Wales Interactive ve CtrlMovie, Late Shift isimli interaktif filmleri ile büyük bir başarı yakalamıştı. Hatta ben de bu interaktif filmi birkaç gün önce incelemiştim ve kendisini oldukça beğenmiştim. Yalnız Late Shift, eski bir video oyunu oyunu idi; kendisi 2016 senesi civarında piyasaya sürülmüştü. Bu yazımızda inceleyeceğimiz The Complex ise 31 Mart 2020 tarihinde çıkışını gerçekleştirdi ve dağıtımcı şirket yine Wales Interactive. Fakat bu interaktif filmin geliştiricileri CtrlMovie değil; Good Gate Media ve Little Jade Productions.
Şimdi, Late Shift oyununun arkasındaki başarı kimden ötürüydü? Bu oyunu başarıya götüren ekip geliştiriciler miydi? Yoksa dağıtımcı şirket sayesinde mi bu oyun başarılı oldu? Bu soruya cevap verebilmek oldukça önemli; Late Shift eğer CtrlMovie sayesinde kaliteli bir yapıt olduysa, The Complex isimli interkatif filmden ne bekleyebiliriz ki? Bu yapıtın geneline baktığım zaman aslında başarının CtrlMovie ekibinden kaynaklandığını anlayabiliyorum. Yeni oyun, başarılı iyileştirmeler bulundursa da eski oyunla aynı seviyede değil.
The Complex isimli bu interaktif film, ne yazık ki Late Shift kadar etkili bir açılışa sahip değil. Anladığım kadarıyla oyunun başında Güneydoğu Asya bölgesi içerisindeyiz, dünya genelinde veya sadece içerisinde bulunduğumuz bölgede de kimsayal bir savaş var. Biz ise Amy isimli bir doktoruz. Yanımızda bir başka Rees adında doktor da bulunuyor ve birlikte kimsayal saldırıya maruz kalan insanları iyileştirmeye çalışıyoruz. Ayrıca oyunun başında bir ülke liderinin kendi vatandaşlarına bu kimsayal savaşı kullandığı da belirtiliyor.
Ben mi hikayeyi anlayamadım, yoksa oyun mu beceremedi hiç bilmiyorum ama başlarda politik bir oyun gibi görünen bu yapıt, açılış sahnesinden sonra politik yapısını tamamen bırakıyor. Oyun içerisinde belki 1 veya 2 kere o liderden daha bahsediliyor ama o kadar. Lider, hikayenin içerisinde neredeyse hiç yer almıyor ve madem kendisi yer almayacak, ilk sahnelerde neden bu kadar konunun üzerine gidiliyor? Her neyse, Amy strese giriyor ve Rees de birkaç saniye içinde tamamen kaçmış oluyor ve günümüze dönüyoruz.

The Complex ile neler yaşıyoruz?
Late Shift oyununda karakterimizin neler diyeceğini seçiyorduk, az çok olayın nasıl gelişeceğini de anlayabiliyorduk. Fakat The Complex, aksiyon ve diyalog seçimlerini daha farklı bir şekilde sunuyor ve üçüncü şahıs olarak seçimler yapıyoruz. Yani, karakterimizin bir yere atlamasını istiyorsak, “Amy atlasın.” tarzında bir seçim oluyor. Ayrıca diyalog seçimleri de cümle cümle değil, duygu bazlı seçiliyor. Yani, güven verici seçimler yapabiliyoruz, yalan söyleyebiliyoruz, dürüst olabiliyoruz. İnteraktif filmde cümle değil, duygu seçiyoruz.
Açıkçası ben duygu seçimlerini her zaman daha uygun buluyorum. Bu yüzden The Complex, en azından bu noktada beni memnun ediyor. Bu arada memnunluktan bahsetmişken benim için çok dert değildi ama Late Shift oyunun tam aksine bu video oyununda ne yazık ki Türkçe metin desteği yer almıyor. Ayrıca oyunda seçimleri durdur diye bir seçenek de bulunuyor ama bunun ne anlama geldiğini hiçbir şekilde anlayamadım. Bununla birlikte oyunda detaylı bir ayar bile bulunmuyor. Yani, sesi bile doğru düzgün ayarlayamıyorsunuz.
Şimdi, oyunun hikayesine geri dönelim: Amy, nedense şok veya stres geçirip, sahne bittikten sonra beş sene sonrasına, Birleşik Krallık içerisine dönüyoruz. Amy, çok prestijli bir kuruluşta doktor olmuş gibi görünüyor ve kendisi, dünyanın gidişatını değiştirebilecek bir proje üzerinde çalışıyor. Bu proje dahilinde Amy, Nanocell adı verilen bazı ögeler yapıyor. Bu ögeler, insanların tüm hastalıklarını iyileştirebiliyor eğer yanlış anlamadıysam. Bu sırada, aynı şirkette stajyer olan bir başka kişi de metroda ilerliyor ve kamera arada sırada ona kesiliyor.
Hikayenin o noktasında bilemiyoruz ama o stajyer, kan kusarak yere yığılıyor, ardından da bizler içerisinde bulunduğumuz toplantıdan çıkıyoruz ve olay yerine gidiyoruz. Bu noktada aslında kimsayal savaşlar filan benim ilgimi çekiyordu ama aslında oyunun bunla hiçbir alakası bulunmuyor. Bu da beni hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. Yani, çok ilgi çekici bir konu üzerinden gidilebilecek iken bu interaktif film, kendisini ciddi anlamda dar bir alana atıyor ve oradan çıkmak için sürekli olarak çabalıyor.

Bazı noktalarda ciddi problemler dikkat çekiyor
Late Shift, gerçekten kaliteli sahnelere ve çekimlere sahipti. The Complex ise görüntü kalitesi üzerinden dikkatimi çekti öncelikle. Tabii bu interaktif film, 2020 senesinde çıktığı için daha kaliteli kameralar kullanılmıştır ve kalitenin yüksek olması da doğaldır. Görüntünün güzelliğine rağmen filmde kullanılan CGI ögeleri ne yazık ki çok başarısızdı. Yani, çok yüksek teknolojili dev drone araçları, karakterlerin yürüdükleri uzun koridorlar ve gerçekte oluşturulamayacak efektler gerçekten çok sırıtıyor ve zevki kaçırıyor yapıttan.
Bunlarla birlikte oyunun içerisinde güzel ve modern bir arayüz bulunuyor. Bu arayüz de bir tık önemli çünkü menüler aracılığı ile kişilik sayfasına ulaşabiliyorsunuz. Bu sayfada birkaç farkı duygunun sizde ne kadar ağır bastığı görüntüleniyor ve oyunda tanıştığınız tüm karakterlerle ne seviyede bir ilişkiniz olduğu belirtiliyor. Bu açıkçası en başta benim ilgimi çekmişti, oyun kendisini derin bir şekilde gösteriyordu ama oyunun kendisi ne yazık ki hiç derin değil; o arayüzü bir kere bile kullanabileceğinizi bile sanmıyorum efendim.
Şimdi bir kere daha hikayeye döneceğim: İnteraktif film bir anda kendisini gizli liderlerden, kimsayal savaşlardan çıkartıyor ve iki doktor arasındaki eski aşka veriyor. Aynı zamanda çalınan Nanocell ögeleri bir anda önem taşıyor ve Rees, Amy ve bahsi geçen stajyer, kendilerini binanın en alt katındaki bir laboratuvarda sıkışmış buluyor. Peki, bu üç kişiyi böylesine gelişmiş bir binada sıkıştıran şey ne? İki tanesi silahlı olmak üzere üç kişi.. Bu üç kişinin başka stajyerler olduğu ortaya çıkıyor filan ama hikaye net olarak ilgimi çekmiyor.
Belli ki bizi biri satmış, kim diye onu düşünüyoruz. Aynı zamanda sıkıştığımız yerden kaçmaya çalışıyoruz, aynı zamanda da Nanocell almış olan stajyeri memnun tutmaya çalışıyoruz çünkü belli ki neler döndüğünü o biliyor ve sadece o söyleyebilir. Bence bu interaktif filmin hikayesi çok basit ama gereğinden çok daha kompleks bir şekilde anlatılıyor. Late Shift çok etkili bir sunuma sahipti. Onun hikayesi ve hikaye anlatımı gayet netti. The Complex ise bunun tam tersini yapıyor ve benim gözümde aynı başarıyı yakalayamıyor.

The Complex, ne yapacağını bilemiyor
The Complex isimli interaktif filmin ilerleyen noktalarında öğreniyoruz ki bir devlet, bizim çalıştığımız şirketle iş birliğine girmiş ve Nanocell ögelerini kendi insanlarına karşı kullanmaya başlamış. Yani, bu ülkenin liderine karşı gelenler, o ögelerle temasa geçiriliyor ve ölüyorlar acı çekerek. Ayrıca bu anlaşmayı kimin yaptığını da öğreniyoruz. Hemen yukarıdaki görselde ortadaki teyzemiz anlaşmayı yapıyor. Sağdaki bayan arkadaş bizim asistanımız ve soldaki adam ise içerisinde bulunduğumuz bölgeyi tasarlayan kişi.
Şimdi, şirketin patronunun pis işleri yaptığını öğrendik, elimizde kanıt da var. Fakat nasıl oluyorsa bir anda suçlu biz oluyoruz ve yukarıdaki görseldeki üç kişi de bizi suçluyor. Sonra biz suçlu olmadığımızı anlatmaya çalışıyoruz ve bir anda bu üç kişi de bizi oradan çıkartmaya çalışıyor. Tüm bu olaylar yaşanırken bir anda Amy ve Rees, yukarıdaki kişilerin inanılmaz pis işlere karışmadığını varsayarak hareket ediyor gibi algılıyorum. İnteraktif film boyunca Amy gerçekten inanılmaz zeki olduğunu gösterebiliyor ama hikayede öle anlar çok.
Hikayenin bir anda tüm anlamını kaybettiği bu noktalarda, verdiğiniz seçimler de bir anda etki etmemeye başlıyor. Yani, aslında oyun boyunca sizin gitmeniz gereken tek bir yön var ve oyun da sizi bu yönde seçim yapmaya itiyor. Farklı seçimlerin affedileceği yerlerde pek bir şey olmuyor ama çok kritik seçimleri eğer oyunun istediği gibi yapmazsanız, yaptığınız seçim tamamen göz ardı ediliyor. Yani, diyelim ki Y kişisinin ölmesi gerekiyor ama siz X kişisini öldürmeyi seçtiniz. Bir anda Y kişi kendisini öne atıyor, o ölüyor.
Oyunun final noktalarında bazı sahnelerde sanki seçim verilecek noktalar vardı. Yani, interaktif filmde karakter ilerliyor ve iki koridordan birine uzunca bakıyor. Belli ki geliştirilme sürecinde bu noktada oyunculara seçim vermek planlanmış ama final sürüme ne yazık ki o seçimler taşınmamış. Açıkçası bunları görmek ve tanıklık etmek de pek hoş bir deneyim değildi. Yine de eğer bu olumsuz noktaları göz ardı ederseniz, hoş bir deneyim yaşanıyor; karşımızda öyle çok uyduruk bir yapıt yok ama sadece Late Shift seviyesinde değil.

Ne yapacağız bu interaktif filmle?
The Complex isimli bu interaktif filmin sonunda laboratuvardan kaçıyoruz. Kimle ve nasıl kaçtığımız, seçimlerimize göre değişiklik gösterebiliyor. Yalnız, laboratuvardan kaçmak yetmiyor, binanın kendisinden de kaçmak gerekiyor ve bu noktada da şeytani operasyonda görev alan asistanımız bizi yakalıyor. İki silahlı adam ile sahneye giren asistan, aslında birçok oyuncu için final sahnelerden birini sunuyor. Ben, ilk oyunumda o asistana ateş etmek istedim ve en saçma finallerden bir tanesini izledim diyebilirim.
Amy, elinde bir makineli tabanca tutuyor ve asistana sadece bir el ateş ediyor. Bu olayın ardından rahat 10-20 saniye bekliyoruz nedense ve ardından da silahlı olan iki adam durumu idrak edip, bizim üzerimize şarjörler boşaltıyor. Biz ölüyoruz, Rees ise bir laboratuvar faresi olarak hayatına devam ediyor. Seneler boyunca Rees, bir fare gibi kullanılıyor, şirketin şeytani sırrı ise bizimle birlikte ölüyor. Bu sayede şirket, inanılmaz büyük bir başarıya ulaşıp, dünya üzerindeki en iyilerden biri oluyor. Yani, en kötü finali yaşıyoruz.
Şimdi, finale gidişi sevmedim ama bu finalin çok karanlık bir ruhta olması benim hoşuma gitti. Ayrıca oyunda 9 farklı finalin, bir tane de gizli finalin olduğunu öğrendim. Diğer finallere de baktım ve tahmin edilecek seviyedelerdi hepsi. Ben ilk oyunumda 196 sahne izleyip, 82 adet karar vermişim ve tüm bunlar 1-2 saat arasında sürmüştü. The Complex, kesinlikle Late Shift yapıtından %50 daha kısa ve bu beni rahatsız etmedi. Zaten tek oturuşta bitirebileceğim yapıtları ben daha çok seviyorum ve ben 1 saat kadar oturabiliyorum.
Eğer The Complex oyununu bir kere bitirirseniz, çok önemli bir özellik de açılıyor. Bu özellik, daha önce izlediğiniz sahneleri tek bir tuş ile geçebilmek. Bu özelliği kullandığınız zaman oyun sadece önemli seçimlere atlıyor. Ayrıca ilk defa izlediğiniz sahneleri de geçemiyorsunuz. Oyunun genel deneyimi için bu sistem kötü; bazı seçimleri otomatik olarak atlıyorsunuz ama kupa peşinde koşmak istiyorsanız, güzel bir sistem. Ayrıca hikayenin genelinde birçok farklı duygu da yer alıyor; Late Shift için eleştirdiğim eksikliklerden biri buydu.