Survival: Fountain of Youth gibi bir hayatta kalma oyunu konsepti kesinlikle yeni değil ama bu kadar çok seçenek olmasına rağmen, gerçek bir Robinson Crusoe ya da Castaway olmamı sağlayan oyunu sürekli arıyorum. Bu video oyunu ise bu ıssız ada yaklaşımını tarihi olaylara eğlenceli bir yorum getirerek başarıyor. Efsanevi gençlik pınarı, pek çok hikâye, dizi ve film için tema olarak kullanıldı ama bunu bir hayatta kalma oyunu deneyimine bağlamak hiç aklıma gelmezdi. Odinsoft, bunu mükemmel bir şekilde bir araya getirerek 16. yüzyılda yaşamış bir denizcinin ve Ponce de Leon’un mürettebatının yerine geçmenizi sağlıyor.
Kötü bir fırtına nedeniyle tekne battıktan sonra Karayip Adaları’nda yapayalnız kalıyorsunuz ama gençlik pınarı arayışı henüz bitmedi. Bu adalarda Ponce de Leon’un ve onun hazineyi bulma konusundaki sonsuz tutkusunun tonlarca izi var. Aynı zamanda, bir zamanlar adada yaşayan eski bir uygarlığı da ortaya çıkaracaksınız. Adaların çevresinde çok sayıda antik kalıntı, bulmaca ve tarihi notla karşılaşıyorsunuz. Her biri gençlik pınarı ve kayıp mürettebat arkadaşlarınızın nerede olduğu hakkında bir ipucu içeriyor. Hayatta kalmak bu deneyimin merkezinde yer alıyor. Bununla birlikte, tarihi olaylardaki bükülme (biraz süslenmiş olsa da) oyunu bundan çok daha fazlası haline getiriyor.
Eğer bir tarih hayranıysanız, tüm küçük detayları takdir edeceksiniz bence. Ponce de Leon’un hediye ettiği dürbünün üzerinde Kolomb’un bir notu var. Ayrıca, Ponce de Leon’un dönüm noktasının izini sürdüğüne dair birçok not ve harita mevcut. Gençlik pınarını kendiniz için bulma olasılığının heyecanı, keşfi daha da heyecanlı hale getiriyor. Ana hikaye, oyunun istikrarlı bir şekilde ilerlemesine yardımcı oluyor. Size uğruna çalışmanız gereken hedefler veriyor ama sadece bunları tamamlamakla sınırlı değilsiniz. Adalarda karşılaştığınız gizemli eserlerden pek çok başka yan görev seçeceksiniz. Bunlarla bir süre oyalanacaksınız.
Haritayı rastgele keşfetmek beni bir İspanyol askerinin kalıntılarını ve bir hazine haritasını ortaya çıkarmaya yöneltti. Ana görevlerle ilgili değildi ama deneyime bir başka heyecan verici katkıydı. Haritanın etrafındaki tüm yan görevler ve sırlar, oyuna anında uzatılmış oyun süresi ve tekrar oynanabilirlik kazandırıyor. Acele edip, ana hikayenin tamamını deneyimlemek isteseniz bile, geri dönüp haritanın diğer alanlarını keşfedecek kadar meraklı olacaksınız. Profil yuvaları ile birden fazla kere oyunu oynayabilirsiniz. Bu, çeşitli noktalarda bir üs inşa etmenize, daha fazla silah denemenize ve her seferinde farklı maceralar yaşamanıza olanak tanıyor.
Survival: Fountain of Youth oyununun ana unsuru hayatta kalmaktır ve oyunda bu hafife alınacak bir şey değil. Normal zorlukta bile hayatta kalmak için bazı aşırı zorluklarla karşılaşıyorsunuz. Sadece sizi parçalayıp, yemek isteyen ölümcül hayvanlar değil, aynı zamanda beslenmeniz ve susuz kalmamanız da gerekiyor. Bunun da ötesinde, hava koşullarına dikkat etmeniz ve hastalıkları önlemeniz gerekecek. Oyun, hayatta kalma ile ilgili tüm gerçekçi durumlara odaklanıyor, bu da keşfetmenin çok daha zorlu hale geldiği anlamına geliyor. Uygun teçhizat ve eşyalar olmadan etrafta dolaşmak güvenli değil ve hayatta kalmanız zorlaşıyor.
Dikkatli olmazsanız, tüm sağlığınızı kaybedersiniz ve sonunda bayılırsınız. Bayılmak çoğu oyunda ölümle eşdeğerdir ama sizi en yakın kampınıza geri döndürür. Yalnızca, daha önce sahip olduğunuzdan daha düşük maksimum sağlığa sahip olacaksınız. Ayrıca bayıldığınız noktada kaybettiğiniz tüm teçhizatınızı bulmanız gerekecek. Bu, ölüme yakın deneyim olarak sayılır. Maksimum sağlığınızı tekrar artırmanın tek yolu yaşam suyu içmektir ama bunu içmeden arka arkaya yeterince bayılırsanız, kalıcı ölüm yaşarsınız. Oyunu tamamen yeniden başlatmanız gerekecektir. Bu zorluklara rağmen yapıt, size ilerlemeniz ve gelişmeniz için gereken her şeyi sunuyor.
Survival: Fountain of Youth içerisindeki kaderinizi belirlemek ve zamanınızı nasıl geçireceğiniz konusunda akıllıca seçimler yapmak size kalmış. Belirli bir alanla sınırlı olmadığınız için haritanın herhangi bir yerinde dolaşabilir, malzeme ve eşya toplayabilirsiniz. Silahlar, aletler ve giysiler gibi dünyadaki her eşyadan bir şeyler üretebilirsiniz. Buna karşılık; yiyecekle beslenebilir, ateşle ısınabilir ve kıyafetlerle korunabilirsiniz. Sürekli hastalıklar ve hayvan saldırıları beni ne kadar hayal kırıklığına uğratsa da bu gerçekten sadece benim hatamdı. Zamanımı daha akıllıca harcayabilir, daha iyi hayatta kalmama yardımcı olacak eşyalar üretebilirdim.
Survival: Fountain of Youth içerisinde başarının anahtarı zaman ayırmak. Bunun farkına vardığımda, deneyimin daha da keyifli hale geldiğini gördüm. Eşya üretmenin yanı sıra, hayatta kalma becerilerinizi de artırabilirsiniz. Bu beceriler açlık ve susuzluğunuzun daha yavaş azalmasını sağlıyor, hayvanları ve eşyaları takip etmede daha iyi olmanızı ve uyurken daha fazla enerji kazanmanızı sağlıyor. Genel olarak, sizi daha dayanıklı ve daha güçlü hale getiriyor. Hayatta kalma becerilerinizi artırmak için hayatta kalma puanlarınızı kullanıyorsunuz. Bunları haritanın etrafındaki sırları ve antik kronikleri ortaya çıkararak kazanıyorsunuz.
Anlatmış olduğum yukarıdaki durum, her şeyi keşfetmek için zaman ayırmanız gerektiği anlamına geliyor. Kronikleri bulmanın ve onlara ulaşmanın hızlı bir yolu yok, bu yüzden sabır çok önemli. Nihayetinde oyunun hayatta kalma yönlerini tarihle el ele getiriyor. Hastalıklardan kaçınmak ve açlık ve susuzluğunuzu yüksek tutmak için elementlerle savaşmak, bu deneyimde hayatta kalmanın sadece bir şekli. Bununla birlikte, işin içinde biraz savaş olmadan bir hayatta kalma oyunu olarak kabul edilemez. Sinsi küçük akreplerden, aç köpekbalıklarına kadar döndüğünüz her yerde tehlikeli hayvanlar var. Çevreye karışan yılanlar tarafından ne kadar sık korkutulduğumu bilmiyorum…
Bu hayvanlara karşı kendinizi savunmanız sadece hayatta kalmanız için değil, aynı zamanda onların malzemelerini toplamak için de çok önemli. Kendinizi savunmak için birçok silah seçeneğiniz var ama bunları yapmak size kalmış. Büyük olasılıkla basit bir mızrakla başlayacaksınız ama daha sonra koleksiyonunuzu kılıçlara, yaylara ve hatta sonunda bazı silahlara kadar genişletebilirsiniz. Bu bariz silah seçeneklerinin yanı sıra, balta ve kesici gibi bazı aletleri de silah olarak kullanabilirsiniz. Bu, diğer silah seçeneklerini nasıl yapacağınızı henüz bilmiyorsanız veya bir şey beklenmedik bir şekilde size gizlice yaklaşırsa kullanışlı olur.
Bunları yapmak için hangi malzemelerin kullanıldığına bağlı olarak, silah daha güçlü olacaktır. Fırlatabilir, ateş edebilir veya bıçaklayabilirsiniz ama yine de saldırılarınızı ne kadar iyi zamanladığınıza ve hedeflediğinize bağlı olacaktır. Saldırıların kendisi benim için biraz inişli çıkışlı oluyor. Her hayvan biraz farklı saldırıyor; kuşlar yukarıdan üzerinize çullanıyor ve yaban domuzları size direkt saldırıyor. Belki de en sinir bozucu olanı, size tepki verme şansı bile tanımadan üzerinize atlayabilen akrep. Bir düşmandan hasar almaktan kaçınmanın tek yolu, doğru zamanlamayla blok yapmak. Bir hayvan size vurmak üzereyken kırmızı renk parladığında, engelleme düğmesine basıp, manevra yaparak yoldan çekilmeniz gerekiyor.
Bu, iyi bir fikir ama göründüğünden çok daha karmaşık. Bunun başlıca nedeni, bloğun her yaratık için kısa bir animasyonu tetiklemesi. Birden fazla yaratık varsa, arka arkaya iki kez kaçmak neredeyse imkansız. Engellemenin biraz beceriksiz olmasının yanı sıra, hayvanlara yakından vurmayı da zorlaştırıyor. Blokladığınız hayvanların çoğu animasyonla arkanıza itiliyor. Onlar kaçmadan önce vurmaya çalışmak için kameranızı olabildiğince hızlı çevirmeniz gerekiyor. Kuşlar gibi bazı hayvanlarda bu bir sıkıntıya dönüşüyor, özellikle de onlara vurmak için tek anınız size doğru çullandıkları zaman olduğu için…
Yakın savaş anları rahat bir strateji olmadığından, hızlı bir şekilde menzilli savaşa adapte oldum ve bunun anında daha etkili olduğu ortaya çıktı. Çömelme/gizlenme hareketinizle birlikte, uzaktan ateş etmek veya fırlatmak bir hayvanı alt etmenin en iyi yolu gibi görünüyor. Bu şekilde, hiç bitmeyen bir engelleme döngüsünde sıkışıp kalmazsınız. Bir saldırıdan kaçmanız gerekiyorsa, onları itebilir, sonra dönüp vurabilirsiniz. Silah fırlatmak ve ateş etmek eğlenceli ama silahınızı kaybetme şansınız daha yüksek. Bu çok sık oluyor; özellikle de mızraklar. Bu yüzden yedek bir silah taşımak her zaman iyi.
Bina inşa etmek neredeyse her hayatta kalma oyununun en sevdiğim kısımlarından biridir ve kesinlikle Survival: Fountain of Youth yapıtının da en sevdiğim kısımlarından biriydi. Valheim tarzındaki bir bina yapımı sistemine çok benziyor kendisi. Önceden nasıl görüneceğini görselleştirmek için öğelerin ana hatlarını yerleştirebilirsiniz. Ardından, inşa sürecini başlatmak için onunla etkileşime geçiyorsunuz. Bu şekilde, bir şeyin görünümünü beğenmezseniz, ondan kurtulabilir ve herhangi bir malzeme kullanmadan değiştirebilirsiniz.
Farklı duvar, çatı, zemin ve dekorasyon çeşitleriyle aralarından seçim yapabileceğiniz makul miktarda bina seçeneği var. Temel yapı parçalarının hemen hemen sadece ahşap ve halat gerektirmesini takdir ediyorum. Yükseltilmiş versiyonlarda ise bulunması daha zor malzemeler var. Bu şekilde, isterseniz hemen inşa etmeye başlayabilirsiniz. Yapılar ve dekorasyonların yanı sıra fırın, marangoz tezgahı ve yağmur toplayıcı gibi inşa edebileceğiniz makineleriniz de var. Bunlar, etrafınızdaki malzemelerle inşa etmeniz gereken üssünüzde bulunması gereken temel şeyler.
Üssünüzün her parçası bir amaca hizmet ediyor; sizi hayvanlardan ve hava koşullarından korur, eşyaların işlenmesini ve depolanmasını sağlar ve hatta daha rahat uyumanızı sağlar. Yine de bina öğeleri açısından büyümek için bolca alan var. Sadece ahşap yerine duvarlar ve zeminler için farklı stiller gibi daha fazla seçenek görmek isterdim ama ıssız bir adada mahsur kaldığınız düşünüldüğünde, bu seçenek eksikliğinin arkasındaki gerçekçiliği de görüyorum. İnşa etmekle ve hemen hemen her eylemle ilgili en büyük sıkıntım zaman tüketimiydi.
İster bir ağaçtan hindistan cevizi topluyor olun, ister kampınız için bir yapı inşa ediyor olun, her eylem gününüzden zaman çalıyor. Bu gerçekçi bir konsept olsa da özellikle bir üs inşa etmeye çalışırken sinir bozucu olabiliyor. Üssünüzün bir katı veya temeli sekiz ila on saat sürebilir. Malzeme toplamanın da zaman aldığını düşünürsek, gününüzün daha da fazlasını harcayabilirsiniz. Hava karardığında çalışmaya devam etmek neredeyse imkansız. Etrafınızda yeterince ışık yoksa, uyumak ve sürece ertesi gün devam etmek zorunda kalacaksınız. Zaman yönetimini stratejik hale getirmesini takdir ediyorum ama zaman konusunda daha fazla hareket alanı olsaydı daha keyifli olurdu.
Bir gün içinde avlanmak, keşfetmek, inşa etmek ve diğer her şeyi yapmak istiyorum. Bu da beni Survival: Fountain of Youth yapıtının her eylem için işlem süreleri olmadan normal bir gündüz ve gece programında olması gerektiğine inandırıyor. Çoğu hayatta kalma oyunu, siz keşfedene kadar haritayı gizleyerek haritayı olduğundan daha büyük gösterme konusunda harika bir iş çıkarıyor. Survival: Fountain of Youth da bu taktiği biraz kullanarak size haritayı göstermeye çalışsa da boyut olarak hiç de hayal kırıklığı yaratmıyor. Beş farklı bölge ve bu bölgelere yayılmış on bir ada var ve bunların hepsi makul büyüklükte.
Ayrıca, hepsi de yeni bir zorluk sunuyor: Rüzgarlı dağlar, böcek istilasına uğramış bataklıklar ve kavurucu sıcaklar. Her birinde yeni kaynakların yanı sıra yeni tehditler ve hayvanlar bulacaksınız. Keşfedilecek çok sayıda başka ada ve bölge olmasının yanı sıra, her adanın keşfedilecek sırları ve manzaraları var. Kömür kullanarak ve yeterince yükseğe çıkarak bulunduğunuz bölgenin haritasını çıkarmanız gerekecek. Haritalamaya başladığınızda, malzemeler ve yer işaretleri haritanızda görünür, böylece onları daha kolay bulabilirsiniz. Bununla birlikte, oraya yürümek hala bir buçuk meydan okumadır. Aynı zamanda oyunun en sinir bozucu kısımlarından biri.
Survival: Fountain of Youth içerisinde hareket sistemleri oldukça gerçekçi. Vücudunuz gerçekten ağır hissediyor. Zıplamak sizi yerden çok yükseğe kaldırmıyor ve bir dağın yamacında düz yürüyemiyorsunuz. Evet, tüm bunlar mantıklı ama keşif yapmayı daha da karmaşık hale getiriyor ve eğlenceli olacak bir elementten o eğlenceyi alıyor. Özellikle de yaklaşan hayvanlardan kaçmanız, dikenli bitkileri atlatmanız ve düşüp ölmeden bir dağın yamacındaki harabeye tırmanmanız gerektiğinde… Uzun vadede bu gerçeklik biraz boğucu ve can sıkıcı olabiliyor.
Diğer adalara ulaşmak da kolay bir iş değil. Etrafınız okyanusla çevrili, bu da sizi bu dalgaların üzerinden diğer bölgelere ve adalara taşıyabilecek bir gemiye ihtiyacınız olacağı anlamına geliyor. Bir tekne inşa etmek ve onu korumak, bu oyunda daha da büyük hissettiren heyecan verici bir özellik. İstediğiniz zaman bir adadan denize açılarak uzaklaşabilirsiniz. Basit bir sal ile başlayacaksınız ama sonunda bütün bir gemiye sahip olabilirsiniz. Bir rıhtım inşa ederek teknenizi bağlı tutabilir veya hatta işleri kolaylaştırmak için diğer rıhtımlarınıza hızlı seyahat edebilirsiniz.
Bir bölgede birden fazla ada olabilir, bu da aralarında ileri geri yelken açmanıza olanak tanır ama bölgeler arasında seyahat etmek biraz daha farklıdır. Bu bir keşif gezisi gerektirir ve işte bu noktada sabır kesinlikle devreye girer. İlk adada yeterince ilerleyene kadar başka bir bölgeye yelken açamazsınız. Bu, eski harita parçalarını bulmak, geçmiş mürettebat üyelerinizden ipuçları bulmak veya yeni bir tekne yükseltmesi keşfetmekten oluşur.
Seferler hemen hemen hızlı seyahat özelliğidir ama gününüzden zaman alır ve teknenizin dayanıklılığını etkiler. Yeterince sağlam bir tekneniz, elinizde bazı tamir takımları ve yeni konuma vardığınızda kullanabileceğiniz malzemeler olduğundan emin olmak isteyeceksiniz. Bu nedenle bu deneyimde zaman ayırmak bir zorunluluktur. Ayrıca, potansiyel olarak daha tehlikeli bir ortama geçmeden önce mevcut çevrenizi daha fazla keşfetmenizi sağlar.
Genel olarak Survival: Fountain of Youth, beni tamamen içine çeken bir hayatta kalma oyunu. Yeni malzemeler bulmak, bir üs inşa etmek veya sadece manzaraları keşfetmek için saatler harcayabilirim. Hayatta kalma yönlerinin yanı sıra, tarihi hikaye ilgimi çekti ve daha önce merak bile etmediğim gerçek olaylar hakkında daha fazla bilgi edinmek için beni meraklandırdı. Hareket ve savaş gibi küçük detayların cilalanması gerekiyordu. Bunların yanı sıra, oynamaktan tamamen keyif aldım ve hayatta kalma oyunu meraklılarına tavsiye ederim.