Yıllar önce bir arkadaşım, “Portal oyununu bitirdim haydi siz de bitirebiliyorsanız bitirin.” diyerek bizimle iddialaşmıştı. Bu oyunun yalnızca bir yerinde internet üzerinden yardım aldığını, geri kalanının tamamını kendi zekasıyla geçebildiğini söylemişti. Tabii ben durur muyum? Ortada geçilmesi gereken bir rekor vardı. Bir pazar günü, hiçbir noktasını yardım almadan geçerek tek oturuşta Portal oyununu bitirmiştim. Arkadaşımın karşısına geçerek de gururlanmıştım. İncelemesini gerçekleştirdiğim Superliminal isimli yapıtı oynamaya başladığımda da aklıma bu anı geldi ve sizinle paylaşarak inceleme yazıma başlamak istedim.
Her ne kadar Portal oyununu beğendiysem de teknik sebeplerden ötürü bu oyunun ikincisini oynayamadım. Bundan kendi adıma daha vahim olanı ise yalnızca bulmaca odaklı video oyunlarıyla pek sıkı bir ilişki içine girmemem oldu. İçerisinde bulmacalar bulunan oyunları deneyimlemiştim lakin başlayıp da bitirdiğim bu türde oyun vardı. Neyse ki Superliminal oyununun Nintendo Switch sürümü geldi ve tabiri yerindeyse bu hasretim son buldu.
Superliminal ile Portal tadında bir deneyim
İnceleme yazısının başında Portal oyunuyla ilgili bir örnek vermemin sebebi yalnızca her iki yapıtın da bulmaca odaklı olması değildi. Genel yapı itibariyle farklı yolları deneyen iki oyunun pek çok özelliği bana benzer geldi. Örneğin, her iki oyun da yaklaşık 2 saatlik bir sürede bitirilebiliyordu. Aynı zamanda her iki oyun da farklı mekanikler deneyerek bulmaca çözme işlemine yeni bir boyut kazandırıyordu.
İki oyun arasında önemli benzerlikler varsa Portal oyununun başarını Superliminal de yakalamış demek isterdim ama bu başarı kolay yakalanılmıyor. Portal, benim ve genel olarak dünyadaki pek çok kişinin takdirini kazanan bir oyun olmuştu. Temelde birinden girdiğimiz ve diğerinden çıktığımız kapıların olduğu oldukça basit bir yapı kullanılarak hazırlanan bulmacaları çözmek oldukça eğlenceliydi.
Superliminal, oyun konsollarından önce PC için çıkışını gerçekleştirmişti ve ben oynama fırsatı bulamamıştım. Oynayamasam bile bu oyun ilgimi çekmeyi başarmıştı. Nesnelerin bakış açısına göre farklılık göstermesi oldukça ilginç bir mekanikti. Bu mekaniğin bir bulmaca oyununda nasıl uygulanacağını görmek istiyordum ki oyunun Nintendo Switch sürümünü oynamak ve incelemek kısmet oldu.
Okumakta olduğunuz inceleme yazısını okuyan birisi olsaydım tam da yazının bu noktasında yazarın Portal oyunundan aldığı keyfi Superliminal ile alabildiğine dair sorular gelirdi aklıma. Siz değerli okurlarımızı meraklandırmamak adına hızlıca Portal ile aldığım keyfi Superliminal ile alamadığımı söylemek istiyorum. Böyle söyleyince aklınıza kesinlikle incelemekte olduğum oyunun çok kötü bir yapıt olduğu gelmesin. Aksine, gerçek anlamda iyi bir fikir var ortada ama eldeki malzemeler gerektiği gibi kullanılamamış ne yazık ki.
Biraz üst kısımlarda Portal oyununun basit bir mekanikten yola çıktığını söylemiştim. İncelediğim oyunun da genelinde görüş açısından ve algısından faydalanacağını zannediyordum fakat tam manasıyla böyle bir yapı üzerinde durulmadığını gördüm. Portal gibi tek bir mekaniğin farklı unsurlarla geliştirilerek sunulması beni tatmin ederdi. İncelediğim oyundaysa çeşitlilik unsurları devreye sokulmaya çalışılmış ve biraz karışık bir iş ortaya çıkmış durumda.
Ne olurdu tek bir mekanikle devam edilseydi?
İnceleme yazısının bu noktasına kadar karşılaştırma üzerinden gittim. Dilerseniz bundan sonrasında Superliminal oyununun özelinden anlatmayı sürdüreyim. Öncelikle, incelemekte olduğum bu oyunun tanıtımlarından gördüğüm üzere göz yanılgısı mekaniğiyle başladığını söylemek isterim. Beklediğim gibi cisimlerin görüş açımıza göre boyut değişimi konu alınarak bulmacaları çözmeye başlıyoruz. Bununla birlikte hikaye unsurları devreye giriyor ki burada da öyle sıkıntı verecek bir durum bulunmuyor.
Bir deneyin içerisindeyiz ve gözlemleniyoruz. Oyun alanının tamamı dekore edilmiş bir stüdyo olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun genelinde amacımız da bir yolunu bularak kapıdan geçebilmek ve bir sonraki alana geçebilmek oluyor. Toplamda 9 bölümden oluşan Superliminal oyununun her bir bölümünün başında yatağımızdan kalkarak çalar saati kapatıyoruz. Her bir bölümün sonundaysa asansöre ulaşmış oluyoruz.
Buraya kadar bir sıkıntı bulunmuyor ama oyundaki bölümler ilerledikçe kullanılan mekanikler biraz karmaşık hale getiriliyor. Yalnızca göz yanılgısı ve bakış açısı mekaniklerinin ön planda olduğu bir yapıyla karşılaşmak isterdim. Oysa ki Superliminal oyununun ilerleyen aşamalarında farklı mekanikler de devreye giriyor ki bu mekanikler bu oyunun özel durumunu daha sıradan hale getiriyor. Örnek vermek gerekirse; ışık oyunları, karanlıkta yol bulmak, Portal oyununa benzer şekilde kapılardan bir sonraki kapıya geçmek gibi mekaniklerle karşılaşıyoruz.
Çeşitliliğin artmasından dolayı itiraz edilir mi, diye soran okurlarımız olabilir. Şöyle anlatayım, benim itirazım çeşitliliğin artmasından değil, oyunun karmaşık hale getirilmesinden ötürü oluşuyor. Yazının başından beri örnek gösterdiğim Portal oyununda, aynı mekaniğin farklı kullanım alanlarını görüyorduk. Çeşitlilik tek bir mekanik üzerine artıyordu ve fiziksel unsurlar gibi etmenler bu mekaniğin üzerine kurgulanıyordu.
Superliminal oyunundaysa genelinde göz yanılgısı mekaniğini hemen her bölümde görüyoruz fakat bazı yerlerde hiç alakasız mekaniklerle uğraşmak durumunda kalıyoruz. Bundan daha sıkıcı olanıysa her bir alanda farklı bir bulmacanın karşımıza çıkmaması oluyor. Bir bulmacayı geçtikten sonra uzun süre boş koridorlarda yada alanlarda bir çözüm üretmeden ilerlediğim durumlar sıklıkla oldu. Bazı alanlarda ise nasıl geçerim diye düşünürken kapının hemen karşımda olduğunu ve aynı mekanikle bölümü geçebildiğime şahit oldum.
Nintendo Switch konsolunda bu oyun oynanır mı?
Özetlemek gerekirse, bölüm tasarımları ve genel yapısı itibariyle Superliminal oyununun kolay olanı zora çevirdiğini söyleyebilirim. Sıralı bölümler yapılsaydı ve benzer mekanikleri çeşitlendirilerek sunulsaydı beni daha fazla memnun edebilirdi. Her bir bölümde bu mekanikleri işleri karıştırmadan deneseydi yine daha başarılı bir iş çıkacaktı bana göre. Geliştirici ekip, sıradan yapıya hikayeyi monte etmek adına bir yol izlemiş ama iş biraz karmaşık bir hal almış.
Bir de video oyunlarında sıklıkla gördüğümüz hikeyeyi sonlandırma kısmının, incelediğim oyunda biraz fazla uzatıldığını belirtmek istiyorum. Son bölümde, çok isteniyorsa hikaye toparlanıp sonuca varılabilirdi. Bunun yerine Superliminal oyununun hikaye bitişi, oyunun yaklaşık olarak son çeyreğini kaplar vaziyette sunulmuş durumda. Bir bulmaca oyununda böyle uzun bir geçişe de gerek olmadığı görüşündeyim. Oyunun son kısımları, bulmaca olgusundan uzaklaştıkça uzaklaşıyor.
Biraz olumsuz bir biçimde gittiğimin farkındayım. Bunun en büyük nedeni ise eldeki iyi fikrin doğru kullanılamamış olmasıdır. Daha basit bir biçimde, çok daha eğlenceli bir oyun ortaya çıkacakken, kimi yerde çok kolay, kimi yerde çözmesi şansa bırakılmış olan bulmacaları görmek beni bir hayli üzdü. Sıralı bir biçimde, belirli zorluk aralıklarıyla ilerlenebilseydi ortaya çok daha akılda kalıcı bir yapıt çıkacaktı zannımca.
Son kısımda bu durumu anlatmaya devam edeceğimiz söyleyip bu oyunun Nintendo Switch konsolundaki grafiklerinden ve performansından da biraz bahsedeyim. Açıkçası, üç boyutlu bir bulmaca oyununu bir el konsolunda oynamak gayet eğlenceli oluyor. Uzandığım yerden kafa yorduğum bir bulmaca oyunu, PC tarafındaki gibi olmasa da gayet yeterli bir görsel başarı sunuyor. Kısacası, bu oyunun Nintendo Switch konsolundaki grafiklerini yeterli bulduğumu söyleyebilirim.
Sesler konusunda da sınıfını geçebilecek bir notu benden alabilen Superliminal oyununun Nintendo Switch konsolundaki performansı için aynı olumlu cümleleri ne yazık ki kuramıyorum. Oyunu oynadığım süre boyunca pek çok kısımda FPS düşüşlerinin yaşandığını gördüm. Özellikle fiziksel unsurlar arttığında ve oyun alanı genişlediği anlarda bu sıkıntılar çok daha gün yüzüne çıktılar. Oynanışı temelden etkilememesine karşın teknik sorunlar mevcut.
Superliminal, Nintendo Switch konsolunda alınmalı mı?
İyi bir yemek, doğru sunumla birleştiğinde unutulmaz oluyor. Video oyunları için de durum biraz böyle sanırım. İyi bir fikir, doğru bir biçimde sunulursa ortaya akılda kalıcı video oyunları çıkabilir. Superliminal oyunu da oldukça iyi bir fikrin üzerinden hareket ediyor ama doğru sunumu gerçekleştirememiş bir yapıt olamıyor. Oysa, inceleme yazısının üst kısımlarında belirttiğim gibi çok daha basit bir sunumla bu fikirlerin unutulmaz bir hale gelmesi sağlanabilirdi.
Yanlış anlaşılmaması adına bazı yazının bu son bölümünde kısa örneklerle durumu aktarmak istiyorum. Göz yanılgısı mekaniği ve diğer farklı mekanikler oyunun ilerleyen kısımlarında bulunmasına karşın bazı bölümler şans eseri geçilmesi gerekiyor. Uzun süre boyunca öğrendiklerimi uygulamaya çalışırken, karanlıkta bir boşluğun olmasını fark ettiğimde bu duruma bir anlam verememiştim açıkçası.
Belirttiğim gibi bazı bölümler çok kolay, bazıları da rastlantısal olarak geçilince oyunun genelindeki denge unsuru bozuluyor. Bölüm tasarımlarında doğru adımlar da var tabii ki ama bunların yanına üst kısımda söylediğim gibi dengesizlikler dahil olunca oyuncunun hevesi kaçabiliyor. Yine de üç boyutlu bulmaca türünde yapılmış olan ilginç video oyunlarından birisi olarak Superliminal oyununu ilerleyen dönemlerde örnek gösterebilirim.
Nintendo Switch sahipleri bu oyunu almalı mı sorusunun yanıtını doğrudan benim vermem doğru olmaz ama eğer farklı platformlara sahipseniz diğerlerini tercih edebilirsiniz. Yaşanan teknik bazı teknik sorunlar ve performans kayıplarından ötürü, imkanınız varsa bu oyunun Nintendo Switch sürümünde ısrarcı olmamanızı öneririm. Fiyatının da 20 Dolar olması ve yaklaşık olarak 2 saatlik bir oynanış uzunluğuna sahip olması bu oyunu satın almanızın önüne çıkan olumsuz etkenler olarak söylenebilir.
İnceleme yazısının son kısımlarına gelirken, bu yazı boyunca sürekli olarak söylediklerimi tekrarlamak istiyorum. Karşımızda gayet iyi bir fikir bulunuyor ama bu fikir gerektiği dolulukla sunulamıyor. Üç boyutlu bir bulmaca oyununa hasretseniz ve Nintendo Switch ile yolculuk ve tatil gibi durumlarda böyle bir eğlenceyi yaşamak istiyorsanız, Superliminal sizi memnun edebilir. Diğer platformlara sahipseniz de daha uygun fiyatlarla bu kısa bulmaca maratonunu deneyimleyebilirsiniz.
Şans eseri geçiliyor dediğiniz bölümler de mekaniklerin bir parçası, şans eseri geçilmiyorlar. Konuşulanları dinleyip, önceki bölümlerde öğretilenleri kullanıyorsunuz.
İnceleme yazısında belirtmiştim bazılarını. Duvara sırtımızı dayayıp boşluktan geçerek ilerleme gibi durumlar var oyunda. Ayrıca daha bütünleştirici bir yapının olabileceğini düşünüyorum bu oyun için.
Anlıyorum, ben hâlâ sizin gibi düşünmüyorum ama cevabınız için teşekkür ederim.