Steam üzerinde aslında birbirinden kaliteli hayatta kalma oyunları var. Rust, Raft, Subnautica ve çok daha fazlası oyuncuları çok uzun zamandır eğlendiriyor. Şimdi ise bu oyunların arasına Sunkenland adında bir yenisi ekleniyor. Erken erişim sürecine 26 Ağustos 2023 tarihinde başlamış olan bu hayatta kalma oyunu, Vector3 Studio tarafından geliştirildi ve piyasaya sürüldü. Oyunun temelinde yatan tema ise artı su altında kalmış olan mekanları keşfetmek ve su üstünde kendimize bir üs kurmak. Oyunda keşif yapıyoruz, materyaller topluyoruz, bu materyaller ile hem kendimize bir ev yapıyoruz, hem de kendimizi güçlendiriyoruz. Daha sonra da tüm gücümüzü topluyoruz ve düşmanlara karşı bir savaş veriyoruz. Tabii ticareti de unutmamak lazım.
Sunkenland içerisindeki deneyimimize başlamadan önce kendimize bir dünya oluşturmamız gerekiyor. Yani, oyun Rust gibi sunuculardan oluşmuyor, daha çok Minecraft tarzında oyun kuruluyor. Yine de dünyanıza diğer oyuncuları davet edebiliyorsunuz ve birlikte oyunu oynayabiliyorsunuz. Bu noktada, oyunda karşınıza çıkacak düşmanların da yapay zekadan oluştuğunu belirtmek istiyorum. Yani, yine Rust oyunundaki gibi gerçek oyunculara karşı bir savaş vermiyorsunuz. Dünyayı oluştururken de yapay zekanın zorluğuna, size yapılacak baskınların sıklığına ve benzeri şeylere karar verebiliyorsunuz.
Sunkenland oyununda eğer rastgele doğma noktası ayarını açmazsanız, hep aynı yerde doğuyorsunuz. Yani, bu da bize oyunda tek bir dünya olduğu anlamına geliyor; prosedürel olarak oluşturulan bir dünya yok ama bu bir problem de değil; oyunun dünyası gayet güzel ve çoğu şey su altında kaldığı için bambaşka bir atmosfer sunuluyor oyunculara. Oyuna, elimizde bir balta ile başlıyoruz ve dilerseniz anında su altı keşfine başlayabiliyorsunuz. Bunu yaparken tabii ki işin içine oksijen elementi giriyor. Nefesinizi sonsuza dek tutamadığınız için suyun içinde çok kalamıyorsunuz ama zamanla daha iyi ekipmanlar ürettikçe bu dert ortadan kalkıyor. Oyunun başlarında ise sınırlı bir oksijen kaynağı ile keşfinizi yapmanız gerekiyor.
Sunkenland oyununda keşif yaparken etraftaki ögelerle etkileşime geçiyorsunuz. Mesela, bazı materyalleri baltanız veya diğer ekipmanlarınız ile parçalamanız gerekiyor. Bazı materyallerle ise basit bir şekilde, elinizle etkileşime geçiyorsunuz. Bu noktada oyunun dünyasında iki farklı problem göreceksiniz: Birincisi, su altında kalmış bölümler, görsel açıdan pek o şekilde hissettirmiyor. Yani, sanki karada duran bir binayı şimdi su altına atmışlar gibi duruyor. Bu binanın su altında durdukça yosunlanması gibi detaylar bana eksik geldi. İkinci problem ise oyunda hiçbir şekilde öğretici bölüm bulunmuyor. Bu da eğer ilk defa bir hayatta kalma oyunu oynuyorsanız, sıkıntı çıkartabilir.
Sunkenland ile su altında kalmış şehirlere iniyoruz
Sunkenland oyununun kullanıcı arayüzü oldukça basit. Ekranda canımızı, açlığımızı, susuzluğumuzu filan rahatlıkla görebiliyoruz. Envanter sistemi ise Rust oyununun klasik arayüzüne benziyor. Yani; envanterimiz, hızlıca yapabileceğimiz şeyler ve üstümüze giyebileceğimiz şeyler kolayca görünebiliyor. Oyunda ekipmanlar, zırhlar, materyaller ve çok daha fazlasını yapabiliyoruz ve oyunda ilerledikçe gelişmiş tarifler elde edip, gelişmiş materyallerle çok daha yüksek teknolojili şeyler üretebiliyoruz. Üs inşası için duvarlar veya evlere koyabileceğiniz kutular filan da ayrı bir arayüzde gösteriliyor. Bu noktada da envanter biraz sınırlı hissettiriyor.
Sunkenland oyununda toplanabilecek ve yapılabilecek sayısız şey varken, envanterde belirli ögeleri çok küçük sayılarda tutabiliyoruz. Mesela, Scrap Metal sadece beş tane olacak şekilde üst üste biniyor. Daha sonrakiler envanterde yeni yer kaplıyor. Durum böyle olunca da sadece 1-2 dakika içinde envanterinizi tamamen doldurabiliyorsunuz. Bu da keşif açısından pek iyi bir şey değil. Yani, daha doğru düzgün keşfe başlamadan envanter sorunları çıkıyor. Bunun gibi ufak tefek olan ama oynanış anında çok sinir bozucu olabilecek çok fazla yaşam kalitesi eksikliği bulunuyor. Bu da bana geliştirici ekibin biraz deneyimsiz olduğunu gösteriyor ama gerçekten öyleler mi, bilmiyorum.
Her neyse, Sunkenland oyununda biraz daha fazla zaman geçirip, bolca materyal topladıktan ve evinizi yaptıktan sonra, daha da uzakları keşfedebilmek için kendinize tekne yapabiliyorsunuz. Oyunda şu an iki farklı tekne mevcut; biri pedal çevirerek ilerlediğini tekne, öbüründe de yelken kullanıyorsunuz. Yalnız, bu teknelerde de iki kritik problem var: Birincisi, olduğu yerde dururken sürekli dalga sesi çıkarıyor ve çok sinir bozucu oluyor. İkincisi, sürüklenip, karaya oturduğu zaman onu geri suya itemiyoruz. Bunlar da yine daha önce belirttiğim gibi yaşam kalitesi kategorisi altına giriyor bence ve oyunda bunun gibi sayısız rahatsız edici element var.
Sunkenland oyununda daha sonra işin içine düşmanlar giriyor. Oyun içerisinde şimdilik iki düşman tipi var: Mutantlar ve korsanlar. Mutantlar, rastgele bir şekilde saldırıyor. Korsanlar ise belli aralıklarda üssünüze baskın düzenliyor. Oyunun ana hedeflerinden biri de bu baskınlardan sağ çıkabilmek. Bunun için kendimize zırhlar bulmamız, silahlarla kuşanmamız, üssümüzü tuzaklarla filan korumaya almamız gerekiyor. Kendimize helikopter yapıp, uzak yerlere gidip, dost taraflarla ticaret tapmak, jet ski ile hızlıca hareket etmek ve çok daha fazlası bu oyunun içinde ama yapay zekalarda ne yazık ki pek zeka olmadığı için savaş sıkıcı olabiliyor.
Gayet vasat bir deneyim sunuluyor
Sunkenland oyununun sunum elementleri ise en iyi şekilde söylemek gerekirse basit. Yani, bu oyuna baktığınız zaman görsellik kategorisinde yeni hiçbir şey görmeyeceksiniz. Bugüne kadar oynadığınız diğer tüm hayatta kalma oyunları gibi görünüyor bu yapıtta. Sadece, dev gibi bir dönme dolabı suyun altında, doğru ışıklandırma ile görmek filan etkileyici ama bunlar daha çok manzara tarafına kaçıyor. Oyunun görselliğinde beni etkileyen bir şey bulunmuyor ama aynı zamanda da oyun kesinlikle kötü görünmüyor. Sadece kreatiflikten yoksun ki bu da oyunun farklı teması göz önüne alındığı zaman biraz can yakıyor. Geliştirici ekip, çok daha farklı şeyler yapabilirdi bence.
Sunkenland oyununun teknik tarafı ise daha kötü. Daha önce de belirttiğim gibi oyunda sayısız yaşam kalitesi özelliği problemi var ve bunların üzerine daha da fazla oyun içi hata geliyor. Hatta, şu anda oyunda saatlerce ilerlemenizi silen bir hata bile mevcut. Optimizasyon cephesi de sıkıntılı. Yalnız, oyunun bu yönlerini tam olarak eleştirebilmem de ne kadar mümkün, bilemiyorum. Oyun sonuçta erken erişim sürecine yeni başladı ve bu süreçlerde, özellikle de ilk günlerinde bu kadar hatalı ve problemli yapıtlar görmemiz doğal. Sonuçta karşımızda bitmiş bir proje yok; oyun hala aktif bir şekilde geliştirilme aşamasında. Umuyorum ki sıkıntılar adım adım düzeltilecektir.
Sunkenland, ne yazık ki ses ve müzik tarafında da etkileyici bir şey sunmuyor. Yani, her şeyden önce oyunda müzik adına pek bir şey yok. Varsa da o kadar unutulabilir parçalar var ki hepsi bir kulağımdan girip, öbüründen çıktı. Etkileyici hiçbir şey yoktu. Ses tarafında da oyun gayet vasat. Yani, doğru düzgün bir seslendirme zaten yok. Ses efektleri de bağımsız ve düşük bütçeli bir video oyunundan bekleyebileceğiniz seviyede. Bütçe kesintileri oynanış tarafında yapılınca oyunun çapı küçülüyor ama aynı kesintiler, sunum elementlerine de yansıdığı zaman bence kalite düşüyor. Yani, oynanışa kıyasla çok daha kötü etki bırakıyor bu alanlarda bütçe kesmek.
Durumu özetlemek gerekirse Sunkenland, şimdilik basit ve etkisiz bir hayatta kalma oyunu gibi görünüyor. Yani, bu oyunun rakibi olabilecek birçok farklı kaliteli video oyunu var ve bu yapıt, onların arasında parlamak için yenilikçi olan hiçbir şey yapmıyor. Yani, su altında şehir keşfetmek kesinlikle yeni sayılabilecek bir şey bu tür için ama sonucunda o keşif yeni hissettirmiyor, problem o. Belki gelecekte bu oyun çok daha iyi bir hal alabilir veya belki arkadaşlarla birlikte oyunu oynamak daha eğlencelidir, bilemiyorum. Ben oyunu tek başıma oynadım ve çıkış versiyonunu değerlendiriyorum. Artık tam sürümü çıktığı zaman kendisine bir kere daha bakarım.