Karlı New York kışı yerine bu kez harika bir Washington baharından herkese merhabalar. Yeni bir Ubisoft oyununda yine birlikteyiz. Genellikle, geliştirdikleri serinin ilk oyunuyla bol bol hata barındıran, ikinci oyunuyla bu hataları düzelten ve üçüncü oyunuyla tekrara düşmesi yönünde eleştirilen Ubisoft, Tom Clancy’s The Division 2 ile karşımıza çıkıyor. Serinin ilk oyunundaki pek çok hata ve yanlışı güncellemelerle düzelten geliştirici ekibin düzenlemesi gereken ne kalmış, neleri aynı bırakmış, neleri değiştirmiş ve serinin 2. oyununa nasıl bir geçiş yapılmış diye beraberce göz atacağız. Ayrıca yazının tamamının, bu oyun birincisinin aynısı olmuş diye sayıklayarak geçmeyeceğinin sözünü vererek, inceleme yazısına başlayalım.

Tom Clancy’s The Division 2

Tom Clancy’s The Division 2 ile baharı kucaklamak

Her video oyununun yapısı bilindiği üzere aynı değildir. Bazı oyunlar, çok uzun olmayan hikaye görevleriyle sona erer, bazıları spor oyunudur ve baştan sona aynı mekaniği görürüz, bazılarıysa gelişerek yıllara yayılır ve sürekli yeni bir şeyler verir. Tom Clancy’s The Division 2 oyununun beta süreçlerine katılan pek çok kişinin, ilk oyunun aynısı, sipere girip ateş ediyoruz işte diye yorum yaptığını görüp üzüldüm açıkçası. FIFA serisi hakkında, her sene 22 kişinin 1 topun peşinden koştuğu oyunu yapıyorlar, demek gibi oluyordu biraz.

Tabii ki daha keskin değişiklikler, farklılıklar arıyor insan ama Ubisoft, serinin bu 2. oyununda oynanıştan ziyade işleyişi ön plana çıkartmak istiyor. Bir başka deyişle, benzer mekanikler kullanılarak uzun süre canlı kalacak, güncellemeler ve etkinliklerle desteklenecek bir yapı oluşturulmak istenmiş durumda. Görevleri takip et, karakterini güçlendir, seviye atla sisteminin devamlılığı, geliştirici ekip tarafından göz önüne alınarak hazırlanmış bir oyun Tom Clancy’s The Division 2. Bu oyunun ana senaryo bölümleri ve oyun sonu aşamasını, incelemenin devamında yazacağım ama önce genel hatlarıyla elimizde ne varmış diye bir bakalım.

Serinin ilk oyununu oynayanların bileceği üzere Tom Clancy’s The Division 2, Looter & Shooter diye tabir edilen bir türün temsilcisi. Türün en belirgin örnekleri olarak Borderland serisi, Destiny serisi ve Warframe gösterilebilir. Kazandıkça eşya alınan, eşya alındıkça oyundaki karakterimizin güçlendiği bu türün diğer örnekleriyle Tom Clancy’s The Division 2 arasında şahsım adına önemli bir fark bulunuyor: Siper alma mekanikleri. Yine yazı boyunca oynanıştan bahsedeceğimiz için ekstra bilgilerle canınızı sıkmayalım.

Bilmeyen oyuncular için ek bir parantez açarak belirtelim. Tom Clancy’s The Division serisi, hükumetlerin çöktüğü, kanunun sağlanamadığı bir dünyayı resmeder. Serinin ilk oyununda kış mevsiminde, New York şehrindeki mücadeleyi görmüştük. Bu kez bahar aylarına Washington D.C’de girmek için hazırız. Dilerseniz, ikinci oyunla ilk oyun birbirinin aynı diye ısrar edecek olan değerli otoriteler için iki oyun arasındaki farkları kaleme alarak bu bahar yürüyüşüne devam edelim. Bakalım oyunun temel noktalarında neler değişmiş neler aynı kalmış, nasıl bir yıl izlenmiş?

Tom Clancy’s The Division 2

Oynanış, temel hatlarıyla ilk oyuna benziyor ama işleyişte farklılıklar mevcut

Tom Clancy’s The Division 2 için gerçekleştirilen kapalı ve açık beta süreçlerinin ardından en çok eleştiri oyunun değişmediği, serinin ilk oyununun kar yağmayanı olarak karşımıza çıkartıldığı yönündeydi. Tabii ki bu eleştirilerde kısmen haklılık payı bulunuyor. İncelediğimiz oyunun menüleri ve arayüzlerindeki yazı karakterleri dahil olmak üzere ilk oyunun bir kopyası olarak karşımıza çıkıyor. Bu bir sorun oluşturmakla birlikte alışıldık sistemin korunması, oyuna daha hızlı adapte olunmasını sağlayacağından şahsım adına bir eksi değil.

Gönül isterdi ki karakterlerin animasyonları, savaş anlarındaki hareketlerinde gözle görülür değişiklikler olsun ama yine ilk oyundakine çok yakın bir oynanış mekaniğinin ortaya konulduğunu gördüm. Bununla birlikte karakter oluşturma sisteminin detaylandırılması ve bolca alternatif eklenmesi iyi bir gelişme. Görsel anlamda oyuncuların beğenisine sunulan pek çok kıyafetin mikro ödeme sistemine sıkı sıkıya bağlanmasını görmek ise biraz üzücü açıkçası.

Oynanış sürecine dair en belirgin farklılıkların yine aşağı kısımda detaylarıyla anlatacağım üzere özel yetenek ve bonus sistemine geldiğini söyleyebilirim. Serinin ilk oyununda sağlık, elektronik ve teknik anlamda kazandığımız puanları kullanarak istasyonlardan açtığımız özellikler bu kez farklı bir işleyiş tablosuyla karşımıza çıkıyor. Ayrıca, PlayStation 4 konsolunda R1 ve L1 tuşlarıyla yeteneklerimizi kullanırken düşmanı işaretleyebiliyoruz. Unutmadan, envanter ekranının da biraz daha az karmaşık bir halde yeni oyunda olduğunun altını çizeyim.

Bir de çatışma sırasında silahların gelişiminin gözle görülür biçimde fark ettiğini göreceksiniz. Düşük seviyelerde silah sapmaları daha belirgin, geliştirilme ihtiyacı duyuluyor. Bununla birlikte; oyunun genel haritasının üç boyutlu unsurlarla daha kullanışlı hale getirildiğini, düşmanlara ateş ettikten sonra daha hızlı siper aldıklarını ve yapay zekalarının arttığını, hızlı seyahat durumlarında iki kere komut vermek yerine bir kere tuşa uzun basmanın yeterli olduğunu da söylemeden geçmeyeyim.

Tom Clancy’s The Division 2

Bir Far Cry, bir Assassin’s Creed gibi hem aynı hem de yalnız bir serinin içine giriyoruz

Oyun türü olarak FPS ya da aksiyon olarak adlandırılan türlere son yıllarda daha detaylı tanımlar geldi. Seriyle hiç alakası olmayan okurlarımız için Tom Clancy’s The Division ile ilgili birkaç temel bilgiler vererek devam etmek istiyorum. Sonrasında işi biraz daha detaylandıracağız. Bir keresinde bu oyun temelinde aksiyon bulunan ve yabancı dildeki adıyla bir Looter & Shooter oyunu. Yine konuya uzak okurlarımızın anlayacağı dilde söylersek oynadıkça seviye atladığımız, eşya ve mühimmat toplayarak geliştiğimiz, geliştikçe yeni bölümlere girmeye hak kazandığımız bir yapı var karşımızda.

Ubisoft tarafının defalarca altını çizdiği üzere Tom Clancy’s The Division 2 yalnızca tek bir oyundan oluşmuyor. İki oyun olarak ele alacağımız bu yapımın öncelikle senaryo bölümlerini bitirmek gerekiyor. Sonrasında oyun sonu adı altında farklı bir boyuta geçen Tom Clancy’s The Division 2, biraz daha uzun zamana yayılacak bir serüveni başlatmış oluyor. Oyunun ilk yarısı diye de tabir edebileceğimiz temel senaryo kısmının ilerleyişinden bahsedelim öncelikle.

Bu kısım; ana görevler, yan görevler, çeşitli açık dünya etkinlikleri ve projeleriyle birlikte yaklaşık olarak 30 ile 40 saat arasında bir oynanış sunuyor. Aslında bu kısım bile ortalamanın üzerinde bir oynanış deneyimi sunarken Ubisoft bu kez yıllar boyunca devam edecek bir oynanışın peşine düşmüş vaziyette hareket etti. Şöyle ki hem ana oyun sonrasındaki bölümler hem de yıl boyunca gelecek olan 3 sezon geçişiyle beraber tamamlayıcı bir yapı üzerinde çalışıldı.

Oyunun işleyişini fazla karışık göstererek okurlarımızın gözünü korkutmak istemiyorum. İşi biraz basite indirgersek, Tom Clancy’s The Division 2 oyununda harita üzerinde çeşitli görevler ve pek çok açık dünya etkinliğine sahibiz. 30. seviyeye ulaşana kadar bu görevleri yapacak, etkinliklere katılacak, farklı deneyimler edineceğiz. Bir de oyunu tek kişi ya da eşli oynamak kısımları tamamen sizin tercihinize bırakılıyor. Tabii eşli olarak oynamak pek çok yönden avantaj sağlıyor. Eğer aynı oyuna sahip bir arkadaşınız yoksa, oyunun eşleştirme sisteminin gayet kolay ve akıcı biçimde çalıştığını söyleyebilirim.

Tom Clancy’s The Division 2

Beyaz Saray bizim yeni yuvamız oluyor

Oyunun beta süreçlerine katılan herkesin bileceği üzere oyundaki ana üssümüz Beyaz Saray oluyor. Pek çok geliştirme, özel yetenek kazanma, üretim ve bonus kısımlarını bu ana üssümüze giderek gerçekleştirebiliyoruz. Bununla birlikte oyun alanının farklı noktalarında güvenli yerleşim alanları yer alıyor. Bu bölgelerde de ana üssümüz kadar olmasa da eşya ve silah alım satımı, eşleşecek oyuncu bulma, cephane tazeleme, proje alma gibi çeşitli faaliyetler yürütülebiliyor.

Tom Clancy’s The Division 2 oyununa yeni eklenen unsurlardan birisinin de bölge kontrolü ele geçirmek olduğunu söyleyebilirim. Düşmanın elinde bulunan bu bölgeler ele geçirildiğinde bölge içerisindeki bir bölümden bolca eşya toplanabiliyor. Bunlarla birlikte projeleri tamamlamak gibi etkinlikler de oyunda bulunuyor. Oyunun dört bir tarafından ödül kazanabilecek etkinliğin yağdığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bölüm tasarımlarına baktığımızdaysa biraz fazla tekrar unsurunu gördüğümü belirtmek isterim.

Konuları farklı olsa da görevler düşmanı temizle ve ödülü kazan tarzında dizayn edilmiş vaziyette. Bununla birlikte oyundaki mekanların ve görevleri gerçekleştirdiğimiz yerlerin tasarımlarında farklılıklar yapılsa da nihayetinde benzer işleri sırasıyla gerçekleştiriyoruz. Ana görevler ve yan görevler arasında uçurum denebilecek farklılıklar bulunmuyor. Ana görevler biraz daha fazla alana yayılırken yan görevler genellikle daha sınırlı alanlarda düşman temizlemek üzerine kurgulanmış vaziyetteler.

Bir de düşmanlardaki bazı farklılıklara değinmeden geçmeyeyim. Tom Clancy’s The Division 2 oyununun düşmanları, serinin ilk oyunundan farklı olarak çeşitli bölgelerinde zırhlar barındırıyorlar. Bu zırhlar her hangi bir düşmanda nadiren bulunduğu gibi sarı renkle gösterilen bölüm sonu canavarlarında güçlü bir biçimde karşımıza çıkıyor. Bu kısımda, üzerine yüzlerce kurşun yağdırdığımız bölüm sonu canavarlarının bir türlü ölmemesi durumuna, nispeten mantıklı bir çözüm getirildiğini düşünebiliriz. Nihayetinden zırhı kırılan düşmanlar, kurşun darbelerini doğrudan aldıklarında süratle can kaybediyorlar.

Tom Clancy's The Division 2

Özel yeteneklerimizdir bizi biz yapan

Tom Clancy’s The Division 2 oyununun, serinin ilk oyununa göre farklılıklarından birisinin oyundaki bonus ve yetenek sisteminin ilerleyişindeki değişim olduğunu belirtmiştim. Yeni oyunda kod parçaları toplayıp bonusları açıyorken, bölümlerden kazanılan jetonlarla özel yetenekler açılabiliyor. Tüm bu işlemleri yapmak için ana üssümüz olan Beyaz Saray’daki geliştirme masasına gitmemiz gerekiyor. Bu kısımların da serinin ilk oyununa göre toparlandığını söyleyebilirim. Oyunun çıkışı itibarıyla açılıp kullanılabilecek 8 farklı özel yetenek çeşidi bulunuyor. Bu yetenekler kendi içlerinden çeşitlendiriliyor.

PlayStation 4 konsolunda R1 ve L1 tuşlarına atanan yeteneklerimiz; Pulse, Turret, Hive, Chem Launcher, Firefly, Seeker Mine, Drone ve Shield olarak 8 sınıfa ayrılmış halde bizleri bekliyorlar. Pulse yeteneğiyle sinyal kabiliyeti kazanıyor ve düşmanın yerini tespit etme, bölge radarı ya da elektrik vererek düşmanı şaşırtma gibi alanların birisini seçerek kullanabiliyoruz. Turret bölümünde düşmana karşı stratejik olarak kullanabileceğimiz Turret seçebilme imkanına sahip oluyoruz. Hive ile torbaya bağlı top benzeri bir eşyayı atmak vasıtasıyla; can doldurabiliyor, düşmana zarar verebiliyor, ölen arkadaşınızı canlandırabiliyoruz.

Pek çok türü mevcut olan Chem Launcher vasıtasıyla; can doldurmak, düşman etrafına yanıcı gaz atmak, köpük benzeri bir maddeyle düşmanı durdurmak ya da gaz atarak düşmanı öldürebilmek seçeneklerinden istediğimizi seçebiliriz. Firefly yeteneğindeyse; düşmanı kör etme, patlayan bir madde bırakma, düşmanın zayıf noktalarına hasar verme gibi özellikler bulunuyor. Seeker Mine yine ilk oyunda da olan top şeklinde, düşmanın yanına giden bombalarımız ve sayısını alacağımız jetonlarla arttırabiliyoruz.

Dronlarımız ise bomba atmaktan tutun, savunma kalkanı oluşturmaya ve takım arkadaşının canının arttırmaya kadar farklı tercihlerle kullanılabiliyor. Son özel yeteneğimiz olan kalkanlar ise kullanım alanına göre farklı kombinasyonlarla karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte bonuslar kısmında; can paketlerimizi arttırma, daha fazla XP kazanma, bomba sayımızı arttırma gibi pek çok özellik bizi bekliyor. Ayrıca ilk oyunda kutulardan çıkan ve mod olarak adlandırılan silah gücünü arttıran parçaları da Perk bölümünden alabiliyoruz.

Tom Clancy's The Division 2

Mağazamıza hoş geldiniz, pamuk eller cebe

Son dönemdeki oyunların olmazsa olmazı olan mikro ödeme temelli görsel ögeler satan mağaza sistemi, Tom Clancy’s The Division 2 oyununda da bulunuyor. Bu kısımda silah kaplamalarından tutun da giysi koleksiyonu ve aklınıza gelmeyecek kadar ıvır zıvırı gerçek para ödemek suretiyle satın alabiliyorsunuz. Oyuna 60 Dolar ödeyip bir de bunlara mı para harcayacağım diye serzenişte bulunamıyoruz çünkü harcanmasa neden bu mağazaları buralara koysunlar.

Öte yandan oyunda çeşitli ganimet kutuları bulunuyor. Bu ganimet kutuları gerçek parayla alındığı gibi oyun içinde kazanılan bazı ögelerle de açılabiliyor. Ayrıca bölümler kazanıldığında ya da kutuların içerisinden sürpriz biçimde mini ganimet kuruları çıkabiliyor. Mini ganimet kutularını aldığınız anda açıp içindekileri envanterinize ekleyebiliyorsunuz. Mağazada bulunan giysi koleksiyonlarının da yine göze hitap edecek tarzda hazırlandığını ve oyuncuları ekstra para harcamaya ittiğini söyleyeyim. Oyunda nadirlik derecesine göre pek çok ürünün bulunduğunu ve ganimet kutularının bu sınıflamaya göre hazırlandığını da parantez içerisinde ekleyeyim.

Tabii bu saydığım unsurların hiç birisi oyunda avantaj sağlayacak hususlar değil ve diğer oyunculara karşı bir görüntü dışında bir üstünlük oluşturmuyor. Ubisoft tarafını paraya doymamakla, her noktada paramıza göz dikmekle suçlayabilirdim ama oyuna gelecek ilk yıl içeriklerin ücretsiz olarak geleceğini bildiğim için susuyorum. Evet, Tom Clancy’s The Division 2 devamlılığı istenen bir yapım ve oyuncuların uzun süre oyuna bağlı kalınması isteniyor.

Henüz oyun çıkmadan, Ubisoft tarafından yapılan açıklamalarda, oyunun standart sürümünü alanlar dahil herkesin sezonluk etkinliklerden faydalanacağı ibareleri yer alıyordu. Yalnızca standart sürümden daha üst sürümleri satın alanla bu sezonluk etkinliklere daha erken erişim imkanı sağlayacaklar o kadar. Bu durumdan ötürü de Ubisoft tarafına tam kızacakken geri adım atmak durumunda kaldığımı söyleyeyim. Tüm bunlarla birlikte silahlar, zırhlar ve çeşitli donanımlarda bir kademe sisteminin olduğunun altını çizmek isterim. Bu sistem sayesinde oyunculara kendi stratejilerini çeşitlendirme fırsatı verilmesi, oyunun bir artısı olarak yorumlanabilir.

Tom Clancy's The Division 2

Tom Clancy’s The Division 2, oyun sonu aktiviteler ile birlikte başlıyor

Tom Clancy’s The Division 2 oyununun çıkışından önce geliştirici ekibinin en çok üzerinde durduğu konulardan birisi oyun sonu aktiviteleri idi. Nedir bu oyun sonu aktiviteler diye soran okurlarımız için hemen anlatalım. Oyunun son ana görevi bitirildiğinde ve oyuncu 30. seviyeye ulaştığında, tabiri yerindeyse kızılca kıyamet kopuyor. Black Tusk denen adamlar tüm emeğimizi boşa çıkarırcasına oyun alanını işgal ediyor ve bizi en başa sürüklüyor. Hemen korkmayın. Aynı görevleri en baştan yapmaya başladığımız bir yapı yok karşımızda. Bir nevi serinin 3. oyununa, Tom Clancy’s The Division serisinin gerçek devam oyununa buradan itibaren başlıyoruz.

Öncelikle bizden bir uzmanlık sınıfı seçmemiz isteniyor. Bu uzmanlık sınıflar şimdilik 3 tane ve oyundaki orijinal isimleriyle; Sharpshooter, Survivalist ve Demolitionist olarak adlandırılıyorlar. Uzmanlık sınıfları, Beyaz Saray’daki ana üsten, yetenekleri aldığımız yerden seçiliyor. Çeşitli geliştirmeler ve ilerlemeler de aynı yerden yapılıyor. Ayrıca uzmanlık sınıflarına geçerken özel bir silah, ayrı bir yetenek ağacı ve özel bir yan branşa erişim özelliği kazanılıyor. Oyun sonu geçişinden sonra serinin ilk oyununda olduğu gibi Gear Score olarak adlandırılan bir sistem bulunuyor.

Yalnız bu sistem Tom Clancy’s The Division 2 oyununda ortalama puanlar olarak farklı bir biçimde kaydediliyor. Öte yandan oyun sonu ilerleyişi World Tiers olarak bölümlere ayrılıyor. Tom Clancy’s The Division 2 oyununun yeniliklerinden olan kale ele geçirme görevleri tamamlandıkça ilerleyişte seviye atlanıyor. Her bir World Tiers yükselişinde düşmanların seviyelerinin yükseliyor ve daha zorlu hale geliyorlar. Bununla birlikte, bölümler zorlaştıkça kazanılan ödüllerin değerleri de yükseliyor.

Oyun sonu için tüm emeğimizi boşa çıkarıyor tanımı yaptım hemen yukarıda. Gerçekten de oyun sonu geçişi yaşandıktan ve Black Tusk askerleri şehri tamamen ele geçirdikten sonra yaptıklarımızın boşa gittiğini görüyoruz. Aslında tam olarak her şey sıfırlanıyor diyemeyiz ama bitirdiğimiz ana ve yan görevlere, içeride Black Tusk askerleri varken yeniden girebiliyoruz. Ayrıca ele geçirilen kontrol noktalarının da yeninden ele geçirilmesi gerekiyor. Bir de World Tier 4 seviyesine ulaşıldığında daha büyük ödüllerin kazanılacağı zorlu görevlere ulaşılabilecek olan Priority Target System yani PTN’in kilidinin açılacağını söylemeden geçmeyeyim.

Tom Clancy's The Division 2

Eşli oyunculu oynanış ve Dark Zone deneyimi neler getiriyor?

Tom Clancy’s The Division 2 hem tekli hem de eşli olarak oynanabilen bir yapım ama oyunun gelişimiyle beraber çoklu oyunculu oynanışa mecbur kalınıyor. Özellikle ana görevlerde ve belirli bir seviyeyi geçtikten sonra tek başına ilerlemek zaman açısından büyük kayıplar verilmesine neden olacaktır. Eğer bu oyunu edinen bir arkadaşınız varsa ne ala, onunla birlikte görevlere girip ilerleyebilirsiniz. Aksi takdirde, oyundaki güvenli bölgelerden veya görevlerin girişlerinden, serinin ilk oyunundaki gibi eş çağrısı yapılabiliyor.

Serinin bu yeni oyununda eklenen bir özellik de klanlar olarak karşımıza çıkıyor. Oyuncular kendi klanlarını kurabileceği gibi diledikleri klanlara dahil olabilirler. Bu klanların oyuncuları kabul seçenekleri bulunuyor. Oyunun çıkışıyla birlikte farklı farklı klanlar ortaya çıkacaktır. Eşli olarak oyuncu arayanların öncelikle kendi klanındaki oyunculara bakabilecekler. 50 kişiye kadar üye barındıracak olan klanların ekstra bir klan puanlandırması olacak.

Bu arada Dark Zone kısmını atlamayayım. Serinin ilk oyununda bitişik, Tom Clancy’s The Division 2 oyunundaysa haritaya dağılmış haldeki bu bölgelerin kilitlerini açmak için giriş bölümlerini geçmek gerekiyor. Güçlü donanımlar elde etmek için oldukça önemli olan Dark Zone deneyimlerinde tek başına takılmamanızı tavsiye ederim. Bu bölgelerde diğer oyuncularla da mücadele edileceğinden oyunda bazı normalleştirme yapılandırmaları hazırlandı. Oynandığında her oyuncu kendi seviyesine yakın düşmanlarla karşı karşıya gelecek.  

Seriyle tanışmamış olan oyuncular buraları neden oynamalıyız diye bir soru yöneltebilirler. En basit yanıt, hem biraz daha fazla aksiyon yaşamak hem de daha güçlü eşyalar toplamak için olacaktır. Tom Clancy’s The Division 2 oyunundaki yeni Dark Zone bölümlerinin tasarımlarını beğendiğimi söyleyebilirim. Her bölümün yapısı gereği farklı stratejilere itmesi, yakın ya da uzak menzilli silahları kullanmaya itmesini takdirle karşıladığım yorumunu yapabilirim.

Tom Clancy's The Division 2

Grafikler idare ediyor ama her platformda aynı değil

Bir oyunun grafikleri hakkında yorum yapabilmek için en iyi haliyle görmek ve sunduğu performansa göre yorum yapmak muhtemelen en doğru yoldur. Oyunu deneyimlediğim standart PlayStation 4 konsolunun sunduğu grafiklere baktığımda çok iyi cümleler sarf edemeyeceğim. Öte yandan oyunun açık betasını denediğim NVIDIA GeForce GTX 1060 ekran kartına sahip olan PC’de grafikler gayet güzeldi. Yalnız aynı bilgisayarda serinin ilk oyununun grafikleri ve detayları incelediğimiz oyunun standart PlayStation 4 sürümünden çok daha iyi duruyor.

Bununla birlikte sitemizin şahsımla birlikte kurucusu olan Kaan Gezer kardeşimin PlayStation 4 Pro deneyiminde, standart grafiklerin bir hayli ötesinde detaylı grafiklerle karşılaştığını öğrendim. Bu nedenden ötürü oyunun grafikleri için kesin bir yorum yapamayacağım. Eğer donanımınız iyiyse daha iyi görüntülerle karşılaşacaksınız. Öte yandan oyuna gelecek güncellemelerle kaplamaların geç yüklenmesi sorununun çözüleceğini umuyorum.

Beta deneyimlerinde geç yüklenen kaplamalar, oyunun son halinde bazen hiç yüklenmiyor. En azından ben geçene kadar piksellere bulanmış çok fazla yüzeyin yerinde öylece kaldığına şahit oldum. Bu arada oyunun PlayStation 4 sürümünü AOC G2590VXQ ile deneyimledim. Monitörün 1080p çözünürlüğü gayet akıcı ve sorunsuz bir biçimde aktardığını söyleyebilirim. Renk tercihlerinden kullanım kolaylığına kadar özellikle benim gibi standart PlayStation 4 kullanıcılarının tercihi olabilir bu monitörler.

Tom Clancy’s The Division 2 oyununun seslerini de yeterli bulduğumu belirtmeliyim. Serinin ilk oyununa göre bariz farklılıklar bulunmasına rağmen ister oynanış sırasında isterse sinematiklerdeki ses kalitesi rahatsız etmeyecek seviyedeydi. Yalnız genel performans bakımından, eşli oyunculu oyunlarda bazı takılmalara rastlanabileceğinin altını çizmeliyim. Kısa sürede gelecek güncellemeler vasıtasıyla, mevcut sorunların düzeltilebilecek seviyede olduğu yorumunu yaparak son bölüme geçeyim izninizle.

Tom Clancy's The Division 2

Tom Clancy’s The Division 2, eksiklerine rağmen, türündeki rakiplerine göre tamamlanmış bir yapım

Ubisoft yine pek çok kez yaptığı gibi bir oyunun ikincisini yaparken mevcut hatalardan ders alarak yeni bir yapım ortaya koymuş durumda. Siper alma mekaniği üzerine kurulu ve Looter & Shooter yapısı sunan farklı bir oyun aklımıza gelmezken, Tom Clancy’s The Division 2 oyununun benzer türdeki rakiplerinden çok daha hazır bir biçimde karşımıza çıktığını söylemek istiyorum.

Oyunda bolca mikro ödeme unsuru olmasına karşın bunların görsel unsurlarla sınırlı kalması ve yıl içerisinde sunulacak içeriklerin ücretsiz olması oyuna artı puan kazandırıyor. Özellikle oyun sonu geçişiyle birlikte oyna bitir tarzında bir yapım yerine uzun süre canlı tutulacak, oynanacak bir oyun var karşımızda. Verilecek paranın zamansal olarak kesinlikle karşılığının alınacağını söylemek isterim. Bununla birlikte görevlerin tek düze yapısı, bazı yerlerde sıkıcı olabiliyor.

Serinin ilk oyununun üzerine, oynanış anlamında devrimsel yeteneklerin eklendiğini de söyleyemeyeceğim. Yalnız, düzeltilen, alışılan ve sevilen mekaniklerin devam ettirilmesini eleştiremiyorum. Grafiklerin standart konsollarda pek iç açıcı görünmemesi, bazı performans sorunları ve kaplamalardaki gecikmelerin belirttiğim gibi güncellemelerle kısmen düzeltileceğini umut ediyorum.

Oyundaki değişimleri ve son düzenlemelerin daha iyi olduğunu ifade edebilirim. Eğer siz de siper alma mekanikleriyle bezeli atıcılık oyunlarını seviyorsanız, Tom Clancy’s The Division 2 ile onlarca saatinizi kilitleyebilirsiniz. Özellikle oyun sonu aşaması sonrasında yeni bir oyunun başlayacağını tekrar ederek inceleme yazısını sonlandırayım.

Tom Clancy's The Division 2
Tom Clancy's The Division 2, serinin temel mekaniklerine bağlı kalarak farklı bir oynanış sunmuyor ama oyunun genel yapısındaki gelişmeler takdiri hak ediyor. Özellikle oyun sonu geçişi sonrasında adeta yeni bir oyunun karşımıza çıkması oyuncuları memnun edecektir. Grafiklerin standart konsollar için zamanın gerisinde kalması, kapmalamarın geç yüklenmesi ve bazı performans sorunlarının olduğunu belirtelim. Bu sıkıntılara rağmen rakiplerine oranla Tom Clancy's The Division 2 oyununun, nispeten tamamlanmış bir yapım olduğunu söyleyebiliriz. Yıl boyunca bu oyuna gelecek olan içeriklerin ücretsiz olarak sunulacak olması ve uzun oynama süresi ilgi çekici.
Olumlu
Uzun oynanış süresi ve oyun sonu yapısı.
Doğru olanın devam etmesi ve hataların seriden arındırılması.
Yıl boyunca gelecek olan içeriklerin ücretsiz sunulması.
Rakiplerine oranla tamama daha yakın bir oyun olması.
Olumsuz
Oynanış anlamında fazla yenilik getirememesi.
Bölümlerin tekrar eder yapıda olması.
Bazı performans ve kaplama sorunlarını barındırması.
8.2