TT Isle Of Man: Ride on the Edge serisi için yeni bir başlangıç yaşanıyor; RaceWard Studio, TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 için dizginleri Kylotonn ekibinden alıyor ve gerçekçi motosiklet simülasyonu konusundaki ününü de beraberinde getiriyor. Sorumlulukları üstüne alan bu stüdyonun önceki oyunu olan RiMS Racing, motosiklet yarışı türünde neredeyse granüler düzeyde ayrıntılar içeren, adeta bu türe yazılmış bir aşk mektubuydu. Her ne kadar tamamlanmamış gibi görünse de oyun, hızlı bir şekilde motosiklet sürme hissini başarılı bir şekilde yakalamıştı. Durum böyle olunca, stüdyonun yeni oyunu için heyecanlanmamak da oldukça zor.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge serisinin ilk iki oyununun tutarsız motosiklet fizikleri ve bozuk sesleri nedeniyle hayranların hayal kırıklığına uğradığı bir deneyim sunulmuştu. Şimdi ise TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 serinin şimdiye kadar en çok beklenen oyunu. Peki, RaceWard Studio, dünyanın en heyecan verici ve tehlikeli motor sporları etkinliklerinden birini nasıl yorumladı? Eğer bir Isle of Man TT hayranıysanız bu oyunu görmezden gelemezsiniz. Seri için şaşırtıcı bir hamle olan bu oyun, yalnızca ana adayı temel alıyor ve açık dünya unsurlarını koruyor. Ancak İrlanda ve İskoçya’nın sahte yolları geride bırakılıyor.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 oyununda artık tarihi Clypse ve St John’s pistleri de dahil olmak üzere gerçek ve kurgusal Isle of Man tabanlı pistlerin bir karışımına sahibiz. Pistlerden bahsetmişken, bu oyundaki aksiyonun tamamı adada geçmesine rağmen, Southern 100 etkinliğine ev sahipliği yapan Billown pisti ne yazık ki oyunda yer almıyor. North West 200 ve Macau Grand Prix gibi diğer büyük yol yarışı etkinlikleri de RIDE 4 içerisinde var olmaları göz önüne alındığında şaşırtıcı olmayan bir şekilde yokluklarıyla dikkat çekiyor. Lisans sorunları bir yana, Isle of Man TT etkinliği motosiklet meraklıları için başlı başına yeterince büyük bir çekicilik.
Isle of Man TT yeterli olsa bile bu oyunda sunulan ve Open Roads olarak adlandırılan açık dünya ortamı pek çok kişinin beklediği Forza Horizon tarzı bir deneyim değil. 37,73 mil uzunluğundaki Snaefell dağ parkurunun tamamı; Manx B yolları, köy şeritleri ve dar geri dönüşlerle ikiye bölünerek sekiz parkur ortaya çıkmaktadır. Bu sekiz parkur daha küçük bölümlere ayrılarak kuru veya ıslak koşullarda sürülebilecek toplam 32 parkur elde edilebilmektedir. Etkinliklere ana haritadan erişilebilir, ancak katılabileceğiniz çok fazla etkinlik yoktur. Hızlı seyahat özelliği de zaten motosikletinizi kirletmenize bile gerek olmadığı anlamına gelir.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3, bazı kritik eksiklikler bulunduruyor
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 oyunundaki günlük girişleri olaylara biraz tarihi ve kültürel tat katıyor ancak bunlar basit metin ve resim gösterimleri olarak karşımıza çıkıyor; pek bir etkileşim yok. Diğer etkinlikler ünlü sürücülere karşı bire bir yarışlar içeriyor veya bir koşu sırasında belirli kriterleri yerine getirmeyi içeriyor. Ancak bunlar da fazla çeşitlilik katmıyor oyuna. Open Roads ilginç bir fikir ancak kelimenin tam anlamıyla dünyada sadece siz ve nispeten küçük bir arka yol ağı var – konuşulacak başka bir şey yok, trafik bile yok. Bu da ne yazık ki çok yalnız ve sıkıcı bir ortam oluşturabiliyor. Neden böyle bir modun olduğunu sorgulamaya başlıyorsunuz.
Oyuncular, TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 oyununun ana kariyer modunda iki sınıftan birinde yarışmayı seçebilirler: Supersport veya Superbike. Supersport sınıfı daha küçük kapasiteli spor motosikletlerdir. Superbike sınıfı ise 200bhp değerinin üzerinde güce ve 200mph azami hıza sahip motosikletlerden oluşan ana etkinliktir. Sadece iki sınıfın olması hayal kırıklığı yaratsa da RaceWard Studio pragmatik bir yaklaşım benimsemiş gibi görünüyor. Bunun sebebinin zaten fizikler ile alakalı olduğu daha önce açıklanmıştı. Stüdyo, RiMS Racing oyunundaki fizikleri uyguladığı için sınıf sayısını 4’den 2’ye indirmeyi uygun bulmuştu.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 içerisinde kendi takımınızı ve sürücünüzü oluşturma seçeneği ve motosikletinizin görünümünü değiştirme şansı da yok. Bu nedenle oyunun 2022 senesine ait motosiklet ve sürücü listesi yeterli olmalı. BMW, Honda, Kawasaki ve diğer tüm alakalı markalar oyunda mevcut. John McGuinness, Michael Dunlop ve Ian Hutchinson gibi efsane yarışçılar da seçilebiliyor. Grafiksel açıdan oyun, yeterli görünse de grafiklerin tamamen hoş olduğu söylenemez; özellikle geniş açık dağ bölümü boyunca fark edilen sık sık dünya ögelerinin geç yüklenmesi problemi var. İrlanda denizinin su dokuları da çok zayıf.
Grafiksel problemler, Kylotonn ekibinin WRC serisinde de kullanılan KT motorunun bir kalıntısı gibi görünüyor. Ancak yaşadığım en büyük sorun direkt olarak performans ile alakalı. Oyun, PlayStation 5 konsolunda da PC üzerindeki en güçlü sistemlerde de performans problemi çekiyor. Kurgusal pistler de problemli. Örneğin, güney batı parkurunun tamamını tamamlamak yaklaşık 10 dakika sürüyor ve sinir bozucu bir şekilde, kurgusal pistler safkan yarış motosikletleri için ideal olmayan çok sayıda keskin viraj içeriyor; bu nedenle bu pistlerde ustalaşmak sabır gerektiren sinir bozucu bir deneyim oluşturabiliyor. Bu pistler, hangi mantıkla tasarlandı, bilemiyorum.
Mantığınızın kabul edemeyeceği bazı problemler de mevcut oyunda
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 içerisinde geri sarma özelliği de yok ve motosiklet yarışlarının zorlu yapısını göz önünde bulunduracak olursak, deneyimli oyuncular bile bu özelliğin yokluğundan yakınacaktır. Oyunda neyse ki pitstop özelliği var, ancak yakıt yükü ayarlamaları dışında büyük ölçüde otomatikleştirilmiş bir sistem olarak sunuluyor kendisi. Çalışanlar ön tekerleğinizi geri takmayı unutsa bile pitstop animasyonu oldukça güzel görünüyor. Bu sırada, motosiklet seslerinin de zayıf olduğunu hemen fark edeceksiniz ve açıkçası ben stüdyo değiştiği zaman seslerin ciddi anlamda iyileşeceğini hayal etmiştim ama öyle olmadı ne yazık ki.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 içerisindeki kariyer modu da kafa karıştırıcı olabiliyor; oyuncuların resmi Supersport veya Superbike sıralama ve yarışlarına katılmalarına izin verilmeden önce tamamlamaları gereken sekiz resmi olmayan sıralama ve sekiz resmi olmayan yarış etkinliği bulunuyor. Ancak, garip bir şekilde, ilgili resmi olmayan sıralama ve yarış etkinlikleri farklı pistlerde gerçekleşiyor, bu nedenle bir zamana karşı deneme ile ve ona eşlik eden bir alıştırma seansı ile farklı pistlerde derecelendiriliyorsunuz ve ardından yarışa başlamak için adaya atlıyorsunuz. Ayrıca etkinlikten önce herhangi bir antrenman seansı da yok, yani körlemesine gidiyorsunuz yarışa.
Bir yarışa başlamak da düşündüğünüz kadar kolay değil; L1 düğmesini kullanarak debriyajı tutmanız gerekir. Bunu yapmadığınız takdirde yarışa hızlı başlama cezası alıyorsunuz. Ancak işin en can alıcı noktası, debriyajı gerçek dünyadaki TT tarzı kalkışlarda olduğu gibi kullanamıyor olmanız, bu nedenle motosikletiniz, koruma sistemi devreye girmeden ileri doğru yalpalıyor. Yarış anlarında, hava boşluğu efektinin eksikliğini de fark edebilirsiniz. Bu özellik, “slipstream” veya “drafting”, motosiklet yarışının büyük bir unsurudur; bu yüzden yokluğu kabul edilemez. Yani, temel oynanış elementlerinde de önemli eksiklikler bulunduruyor bu yapıt.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 oyunundaki yarışlarda başarılı olmak size tecrübe puanı ve motosiklet yükseltme puanları kazandırır, sürücü seviyenizi yükseltir ve motosikletinize daha iyi parçalar eklemenizi sağlar. Bu oldukça ilkel bir sistem, ancak motosikletin detaylıca ayarlanmasına izin veriyor; vites oranlarını, süspansiyon ayarlarını, lastik basınçlarını ve yakıt yükünü özelleştirebilir hale geliyorsunuz. Simülasyon meraklılarını tatmin edecek kadar detaylı ancak yeni başlayanları da yabancılaştıracak kadar karmaşık olmayan bir sistem sunuluyor. Oyunda en azından bu sistemin akıllıca tasarlandığını belirtebilirim.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3, olumsuz yönlerini unutturacak bir sürüş hissine sahip
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3, çok sınırlı bir kariyer moduna sahip, kafa karıştırıcı yönler bulunduruyor ve görselliği ile de memnun edemiyor. Ancak motosikletlerin kullanım modeli oyunun neredeyse tüm zaaflarını telafi ediyor. Motosikletleri kontrol etmek ağır hissettiriyor; tümsekler, zıplamalar ve tekerlekler oyunun fizik motoru tarafından son derece iyi idare ediliyor. Elbette, makineleri kontrol etmek zor, hem de çok zor. Ancak bu tam olarak da kötü bir şey değil. Bu zorluk sayesinde motosikletleri kullanmak, zorlu virajların üstesinden gelmek, bir yarış tamamlamak inanılmaz tatmin edici bir his bırakıyor bizde.
Motosikletiniz, yol yüzeyine ve fren uygulamanıza bağlı olarak farklı tepkiler gösterir ve bu da makinenizi canlı ve kontrolünüz altında hissettirir. Sürüş tekniğinize hakim olduğunuzda ve pistlerde ustalaştığınızda, çok özel bir his alırsınız ki bu, serinin önceki oyunlarında pek olmayan bir şeydi. Her şey mükemmel değil ama diğer modern motosiklet yarışı oyunlarıyla ilişkilendirebileceğiniz yüzeysellik hissi daha az var. Sorunun büyük bir kısmı, oyunun öncesinden taşınan bir özellik olan oyunun belirsiz dinamik yarış çizgisidir. Pistleri öğrenmek çok önemli ama bu şekilde zor ve dengesiz de olmamalı bence. Oyun bu konuyu da tam başaramıyor.
Birçok oyuncu TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 oyununun dikey öğrenme eğrisinin ve yetersiz içeriğinin ötesine geçemeyecektir ama bu yarış etkinliğinin ve motosiklet oyunu hayranları zorlu ve ödüllendirici fizik modelinin tadını çıkaracaktır. Yön tuşları ile anında çekiş kontrolü, ABS, anti-patinaj ve elektronik fren sistemlerini değiştirme yeteneği ile zorluğu azaltmak için sürücü yardımcıları aslında bolca var ve bunlar iyi çalışarak oyunun daha zorlu unsurlarını hafifletiyor, zorluğu bir tık da azaltmak isteyen oyuncular için. Fakat yine de tüm bu yardımcıları açsanız bile oyunun temelindeki zorluğu tam olarak eleyemiyorsunuz.
TT Isle Of Man: Ride on the Edge 3 aslında temel olarak Snaefell dağ parkurunun eşsiz bir tasvirine sahip zorlu ve sürükleyici bir oyun. RaceWard Studio, bu serinin ilk çıkışında bu ikonik etkinliğin ve motosiklet sürüşünün temellerini etkileyici bir şekilde yakaladı. Özellikle de sıkı Isle of Man TT hayranları bunu çok sevecektir ama buna rağmen oyun hala çok dikkat çekici seviyelere ulaşamıyor. Tahmin ediyorum ki bu yeni stüdyo, bu seride çok daha güzel işler başaracaktır. Bu oyun belki indirimde satın alınabilecek bir yapıda olsa bile durum, serinin sonraki oyunlarında çok daha olumlu bir şekilde değişebilir, en azından benim tahminim bu yönde.