Telltale Games, benim için çok önemli olan stüdyolardan bir tanesi. Bu stüdyo tarafından geliştirilen ve piyasaya sürülen video oyunları, benim bu sektöre olan bakış açımı değiştirdi ve bana farklı oyun türlerini sevdirtti. İnteraktif deneyimlere bu şirket sayesinde ısındım. Daha sonra da görsel romanlara olan kapıyı açtım. Video oyunlarında sunulan oynanış temelli deneyime değil de hikayenin kendisine odaklanmayı, hikayeye verilen dikkatin ne kadar önemli olduğunu fark ettim. 2004 senesinden beri çok dalgalı bir yol izlemiş olan bu stüdyo, başından geçen onca olaydan sonra The Expanse: A Telltale Series ile geri döndü ve ben de bu oyunun birinci bölümünü oynadım.

Kurulduğu tarihten itibaren belli bir süre boyunca kendi markalarına odaklanan Telltale Games, potansiyeline asıl 2010 senesinden itibaren ulaştı. Şirket, önceki başarılarını ele alarak The Walking Dead ve Fables gibi dev markalarla anlaşma imzaladı ve sektördeki yerini sağlam bir şekilde aldı. Yalnız, bu başarının altından pek de başarılı bir şekilde kalkmayı başaramadı stüdyo. Dolu farklı problem yüzünden 2018 senesinde kapatılan bu şirket, LCG Entertainment tarafından 1 sene sonra geri döndürüldü ve ilk oyun da The Wolf Among Us 2 olarak açıklandı. Yalnız, ondan önce, daha sonra duyurulan The Expanse: A Telltale Series karşımıza çıktı.

Telltale Games, aslında tam olarak eski halinde sayılmaz. Şu anda şirketin yarısı kadarı bu şirketin kapatılmasından önce görev alan çalışanlardan oluşuyor ama stüdyonun ve oyunlarının ruhunu korumak isteyen LCG Entertainment, bence bunu başarmış. The Expanse: A Telltale Series, bunu aslında çok güzel bir şekilde gösteriyor. Sıkıntı şu ki bu ruh, aynı 10 sene önceki hali gibi hissettiriyor yaşatılan deneyimi. Bu da günümüzde pek de iyi bir anlama gelmiyor. Yani, stüdyo her ne kadar ruhunu korumayı başarmış olsa da oyunun genel kalitesi biraz geriden geliyor gibi hissettim. Yalnız, ona gelmeden önce oyundan biraz daha genel bir şekilde bahsetmek istiyorum.

Dizilerden hoşlanmam, film izlemem… Durum böyle olunca aslında ilk duyurulduğu zaman The Expanse: A Telltale Series oyununu, şirkete ait orijinal bir marka sanmıştım ama meğerse bu marka, The Expanse isimli bir diziye ait ve oyun da bir “prequel” olarak geçiyor. Yani, dizinin öncesi anlatılıyor bu oyunda. Açıkçası bu benim için hiçbir zaman bir problem olmadı. Ben hiçbir zaman film ve dizilerle ilgilenmedim ama o markalar, video oyunu dünyasına girdiği zaman kendilerine bir şans verdim. Bu oyuna şans verme sebebim ise tamamen Telltale Games ile alakalıydı. Projede ayrıca Life is Strange serisinin son oyunlarından tanıyabileceğiniz Deck Nine da var.

The Expanse: A Telltale Series - Episode 1

The Expanse: A Telltale Series, biraz sessiz başlıyor

The Expanse: A Telltale Series oyununun birinci bölümü olan Archer’s Paradox, en fazla 1-2 saatlik bir deneyim sunuyor. Bu bölümde ana karakterimizi ve takımdaki diğer yardımcı karakterleri görüyoruz, tanıyoruz… Ayrıca tahminlerime göre oyundaki baş düşmanımız veya onlardan biri olacak olan grup da ismen sıkça geçiyor. Hatta kendilerinin eserlerini de görüyoruz ama fiziksel olarak kendilerini göstermiyorlar. İlk bölüm biraz daha oyunun evrenini kurmak, karakterleri oturtmak için kullanılmış gibi hissettim. Bölümün içerisinde çok da yüksek tempolu anlar yaşanmadığı için bölüm bana normalden daha kısa ve biraz sessiz geldi…

The Expanse: A Telltale Series gibi video oyunlarının ilk bölümden çok büyük etkiler yaratması gerekiyor ki oyuncular diğer bölümleri de görmek istesin. Aslında bu oyunda da hoş şeyler yapılıyor. En azından benim ilgimi çeken birkaç karakter, yüzümü ufak bir şekilde güldüren birkaç an ve ağzımı açık bırakan iki farklı an yaşanıyor. Yalnız bunların hiçbiri çok da büyük bir etki bırakmıyor bende. Bu şirketin eski oyunlarını hatırlıyorum da bir bölümü oynadıktan sonra en az birkaç saat boyunca kendime gelemezdim… Jeneriğe, oyunun ana menüsüne filan sayısız düşünce ile bakardım. Oyun anlarında ise sayısız farklı duygu yaşardım; gülerdim, ağlardım. Bu oyunda, bunların hiçbiri yok.

Tabii ki The Expanse: A Telltale Series gibi bir oyunun sadece ilk bölümünü The Walking Dead veya The Wolf Among Us oyunları ile karşılaştırmak tamamen doğru değil ama şu an elimizden gelenin en iyisi bu. Bu problemin kaynağı ise Telltale Games ekibinin hala oyunları bölüm bölüm piyasaya sürüyor olması. Bu açıkçası çok eskide kalmış bir yöntem. Benim hoşuma gitse bile 1-2 saatlik bölümleri her iki haftada bir kere oynamak her zaman iyi hissettirmiyor. Ben açıkçası her gün bir bölümü bitirmeyi tercih ederdim. Mesela, bu oyunu geliştiren ekiplerden olan Deck Nine, Life is Strange: True Colors oyununu o şekilde piyasaya sürmüştü. Ne kaybetti o oyun?

Neyse, hikaye açısından The Expanse: A Telltale Series oyununun ilk bölümde sunulan hikaye bence idare ederdi. Yani, duyguların tavan yaptığı bir an yok ve aksiyon da pek ilgi çekici değil ama yine de yaşadığım hikaye deneyiminden memnun kaldım. Karakterler ilgimi çekti. Özellikle de doktorun geçmişinin gizli tutulması, sanıyorum ki bir “plot twist” olarak planlanıyor ama onu artık gelecek bölümlerde göreceğiz… Öyle görünüyor ki hikayenin yerine oturması için ve karakterlerin biraz daha ilgi çekici olabilmesi için birkaç bölüm daha deneyimlememiz gerekecek. Peki, bu sırada oynanış tarafında neler oluyor dersiniz? Biraz da bu konuya parmak basalım.

The Expanse: A Telltale Series - Episode 1

Oynanış tarafında birkaç hoş an bulunuyor

The Expanse: A Telltale Series, Telltale Games ekibinin eski oyunlarına kıyasla çok da farklı oynanmıyor. Her şeyden önce, oyunda artık günümüzde standart olan birkaç erişilebilirlik ayarı bulunuyor ve bu ayarları yaptıktan sonra oyuna hemen başlayabiliyorsunuz. Karşımızda interaktif bir deneyim var ve oyunun bir kısmı ara sahneleri izleyerek geçiyor. Hikayeye ve bunu anlatmaya önem veren bir oyun var karşımızda ve bunlar genellikle ara sahnelerle yapılıyor. Hem oynanış anlarında, hem de ara sahnelerde diyalog seçimleri yapabiliyorsunuz fakat ilk bölüm içerisinde olayların gidişatını etkileyen hiçbir şeye rastlamadım; etkiler kendisini ikinci bölümden itibaren gösterecek.

Telltale Games ekibinin eski oyunlarında olduğu gibi The Expanse: A Telltale Series içerisinde de hem hiçbir etkisi olmayan diyalog seçimleri var, hem az-çok etki bırakabilen diyalog seçimleri var, hem de oyun anının durduğu ve kritik bir seçim yapmanız gereken anlar var. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, ilk bölümde bu anlardan ya 2, ya da 3 tane vardı. Diyalog seçimleri haricinde oyunun ilk bölümü iki alandan oluşuyordu; Uzay gemimiz ve keşfetmemiz gereken diğer parçalanmış uzay gemisi. Bu iki bölümde çevrede dolaşıp, bize verilen görevleri yerine getiriyoruz ve çevredeki ögelerle etkileşime geçebiliyoruz.

The Expanse: A Telltale Series içerisinde hikayeyi ilerleten hem ana bir hedef var, hem de muhtemelen gelecek bölümleri etkileyecek bir yan hedef var. Yan hedefi tamamlayabilmek için ekstra keşif yapmanız gerekiyor; dümdüz ilerlemek sadece ana hedefi ilerletiyor Oyun açıkçası ikinci bölümde, parçalanmış olan uzay gemisinde, geniş bir alan sunuyor ve sırt roketinizi kullanarak enkazlar arasında uçabiliyorsunuz. Bu mantığı sevdim fakat uzaydayız… Yani, yön duygusu, Dünya’daki gibi değil. Yer çekimi yok, roketi kullanarak sağa-sola dönmek veya aşağı-yukarı çıkmak ciddi anlamda kafa karıştırıcı olup, baş döndürebiliyor.

The Expanse: A Telltale Series içerisinde ayrıca iki farklı kategoride toplanabilir öge var: Veriler ve hurdalar. Veriler, yeni “lore” ögeleri olarak sunuluyor. Hurdaların ise ne işe yaradığını henüz bilemiyorum ama ekibimiz bir hurdacı olduğu için hurda toplamamız doğal. Yalnız, eğer oyunu ilk oynadığınızda veri veya hurda kaçırırsanız, türün daha modern oyunlarında olduğu gibi bölümleri tekrar yükleyip, kaçırdığınız şeyleri alamıyorsunuz; oyuna sıfırdan başlamanız gerekiyor. Bu, oyunda platin kupa kazanmak isteyen oyuncular için çok kötü bir karar ve önemli bir yaşam kalitesi eksikliği. Aslında bunun gibi bazı temel problemler oyunda çok var.

The Expanse: A Telltale Series - Episode 1

The Expanse: A Telltale Series, günümüze ulaşamıyor

Genel olarak benim hissettiğim şey, The Expanse: A Telltale Series oyununun genel olarak günümüzden biraz uzak olmasıydı. Yani, bu oyun belki 3-5 sene önce piyasaya sürülseydi, bazı şeyleri kabul edebilirdim ama şu haliyle oyun pek de modern hissettirmiyor. Mesela, bazı yaşam kalitesi eksiklikleri var ki işin içinde Deck Nine varken, bu problemlerin kaynağının açıkçası direkt olarak Telltale Games olduğunu düşünüyorum. Bir diğer yandan oyunun görselliği de biraz garip. Daha doğrusu, çevre detayları ve ışıklandırmalar çok güzel; manzaralar ise şahane. Yalnız, ben bu konuda biraz taraflı olabilirim; uzay temasına bayılıyorum.

The Expanse: A Telltale Series oyununda bahsettiğim alanlarda görsellik güzel fakat karakter modelleri, özellikle de karakterlerin suratları biraz garip görünüyor. Bunu nasıl açıklayacağımı açıkçası bilemiyorum… Bir diğer yandan da karakter modelleri de aynı şekilde pek modern hissettirmiyor. Aynı şey sesler için de geçerli. Bu oyundaki ses düzenlemelerini kim yaptıysa oturup, uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Bazen karakterlerin konuşmaları çok sessiz, bazen çok sesli; bazen çevredeki ses efektleri çok sessiz, bazen çok sesli… Oyunu oynadığım süre boyunca televizyon kumandasından sürekli sesi ayarlamaya çalışıyordum…

Sadece ses efektleri ve ses dengesi değil, karakter seslendirmeleri de bana biraz kalitesiz geldi. Burada, seslendirme performanslarından ziyade seslerin kalitesini kast ediyorum. Seslendirme performansları bence gayet güzel; muhteşem değil ama bence yeterli. Yalnız bu seslerin kalitesi çok garip… Sanki birisi telefonla kayıt almış da direkt oyuna aktarmış gibi duruyor. Müzikler ise kendisini pek belli etmiyor. Uzay temalı oyunlarda müzikler her zaman dikkatimi çeker ama şu anda The Expanse: A Telltale Series oyununda çalan tek bir müziği, tek bir melodiyi bile hatırlamıyorum. Açıkçası, biri çıkıp da “Oyunda müzik yoktu ki.” dese, şaşırmayacağım.

Garip bir şekilde, The Expanse: A Telltale Series için bu inceleme yazıma başladığım zaman oyun için düşündüğüm puan 10 üzerinden 8 idi ama yazdıkça, aklımdaki bu puan bayağı düştü… Ben yine de Telltale Games geri döndüğü için inanılmaz mutluyum ve bu oyunun ilk bölümü benim beklentilerimin çok altında kalsa bile devam bölümlerini merakla bekliyor olacağım ve eskiden yaptığım gibi o bölümleri de tek tek inceleyeceğim. O zamana kadar, eğer bu tip oyunlar ilginizi çekiyorsa, hoş bir indirim beklemenizi öneriyorum bu yapıt için. Problemlerin bu sürede düzeltileceğini sanmıyorum ama bu oyun da bence neredeyse 720 TL etmez.

The Expanse: A Telltale Series - Episode 1
Olumlu
İlgi çekebilme potansiyeli olabilen bir karakter kadrosu mevcut.
Uzay teması güzel oturtulmuş; manzaralar ve özellikle de keşif bölümü çok güzel.
Kalitenin ötesine bakacak olursak, seslendirme performansları kesinlikle başarılı.
Telltale Games şirketinin geçmişine kıyasla tatmin edici seviyede ulaşılabilirlik ayarları var.
Telltale Games şirketinin ve oyunlarının ruhu, bu yeniden yapılanmada kesinlikle korunmuş.
Diyalog seçimleri ve keşif temelli oynanış anları gayet güzel.
Olumsuz
İlk bölüm olmasına rağmen hikayede heyecan verici pek bir şey yaşanmıyor.
Bölümlerin içindeki kesimleri tekrar oynayamamak gibi yaşam kalitesi eksiklikleri var.
Ses dengesi inanılmaz bozuk ve seslendirmeler de kulağa biraz kalitesiz geliyor.
Müzikler kendisini belli etmeyecek kadar sönük ve dikkat çekici hiçbir parça yok.
Uzayda oryantasyonumuzu değiştirmek inanılmaz bir baş ağrısı veriyor; kendinizi kaybediyorsunuz.
Görsellik genel anlamda güzel olsa bile karakter modelleri filan biraz eski hissettiriyor.
6