Hayal kırıklıklarıyla dolu bir tırmanış oyunu olan Surmount: A Mountain Climbing Adventure, aslında arkadaşlarınızla oynadığınızda belki keyifli bir oyun olabilecekken, bir zaman sonra kendini sürekli tekrarlayan bir oyuna dönüşebiliyor. Özellikle bu tarz fizik mekaniklerinin ön planda olduğu oyunlarda, zaten hikâye anlamında çok büyük bir beklentiye giremiyorum hiçbir zaman. Anlatılan şeyin sıradanlığı bir yana, bir ya da iki saat vakit geçirebileceğiniz bir oyuna dönüşüyor.

Oyuna ilk olarak karakter yaratma ekranıyla giriş yapıyoruz. Bu ekran elle yapılmış gibi görünen sevimli figürlerden kendimize bir karakter oluşturuyoruz. Her türlü seçeneği sunan bu kısım aslında diğer oyunlardaki karakter yaratma kısımlarından çok da farklı değil. Sadece elle yapılmış gibi görünüyor olması çok tatlıydı. Daha çok sanki eski tip Nintendo oyunlarından bir kısım gibi hissettiriyordu. İlk ekranımızda karakterimizi düzenleyebileceğimiz birçok öge bulunurken bunlar oyun içinde daha fazla eşyanın kilidini açarak arttırılabiliyor.

Oyuna giriş kısmına gelince de beni bir türlü ana hikâyenin olduğu oyuna başlatmadı. Yeni oyun oluştur dediğimde sürekli beni bekletiyor ve sonrasında oyundan atıyordu. Bunun çözümünü ise bilgisayarın dil ayarlarını İngilizceye çevirerek buldum ve bu şekilde yeni oyun başlatabildim. Bu sıkıntı başka ülkelerde yaşanıyor mu emin değilim ama en azından oyunu Türkçe bir sistem diliyle oynayamadığımızın farkına vardım. Yeni oyun başlattığımda, bir grup öğrenci olduğunu tahmin ettiğim karakterler bir tur otobüsüyle dünyanın en yüksek dağı olan Om Dağı’na götürülüyor. Dağcı olan bu grupta biz, kimsenin başaramadığı şeyi başararak Om Dağı’nın zirvesine ulaşmayı hedefliyoruz.

Om Dağı’nın olduğu yerde ise New Tully adında bir kasaba bulunuyor. Bu kasaba dağın eteklerinde bulunduğu için burada yaşayan halk da buradaki turist yoğunluğuna oldukça fazla önem veriyor ki etrafta dağı görmeye gelen birçok insan bulunuyor. Buradaki insanlar da dağ hakkında oldukça fazla bilgiye sahip ve her tanıştığımız yeni karakter bize farklı bir bilgi veriyor. Dağ hakkında bulunan efsaneler de oldukça fazla ve şaşırtıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor.

Surmount: A Mountain Climbing Adventure

Ana hikâyeyi oynarken karakterimizin zirveye olan yolculuğunda bize de yardımcı olacak birçok insanla tanışıyoruz. Bazıları bize eğitim bölümünde yardımcı olurken bazıları ise tırmanış için gerekli olabilecek bazı araç gereçleri bize sağlıyor. Dağın zirvesine olan yolculuğumuzda da dağcılarla karşılaşacak birçok karakteri görmemiz mümkün oluyor. Oyunda farklı farklı karakterlerin mevcut olması biraz diyalog çeşitliliğini arttırmış olsa da bana kalırsa birazcık da oyunun içini doldurmaya çalışılmıştı. Yer yer anlamsız görevlerin verilmesi tırmanışımızı bana kalırsa oldukça etkiledi. Ben sürekli dağın zirvesine çıkma odaklıydım ve bana sürekli anlamsız görevler veriliyordu.

Bu noktada Surmount: A Mountain Climbing Adventure gerçekten görev çeşitliliğinde ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Oyuncuya ana hikâyeyi odaklanmak ve tırmanış mekaniklerine alıştırmaktansa, bu görevler daha çok oyunun oynanış süresini uzatmaya odaklanmış gibiydi. Görevler daha oyunla bağlantılı bir şekilde olsaydı eğer keyif alabilirdim. Örneğin, belli bir noktaya kadar çıkmışken sırf görevimi tamamlamak için aşağı inmek zorunda kalmak bana kalırsa oyuncu için çok tat kaçırıcı bir durumdu.

Kasabada bulunan bir bilim adamı bize bir telsiz veriyor ve bu telsiz vasıtasıyla bazı karakterlerle iletişim kurabiliyoruz. Bu telsiz oyun boyunca en çok kullanacağımız şeylerden biri haline geliyor çünkü içerisinde birçok mini oyun da bulunuyor. Bu mini oyunlar temelde Tetris gibi oyunların Surmount: A Mountain Climbing Adventure oyununa uyarlanmış versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Mini oyunların gerçekten keyifli olduğunu söyleyebilirim ancak elimizdeki telsizle kasabaya tekrar indiğimizde oyunların çoğu sıfırlanıyordu. Kısacası mini oyunlardan bazılarını yukarıda oynayabiliyorken kasabaya indiğinizde oyunları oynayamıyordunuz.

Surmount: A Mountain Climbing Adventure, bu tarz sıkıntıları içinde aslında oyundan soğutmayı bir kenara bırakın, oynama hevesinizi gerçekten kırıyor. Mini oyunların oyun içerisinde var olması oldukça güzel olabilecek bir eklentiyken, yer yer bunların kilitlenmesi oyunda bir sorun varmış hissini veriyor. Sadece tırmanış odaklı bir oyun olsaydı bence oyun tam olarak amacını karşılayabilirdi. İlan panosundan görev almak gibi yan görevlerin de oyuna katılması biraz işleri karışık bir hale getiriyor. Kısacası oyundan kendi oynanışından bir anda çok uzaklaşıyor ve alakasız görevler arasında kendimizi buluyoruz.

Surmount: A Mountain Climbing Adventure

Her şeyden önce Surmount: A Mountain Climbing Adventure yapıtının oynanışı, bir oyun kolu olmadan gerçekten çok zor. Om Dağı’nın farklı farklı seviyelerinin bulunduğu dört adet bölüme ayrılması, her bölümde farklı bir tırmanış mekaniğini öğrenmenize olanak sağlıyor. Her seviyenin sonunda da başka dağcıların kurduğu kampları ziyaret edebiliyorsunuz. Bu kamplarda dinlenebiliyor ve bir sonraki seviye için bir nevi enerjinizi toplayabiliyorsunuz. Bazen alışveriş de yaparak kendinize sağlık paketi gibi şeyler satın alarak yolculuğunuza devam ediyorsunuz.

Surmount: A Mountain Climbing Adventure oyununda her tırmanmada elbette ki gücünüz düşünüyor, eğer kafanızın üstündeki bar da sıfırlanırsa düşüyorsunuz. Bu yüzden sağlık paketlerinin yanınızda olması işinize oldukça yarıyor. Arada bir karşınıza çıkacak can simgeleriyle bunu arttırmak mümkün ama oyunun mekaniği zor olduğundan sürekli düşmekten de kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Farenin sağ ve sol tuşlarıyla sürekli bir denge sağlamaya çalışırken yüksek yerlere de zıplamak epey zor.

Surmount: A Mountain Climbing Adventure oyununun tırmanış mekaniklerine alışmanın zorluğu bir yana, ilerlemek için motivasyon kaynağınız pek de bulunmuyor. Maalesef ki oyunda belki de en keyif alacağınız şeylerden birisi dağın gizemlerini çözmek olabilir ancak o zamana kadar geçen süre ve yaptığınız bir dizi yan görev sizi biraz sıkabiliyor. Ana hikâye sizi çok da sarmazsa benim gibi, günlük mücadele modunu da oynayarak vakit geçirebilirsiniz. Bu mücadele de farklı seviyeler arasında yine dağın zirvesine tırmanmaya çalışıyorsunuz ve bir bakıma kendinizi test ediyorsunuz. Bunun yanı sıra bana oyun bilgisayar için çok da oynanabilecek bir oyun gibi gelmedi.

Özellikle belli noktalarda halata bağlıyken düştüğünüzde, karakter bir taşın arkasında takılı kalabiliyor ve bu da ilerlemenizi kaybetmenize neden olacak bir hataya sebep oluyor. Seviyeyi baştan başlatmak zorunda kalıyorsunuz. Bu gibi hatalar olduğu zaman da yine oyun için yaşadığınız hayal kırıklıkları devam ediyor maalesef. Hiçbir şekilde sarmayan ve mekanikleri oldukça zor bir oynanışın içinde kendinizi buluyorsunuz. Günün sonunda Surmount: A Mountain Climbing Adventure, bana göre vaat ettiği şeyleri gerçekleştiremeyen ve yalnızca hayal kırıklıklarıyla dolu bir oyun haline geldi.

Surmount: A Mountain Climbing Adventure
Olumlu
Arkadaşlarla oynamak için keyifli olabilir.
Fizik mekanikleri başarılı.
Olumsuz
Kendisini çok tekrar ediyor ve yapacak şeyler çok kısıtlı.
Yer yer optimizasyon sıkıntısı mevcut.
Oyunu açmadan önce bilgisayarınızın dilini İngilizce yapmanız gerekiyor.
Halat mekaniği çok sıkıntılı ve karakter sürekli takılıyor.
Yan görevler oyuna göre oldukça sıkıcı.
3