Günümüzde birçok farklı video oyunu tarzı bulunuyor ama her şeyi basit bir seviyeye indirgediğiniz zaman karşımıza genelde sadece iki tür çıkıyor. Bunlardan ilki, genelde oyuncuları bir şekilde zorlayan, onlara meydan okuyan, hepimizin bildiği geleneksel video oyunları oluyor. İkinci tür ise oyunculara geleneksel bir yapıt sunmak yerine sanatsal bir deneyim yaşatmayı hedefliyor. Bazı oyuncular bu türlerden sadece birini sever, bazıları ruh haline ve/veya duruma göre ikisini de sever, her şeyi oynar. Sanıyorum ki ben ikinci gruptayım, gözüme kaliteli görünen her şey oynarım. The Artful Escape de onlardan bir tanesi.
The Artful Escape isimli bu yeni video oyunu ile rüya gibi görünen ve bolca neon ışık ile donatılmış bir dünyaya gidiyoruz. Oyunun dünyası o kadar renkli ki o görüntülerin beyninize adeta bir lazer gibi işlediğini hissediyorsunuz. Daha basit bir tabir ile gözünüz yanıyor. Yalnız, bu oyun ile problem yaşayan tek kişi biz değiliz; hikayenin odak noktasında bulunan Francis Vendetti, bu dünyada ne yapmak istediğine, kim olduğuna bir türlü karar veremiyor. Bunun en büyük sebebi ise kendisinin bir dünya yıldızı sanatçının yeğeni olması. Bu arada, ana karakterimiz de bir sanatçı ve sürekli olarak ailesinin başarısının gölgesinde kalıyor gibi hissediyor.
Francis Vendetti, küçük bir kasabada yaşıyor ve bu kasaba, bahsettiğimiz dünya yıldızı sanatçının albümünün yıl dönümünü kutlamak için büyük bir etkinlik düzenliyor. Bu etkinlikte karakterimizin de konser vermesi planlanıyor ama tahmin edebileceğiniz gibi Francis Vendetti, bunu yapmaktan çok çekiniyor ve başarısız olmaktan korkuyor. Francis Vendetti, konserden 1 gün önce ormanda bir kızla tanışıyor ve kız, karakterimize kendisini keşfedebilmesi için bazı sorular soruyor ve en sonunda da Lightman’s isimli bir yerden bahsediyor. Aynı günün gecesinde uykuya dalan karakterimiz, gece vakti kapısının çalmasıyla uyanıyor.
Kapımızı çalan karakterin kim/ne olduğunu anlatmak neredeyse imkansız, boyutlar arası dolaşan bir varlık diyelim. İşte bu varlık, karakterimize bayağı uzaylı işi olan bir elektro gitar veriyor ve gecenin karanlığında o gitardan çıkan notalar, kasabaya hayat veriyor. Yolun sonunda ise Lightman’s ortaya çıkıyor. Ardından bir karakter olarak Lightman ile tanışıyoruz ve kendisi, boyutlar arası bir konserden bahsediyor ve ona hazırlanıyoruz. Bu noktada da oyunun genelde arka planını oluşturan Cosmic Extraordinary ile tanışıyoruz. Burada da artık oyundaki maceramız başlıyor ve elektro gitarımızı çalarak yolumuzda ilerliyoruz.

The Artful Escape kadar renkli ve canlı bir oyun bulmak çok zor
The Artful Escape oyunundaki her bölümde, basit platform ögeleri ile karşılaşıyoruz ve yolumuzda devam edebilmek için onlardan başarıyla geçmemiz gerekiyor. Oynanış tarafında ne yazık ki herhangi bir derinlik bulunmuyor ama bu oyunun derdi zaten o değil. Oynanış yerine bu oyun, benzersiz bir sunum yapmaya çalışıyor ve hikayesini de güzelce anlatmaya çalışıyor. Oyunun içerisinde birbirinden farklı ve sanatsal bölümlerin içinden geçiyoruz ve belki psikedelik olarak da tabir edebileceğimiz görsel bir deneyim sunuluyor. Oyun aslında düşük bütçeli bir yapıt gibi duruyor ama konu görsellik olduğu zaman en güncel teknolojiler kullanılıyor.
The Artful Escape oyunundaki her bölümde birbirinden kaliteli görsellik, efektler ve derinlik görüyoruz. Özellikle de 4K/HDR destekli büyük bir televizyonda bu oyunu deneyecek olursanız, belki de en ilgi çekici oyun deneyimlerinden birini yaşayabilmeniz mümkündür. Bu, oyunun en büyük noktası olduğu gibi aynı zamanda da tek büyük noktası. Yani, oyunda görsellik haricinde pek bir şey öne çıkmayı başaramıyor. Hikaye ve hikaye anlatımı bunu deniyor ve görsellik aslında bir şekilde yardımcı oluyor ama hiçbir zaman görselliğin seviyesine çıkamıyor. Temel oynanış ise daha önce de söylediğim gibi oldukça yüzeysel kalıyor.
The Artful Escape oyununun temel oynanışında sadece bölümlerde koşuyoruz ve engellerin üzerinden atlıyoruz. Elimizde aynı zamanda bir elektro gitar da bulunuyor ve ondan da farklı notalar/sesler çıkartabiliyoruz. Bu sesleri, bazı düşmanları ve bölüm sonu düşmanlarını yenmek için kullanıyoruz ama oyun genel anlamda size hiç meydan okumuyor. Yani, karşınızda sizi zorlamaya çalışan bir yapıt yok. Onun yerine, görsel anlamda güzel vakit geçirmenizi isteyen bir oyun var. Bu yüzden de oynanış tarafından herhangi bir şey bekliyorsanız, otomatik olarak hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Şimdiden uyarmak isterim.
Böyle bir video oyununda dikkat edebileceğimiz bir diğer şey hikaye ve yine daha önce de dediğim gibi hikaye, görsellik ile aynı seviyeye çıkamıyor. Oyun boyunca ana karakterimiz, kendisine yeni bir kişilik oluşturmaya ve evine geri dönmeye çalışıyor. Tabii ki oyunun hikayesi hakkında “spoiler” vermeyeceğim ama aslında vermeme de gerek yok. Oyunu şöyle bir 15-20 dakika oynadıktan sonra neler olacağını zaten çok büyük bir rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Oyunun içerisinde hikaye tarafında şaşırtıcı hiçbir şey bulunmuyor. En azından benim şaşırdığım veya “vay canına!” dediğim bir an pek olmadı. Olması ise isterdim.

Çok güçlü yönler, çok güçsüz olanlarla çarpışıyor
The Artful Escape oyununu kendi bilgisayarımda deneyimledim ve açıkçası sunum tarafından memnun kaldım. Zaten bu oyunun odak noktası da sunumu. İnceleme yazım boyunca oyunun görselliğini övdüm. O yüzden görsellikten daha fazla bahsetmeyeceğim ama böylesine müzik temelli bir video oyununda seslerin de ön planda olması gerekiyor. Oyun, bu konuda doğru adımlar atıyor ve hem müzikler, hem de ses kalitesi oldukça yüksek bir seviyede sunuluyor. Özellikle de Steve Vai gibi sanatçıların yaptığı müziklerden hoşlanıyorsanız, bu oyunda da duyduklarınız mutlaka çok hoşunuza gidecektir.
Görsellik ve müzik gibi oyunun performansı da oldukça başarılı. Tahmin edebileceğiniz üzere oyun, yeni nesil konsollarda 4K/60 FPS olarak çalışıyor. FPS değerinde oyun boyunca herhangi bir problem yaşanmıyor ama kendi deneyimlerimi göz önünde bulundurarak, PC tarafında performansın o kadar kusursuz olmadığını söyleyebilirim. Ben ve bazı oyuncular, anlık takılmaların yaşandığını belirtiyor ve bunun oyun temelli olduğu çok açık. Aynı zamanda, PC tarafındaki ses ayarlarınız da oyunun sunduğu ses/müziği etkiliyor. Bazı oyuncular, donanım ayarlarını değiştirene kadar oyundan hiçbir ses alamayabiliyor. Aklınızda bulunsun efendim.
Durumu özetlemek gerekirse The Artful Escape, kesinlikle farklı ve oynanması gereken bir oyun. Özellikle de müziğe karşı bir ilginiz varsa bu oyun çok ilginizi çekebilir. Yalnız bu oyunu satın alacak olursanız, sunum için almanızı öneriyorum. Öyle çok ilgi çekici ve derin bir oynanış beklememelisiniz. Oynanış yerine oyunun görselliğine ve seslerine önem vermelisiniz ki oyun, bunu en iyi şekilde yapmayı başarıyor. Yine de karşımızda bir video oyunu var, kısa film değil. Bu yüzden oynanış tarafına da bir tık önem verilmesini çok isterdim. Oyunun illa bana meydan okumasına gerek yok, oynanış tarafı ilginç olsa yeterli olurdu.
The Artful Escape oyununun Steam üzerindeki fiyatı da 56 TL. Açıkçası ben böyle bir video oyununa çok rahat bir şekilde 56 TL verilebileceğini düşünüyorum. Şanslısınız ki bu fiyat, Microsoft Store için de geçerli. Yani, oyunu Xbox konsollarında da aynı fiyat üzerinden rahatlıkla oynayabilirsiniz. Oyun, PlayStation konsollarında ise ne yazık ki yer almıyor. Tahmin ediyorum ki dağıtımcı şirket ile Microsoft arasında özel bir anlaşma var; 6, 9 veya 12 ay sonra bu oyunu PlayStation konsollarında görebiliriz. Twelve Minutes de benzer bir durumun içerisinde sanırım, onu da aynı dağıtımcı şirket piyasaya sürüyor.