Hotta Studio, Perfect World ve Level Infinite, 2022 yılının yaz aylarında oyuncuların karşısına Genshin Impact yapıtına oldukça benzeyen bir deneyim ile çıktı. Tower of Fantasy isimli bu oyun, 2316 senesinde geçiyor ve insanlık, Aida isimli yeni ve içinde yaşanılabilir bir gezegen keşfediyor. Dünya üzerinde işler kötü gittiği için de yeni keşfedilen gezegene 200 yıllık bir yolculuk başlıyor. 2653 yılında Mara isimli bir yıldız keşfediliyor ve burada da Omnium isimli bir enerji bulunuyor. İşte bu enerjiyi ele geçirip, kullanabilmek için de Tower of Fantasy kuruluyor. Bundan yaklaşık 5 yıl sonra enerji kaynağı patlıyor ve Aida, üzerindeki insanlarla birlikte ölü bir gezegene dönüyor.
Tabii ki Tower of Fantasy oyununun hikayesinde bazı insanlar hayatta kalıyor ve bahsi geçen gezegende yaşam, tekrar başlatılıyor. İnsanlığın bir artık enerji kaynağını kullanmaya devam ediyor, diğer kısım ise bu enerji kaynağını düşman olarak görüyor. Böylece insanlık, birbiri ile savaşa giriyor. Bu sırada, insanlara karşı tehdit oluşturan canavarlar da ortaya çıkıyor. Tüm bunlar 50 yıl kadar yaşanmaya devam ediyor ve daha sonra da kendi karakterimiz ile tanışıyoruz. Kendisi, bir görev sırasında enerjisi bittiği için bayılıyor ve daha sonra da geçmişini hiçbir şekilde hatırlamadan, Astra Shelter içerisinde gözlerini açıyor. Burada da oyunumuz başlıyor.
Tower of Fantasy, hikaye tarafında Genshin Impact ile benzerlik göstermiyor. Sadece açılışı ele alacak olursak, benzersiz bir deneyim sunuluyor ve bahsi geçen benzerlik de zaten oynanış kısmında ortaya çıkıyor. Bu yeni video oyunu, üç boyutlu ve diğer oyuncularla paylaşılan bir açık dünya içerisinde geçiyor. Oyunun içerisinde aksiyon ve rol yapma elementleri, temeli oluşturuyor. Ayrıca oyunu üçüncü şahıs bakış açısından oynuyoruz. Amacımız ise bu açık dünyada karşımıza çıkan karakterlerden görev almak, hikayede ilerlemek ve kendimizi geliştirmek. Oyuna şöyle bir baktığınız zaman, hafif bir MMORPG deneyimi, Genshin Impact benzeri bir havayla sunuluyor.
Anime tarzına sahip olan Tower of Fantasy, oynaması ücretsiz yapısı ile de hemen dikkat çekiyor. Oyun sadece Android, iOS ve PC üzerinden sunuluyor. Konsollarda bu yapıt ne yazık ki bulunmuyor. Oyun, Unreal Engine 4 ile geliştirildiği için konsollara bir port işlemi yapmak belki çok zor olmayacaktır. Ayrıca, Perfect World ve Level Infinite, konsol oyunlarında da belli bir deneyime sahip. Böylece konsollardaki oyuncular için Genshin Impact oyununa alternatif bir deneyim sunulabilir ama Tower of Fantasy, aslında basit bir alternatif oyun olmadığını ortaya koyabilecek potansiyele sahip. Bu potansiyel, bazı problemler tarafından pek ortaya çıkamıyor.
Tower of Fantasy, her açıdan ilerlemenizi yavaşlatıyor
Tower of Fantasy oyununa kendi karakterimizi oluşturarak başlıyoruz. Karakter oluşturma sistemi biraz sınırlı hissettirse bile yine de gayet güzel görünen bir avatar oluşturabilmek mümkün. Maceramız boyunca Hykros ve Heirs of Aida isimli iki karşıt gruptan insanlarla tanışıyoruz, onlar için görevler yapıyoruz ve arkadaş oluyoruz. Hikaye boyunca içerisinde bulunduğumuz gezegenin tarihinden bahsediliyor, karakterleri daha yakından tanıyoruz ve hatta zamanda yolculuk fikri ile de biraz oynanıyor. Hikaye boyunca tanıştığımız bazı karakterleri, mağazadan “gacha” elementleri ile elde edebilmemiz mümkün. Zaten oyunun asıl çekiciliği de bu noktada devreye giriyor.
Genshin Impact ve piyasada yer alan sayısız “gacha” oyunu, tam olarak “gacha” mekanikleri yüzünden seviliyor. İşin içine biraz şans, biraz kumar ve bolca para giriyor. Mağazadan elde ettiğimiz karakterler de kendilerine ait bazı görevler ile geliyor ama oynanış tarafında bu karakterleri istiyor olmamızın asıl sebebi, silah yetenekleri. Oyundaki birçok ana karakter ve Simulacra isimli diğer bir karakter grubunun çoğunluğu seslendirme sanatçılarına sahip. Oyun tamamen seslendirilmemiş ama en azından en önemli görevler ve anlarda seslendirme performansları olduğu için hikayenin atmosferine kendinizi rahatlıkla sokabiliyorsunuz.
Tower of Fantasy oyununun en büyük problemlerinden bir tanesi, içeriklerinin büyük bir kısmını zaman sınırlamalarının ve seviye sınırlamalarının arkasına yerleştirmesi. Bunu sakın birkaç saatlik engellemeler olarak anlamayın; daha oyunun en başlarında bile hikayede ilerlemek için 10 saatten fazla beklemeniz gerekiyor. Oyunda ilerledikçe, sonlara doğru yaklaştıkça içerikler, 100 saatlik ilerlemelerin arkasına koyuluyor. Kimse de hikayede ilerlemek için 100 saat boyunca bir oyunu oynamak istemez bence. Ayrıca, oyunda seviye atlama ve tecrübe puanları da büyük bir sıkıntı. Mesela, 40. seviyeye kadar her şey kolayken, 41. seviyeden itibaren adeta duvara çarpıyorsunuz.
Tower of Fantasy oyununda 41. seviyeden sonra ilerleme kaydedebilmek inanılmaz zor bir hale geliyor ve olur da maksimum seviyeye ulaşırsanız, ondan sonra kazandığınız tüm tecrübe puanları çöpe gidiyor. Geliştirici ekip neden buna bir çözüm bulamamış, anlayabilmiş değilim. Evet, bazı içeriklerde otomatik oynama özelliğini kullanabiliyorsunuz, bu sayede bazen oyun sizin yerinize emek harcıyor ama bu özelliğin aktif edildiği içerikler de öyle çok heyecan verici ödüller sağlamıyor. Bir diğer yandan, en azından oyunun açık dünyasını keşfetmek çok daha eğlenceli, ödüllendirici ve heyecan verici bir his bırakıyor. Ayrıca oyunun dünyası da oldukça hoş tasarlanmış.
Birçok içeriği yüksek seviyeler için saklamak gerekiyor
Tower of Fantasy oyununda o güzel açık dünyayı keşfettiniz, ödüllerinizi topladınız, yan görevleri yaptınız ve sıra seviye atlamaya geldi. 41. seviyeden sonra işlerin zorlaştığını düşünüyorsanız da yanılıyorsunuz; 51. seviyede daha da büyük bir duvara tosluyorsunuz ve bir anda, daha önce bitirdiğiniz tüm içerikler için pişman oluyorsunuz; o içerikleri 50. seviyeden sonrasına saklayıp, ideal bir hızda seviye atlayabilmek mümkündü. Bu arada, oyunun sıkıcı gelebilecek “grind” yapısı, araçlar ve kutsal ögelerle biraz da olsa eğlenceli hale getirilebiliyor. Araçlar, açık dünyada hızlı bir şekilde seyahat etmenizi sağlıyor. Kutsal ögeler ise daha farklı işliyor.
Tower of Fantasy içerisinde “relic” olarak geçen bu ögeler hem sırt roketi gibi daha eğlenceli araçlar, hem de mekanik saldırı kolları gibi silahlar sağlayabiliyor. Tüm bunlar, günlük ve haftalık görevler ile birleştirilince, monoton bir düzen kuruluyor. Ayrıca, meydan okuma görevlerini ve operasyonları da bu döngünün içine katmanız gerekiyor. Hikayede ilerleme sağlayabilmek için sürekli olarak kaynak toplamak ve tecrübe puanı elde etmek gerekiyor ki bunlar da biraz önce bahsettiğim içeriklerle yapılıyor. Sıkıntı şu ki her şey, klasik bir MMORPG içerisinde olabileceği gibi inanılmaz sıkıcı bir hal alıyor; oyun sadece 51. seviyeye kadar eğlenceli duruyor.
En önemli kaynak ise Tower of Fantasy oyunundaki karakterler. Bu karakterleri tamamen şansa bağlı olarak, “gacha” mantığı ile elde edebiliyorsunuz ve yüksek kaliteli bir takım kurmak, oyundaki ilerlemenizi ciddi anlamda sızlandırabiliyor. Adeta kölesi olmanızı isteyen bir “gacha” sistemi kullanan bu oyunda karakterler, altı yıldıza kadar gelişebiliyor. Yıldızlar, karakterleri başarılı bir şekilde elde etmeniz ile kazanılıyor. Oyundaki savaş gücünüzü bu yıldızlarla ve ayrıca karakterlerinizin güçlendirilebilir ekipmanları ile yükseltebiliyorsunuz. Daha sonra işin içine set bonusları filan da giriyor ve artık “min-max” yapmak ile uğraşmaya başlıyorsunuz.
Tower of Fantasy, “casual” oyuncular için gayet standart bir aksiyon ve rol yapma oyunu gibi hissettirebilir ama türü seven “hardcore” oyuncular için çok fazla zaman ve “grind” isteyen bir MMORPG mantığı sunuluyor. İşin içine tabii ki bolca mikro ödeme de giriyor. Aksi taktirde bu oyun zaten oynaması ücretsiz bir yapıda sunulmazdı. Eğer bu oyunu “casual” bir şekilde oynayacaksanız, mikro ödemelerin size dokunacağını sanmıyorum ama oyuna yüzlerce saat yatırmadan önce cüzdanınızın dolu olmasından emin olmanız gerekiyor eğer bana soracak olursanız. Zaten, karşımızda temel olarak bir mobil oyun var; daha iyi bir sistem bekleyemezdik.
Tower of Fantasy, basit ve etkili bir oynanışa sahip
Tower of Fantasy, temel oynanış tarafında aslında basit ama etkili bir sistem sunuyor. Oyundaki kontroller oldukça basit; ana saldırınız için tek bir buton mevcut ve aynı şey ikincil yeteneğiniz için de geçerli. Oyunun içerisinde bazı kısmen karışık sistemler de bulunuyor ama oynanış tarafındaki hiçbir element, Genshin Impact kadar derine inmiyor. Özellikle de saldırı elementlerine karşı verilen reaksiyonlar çok yüzeysel kalıyor. Bu oyundaki dikkat çekici olan ana oynanış özelliği, yetenekler ve zamanı yavaşlatabilme imkanı. Phantasia isimli bu sistem, birkaç risksiz saldırı yapmanızı ve “discharge” yeteneğinizi de bedava olarak kullanmanızı sağlıyor.
Bahsetmiş olduğum “discharge” yetenekleri, silahlarla birlikte geliyor ve standart saldırı yaparak topladığınız enerjilerin bir sonucu olarak oluşuyor. Yalnız, her karakter bu yetenek üzerinde usta değil. Bazı karakterler, kalkan kırma konusunda daha hızlı çalışıyor ki bu da oyunun ayrı bir özelliği. Takımınızı her iki şeyi de ayrı ayrı yapabilen usta karakterlerle kurarsanız, etkili bir şekilde oyunu oynayabiliyorsunuz. Yalnız, SR seviyesindeki karakterler altı yıldız olsa bile bir noktaya kadar yeterli oluyorlar. SSR seviyesine karakterlerinizi yükseltmeniz gerektiği zaman da işin içine “gacha” problemi giriyor. Bu oyunda, tek bir SSR karakterini altı yıldıza çıkartmak bile imkansız görünüyor.
Tower of Fantasy içerisinde istediğiniz karakteri elde etmenin tabii ki bazı yolları var. Yalnız, bunlar için “gacha” sistemini aktif olarak kullanmanız, farklı para birimleri biriktirmeniz ve şansınıza güvenmeniz gerekiyor. Bu sisteme çok detaylı girmek istemiyorum; inceleme yazısı zaten biraz fazla uzadı ama özetle, “gacha” sistemi, Genshin Impact ile neredeyse aynı seviyede bir affediciliğe sahip. Yine de oyunun içerisinde oyuncuların parasına göz diken oldukça saldırgan sistemler mevcut. Ülkemizdeki fiyatlar da çok yüksek olunca, bu video oyununda en azından kendi adıma para harcamak çok zor oluyor. Bunu yapamayınca da oyunda ilerlemesi çok yavaş hissettiriyor.
Tower of Fantasy, aslında oldukça güzel bir açık dünya sunuyor ve bu dünyayı keşfetmek, içerisindeki mini oyunları oynamak ve savaşmak kaliteli hissettiriyor. En büyük sorunlar ise tabii ki oyunun tepesinde bir avcı olarak yer alan “gacha” sistemi ve ilerlemenin hem seviye, hem de oyun süresi ile sürekli olarak durduruluyor olması. Eğer bu oyunu yüzlerce, belki binlerce saat oynamayı planlıyorsanız, bunu kesinlikle yapabilirsiniz. Zaten böyle bir şey planlıyorsanız, MMORPG mantığına hakimsiniz, “grind” yapmayı da seviyorsunuz demektir. Mikro ödemeler olmadan bu oyunda ilerlemek biraz zor olsa bile en azından oyunu oynamak eğlenceli.