The Legend of Heroes: Trails of Cold Steel IV içerisinde Erebonia serisinin destansı bir şekilde sona ermesinin ardından, büyük alacakaranlık tehdidi ortadan kalktı ve dünya nihayet bir barış dönemine hazırlanmaya başladı. Ancak, tam da her şey yerine oturuyor gibi görünürken, bir dizi şok edici olay Lloyd, Rean ve büyük alacakaranlığı sona erdiren diğer kahramanları sarsarak onları bir kez daha harekete geçirdi. Seride ilk kez, The Legend of Heroes: Trails into Reverie içerisindeki hikaye üç farklı karakter yoluna ayrılıyor. Hikayelerden biri Crossbell’de Lloyd ve SSS’yi, diğeri Erebonia’da Rean ve Class VII’yi takip ediyor. Son olarak, Lapis, Nadia ve Swin gibi seriye kendi başlarına harika eklemeler olan yepyeni karakterleri tanıtan esrarengiz C ve onun haydut ekibi var.

Hem keşfedilebilir alanlar, hem de düzinelerce oynanabilir karakter açısından büyüklük ve ölçek göz önüne alındığında, bu onları daha yönetilebilir gruplara ayırmanın harika bir yoluydu. Ayrıca, bir zindanı temizlemek için bir hikayeyi oynamak arasında gidip, geldiğim bazı harika anlara olanak tanıdı; geçiş yapmak iki düğmeye basmak kadar basitti. Bu kadar çok oynanabilir karaktere ve geçiş yeteneğine sahip olmanın en büyük dezavantajı, sık sık ekipman ve kuvars değiştirmem istendiği anlamına geliyordu. En iyi aksesuarlardan bazılarının savaşta ne kadar etkili olabileceği düşünüldüğünde, aktif olarak oynamadığım bir yoldaki karakterleri o anda bulunduğum yolda kullanmak için donanımlarını çıkarmaya teşvik edildiğimi hissettim.

Elbette bahsettiğim bu konu, geri döndüğümde aynı şeyi tekrar yaşayacağım anlamına geliyordu ve bunun ne kadar sık meydana geldiği göz önüne alındığında, çok zaman alıcı ve biraz can sıkıcı hale geldi. Neyse ki, oyunda ilerlediğimde ve etrafta dolaşmak için daha fazla ekipman olduğunda, bu o kadar büyük bir faktör değildi ama parti için bir çeşit yükleme kaydına sahip olmak gerçekten güzel olurdu bence. Neyse, hikaye ve olay örgüsü açısından, ana gizem çözülmek için yeterince ilgi çekiciydi ama bana macerayı gerçekten satan şey hem ana, hem de yan hikayedeki harika karakter anlarıydı. Kusursuz dünya inşası ve harika karakter gelişimleri bir bütün olarak bu serinin en büyük gücü ve The Legend of Heroes: Trails into Reverie oyununun hem nitelik, hem de nicelik olarak bu alandaki en iyilerden biri olduğunu bildirmekten mutluluk duyuyorum.

Kahramanların uzun yolculukları boyunca biriktirdikleri kalıcı pişmanlıklar, şüpheler ve suçluluk duygusuyla başa çıkmak küçük bir iş değil ama karakterlerin çoğunun parlamak için zamanları olduğunu hissettim ve karakterlerin varlığından bile haberdar olmadığım yönlerini görebildim. Tanıdık yüzlerin arasına yeni bir soluk getiren C ve yeni gelen ekibine özel olarak değinmek istiyorum. Bir grup olarak kimyaları hemen eğlenceli ve doğal hissettirdi ve onlarla vakit geçirmekten, yerleşik kahramanlardan daha fazla olmasa da, aynı derecede keyif aldım.

The Legend of Heroes: Trails into Reverie

The Legend of Heroes: Trails into Reverie, savaş cephesinde çok da farklı değil

Savaş açısından, sıra tabanlı savaşta Arts/Crafts/S-Crafts/Orders ile The Legend of Heroes: Trails of Cold Steel IV oyunundan çok fazla şey değişmedi. En büyük yenilik, yedekte bekleyen karakterlerin bile saldırı göstergesi harcayarak ve iyileştirme/fiziksel veya büyü hasarı ve ek BP gibi sayısız avantaja sahip olarak mücadeleye katılmasına olanak tanıyan United Front idi. Daha önce saldırı göstergesinin çok önemli olmadığı düşünüldüğünde, bu AG’yi yönetmeyi BP’yi yönetmek kadar önemli hale getirdi; doğru zamanda kullanılırsa savaşın gidişatını bir çırpıda değiştirebilir.

Farklı Master/Sub kuvars türleriyle denemeler yapmak hala çok eğlenceli ve bazı yapıların diğerlerinden çok daha üstün olmasına rağmen, elimdeki aksesuarlara bağlı olarak birçok uygulanabilir seçenek vardı ve oyun boyunca farklı yapıları test ederken eğlendim. Ayrıca, The Legend of Heroes: Trails into Reverie oyunundaki ekipmanların genel gücünün şimdiye kadarki tüm serinin en güçlüsü olduğunu ve Reverie Corridor’un dahil edilmemesi durumunda aşırıya kaçılmış gibi hissedileceğini belirtmek gerekir.

Reverie Corridor, dünyanın geri kalanından izole edilmiş bir alan olup içine girenlere daha güçlü olabilmeleri için hizmet vermektedir. Sürekli genişleyen zindana meydan okuyarak seviyemi yükseltebildim ve ana görevde kullanabileceğim güçlü ekipmanlar bulabildim. Ayrıca bu mekânda ek kahramanlar çağırma, mini oyunların ve çeşitli yan hikâyelerin kilidini açma fırsatım da oldu. Bu yerin neden var olduğu ve nasıl işlediği çözülmesi gereken bir başka gizem ve yan/oyun sonrası içeriğin büyük kısmını oluşturuyor.

Hikayenin bağlamı nedeniyle bu sefer ana hikayede neredeyse çok fazla yan görev olmadığından, dünyanın dört bir yanında gerçekleşen çeşitli eğlenceli yan hikayelerin tadını çıkarırken düzinelerce karakterin seviyesini yükseltmek ve donatmak için benim için tek durak yeri olarak hizmet etti. Bir seri olarak Trails her zaman tatmin edici oyun sonu içeriğinden yoksundu, bu nedenle zorlu düşmanlara meydan okumak ve favori karakterlerimi sınırlarına kadar güçlendirmek için bu yere sahip olmak, düzinelerce saat boyunca yararlandığım hoş bir değişiklik idi.

The Legend of Heroes: Trails into Reverie

Son zamanlarda oynayabileceğiniz en problemsiz oyunlardan bir tanesi

PC portu açısından oyun, FOV ve Ultrawide desteği de dahil olmak üzere çok sayıda görsel iyileştirme ve grafik seçeneği ile önceki oyunlarda olduğu gibi yine PC için hoş bir deneyim sunuyor. 80 civarı saatin üzerindeki uzun oyun süreme rağmen oyunda tek bir çökme veya herhangi bir aksaklık bile yaşamadım. Yani, cila ve optimizasyon cephesinde bile problem yok. Son zamanlarda gördüğüm en problemsiz video oyunlarından bir tanesiydi kendisi.

Bir diğer yandan The Legend of Heroes: Trails into Reverie oyunundaki yerelleştirme de birkaç öğe/kuvarsın gerçekte yaptıklarından yanlış çevrilmesi haricinde sağlamdı ama üzerinde çalıştıkları senaryonun büyüklüğü göz önüne alındığında, gelecekte düzeltileceğini umduğum bu tür küçük sorunlardan dolayı onları affetmeye istekliyim. Bunun haricinde, bu kategoride de başka bir problem gözüme çıkmadı ve gayet pürüzsüz bir deneyim elde ettim.

The Legend of Heroes: Trails of Cold Steel serisinin üçüncü ve dördüncü oyunu ile aynı motorda olmasına rağmen, The Legend of Heroes: Trails into Reverie için yeni ve şirket içi bir motor kullanıldı ve oyun içi sinematiklere kadar her şeyin daha dinamik hale geldiğini görmek gerçekten harika. Xenoblade Chronicles 3 veya Final Fantasy XVI oyunlarındaki gibi oyun içi ara sahnelerin kalite seviyesine ulaşacaklarından şüpheliyim ama mütevazı bütçelerine rağmen kayda değer iyileştirmeler yaptıklarını görmek güzel.

Tam dokuz farklı oyuna yayılan bir seriyi sonlandırmak için bir sonsöz olarak, The Legend of Heroes: Trails into Reverie; kusursuz dünya inşası, ilgi çekici, incelikli karakterler ve bolca deneme alanı olan keyifli bir savaş motoru ile bu oyunu piyasadaki en iyi rol yapma oyunu serilerinden biri yapan tüm alanlarda başarılı. Bir bakıma, bu giriş şimdiye kadar seriye bağlı kalan herkes için bir ödül gibi hissettiriyor ve Calvard ile bir bütün olarak serinin geleceğine bakarken, kahramanları herhangi bir pişmanlık duymadan şık bir şekilde uğurladığımızı bilerek rahatlayabiliriz.

The Legend of Heroes: Trails into Reverie
Olumlu
Anlatılan hikaye ve karşınıza çıkartılan karakterlerin tamamı hoş bir derinliğe sahip.
Tüm bu hikayeyi ve karakterleri, sayısız anlamlı içerik ile deneyimliyorsunuz.
Savaş elementleri, oyuna kreatif bir açıdan bakmanızı sağlıyor.
Olumsuz
Karakterler arasında sürekli ekipman değiştirmeye çalışmak kısa sürede can sıkıcı bir eyleme dönüşüyor.
9