Microsoft şirketinin 2022 yılında gerçekleştirdiği büyük video oyunu etkinliğinde ilgi çekici bir şekilde gösterildikten sonra, The Last Case of Benedict Fox nihayet çıkışını gerçekleştirdi ve ben de Xbox Game Pass ve PC aracılığı ile iki platformda bu video oyununu deneyimleyebildim. Plot Twist isimli, Polonyalı bir oyun geliştirme stüdyosu tarafından, kendilerinin ilk konsol oyunu olarak geliştirilen bu yapıt, Lovecraft benzeri bir Metroidvania tarzının, dedektiflik hikayesi ile harmanlanmış ürkütücü bir versiyonu olarak sunuluyor. Özellikle de türü ve tarzı seven oyuncular tahmin ediyorum ki bu oyun için çoktan heyecanlanmıştır.
Metroidvania tarzı oyunlar yapması ve başarılı olması zor olabilir. Artık hepimiz olayı biliyoruz; bu tip video oyunlarında her türlü gizli rotaya ve yola sahip devasa, sürekli genişleyen haritalar bulunuyor ve hatta bunların bazıları henüz kazanılmamış güçleri beklerken engellenmiş bir şekilde sunuluyor. Ancak bu oyunda bazı önemli farklılıklar var. Benedict Fox sonuçta bir dedektif ama normal bir dedektif değil. Karakterimizin benzersiz bir ortağı var; içinde yaşayan tuhaf bir iblis, yarı kötü niyetli, yarı sadık bir dost olan bir iç sesi var. İşte bu halde 1925 yılına gidiyoruz ve temel kontrolleri öğrendiğimiz girişten sonra, ayrı yaşadığınız babanızın malikânesine varıyoruz.
The Last Case of Benedict Fox oyununda ne yazık ki her şey yolunda gitmiyor. Karakterimizin babası şüpheli bir şekilde ölmüştür. Peki, onu kim öldürdü? Neden öldürdü? Bunu öğrenmek size kalmış. Bu bahane ile gizli örgütler, inançlar, alternatif boyutlar ve cennet ile cehennem arasındaki çizgilerle ilgili biraz karmaşık ve zaman zaman istediğini beceremeyin bir olay örgüsü başlıyor. Babanın cesedinin bu duvarlar arasında bulacağınız tek ceset olmadığını söylemenin ötesinde “spoiler” vermeyeceğim ve burada bazı benzersiz hikaye anlatımı girişimleri olduğunu söyleyeceğim. Bazen her şey planlandığı gibi gitmiyor, ancak bir ilk deneme için bunu kabul edebilmek mümkün.
The Last Case of Benedict Fox oyunundaki karakterimiz; şüpheliler, birkaç ipucu ve görüşecek kimse olmadan bir suçu nasıl çözebilir? Tabii ki iblis arkadaşını kullanarak Araf’a ve ölülerin anılarına yolculuk ederek… Bu, ilk başta düşündüğünüzden çok daha büyük olan, muazzam bir yapıya sahip olan, karışık limbo ağını bir araya getirmenin başlangıcını oluşturuyor. İşler ilerledikçe, yeteneklerinizi yükseltebileceğiniz ve yol boyunca karşılaştığınız yoldaşların yardımını alabileceğiniz bir merkez görevi gören malikane ile ayrı haritalara da erişim kazanacaksınız. Malikane; sağlık tonikleri, sis bombaları veya diğer ekipmanlara yükseltmeler yapabilme imkanı da sunuyor.
The Last Case of Benedict Fox, benzersiz sistemler sunuyor
Oyunun haritaları arasında dolaşmak, keşif yaptıkça ve düşmanları yenerek veya doğrudan etkinleştirerek açılan Anchor noktaları tarafından kolayca yapılabiliyor. Bu noktalar oldukça cömert bir şekilde yerleştirilmişler ve nispeten kısa yükleme süreleri sayesinde etrafta dolaşmayı çocuk oyuncağı haline getiriyorlar. Limbo içerisinde yalnız da değilsiniz; çeşitli şeytani yaratıklar sizi yakalamaya çalışıyor ve iblis arkadaşımızın da buna karşı birkaç numarası var. Birincil savaş yönteminiz bir bıçak ve tekrarlanan yakın dövüş saldırıları, bir atış yapmadan önce çekip, nişan alırken zamanı birkaç saniye boyunca hoş bir şekilde yavaşlatan işaret fişeği tabancanızı şarj ediyor.
The Last Case of Benedict Fox oyunundaki silahlarınızdaki yükseltmeler, oyunda ilerleme kaydederek ve dünyayı keşfederek kazanılır. Ayrıca yoldaşınız aracılığıyla, giderek daha da güçlenen saldırılara ek olarak, bir düşmanı yakalamak ve yere çarpmak için dokunaçlar fırlatmak gibi ek yetenekler de elde edebilirsiniz. Ayrıca kaçışlar, sis bombaları ve sizi geçici olarak taşa çeviren küçük bir büyü gibi savunma hareketleriniz de var. Savaş, ne yazık ki mükemmel değil ve bazı animasyonlar garip hissettiriyor ve görünüyor. Ayrıca, bir ekrandan diğerine geçerken, ekran dışı yaratıkların size hasar vermesi gibi can sıkıcı bir problem ve bu da biraz ucuz hissettiriyor.
Bunların haricinde, Limbo alanının belirli kısımlarını ele geçiren ve peşinize ciddi anlamda kötü düşmanlar gönderen eski bir tarikatın üyeleriyle de karşılaşacaksınız. Inquisitor olarak bilinen özel bir düşman, pek de hafife alınacak gibi bir yapıda değil. Oyunun ilk bölümlerinde tek seçeneğiniz, onları kovmak için bölgedeki bir tütsü yakıcıyı yok etmek oluyor. Yenilen her düşman size mürekkep kazandıracak ve bu mürekkeple yoldaşınızın yeteneklerini geliştirebileceksiniz. Bunu da tabii ki bazı Lovecraft dövmeleri yaptırarak başarıyorsunuz. Mürekkebinizi, öldüğünüzde kaybetme riskini almak yerine Anchor noktalarında depoya koyabiliyorsunuz.
Twilight Zones olarak bilinen çok ürkütücü alanlar da var bu yapıtın içerisinde. Bu alanlar siyah-beyaz olarak sunuluyor ve çok sayıda gölgeli ve oldukça ürkütücü dokunaçların sizi yakalayıp, Limbo içerisinden sonsuza dek atmaması için el fenerine erişmenizi ve canlı çıkmanızı gerektiriyor. Oyunun içerisinde ilerlemenizi engellemek için tasarlanmış her türlü kapı ile de karşılaşacaksınız ve en önemli şey, kapıların sadece doğru gücün kilidinin açılmasıyla ilgili olmaması. Sonuçta siz bir dedektifsiniz. Doğru güç yerine, yanlış yaptığınızda çığlık atan ağızlar eşliğinde mini oyunlar veya sihir gerektiren semboller içeren bulmacalarla uğraşıyorsunuz.
Bazı sıkıntılar zaman zaman da olsa can sıkıcı olabiliyor
Daha da sinsi bir şekilde, bir Conundrum cihazı, bir defter ve bazı tuhaf sembollerin kullanımıyla fethedilecek çok sayıda matematiksel ikilemle birlikte, kilidini açmak ve incelemek için tam bulmacalar ve bayağı bayağı keşfedilecek bütün bir dil vardır. Tüm bunlar, bu tür oyunlarda görülen olağan ilerlemeye ferahlatıcı bir değişiklik getiriyor. Evet, yine de artık standart olan üçlü zıplama ve yere çarpma özelliklerinin kilidini açmak isteyeceksiniz, ancak The Last Case of Benedict Fox oyununda vücudunuzu olduğu kadar beyninizi de kullanmanız çok önemli. Tabii erişilebilirlik ayarları altından, bazı şeyleri değiştirip, bunların hiçbirini yapmamayı tercih edebilirsiniz.
The Last Case of Benedict Fox, çoğu bağımsız oyunun sahip olduğu standart özelliklerin çok ötesinde, şaşırtıcı sayıda gerçekten düşünülmüş ayarlara sahip. Oyunu sıfır zorluk ile sadece keşfetmek istiyorsanız, tanrı modunu açabilir, tüm düşmanları tek vuruşta öldürebilir ve hatta karşılaştığınız her bulmacayı otomatik olarak çözebilirsiniz. Bunlar arasında kaybolmanızı engelleyen bir ayar da var. Bu ayar, bir soru işareti göstermeden, önünüzdeki kapı ve yol türlerini anlayacağınız ikonlarla gösterecektir. Çok kullanışlı bu ayar, sadece keşfi tercih eden ya da belki de savaşmayı seven ve bulmacalardan nefret eden oyuncular için harika bir seçenek.
Görsel olarak The Last Case of Benedict Fox; oldukça benzersiz ortamlar, mor nehirler, kitaplar ve komodinler arasına serpiştirilmiş ölülerin anılarının ve yaşamlarının günlük nesneleri ve daha fazlasıyla oldukça çekici duruyor. Geliştirici ekibin görselliğe çok emek verdiği açık ve sergilenen hırs da ortada. Ne yazık ki, oyun o kadar çok şeyle dolu ki zaman zaman oyun, görselliğin dışında biraz tuhaflaşmaya başlıyor. Görsel açıdan sıkıntı olmasa bile oyun, teknik alanda oldukça zayıf ve saatlerce ilerlemenizi kaybetmenize sebep olacak hataları bile içinde bulunduruyor. Bunun haricinde daha fazla oyun içi hata da mevcut. Oyunun performansı, FPS değeri de pek stabil değil.
Belki de ben çok iyi bir dedektif değilim ama birçok görev açıklaması ve araştırma yolu sinir bozucu bir şekilde belirsiz. Kontrol noktası veya yönlendirici olmadan, oyunda geçirdiğim 12-13 saat boyunca birkaç kez amaçsızca etrafta dolaştım, kayboldum ve sıkıldım. Oyun, bu konuda katlarca daha iyi bir iş yapabilirdi bence. Hikaye ise zamanla garipleşti ve açıklayıcı olmaktan çok kafa karıştırıcı bir hale dönüştü. Tüm hikaye anları tutmasa da en azından Metroidvania temeli oldukça sağlamdı. Bazı ilginç tuhaflıkları, birkaç hatayı kaldırabilirseniz ve karanlıkta ipucu aramaktan çekinmiyorsanız, The Last Case of Benedict Fox size yeni bir soluk getirebilir.