Yine Ubisoft, yine bir açık dünya oyunu… Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, kendi serisinin en güncel oyunu olmaya hazırlanıyor ve kendisi, şu günlerde ilk kez oyuncuların karşısına beta seviyesinde çıktı; Ubisoft, bu oyun için kapalı beta şeklinde bir süreç düzenledi. Bizler ise hem Aral ve Ubisoft, hem de kendi şansımız ile bu sürece katılmayı başardık. Bu betadan ben bir ön inceleme sunacağım sizlere. Emrah Subaşı ise bir fikir yazısı ile karşınıza çıkacak. Şimdi, dilerseniz ön incelememize başlayalım!
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununa karşı bir beklentim yok
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki ben Tom Clancy’s Ghost Recon Wildlands oyununu çıkışında oynadım ve kendisinden pek memnun kalmadım. Bu memnun kalmama durumum sadece oyunun içeriğinden kaynaklanıyordu; dev gibi bir açık dünyada, sürekli olarak aynı şeyleri yapmak, beni çok kısa bir süre içinde bu oyundan soğutmuştu. Bu sebepten ötürü de açıkçası Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununa neredeyse sıfır beklenti ile başladım.
Kapalı beta başladığı an, Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununun havasının Tom Clancy’s Ghost Recon Wildlands ile çok farklı olduğunu fark ettim. Öncelikle, açık dünya en azından şimdilik çok daha ciddi ve karanlık duruyor. Ayrıca bu atmosfer, oyunun hikayesine de uyum sağlıyor. Bu atmosfer, aslında oyunun temel mekanikleri ile de destekleniyor; Ubisoft, bu oyun ile gerçekçiliği, video oyunu eğlencesi ile birleştirmeyi planlıyor. Bu gerçekten çok belli. Peki, bu nasıl yapılıyor?
Öncelikle, bu oyunu oynarken, karakterinizin gerçekten yere bastığını çok daha güçlü bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Ayrıca oyundaki animasyonlar da birçok farklılığa ve gerçekçiliğe sahip. Yani, Ubisoft ekibinin animasyonlar üzerinde gerçekten durduğunu hissedebiliyorsunuz; oyun çok daha oturaklı hissettiriyor kendisini. Yine de bu oyun bir açık dünyada geçiyor ve bu sebepten ötürü de animasyonların çok saçmaladığı noktalarla karşılaşmak çok büyük bir ihtimal oluyor.
Bahsetmiş olduğum bu gerçekçilik, oyunun açık dünyasına çıkmadan önce yapabileceğiniz hazırlıklarla da destekleniyor. Şöyle ki, kampınızdan çıkmadan önce birçok farklı hazırlık yapabiliyorsunuz. Bu hazırlıklar arasında da yemek yemek, su içmek, silahı ve teknolojileri kontrol etmek gibi temel şeyler bulunuyor. Bu ögeleri tamamlayarak; sakatlanma riskinizi ve benzer değerleri düşürebiliyorsunuz. Bu da bence oyuna hoş bir gerçekçilik katıyor ve oynanışı da temelden destekliyor.
Gerçekçilik çabası, bir noktada çuvallıyor
Şimdi, Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint için gerçekçilik hedefleniyor dedim ama bu gerçekçiliğin kesinlikle Red Dead Redemption 2 oyununun seviyesinde olduğunu düşünmeyin; değil. Ayrıca bu gerçekçiliği baltalayan çok önemli şeyler de bulunuyor bu video oyununda. Mesela, oyundaki atış hissi bence çok başarısız. Belki de beta boyunca kısmen düşük seviyeli silahlar kullandığımızdan ötürü böyle bir his edindim ama şu an aksi bir yorum da yapamıyorum ne yazık ki.
Böylesine bir video oyununda atış hissi oldukça önemlidir. Ayrıca bu hissi destekleyen bazı ögeler de bulunur. Mesela, oyunun performansı bu ögelerden biridir. Oyunun performansı ne kadar stabil olursa, atışlar da o kadar eğlenceli ve gerçekçi olur. Yalnız, bu oyunun performansını da başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Oyunu PlayStation 4 Pro ile Supersampling özelliği açık iken denedim ve aldığım performans genellikle 30 FPS altı idi ve göz yorucu bir durum vardı.
Tabii ki bu oyun henüz kapalı beta seviyesinde performans gibi ögeler oyunun çıkışına kadar iyileştirilebilir ama benim şu an elimde kapalı beta var ve onu değerlendirmem gerekiyor. Ayrıca, performanstan bahsetmişken, klasik olarak grafiklere ve seslere de değinmek istiyorum. Öncelikle grafikler: Bana bu oyunun grafikleri gayet ortalama geldi. Yani, birisi bana bu oyunun grafikleri iyi mi diye sorsa hayır derim ama kötü mu diye sorduğunda da aynı cevabı veririm. O seviyede bir durum var.
Sesler de aynı grafikler gibi ortalama. Kapalı beta boyunca Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyunundan çok müzik duyamadım. Bu sebepten ötürü de müzikleri yorumlayamayacağım ama seslendirmeler ve genel olarak ses efektleri gayet ortalama idi. Bu oyunun önemli noktalarından bir tanesi olabilecek silah sesleri de bana ortalama geldi. Daha Call of Duty: Modern Warfare oyununu deneyimledik ve o oyundan sonra hiçbir oyundaki seslerin kulağa güzel olacağını sanmıyoruz.
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint ile klasik bir açık dünya deneyimi
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununa ilk başladığım zaman direkt olarak Tom Clancy’s Ghost Recon Wildlands oyununu hatırlamak yerine, Ubisoft şirketinin tüm açık dünya oyunlarını hatırladım; bu yapıtın açık dünyası, klasik bir Ubisoft oyununu andırıyor. Açık dünyada bolca aktivite ve bilgi bulunuyor. Oyuncuların da tüm bunları bulması ve tamamlaması bekleniyor.
Ubisoft şirketinin klasik bir açık dünya oyununda bolca görev ve aktivite yer alır. Bu oyunun kapalı betasında çok da fazla görev yer almıyor olsa da içerik olarak zengindi. Şimdi, bir oyunun içeriğinin zengin olması iyidir ama o zenginlik sürekli kendisini tekrarlıyorsa, ortaya çirkin bir sonuç çıkabilir. Bu video oyununun kapalı betasında da aslında pek bir farklılık bulunmuyor.
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununun kapalı betasını oynarken sürekli olarak aynı şeyleri yapmak zorunda kaldım; aktivitelerde hiçbir farklılık yoktu. Bu da beni rahatsız etti; Tom Clancy’s Ghost Recon Wildlands oyununu bırakma sebebim buydu. O oyunun da haritası dev gibiydi ama içeriği kenidisni hep tekrar ediyordu; şimdi aynı şey bu oyun için de geçerli gibi görünüyor.
Demek istediğim şudur ki Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, bir dev ama çirkin bir dev. Oyunun haritası bilmem kaç yüz kilometre kare, haritada girilebilecek bilmem kaç yüz alan var filan diye bir video oyunu sevilmez. İçeriğin sayısı değil, kalitesi benim için önemlidir ve ben bu kaliteyi, oynamış olduğum bu video oyununda göremedim.
Karşımızda çirkin bir dev var
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, çirkin bir dev var ama bu devin derin bir yapıya da sahip olduğunu söyleyebilirim. Oynamış olduğum bu beta sürecinde 4 farklı karakter sınıfından bir tanesini seçip, birçok farklı yetenek ile karakterimizi geliştirebiliyorduk. Bunun üzerine de karakterimizi kozmetik açıdan değiştirebiliyoruz. Bu kozmetik değişiklik haricinde, gücümüzü etkileyen ekipmanlar da yer alıyor.
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, bu noktada Destiny serisine benziyor; oyunda bir Gear skoru bulunuyor. Oyun içerisindeki her silahın, her zırhın ve her ekipman parçasının bir Gear skoru bulunuyor. Oyuncular, daha güçlü zırh, silah ve ekipman bularak karakterini güçlendiriyor. Bu noktada, kozmetik değişikliklerin de bu konudan bağımsız olduğunu belirtmek istiyorum.
Bu video oyununda Gear skorunu etkileyen ögeleri modifiye edebilmek de mümkün. Mesela, silahlarımızın 4-5 parçasını değiştirebiliyoruz ve renkleri ile oynayabiliyoruz. Bu konuda, Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint aslında derin bir video oyunu gibi görünüyor ve eminim ki bu durum, birçok oyuncunun da hoşuna gidecektir; ortada kötü bir iş bulunmuyor.
Bu sırada, oyunun en başında bir zorluk seviyesi seçmenin ve karakter oluşturmanın olduğunu belirtmek istiyorum yalnız o karakter oluşturma sistemi pek detaylı sayılmaz. Zorluk seviyesinin de mantığını anlamış değilim; oyundaki zorluğun genel seviyesini Gear skoru belirliyor ama yine de en zor deneyimi yaşamak isteyen oyuncular, zorluk seviyesini ona göre ayarlamak isteyebilir.
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, eski problemlerinden de kurtulamamış
Tom Clancy’s Ghost Recon Wildlands oyununun en büyük problemlerinden bir tanesi araç kontrolleri idi. Bu oyun, tabii ki bir FPS/TPS oyunu; araç kontrollerinin başarılı olmasına gerek yok diyebilirsiniz ama ben size bu konuda katılmıyorum. Bunun sebebi ise oyunun haritasının dev gibi olması ve ulaşımın çok önemli olması. Ne yazık ki bu kontroller, yeni oyunda da pek değişmemiş; hatta daha kötü olmuş durumda.
Bunun haricinde, oyunun performansı da benim pek hoşuma gitmedi ama oyunun kapalı beta sürecini deneyimlediğim için grafik, ses ve performans konusuna çok fazla girmek istemiyorum. Yalnız, özellikle araç kontrollerinin ve oyunun performansının beni çok rahatsız ettiğini sizlere çok büyük bir rahatlıkla söyleyebilirim.
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununda beni rahatsız eden bir başka nokta ise kamera açısı oldu. Tom Clancy’s Ghost Recon Wildlands oyununu şu an net olarak hatırlayamıyorum, kameranın durumu neydi, bilemiyorum ama bu oyunda kamera açısı ya karaktere inanılmaz yakın oluyor, ya da inanılmaz uzak oluyor. Bence kamera olarak Tom Clancy’s The Division 2 oyunu örnek alınmalı idi.
Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununun örneğe ihtiyacının olmadığı noktaları da bulunmakta. Mesela, oyunda bence çok güzel bir kamp noktası bulunuyor. Bu noktada gerekli hazırlıklarınızı yapıp, mağazaları ziyaret edebiliyorsunuz. Ayrıca bu kamp noktasında gerçek oyuncuları da görebiliyorsunuz. Bu tip alanlar artık çoğu oyunda var ama bu yapıttaki alan bana çok daha hoş geldi.
Bu oyun, serisini farklı bir yöne mi çekmek istiyor?
Bana soracak olursanız Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, klasik Tom Clancy’s Ghost Recon serisini farklı bir yöne çekmek istiyor. Çekilmek istenen bu yön, daha fazla Destiny ve Tom Clancy’s The Division tarzı gibi görünüyor, en azından ilerleme sistemi olarak, ve bu durum beni pek rahatsız etmiyor. Eğer Ubisoft, güncel Far Cry ve Assassin’s Creed oyunlarındaki kaliteyi korumayı başarırsa, ortaya güzel bir iş çıkabilir.
Tüm bunlara rağmen, oynamış olduğum bu kapalı beta süreci beni oyuna pek heyecanlandırmadı. Daha önce de dediğim gibi Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, bu hali ile bir dev ama çirkin bir dev. Bu durum da beni çok memnun etmiyor açıkçası. Evet, oyunun değiştirilmiş ilerleme sistemi bence çok başarılı ama yine de bu oyunda ters giden bir şeyler var ve bu terslik, oyunun temelinde yaşanıyor.
Mesela, bu video oyununun temel kontrolleri bana yeni animasyonlara rağmen başarılı gelmiyor. Ayrıca böylesine büyük bir haritaya sahip olan oyunun hala araç mekaniklerine önem vermemesi de gerçekten üzücü ki Ubisoft şirketinin çatısı altında The Crew serisi yer alıyor. Bu serinin temel mekanikleri, en düşük seviyede bu oyuna kopyalansa bile bence yeterli olacaktır.
Özetle söylemek gerekirse, Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint oyununun kapalı betasını oynadığım zaman oyunun kendisi için heyecanlanmadım. Bu benim için büyük bir hayal kırıklığı; yayımlanmış olan oynanış videoları filan beni inanılmaz heyecanlandırmıştı ve oyunu gerçekten oynamak istemiştim. Şimdi ise tüm hayallerimin, oyundaki önemli iyiliklere rağmen suya düştüğünü görüyorum.
