız; zaman zaman eğlenceli, etkileyici veya hüzün dolu müzikal anlar yaşamak istiyorsanız, bu oyunu öneriyorum.