Yine Telltale Games, yine bir The Walking Dead oyunu. Benim, kişisel olarak çok uzun zamandır beklediğim The Walking Dead: The Final Season sonunda çıkışını gerçekleştirdi. Tabii ki bu oyunun sadece ilk bölümü piyasaya sürüldü. Bu bölümün adı da Done Running idi. The Walking Dead: The Final Season – Done Running oyununu oynadım ve şimdi de sizlere bu bölümün incelemesini aktarmaya çalışacağım. Dilerseniz direkt yazımıza başlayalım. Çünkü böyle bir oyunun inceleme yazısında, giriş kısmına ne yazacağımı bilemiyorum.
The Walking Dead: The Final Season ön incelemesi
The Walking Dead: The Final Season – Done Running başlıyor
The Walking Dead: The Final Season – Done Running deneyimim ne yazık ki biraz tat kaçırıcı bir şekilde başlıyor. Nedendir, bilemiyorum ama oyun, üçüncü sezona ait kayıt dosyalarımı görmedi ve beni Telltale Games tarafından oluşturulmuş Story Builder ile baş başa bıraktı. Ben yine bu aracı kullanarak, kayıt dosyalarımdaki seçimleri işaretledim ama Story Builder bana soracak olursanız, oyuncuya yeterli kadar önemi seçimi yaptırmıyor. Bu arada benim Clementine’ım, “Righteous” karakterine sahipti.
Bahsetmiş olduğum sorun ardından oyuna girmeyi başardım ve büyük bir merakla beklediğim deneyimim başladı. Bu sezonda tekrar Clementine’ı kontrol ediyoruz ve yanımızda da AJ bulunuyor. Oyunun bize söylediğine bakacak olursak, bu sezondaki seçimlerimiz, AJ’in kişiliğini oluşturacak ve bu benim için çok heyecanlandırıcı bir şey. Çünkü tüm bunlar, The Walking Dead: The Final Season ardından bu marka için AJ temelli bir mini sezon geliştirilebilir. Açıkçası, ekibin daha büyük bir adım atacağını sanmıyorum.
Oyuna başladığım andan itibaren ise dikkatimi genel olarak yapılmış büyük değişiklikler çekiyor. Öncelikle oyunun grafik tasarımı değiştirilmiş. Bu değişiklik hem kalite ve detay üzerinden yapılmış, hem de tarz açısından. Oyunun şimdiki grafiği daha modern ve daha detaylı görünüyor. Ayrıca genel olarak sanat tarzı da bizlere ilk sezonu hatırlatıyor. Hatta oyunun başlangıcı, genel olarak ilk sezonu hatırlatıyor. Anlaşılan önümüzdeki bölümlerde de bolca birinci sezon göndermesi göreceğiz ve biz bundan çok memnunuz.
Grafikler haricinde artık karakterlerin giydiği kıyafetlerdeki fizikler de dikkatimizi çekiyor çünkü artık kıyafetlerimiz, rüzgar ile sallanabiliyor. Ayrıca karakterlerin genel olarak yüzleri de gerçekten kaliteli bir şekilde tasarlanmış. Özellikle de gözler. Tabii mimikleri de unutmamak lazım. Telltale Games, oyunculara hikayeyi en iyi şekilde aktarabilmek için bu sefer mimiklere de önem vermiş ve bu gerçekten oyunu farklı bir seviyeye taşımış.
Önemli değişikliklerin ardı arkası kesilmiyor
Oyuna şöyle bir baktığınız zaman hissedebileceğiniz değişikliklerden sizlere bahsettim. Biraz da oynamaya başladığınız zaman ilk olarak fark edeceğiniz değişikliklerden bahsedeyim. Mesela, artık kamera açısı TPP olarak çalışıyor. Yani, oynanış anlarında bile sinematik tarz kameralar görmek yerine üçüncü şahıs bakış açısından bakıyoruz oyuna. Ayrıca zombilerle olan dövüş sistemi de değişmiş durumda. Artık dövüş sahnelerinde önceden tasarlanmış şekilde bir sistem bulunmuyor. Oyuncular, saldırı şeklini kendi seçiyor ve oyun dinamik bir şekilde ilerliyor.
Her ne kadar oyunun dövüş sisteminde önemli bir değişiklik yapılmış olsa da, bence bu sistem şu anda sorunlu. Bu oyun boyunca toplam 4 kere öldüm ve bunun sebebi, dövüş sırasında zombinin üzerindeki tuşların, siz halihazırda tuşlara basarken inanılmaz geç çıkıyor olması. Eğer önünüzde birbirine çok yakın 2 veya daha fazla zombi bulunuyorsa ve o zombiler size çok yaklaşırsa, saldırı şansınız olmadan ölüyorsunuz. Oyunda böyle bir hata varken de ne yazık ki tatsız bir his bırakıyor benim içimde The Walking Dead: The Final Season – Done Running. Fakat bu düzeltilmeyecek bir sorun değil.
The Walking Dead: The Final Season için daha önce bir demo yayımlanmıştı ve bu demoyu ben oynamıştım. Hatta sizin için bir ön inceleme yazısı da hazırlamıştım. Bu yazımın en başına o ön inceleme yazısını ekledim, mutlaka okumanızı öneriyorum. Bundan bahsettim çünkü oyunun açılış sahnesi, demodaki açılış sahnesinden birazcık değişikti ve bu benim hoşuma gitti. Sadece bunu belirtmek istemiştim, teşekkür ediyorum.
İnceleme yazımın bu noktasında küçük ama önemli sayılacak bir yeniliğe daha girmek istiyorum. Eğer oyunu oynarken, PlayStation 4 üzerinde, L1 veya L2 tuşuna basarsanız, oyun sizlere etrafta etkileşime geçebileceğiniz şeyleri gösteriyor. R1 veya R2 ile de zaten koşabiliyoruz. Her neyse, oyundaki etkileşime geçilebilecek şeylerin bu şekilde gösterilmesi bence gayet olumlu bir hareket olmuş. Ayrıca, oyunda toplanabilir ögeler bulunuyor. Bunların nerede kullanıldığından sonra bahsedeceğim ama şimdiden söyleyelim, toplanabilir ögeler L1 veya L2 ile görünmüyor. Bu da güzel bir şey. Oyun bu şekilde hem kolay, hem de zor olmuyor.
İnceleme yazısına yanlış yerden mi bakıyoruz?
The Walking Dead: The Final Season – Done Running oynarken aklıma bir şey geldi. Bu oyunun inceleme yazısını yazarken, tam olarak neyden bahsedecektim? Oynanıştan, mekaniklerden filan mı? Yoksa oyunun evrenine mi girecektik? Bu oyun hakkında yayımlanmış birkaç incelemeye baktım ve oyunun mekaniklerine filan çok fazla yer ayrılıp; daha derin detaylara, hikayeye, karakterlerin detaylarına yeterince yer verilmediğini fark ettim. Fakat bana soracak olursanız, böyle bir oyunda oynanıştan daha önde gelmeli oyunun evreni. Bu yüzden, inceleme yazımın devamında o konulardan bahsedeceğim.
Öncelikle söyleyelim, AJ ve Clementine bir ev arıyor. Evet, artık kendileri dinlenebilecekleri, sürekli hareket etmeyecekleri, kalabilecekleri bir yer arıyor. Ayrıca oyunun ilk bölümünde, artık dünyada çok fazla insan kalmadığını da öğreniyoruz ki bu durum başlı başına oyunun evrenini karartmaya yetiyor. Fakat söylemem gerekiyor ki, bu bilgi verilmemiş olsa bile The Walking Dead: The Final Season – Done Running ile karşımıza gerçekten karanlık bir evren sunuluyor ve ben bunu gerçekten çok sevdim. Bu oyun, böyle yapılmalıydı. The Walking Dead serisinin ikinci ve üçüncü sezonunda tam olarak böyle bir şey yapılmamıştı ve bu beni rahatsız etmişti.
Peki, aradığımız evi buluyor muyuz? Evet. Daha doğrusu bir ev değil, okul buluyoruz. Bizim gibi çocuk olan bazı insanlar da, gözden uzak bir okulda, tek başlarına hayatta kalmaya çalışıyor. İşte biz o insanlarla tanıştığımız zaman, The Walking Dead: The Final Season – Done Running içerisinde ilk defa insan görmüş oluyoruz. Tabii bunları AJ ve Clementine’ın ağzından söylüyorum. Açıkça söylemeliyim ki, Telltale Games karşımıza gerçekten hatırlanabilir, çok fazla klişe olmayan karakterler sunuyor.
Okulda karşılaştığımız her karakter hem çok başarılı bir şekilde tasarlanmış, geliştirilmiş ve oyuncuların karşısına sunulmuş. Özellikle Louis benim favorim ve kesinlikle ölmesini istemiyorum. Fakat muhtemelen ikinci veya üçüncü bölümde ölen ilk karakterlerden bir tanesi olacak kendisi. Yine de seviyorum onu.
İçimize huzur doğuyor ama yanlış olan bir şeyler de var
The Walking Dead: The Final Season – Done Running içerisinde okula vardığımız zaman Clementine ve AJ hafiften huzur hissediyor. Aynı şeyi ben de hissedebiliyorum. Etrafta çok iyi insanlar var, güvenli bir mekandayız ve zombiler yok. Telltale Games, oyundaki karakterlerin hislerini o kadar başarılı bir şekilde yansıtıyor ki, ben televizyonumun başında bu hisleri alabiliyorum. Bence bu, böyle bir video oyunu için oynanıştan bile daha önemli.
The Walking Dead: The Final Season – Done Running genel olarak zaten okulda ve çevresinde geçiyor. Bu zamanlarda yeni bir sistem ile de karşılaşıyoruz: İlişkiler. Oyun içerisindeki seçimlerimiz, daha önceden hikayenin gidişatını etkiliyordu ama artık oyundaki karakterlerle olan ilişkilerimiz de etkileniyor. Tabii ki önceki oyunlarda da böyle bir sistem vardı ama bu oyun içerisinde sistem tamamen oturmuş ve önemli görünüyor. Bu arada, karakterlerle olan ilişkilerimiz de direkt olarak hikayeyi etkileyebiliyor, hem de büyük bir şekilde.
İlişkiler haricinde, bir de oda dekorasyonu karşımıza çıkıyor. Şöyle ki, oyun boyunca farklı noktalarda bazı toplanabilir ögeler alabiliyoruz ve bu ögeleri, okuldaki odamıza asıyoruz. Şimdilik bu oyunun tek bir bölümünü oynadık, çünkü ikinci bölüm henüz çıkmadı. Fakat bu sistem, genel olarak tüm oyun boyunca etkili olacak gibi görünüyor. Çünkü oyunun kupaları arasında diğer bölümlerde de toplanabilir öge olduğunu gösteren kupalar da var. Bu da demek oluyor ki, genel olarak hep okulda kalacağız ve okul önemli bir rol oynayacak bu oyunda.
Okulun önemli olduğunu bir de oyunun sonunda anlıyoruz. Çünkü oyun, bizlere öncelikle her karakter ile olan ilişkimizi, o karakterlerin nasıl hissettiğini, AJ’in ne durumda olduğunu ve en sonda da okulun durumunu gösteriyor. State of the School olarak karşımıza çıkan bu sahne sayesinde okulun genel anlamda önemli olduğunu da anlıyoruz.
Tabii ki müziklerden de bahsedeceğiz
Oyunun grafiklerinden daha önce bahsetmiştim, gayet güzeller. Oyunu PlayStation 4 Pro üzerinde, AOC I2790PQU ile denedim, ardından da kendi televizyonuma geçtim ve en iyi performansı, yine kendi televizyonumun verdiğini söyleyebilirim. 60 Hz, 1080p özelliklere sahip olan AOC I2790PQU, video oyunu konusunda beni pek memnun edemedi. Fakat oyunun genel olarak performansından gayet memnun oldum. Eski The Walking Dead oyunlarında performans gerçekten başarısızdı ve Telltale Games cephesinin bu sorunu atlatabildiğini görmek gerçekten çok güzel.
Oyunun müzikleri ve genel anlamda sesleri ise başarılı. Sesler, efektler, seslendirmeler gayet güzel ama müzikler ondan daha özel. The Walking Dead: The Final Season – Done Running içerisinde ilk sezona gönderme yapan müzikler duyuyoruz ama oyunun ikinci sahnesine girerken ve final sahnesinde, emeği geçenler kısmında gerçekten çok güzel müziklerle karşılaşıyoruz. Özellikle emeği geçenler kısmındaki müziği sonuna kadar dinlediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Peki, genel olarak memnun kaldım mı bu video oyunundan? Tabii ki evet. Bana soracak olursanız, Telltale Games geliştirdiği yeni teknolojilerin başlangıcını bu video oyunu ile oyunculara gösterdi ve bunu çok başarılı bir şekilde yaptı. Oynanış, grafik ve performans konusunda bu oyunda laf edebileceğim 1, belki 2 küçül nokta bulunuyordur. Hikaye ve hikaye anlatımı konusunda, karakterler üzerinde ise söyleyebileceğim hiçbir şey yok çünkü her şey çok başarılı görünüyor.
Yalnız bu oyun hakkında çok büyük bir problemim var. O da kupalar hakkında. Oyundaki kupa sistemi değişmiş durumda. Artık oyun sırasında belli başlı hareketleri yaparak ve toplanabilir ögeleri toplayarak kupa kazanıyoruz. Sahne bitirdiğimiz zaman da kupa geliyor ama diğer iki durum gerçekten rahatsız edici. Neden mi? Çünkü, bu yeni sistem oyunun akıcılığını benim için bozuyor. Bu konudan daha uzun bir şekilde, inceleme yazımın devamında bahsetmek istiyorum.
Neden böyle bir şey yaptın sevgili Telltale Games?
Aslında bir önceki başlık altında inceleme yazımı bitirecektim. Mutlaka fark etmişsinizdir ama bu problemden bahsetmeden kesinlikle geçemeyeceğim. Dediğim gibi, oyundaki kupa sistemi değiştirildi ve artık belli başlı aksiyonlar ve toplanabilir ögeler sayesinde kupa kazanıyoruz. Bu durum, benim oyunu oynamamı tamamen değiştiriyor.
Şöyle ki, ben kupa kazanmayı çok seven bir oyuncuyum. Bu yüzden The Walking Dead: The Final Season – Done Running oynarken de tek seferde o kupaları kazanmak istiyorum. Çünkü oyunu tekrar ve tekrar oynamak istemiyorum. Neden mi? Bence bu tip video oyunlarında hikaye 1 kez baştan sona oynanmalı ve o hikaye, sizin olmalı. Gerçek hayatta verdiğiniz seçimlerde geri dönüp, farklı gidişatları göremiyorsunuz. Bu yüzden ben de bunu oyunda yapmak istemiyorum. İşte yeni kupa sistemi ile bu huyum birleştiği zaman da gerçekten tatsızlaşıyor deneyimim.
Oyunu ilk kez bitirdiğim zaman kupa koleksiyonuma girdim ve kazanmadığım birçok kupanın olduğunu gördüm ve bu kupalardan sadece 1 tanesi toplanabilir ögeler ile alakalı. Yani, bu demek oluyor ki ben oyunda kupa kazanmamı sağlayabilecek, muhtemelen az önemli ama his bakımından etkili şeyleri kaçırmışım. Oyunu derin bir şekilde oynadığım halde kaçırmışım. Tamam, bunu bilmek güzel bir şey ama ben Clementine’ı oynarken, kaçırmışız işte. Ben geri dönüp, bunları deneyimleyip, hikayemi değiştirmek istemiyorum. The Walking Dead: The Final Season – Done Running ne yazık ki buna izin vermiyor.
Telltale Games daha önce benzer bir tekniği The Wolf Among Us ile yapmıştı ve o oyunda kupalar, benim seçtiğim diyalog seçeneklerini etkilemişti. Yani, ben o oyunda kendi hissettiğim seçenekleri değil, kupa alabileceğim seçenekleri seçiyordum. The Walking Dead: The Final Season – Done Running ile aynısını yaşamayı gerçekten istemiyorum. Telltale Games, bu gerçekten çok kötü bir seçim oldu. Öyle ki, sadece komple 4 paragraflık bir başlık bile ayırdım yahu.
Yavaş yavaş inceleme yazımızı bitirelim
Öncelikle bu inceleme yazımı okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Genel olarak The Walking Dead: The Final Season – Done Running oyununu beğendim ve sizlere de bu inceleme yazımda oyunun temeline ve hikayesine eşit bir şekilde değinmeye çalıştım. Fakat bundan sonraki bölümler için yazacağım inceleme yazılarında %90 oranla hikayeye odaklanacağım. Bu yüzden, eğer bu oyunu oynarsanız, bir sonraki bölümleri incelediğim yazılara sizi mutlaka bekliyorum efendim.