Teardown, 29 Ekim 2020 tarihinde erken erişim sürecine başlamıştı ve oyunculara hem bol eğlenceli, hem de yıkım dolu bir deneyim sunmuştu. Oyundaki amacımız, farklı bölümleri ziyaret edip, o bölümlerden farklı şeyleri bir hırsız gibi çalmaktı. Yalnız, hırsızlığı yaparken, ihtimallerin sınırı yoktu. Oyunun dünyasının tamamı yıkılabilir olduğu için ve aynı zamanda da gerçekçi fiziklere dayandığı için oyuncular, tamamen özgür bir şekilde hareket edip, sonuca ulaşabiliyordu. Bu formül çok beğenildi, oyun da başarılı bir şekilde erken erişim sürecindeki hayatını sürdürdü. Şimdi ise tam çıkış gerçekleştirildi.
Teardown, 1.0 sürümüne 21 Nisan 2022 tarihinde, 18 aylık aktif bir destek sürecinden sonra geçti. Bu uzun zaman boyunca düzenli güncellemeler ile oyunu aktif tutmayı başaran Tuxedo Labs, oyunculardan gelen geri bildirimler ile oyunun ilerlemeli tek oyunculu modunu genişletti, yıkımı zenginleştirmek için oyunculara yeni aletler sundu, tamamen yeni bölümleri oynanabilir kıldı, performans iyileştirildi, mod desteği eklendi, görsel detaylar fazlalaştırıldı ve her haritaya keşfedilmesi için gizemler yerleştirildi. Böylece bahsi geçen bu eğlenceli video oyunu, nihai noktasına ulaşmış oldu ama maceramız henüz bitmedi.
Tuxedo Labs, Teardown oyununu yeni içeriklerle desteklemeye devam edeceğini açıklarken, bizler de bu oyunun 1.0 sürümüne giriş yaptık ve erken erişim süreci başladığından beri nelerin değiştiğini, bu oyunun nasıl oynandığını, nasıl hissettirdiğini ve daha fazlasını ele alalım dedik. Çekiçlerden tutun da buldozerlere kadar farklı aletler/araçlar kullanıp, çevreyi yerle bir edip, hedefinize ulaşabileceğiniz bu video oyunu aslında gerçekçi yapısına rağmen giriş yapması oldukça kolay bir yapı sunuyor. Oyundaki fizikler yeteri kadar detaya sahip olduğu için bu kolay yapının üzerine bolca de eğlence geliyor tabii ki.
Örnek vermek gerekirse, Teardown oyununda karşınıza çıkabilecek materyallerden bir tanesi odun ve kendisi oldukça gerçekçi bir şekilde yanabiliyor. Odun, bu yangında küle dönüşürken, çevreyi saran dumanlar hoş bir atmosfer oluşturuyor ve özellikle de tüm bunlara akşam vakti şahitlik ettiğiniz zaman da ilgi çekici bir görsel sonuç elde ediliyor. Farklı silahları, farklı aletleri ve farklı araçları kullanarak duvarları, hatta binaların kendisini yıkmak, fiziklere dayalı olarak benzersiz deneyimler sunuyor. Yani, bir çekiç ile buldozer, tahmin edebileceğiniz üzere aynı hasarı vermiyor. İşin içine patlamalar ve daha fazlası da giriyor.
Teardown, en ilgi çekici bağımsız oyunlardan biri olmaya aday
Teardown oyununun içerisinde üç farklı içerik tipi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi, ilerleme sistemine sahip olan hikaye modu. Tabii ki oyunda zengin bir hikaye yok ama tek oyunculu bir içerik de demek istemedim, oyunun diğer içerikleri de öyle çünkü. Her neyse, bu içeriğin içerisinde oyuncu, farklı soygunları yaparak, en büyük hırsız olmaya çalışıyor. Görevlerden göreve koşarken, düzenli aralıklarla yeni ekipmanlar elde ediyoruz ve yaptığımız hırsızlıklar da zorlaşıyor, gittikçe daha fazla strateji ister hale geliyor. Tabii ki bu video oyunun içerisinde deneyimleyebileceğiniz daha fazla içerik de mevcut.
İlerlemeli bu içerik haricinde oyunda bir de meydan okuma görevleri bulunuyor. Bu görevlerde, önceden belirlenen aletlerle, rastgele çevrelere atılıyorsunuz ve burada size verilen mini soygunları gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz. Bu iki içerik de zamanla bitirilebiliyor ve geriye de hiç bitmeyen, oyunculara tam bir özgürlük sağlayan kum havuzu içeriği kalıyor. Oyuncular, bu içeriğin içerisinde tüm aletlere ve araçlara erişim sağlayabiliyor ve özgürce, dilediklerini yıkabiliyor. Yani, oyun biraz da fizik motorunu ön plana sokuyor. Mod desteği sayesinde yeni bölümler ve yeni silahlar da bu içeriğe eklenebiliyor.
Tabii ki kum havuzu tipi içerikler her zaman, her oyuncuya hitap etmiyor. Bazı oyuncular, gerçek bir amaçları olsun istiyor ve Teardown da bunu zaten diğer iki içeriği ile yapıyor. Mesela, ilerlemeli olan içerikte zamanla para kazanıp, kendi ekipmanlarınızı güçlendirebiliyorsunuz, yeni ekipmanlara kavuşabiliyorsunuz ve arka planda sürekli işleyen önemsiz bir hikaye de bulunuyor. Yani, oyunda boş bir şekilde yıkım yapıyormuş gibi hissetmiyorsunuz. Ayrıca bu görevlerde sadece yıkım olmuyor; aynı zamanda kaçış rotanızı da önceden ayarlamanız gerekiyor. Aksi taktirde polise yakalanıp, başarısız olabiliyorsunuz.
Yine de Teardown oyununun en zayıf noktası, ne yazık ki bu içeriği. Oyunda çok kısa bir süre sonra yaptığınız her şey sadece elektronik posta okumak ve büyük, cansız bölümlerde yıkım gerçekleştirmek oluyor. Yani, işin içinden kum havuzu modundaki özgürlüğü ve yaratıcılığı çıkarttığınız zaman bu oyun, vasat bir deneyim sunuyor. Oyunun bu içeriğinde yine de bazı önemli sürprizler var ama kendileri, içeriği kurtarmaya yetecek seviyede değil. Benzer oyunlarda bölümleri öğrenmek, yeni şartlara adapte olmak, hızlıca plan üretmek filan çok iyi hissettirse bile bu video oyunu, aynı hissi hiçbir şekilde veremiyor.
Karşımızda eğlenceli bir teknoloji demosu var, oyun değil
Teardown için bir video oyunu diyor olsam bile bu bir alışkanlıktan ibaret. Biraz önce bahsetmiş olduğum nedenlerden ötürü bu ürün, bir oyun yerine teknoloji demosu gibi hissettiriyor. Bunu tabii ki net bir olumsuz yorum olarak algılamak doğru olmaz; sonuçta yaşatılan deneyim oldukça eğlenceli. Yine de oyuncuların beklentilerini belirlemesi gerekiyor. Eğer geleneksel bir video oyunu deneyimi arıyorsanız, bu öyle bir ürün değil. Aslında bu sorunu çözebilmek adına işin içine zaman zaman yan görevler giriyor ama önceki problemler gibi yan görevler de ne yazık ki belli bir kaliteye ulaşamadan, sıkıcı yapılarına bürünüyor.
Teardown aynı zamanda net olarak kusursuz bir fizik motoruna da sahip değil. Tabii ki herhangi bir oyunun veya teknoloji demosunun, özellikle de bu ürün halka tamamen açılmışsa, kusursuz bir fizik motoru sunmasını beklemek doğru olmaz ama yine de yapılabilecek ufak ayarlamalar bence mevcut. Mesela, açık dünyadaki yıkım fizikleri zaman zaman rastgele hissettirebiliyor. Bu yüzden de, “Şunu yaparsam, sonucun şu olacağına eminim.” diyebilmeniz pek mümkün olmuyor. Bu da uzun vadede çok az da olsa can sıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. Yine de can sıkıcı sonuçlar, sadece fizik motoru üzerinde yer alıyor.
Son olarak Teardown, oldukça başarılı bir sunuma sahip. Oyunun görselliği kesinlikle fotoğraf gerçekçiliğini hedeflemiyor, bloklardan oluşan yapıyı rahatlıkla fark edebiliyorsunuz ama ışıklandırmalar, gölgelendirmeler ve benzeri sistemler o kadar kaliteli ki sunulan görsellik de aynı kaliteye ulaşmayı başarıyor. Böyle bir görsellikte de gerçekçi fizikleri kullanarak yıkım yapmak, dev gibi binaların yerle bir olmasını izlemek, yangınlar çıkartmak ve daha fazlasını yapmak eğlenceli oluyor. Müziklerde pek bir iş olmasa bile ses efektleri de başarılı sayılır. Performans tarafında da donanımınız yettiği sürece sorun olmayacaktır.
Eğer kum havuzu tarzındaki ortamlarda özgürce dolaşıp, kaos yaratmayı seviyorsanız, Teardown oyununu sizlere kesinlikle önerebilirim. Oyunun ülkemizdeki fiyatı da zaten 38 TL, günümüz şartlarına göre hiçbir şey değil bu para. Ayrıca, oyunun mod desteği de oldukça zengin ve bu sayede temel içerikleri bitirseniz bile her zaman birbirinden fantastik yeni araçlar, yeni aletler ve yeni bölümler ekleyebilirsiniz. Bu da oyunun ömrünü neredeyse sınırsız bir şekilde uzatacaktır diye düşünüyorum. Umuyorum ki gelecekte bu oyun için daha fazla resmi içerik de görebiliriz ve bunlarla oyun daha da genişletilebilir.