Ulaşım, özellikle ülkemizdeki İstanbul gibi büyük şehirlerde oldukça zor. İşe veya okula gidip gelmek, trafikten ötürü inanılmaz can sıkıcı bir hal alabiliyor. Bunu düzeltmek belki şu an sizin elinizde değil ama video oyunları sağ olsun, ulaşım ile uğraşmanın nasıl bir şey olduğunu Transport Fever 2 ile tekrar anlayabiliyoruz. Zaten bugünkü inceleme yazımızda da bu simülasyon ve strateji oyunundan bahsedeceğiz; oyunun iyi ve kötü yönlerini sizlere sunmaya çalışacağız efendim.
Transport Fever 2 ile köylere, kasabalara ve şehirlere can veriyoruz
Bu video oyunundaki asıl amacımız, haritamızda yer alan köylere, kasabalara, şehirlere ve çok daha fazlası içerisinde bir ulaşım sistemi kurabilmek. Bu ulaşım sistemi, toplu taşıma araçlarından tutun da para kazanabilmeniz için oluşturulmuş maden işlerine kadar çeşitlenebiliyor. Oyun, en başlarda gayet anlaşılabilir olan yapısını ortaya koyuyor ve basit bir deneyim yaşatıyor sizlere. Bu deneyimlerde, küçük bölgeler içerisinde ulaşım hatları kuruyorsunuz ve 1-2 farklı kasabayı, birbirine bağlıyorsunuz.
Tüm bu küçük ve basit görevler, sizi ana oyuna hazırlıyor. Sonuçta, karşımızda bir strateji ve simülasyon oyunu var; her şey bu kadar basit bir seviyede kalmayacak. Bir bölgede siz neye odaklanırsanız, bölge de ona göre büyüyor ve buna gerçek zamanlı olarak tanıklık etmek bence çok güzel bir şey. Mesela, eğer sorumluluğunuzun olduğu bölgede daha çok toplu taşımaya önem verirseniz, o bölgeye daha fazla kişi taşınıyor, zamanla turistlik bir mekan haline geliyor. Tabii turistler, sizin toplu taşımanıza gelmiyor.
Bu video oyununun en iyi yanı ise içerisinde yüzlerce yıllık bir tarihi bulundurması. Şöyle ki oyunun kendisi on dokuzuncu yüzyılda başlıyor. Yani, toplu taşıma dediğimiz zaman at arabaları karşımıza çıkıyor. Yalnız, oyunun içerisinde bulundurduğu tarih o kadar geniş ki siz oynadıkça yıllar geçiyor ve günümüze kadar gelebiliyorsunuz; daha modern seçenekleri kullanabiliyorsunuz ve günümüzden bir tık ileriye de gidebiliyorsunuz; geleceğe bir selam veriyorsunuz. Tabii çok da geleceğe gitmiyorsunuz.
Tabii seneler geçerken, haritanızda bulunan tüm bölgelerin de değişikliğe ayak uydurduğundan emin olmanız gerekiyor. Eğer siz bir bölgeyi ulaşım ağınızdan dışarıda bırakırsanız, o bölge çok yavaş gelişiyor ve en sonunda da sizden onlarca sene geride kalıyor. Bu da pek olumlu bir durum oluşturmuyor; sonuçta sizin amacınız, ulaşım üzerinde para kazanmak ve para kazanmak ve karşılığında da herhangi bir risk olmadan para kazanmaya devam etmek. Evet, sorun burada.
Bu oyunun çok büyük bir problemi bulunuyor
Transport Fever 2, genel anlamda çok hoş bir oyun ve bu hoşluktan bahsetmeye de devam edeceğim ama ondan önce ufak bir noktaya parmak basmam gerekiyor: Oyunda herhangi bir rakibiniz yok. İsterseniz gerçek bir oyuncu arayın, isterseniz de yapay zekaları bile kabul edecek duruma düşün; Transport Fever 2 oyununda sizin hiçbir şekilde rakibiniz bulunmuyor ve bu durum da oyunu inanılmaz seviyede sıkıcı ve monoton yapıyor. Yani, tekel olduğunuz bir yere niye emek veresiniz ki daha fazla?
Şimdi, Transport Fever 2 oyununun iyi noktalarına dönmek istiyorum. Ben, şehir kurma oyunlarını çok seviyorum. Mobil olsun, konsol olsun, bilgisayar olsun; birçok şehir kurma oyununa şans veriyorum. Şu an incelemekte olduğum oyun ise bir şehir kurma oyunu değil ama sizin tercihleriniz ile bir şehir kuruluyor. Mesela, başladığınız ilk bölgedeki tahta evin, zamanla bir gökdelene dönüşmesini belki siz seçmiyorsunuz ama sizin emekleriniz sayesinde bu olay yaşanıyor. Buna tanıklık etmek bence güzel.
Biraz önce her ne kadar Transport Fever 2 oyununda rakibiniz yok demiş olsam da bu durum, oyunu kolaylaştırmıyor. Bu oyundaki en büyük tehdit, paranız. Oyunda sürekli olarak kazanç sağlamanız gerekiyor, aksi taktirde hızlı bir şekilde oyunun sonunu getirebiliyorsunuz. Milyon dolarlar ile oyuna başlasanız bile o dolarlar, tahmin ettiğinizden çok daha kısa bir sürede tükeniyor. Bu noktada da oyunu çok dikkatli oynamak gerekiyor; kirlilik, araçların bakımı ve daha fazlası oyunda yer alıyor.
Tabii ki 2010’lu senelerde dev gibi şehirlerin ulaşım yönetimine oyunu açtığınız an geçmiyorsunuz. Aslında geçebiliyorsunuz ama bunu size kimse önermiyor; öncelikle oyunu öğrenmeniz gerekiyor. Özellikle de bu serinin ilk oyununu oynamadıysanız temel mekaniklerini ve özellikle de kullanıcı arayüzünü öğrenmeniz için ortalama uzunlukta bir hikaye modu bulunuyor. Bu mod, öğretici bölüm gibi işliyor ama kendileri bir öğretici bölümden çok daha gelişmiş ve eğlenceli seviyede bana göre.
Transport Fever 2, oyunu size öğretmek için uğraşıyor
Biraz önce de demiş olduğum gibi Transport Fever 2 oyununda hoş bir hikaye görevi serisi bulunuyor. Birçok farklı bölümden ve her bölümün içerisindeki birçok farklı görevden oluşan bu hikaye görevi serisi, sizi oyunun temeline ve gelişmiş noktalarına inanılmaz bir şekilde hazırlıyor. Normalde bu tip strateji ve simülasyon tipi video oyunlarında en büyük problem kullanıcı arayüzü ve oyunun temelini öğrenme olurdu ama bu yapıt, kesinlikle öğretici görevleri sayesinde size oyunu kusursuz bir şekilde öğretiyor.
Tüm bu öğretici bölümlere, hikaye görevleri diyorum; bu içerikte güçlü sayılabilecek bir hikaye anlatımı bulunuyor. Tabii bu hikaye anlatımını Red Dead Redemption 2 gibi video oyunları ile karşılaştıramayız; kendi çapına göre güçlü sayılabilecek bir hikaye anlatımı var ortada. Ayrıca her görevde ve tabii ki her bölümde daha farklı deneyimler yaşıyorsunuz; en azından kısa ve orta vadede sıkmıyor sizi bu içerikler. Eğer oyunu yeteri kadar öğrendiğinizi düşünüyorsanız da ana içeriklere direkt olarak geçebiliyorsunuz.
Ulaşım depoları, araçları satın alıp, onların bakımını yaptığımız bu video oyununda en iyi geliştirilmiş şey ise okyanuslar olarak görünüyor. Transport Fever serisinin ilk oyununda deniz yolu üzerinden ulaşım çok geri planda kalıyordu ama bu video oyununda okyanusların boyutları ciddi anlamda arttırıldığı için ve deniz üzerinden ulaşım da birçok farklı özellik ile değerlendirildiği için kendinizi denizlere, okyanuslara atmak istiyorsunuz. Bu da kesinlikle bu yapıt için çok değerli bir şey.
Yani, demek istediğim şudur ki birkaç temel probleme rağmen Transport Fever 2, başarılı bir video oyunu. Bu oyun, tabii ki herkese hitap etmeyecektir ama ulaşımdan hoşlanıyorsanız ve simülasyon/strateji tarzında video oyunları hoşunuza gidiyorsa, bu ürüne kesinlikle şans vermeniz gerekiyor. Evet, oyunda herhangi bir rakibimizin olmaması bence çok kötü bir şey ama en azından bu durum oyunu çok da kolaylaştırmıyor; oyun sizi sürekli olarak zorlamaya devam ediyor.