Büyük bütçeli oyunların giderek daha fazla kitleyi yakalamaya çalıştığı bir çağda, bağımsız oyunların benzersiz bir şeyler sunabilmesi çok önemli. Birçok oyun, zamanın geride bıraktığı tarzları ve türleri geri getirmeye çalışıyor. Tormented Souls ise 1996 senesindeki orijinal Resident Evil deneyimini geri getirmeye çalışması açısından bunun iyi bir örneği. Bulmacaların tasarımıyla ilgili bazı sorunlara ve belirli bir kimlik eksikliğine rağmen bu oyun, neredeyse tüm önemli yönlerden başarılı. Bizler de kendisinin devam oyunu çıkmadan önce bu yapıta bir kere daha bakmak istedik.
Tormented Souls oyununun konusu aslında oldukça basit: Caroline Walker, kayıp olan iki ikiz kız kardeşin fotoğrafını postadan alıyor ve bunun ne anlama geldiğini düşünmeden edemiyor. Tahmin edersiniz ki kahramanımız, cevapları mektubun gönderildiği yerde aramaya başlıyor, ancak kendini terk edilmiş bir hastanede kapana kısılmış buluyor. İlk başta bu biraz yavan ve ilgisiz görünse de sona yaklaştıkça tahmin edilebilir bir hal alıyor. Ayrıca, hastanede olanlara karışan bazı insanlardan keşfettiğimiz her not ve günlük girişi, olay örgüsünü daha ilginç hale getiriyor.
Açıklığa kavuşturmak gerekirse Tormented Souls bence iyi bir oyun. Korku temasını ve atmosferini deneyimlemek açısından oldukça iyi. Resident Evil serisinin orijinal deneyimi birçok kişi tarafından eski moda olarak görülüyor, ancak gerçek şu ki serideki başka hiçbir oyun bu kadar korkunç bir ortam yaratmayı başaramadı ve bunun çoğu sabit kamera açıları, sınırlı hareket ve kaynak yönetimi gibi unsurlar sayesinde başarıldı. Tormented Souls, özellikle kamera söz konusu olduğunda tüm bu unsurları oldukça iyi bir şekilde uyguluyor, ancak en büyük sorun, kendisine ilham veren klasikten farklılaşmak için yeni veya alakalı bir şey sunmaması. Oyun burada afallıyor.
Oynanış açısından, Capcom şirketinin bahsi geçen serisindeki ilk üç oyunu oynayan herkes için son derece tanıdık bir deneyim sunuluyor incelediğim bu oyunda. Tormented Souls, oyuncunun mum ve lamba gibi aydınlatma kaynaklarını kullanmak zorunda olduğu bir oyun mekaniği olarak aydınlığı eklemeye çalışıyor ek olarak. Herhangi bir aydınlatma yoksa, etrafta dolaşmaktan başka bir şey yapamazsınız, hatta kendinizi düşmanlardan bile koruyamazsınız. Bu nedenle hayatta kalmak için çeşitli odalara ışık getirmeniz gerekir.
Yalnız ortada bir sorun var. Şu iki nedenden dolayı mekanik kötü bir şekilde uygulanmış: Birincisi, en yakın mumların veya anahtarların nerede olduğunu bile bilmeden düşmanlarla karşılaştığımız birçok durum var, bu da kendimizi savunmanın hiçbir yolu olmadan elimizde bir çakmakla kaçtığımız garip durumlar yaratıyor. İkincisi ise oyunun ortasında, bir silah tutarken ışık yaymamızı sağlayan bir nesne nedeniyle karanlık bir tarafa bırakılıyor, bu da karanlığın yaratabileceği her türlü korku ve gerilimi tamamen ortadan kaldırıyor. Oyunun tadı kaçıyor.
Elbette bir dizi zorlu bulmaca olmadan klasik bir korku deneyimi olmazdı. Hastanenin tasarımı muhtemelen Tormented Souls oyununun en iyi yönü. Tüm alanlar akılda kalıcı ve bağlantı şekilleri oyuna mükemmel bir şekilde uyan bir keşif duygusu yaratıyor. Hastanede ilerlemek için diğer odaların ve yeni bölümlerin kilidini açmak için bulmacaları çözmeniz gerekiyor, ancak ne yazık ki bulmacaların kalitesi özellikle kayda değer değil. Bazıları sezgisel ve çözdüğümüzde bizi tatmin edecek kadar karmaşıkken, diğerlerinin çözdükten ve üzerinde düşündükten sonra bile çok az anlam ifade eden çözümleri var. Bu da pek iyi hissettirmiyor.
Bulduğumuz notlarda ipucu aramaya teşvik ediliyoruz, ancak bunların çoğu alışılmadık ve çekici olmayan bir şekilde yazılmış, bu da onları çözmeyi ödüllendirici hale getirmiyor. En iyi bulmacalar şüphesiz her odayı dikkatlice keşfetmeniz ve çözüm olarak kullanmak için mantıklı olan öğeleri bulmanız gerekenler. Sunum açısından ise Tormented Souls, bağımsız oyunların çoğunluğunun üzerinde. Görsel çevre, konsol sürümlerinde en büyüleyici olmayabilir, ancak sanatsal yön çok iyi uygulanmış. Işık efektleri ortamla mükemmel bir uyum içinde ve bu sayede oyun, özellikle sabit kamera açılarının kullanımı sayesinde çok etkili bir atmosfer yaratmayı başarıyor.
Ses ortamı da birçok bağımsız oyundan ışık yılı ileride, sadece müziklerde değil, aynı zamanda gerilim ve korkuyu yoğunlaştırmak için ses efektlerinin kullanımında da. Keşif ve sinematik sekanslar arasındaki performansın çok tutarsız olması utanç verici ve zaman zaman neredeyse bir slayt gösterisi izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Yani, Tormented Souls, kendisini orijinal Resident Evil oyununu sevenler için yapılmış bir oyun olarak sunuyor ve birçok benzerliğine rağmen aynı kalite seviyesine ulaşmasa da bu deneyimlerden hoşlananlar için iyi bir korku oyunu.